|
|
|
Lagendijk: Kapatma dâvâsını Avrupa’ya anlatamazsınız |
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Yüzde 47 oy almış bir parti hakkında, laiklik karşıtı suçlamalarıyla kapatma dâvâsı açılmasının Avrupa’da çok az politikacıya anlatılabileceğini” söyledi.
Türkiye -AB Karma Parlamento Komisyonu (KPK) Eşbaşkanı Joost Lagendijk, ‘’Yüzde 47 oy almış bir parti hakkında, laiklik karşıtı suçlamalarıyla kapatma davası açılmasının Avrupa’da çok az politikacıya anlatılabileceğini’’ söyledi.
Lagendijk, Türkiye-AB KPK Başkanlık Divanı’nın, Avrupa Parlamentosu (AP) ile Türkiye kanadının Mecliste bir araya geldiği toplantı öncesinde gazetecilerin sorularını cevapladı. ‘’AKP hakkındaki kapatma davasına ilişkin’’ görüşü sorulan Lagendijk, Anayasa Mahkemesinin kararından çok rahatsız olduklarını ifade etti. Lagendijk, şöyle dedi: ‘’Samimi olmak gerekirse, yüzde 47 oy almış bir parti hakkında, laiklik karşıtı suçlamalarıyla kapatma davası açılmasını Avrupa’da çok az politikacıya anlatabilirsiniz. Avrupa’nın 50 yıllık geçmişinde, böyle bir şey göremezsiniz. Türkiye’de de böyle bir şey olmasaydı, daha mutlu olurdum. Sanırım Hükümet, Anayasayı değiştirmek noktasında bir çözüm arıyor. Benim hükümete tavsiyem, sadece Anayasanın 68. ve 69. maddelerini değiştirme noktasına odaklanmasın, daha geniş kapsamlı bir değişiklik üzerinde çalışılsın. Biz de (AB) çok uzun zamandır bazı Anayasa değişiklikleri için bekliyoruz. Sanırım bu, Hükümetin daha geniş bir Anayasa değişikliği paketi sunması için çok uygun bir zaman. Bu paketin içerisinde parti kapatılmasına ilişkin maddeler de yer alsın. Pakette, ifade özgürlüğüne ve azınlık dillerine ilişkin maddeler de yer alsın. Bizim umudumuz, hükümet bunu yapacak.’’
“PKK, AB’NİN TERÖR LİSTESİNDEDİR’’
JOOST Lagendijk, ‘’Avrupa Adalet Divanının, terör örgütü PKK’ya ilişkin verdiği kararla ilgili’’ soruya da bu kararla ilgili Türkiye’de çok büyük yanlış anlamalar olduğunu söyledi. Lagendjik, şunları kaydetti: ‘’Türk politikacılarının yaptığı açıklamaları görünce, PKK’nın artık AB’nin terör listesinde olmadığı anlamı çıkıyor. Bu doğru değildir. PKK listedeydi ve halen de AB’nin terör listesindedir. Dün ne olduğuna bakarsak; Lüksemburg’daki mahkeme, 2002 yılında PKK’nın listeye eklenme prosedürünün yanlış olduğuna ilişkin karar verdi. AB bunu biliyordu. 2006-2007 yıllarındaki liste yenileme sırasında ise doğru bir prosedür izlendi.’’
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Olli Rehn: Demokrasiyi savunuyoruz |
Avrupa Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, AB’nin Türkiye’de AKP’yi değil, demokrasiyi desteklediğini söyledi.
Rehn, parti kapatılmasında Venedik Komisyonu’nun tüzüğüne dikkat edilmesini belirterek, “Bu tüzüğe göre, partinin şiddet içeren bir davranışı olması, demokratik anayasal emirlere karşı şiddet içeren bir harekette bulunması gerekir. Yargıtay savcısının açtığı dava bu duruma uymuyor” dedi.
“Bizler Türkiye’de hiçbir partinin destekçiliğini yapmıyoruz. Kendi değerlerimizi savunuyoruz” diyen Rehn, AB’nin Türkiye’deki rolünün Kopenhag kriterlerinin uygulanmasını gözetlemek olduğunu, demokrasiyi savunduğunu kaydetti.
Müzakere çerçevesi belgesi gereğince hazırlanmakta olan yeni Türk anayasasını incelemenin sorumlulukları alanında olduğunu hatırlatan Olli Rehn, Komisyon olarak yapacakları inceleme sonrası yeni Türk Anayasasının, AB prensiplerine uyup uymadığı konusunda görüş belirteceklerini bildirdi. Rehn, şunları söyledi: “AB, Kopenhag kriterlerinin koruyucusudur. İktidarda hangi parti olursa olsun AB demokrasiyi ve temel hakları yani demokrasi prensiplerini destekler. AB’nin görüşüne göre AB’ye girme kriterlerinden bazılarını vurgulamak isterim, biz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne ve özellikle Avrupa’da Anayasa Mahkemesi alanında yetkili olan AK Venedik Komisyonu’na güveniriz.”
|
05.04.2008
|
|
|
Demokratik, sivil, özgürlükçü bir anayasa |
Demokratik Hukuk Platformu yayınladığı bildiride, “İçinden geçilen süreç ne olursa olsun, başta yargı ve parlamento olmak üzere Anayasal hiçbir kurum yıpratılmamalıdır. Sağduyu elden bırakılmadan, gerginliğe ve kutuplaşmaya meydan verilmeden, demokratik olgunlukla bu sürecin aşılması gerekmektedir” denildi.
Türkiye’nin içinden geçtiği hukuk sürecini değerlendirmek, hukukun üstünlüğünü ve Türkiye’nin yargıçlar devleti değil, gerçek bir hukuk devleti olduğunu vurgulayabilmek için “Demokratik Hukuk Platformu” adı altında biraraya gelen Bem-Bir-Sen ve 7 hukuk derneği, Ankara Mola Hotel’de düzenlenen basın toplantısıyla yayınladıkları bildiriyi kamuoyuna açıkladı. Toplantının açılışında konuşan Bem-Bir-Sen Genel Başkanı Mürsel Turbay, ideolojik kararlar veren hukukçuların demokrasi önünde engel teşkil ettiğini belirtti. Bugün özgürlükleri engelleyen, demokrasiyi dışlayan ve hukuku hiçe sayan kararlar verildiğini ifaden eden Turbay, şöyle devam etti: “Bu durum halkın hukuk sistemine olan inancına ve güvenini zedelemektedir. Biz milletimizin hukuk sistemine olan inancını artırmak için özgürlükleri ve demokrasiyi savunan hukuk dernekleriyle bir araya geldik. İdeolojik kararlar verebilen hukukçuların varlığı demokrasi önünde engel olarak durmaktadır. Demokrasiyi bütün kurum ve kurallarıyla işletmek için yargı sisteminin sağlıklı çalışması gerekmektedir.”
Demokratik Hukuk Platformu adına bildiriyi Hukukçular Birliği Vakfı Genel Başkanı Sinan Kılıçkaya okudu. Bildiride, yargıya olan güvenin 367 toplantı yeter sayısı kararıyla büyük bir zaafa düştüğü kaydedildi. Anayasa Mahkemesi’nin parti kapatma davasını kabul etmesinin de hukuk devleti ilkesini zedelediği belirtilen bildiride, şu ifadelere yer verildi: “Bugün Yüksek Mahkeme önünde kapatma davaları vardır. Öncelikle şunun bilinmesi önemlidir: Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın bu davaları açması teknik olarak mümkündür. Ancak, Başsavcı yürürlükteki Anayasa’nın ve Siyasi Partiler Yasası’nın ilgili hükümlerini dar, çoğulcu-özgürlükçü-demokratik hukuk ilkelerinden uzak yorumlamak suretiyle bu davayı açmış bulunmaktadır. Cumhurbaşkanı aleyhine dava açılmış olması ise Anayasa’nın açık hükümleriyle doğrudan çelişmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin en azından bu yönden dahi davayı kabul etmesi, hukukun üstünlüğünü ve hukuk devleti ilkesini zedelemiştir.” Bildiride, Anayasa’da kısmi tadilatlar yapmak yerine yeni bir anayasa hazırlanması gerektiği vurgulanarak, çözüm önerileri ise şu şekilde sıralandı: “Anayasa’da önceki dönemlerde olduğu gibi kısmi tadilatlar yapmak yerine, Anayasa’yı bir bütün olarak ele alıp, yeni, sivil, demokratik, özgürlükçü, evrensel hukuk ilkelerine uygun çağdaş bir Anayasa yapılmalıdır. Başta Siyasi Partiler Kanunu ve TBMM İç Tüzüğü olmak üzere, tüm mevzuattaki antidemokratik uygulamalara neden olan hükümlerin giderilmesi, hukuk devleti açısından elzemdir. İçinden geçilen süreç ne olursa olsun, başta yargı ve parlamento olmak üzere Anayasal hiçbir kurum yıpratılmamalıdır. Sağduyu elden bırakılmadan, gerginliğe ve kutuplaşmaya meydan verilmeden, demokratik olgunlukla bu sürecin aşılması gerekmektedir. Biz demokratik hukuk devletini savunan hukukçuların buna inancı tamdır.”
|
Cemil YÜZER
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Erdoğan: 301, sosyal güvenlikten sonra |
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Sosyal güvenlikle ilgili yasayı şöyle hayırlısıyla bir bitirelim. Bitirdikten sonra da 301’i gündemimize getireceğiz” dedi.
TBMM Camisinde kıldığı cuma namazının ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Erdoğan, Avrupa Adalet Divanının terör örgütü ile ilgili kararının esasla alakası olmadığını belirterek, “Bu sadece şekli bir hatanın düzeltilmesine yönelik bir açıklamadır” dedi. Bir gazetecinin, “Anayasa değişikliği paketi geniş mi yoksa dar çerçeveli mi olacak? Meclis Başkanı ile bunu mu görüştünüz?” sorusuna karşılık da Erdoğan, “Hayır. Biliyorsunuz pazartesi MKYK toplantımızı yapacağız. Orada bunların hepsini, enine boyuna görüşeceğiz” dedi.
Erdoğan, “AB için 10. Uyum Paketinin ve 301. maddenin gündemde olacağı ifade ediliyor. Bununla ilgili olarak, Sosyal Güvenlik Reformundan sonra nasıl bir takvim belirliyorsunuz?” sorusuna da “Sosyal güvenlikle ilgili yasayı şöyle hayırlısıyla bir bitirelim. Bitirdikten sonra da 301’i gündemimize getireceğiz” cevabını verdi.
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Sarkozy’den Gül’e: Müzakere faslı açılabilir |
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün NATO zirvesi sırasında görüştüğü Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, AB’nin Türkiye ile müzakere sürecinin devam ettiğini dile getirerek, Fransa’nın müzakere fasıllarının açılmasına itiraz etmediğini söyledi.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, NATO zirvesi sırasında Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy ile görüşmesinde, Türkiye’nin AB’ye tam üyelik perspektifini vurguladı. Alınan bilgiye göre, ilk kez bir araya gelen Gül ile Sarkozy’nin yarım saatlik görüşmesi, tanışma amaçlı gerçekleşti. Dışişleri Bakanı Ali Babacan’ın da katıldığı görüşmede; ikili ilişkilerin yanı sıra, NATO gündemindeki konular ve Türkiye’nin AB üyelik süreci ele alındı. Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy, AB’nin Türkiye ile müzakere sürecinin devam ettiğini dile getirerek, Fransa’nın müzakere fasıllarının açılmasına itiraz etmediğini söyledi. Slovenya’dan Haziran ayında devralacakları AB dönem başkanlığında da bazı fasılların açılabileceğini ifade eden Sarkozy, özellikle entegrasyonu güçlendirecek fasılların açılmasını önemsediklerini kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül de Türkiye’nin AB’ye tam üyelik perspektifini vurguladı.
|
/ BÜKREŞ
05.04.2008
|
|
|
Baydarol: Karar siyasî değil teknik |
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın PKK ile ilgili verdiği kararı değerlendiren AB Uzmanı Can Baydarol, olayın tamamen teknik bir konu olduğunu, Türkiye’deki AB karşıtlarının bunu çarpıttığını söyledi.
Yeni Asya’ya konuşan Baydarol, Avrupa Birliği Adalet Divanı kararının normal prosedürün işlemesi sonucunda ortaya çıktığına dikkat çekerek, “Mahkemeye yapılan başvuruda PKK’nın malvarlığının yanında siyasi konu da var. Ancak mahkeme, siyasi konuda yetkisizlik veriyor. “Bu beni aşar ben buna bakmıyorum” diyor. Müraacatı usulden haklı görüyor. Kasıt unsuru yok. Tamamen teknik bir olay. Usul hukuku ile ilgili bir şey” dedi. Kararın gazeteler ve Türkiye’deki AB karşıtlarında çarpıtıldığına dikkat çeken Baydarol, “Oradaki muhabir arkadaş işin gerekçesi nedir ne değildiri görmeden heyecanlı bir şekilde olayı aktarınca Türkiye’de kıyamet koptu. Türkiye’deki AB karşıtlarına da gün doğdu. Hakikaten öyle bir şey olsa ben de dahil herkes karşı çıkar. Mesele orda değil. Haberin ayrıntısına baktığınız zaman tamamen teknik. AB konseyi de desteklemiyor” şeklinde konuştu.
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
CHP’nin Rehn rahatsızlığı |
CHP İstanbul Milletvekili Sacid Yıldız, Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’e, AB’nin Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’in hukuku etkiler nitelikteki beyanlarına karşı, nasıl bir yol izleneceğini sordu.
Yıldız, Bakan Şahin’in cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına sunduğu yazılı soru önergesinde, Türkiye’nin bir hukuk devleti olduğunu ve hukukun üstünlüğü ilkesini benimsediğini vurguladı. Rehn’in, ‘’AK Parti’nin kapatılması talebiyle açılan davanın bu partinin aleyhine sonuçlanması durumunda üstü kapalı müzakerelerin tekrar gözden geçirilmesi ve durdurulması’’ tehdidinde bulunduğunu savunan Yıldız, önergesinde ’Bakanlık olarak, Rehn’in hem iç işlerimize, hem de hukuku etkiler nitelikteki beyanlarına karşı nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsunuz?” diye sordu.
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
AB Konseyi: PKK terör örgütü |
AB’nin en yüksek siyasi karar organı olan AB Konseyi, Avrupa Adalet Divanı’nın, terör örgütü PKK’nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasına ilişkin kararının etkisiz olacağını açıkladı.
AB Konseyi açıklamasında, PKK, Kadek ve Kongra-Gel isimleri altında faaliyet gösteren, AB terör örgütleri listesinde yer alan örgüte ilişkin kararın, söz konusu listede değişiklik gerektirmeyeceği belirtildi. Açıklamada, AB Konseyi’nin, daha önceki benzer bir Adalet Divanı kararını dikkate alarak, terör örgütleri listesinin oluşturulmasında gereken değişiklikleri yaptığı, “daha anlaşılır ve saydam bir prosedür geliştirdiği” belirtildi. Açıklamada, son olarak 22 Aralık 2007 tarihinde onaylanan terör örgütleri listesinde PKK’nın 25. sırada yer aldığı, Adalet Divanı kararının bunu değiştirmeyeceği ve listeyi etkisiz kılmayacağı vurgulandı.
|
/ BRÜKSEL
05.04.2008
|
|
|
Dışişleri: AP’nin kararı esastan değil, usulden |
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Avrupa Adalet Divanı’nın, terör örgütü PKK’nın AB terör örgütleri listesinden çıkarılmasına ilişkin kararıyla ilgili olarak, yapılan ilk incelemeden mahkemenin, PKK’nın terör örgütü olup olmadığı değil, AB Konseyi tarafından terör örgütleri listesine alınma sürecinin AB hukukuna uygunluğu konusunda görüş bildirdiğinin anlaşıldığını bildirdi.
Bakanlık sözcüsü, konuyla ilgili bir soruya verdiği yazılı cevapta, karar metninin ayrıntılı biçimde değerlendirmekte olduğunu belirterek, ‘’yapılan ilk incelemeden, mahkemenin PKK/KONGRA-GEL’in terör örgütü olup olmadığı değil, AB Konseyi tarafından terör örgütleri listesine alınma sürecinin AB hukukuna uygunluğu konusunda görüş bildirdiğinin anlaşıldığını’’ kaydetti. Sözcü, terör örgütü PKK’nın, diğer tüm adlarıyla AB Konseyi’nin 20 Aralık 2007 tarihli karar ekinde bulunan ve halen geçerli olan terör örgütleri listesinde yer almayı sürdürdüğünü söyledi. Sözcü, ‘’Dolayısıyla, terör örgütü yandaşlarınca ileri sürülen PKK/KONGRA-GEL’in AB terör örgütleri listesinden çıkarıldığı iddiaları gerçekleri yansıtmamaktadır’’ dedi.
|
05.04.2008
|
|
|
FSM’den de kartlı geçilecek |
Ulaştırma Bakanlığı, 26 Nisan 2008 tarihinden itibaren Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’ndeki bütün nakit gişelerini kaldırarak, Kartlı Geçiş Sistemi’ne (KGS) dönüştürecek.
Ulaştırma Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre, FSM’den günde 110-120 bin araç geçiş yapıyor. Bu araçların yüzde 75’inde OGS ve KGS bulunuyor, yüzde 25’i ise nakit ödemeyi tercih ediyor. Nakit ödemeyle geçiş yapılan araçlar içindeki ağır vasıta sayısı önemli bir yer tutuyor. Nakit geçişlerdeki gişe operasyon süresinin uzunluğu ve ağır vasıtaların büyüklükleri, gişe alanında uzun kuyruklara sebep oluyor. En yoğun ağır vasıta trafiğinin yaşandığı saatlerdeki kuyruklar bazen gişe sahasının da dışına taşarak, ana yolun tıkanmasına sebep olabiliyor. Ağır vasıtaların gişe alanlarında oluşturduğu bu türden yoğunlukların giderilmesi, nakit gişelerinde çalışan eleman sayısındaki yetersizlikler ve gişeci-para ilişkilerinin tamamen devreden çıkarılması amacıyla bu köprüde de nakit yerine KGS uygulamasına gidiliyor. Karayolları Genel Müdürlüğü, bunun için FSM’deki 2 gişede Şubat ayında pilot uygulama başlatarak, gişelere gelen araçlara, üzerine istenilen miktarda kredi yüklenilen KGS kartı satışına geçti. Kartı alan sürücüler, aynı gişede bulunan KGS ekipmanına kartını okutarak geçişini yapabiliyor. Kart, Türkiye’deki bütün KGS gişelerinde kullanılabiliyor. Kart üzerine yüklenen nakit miktarı tükendiğinde, aynı gişelerde tekrar dolum işlemi yapılabiliyor. Nakit ödemeyle geçiş yapan araç miktarının en aza indirilmesi ve daha sonra da bütün nakit geçişlerin kaldırılması amacıyla başlatılan uygulamada, Karayolları Genel Müdürlüğü, 26 Nisan 2008 tarihinden itibaren FSM’deki bütün nakit gişelerini kaldırarak, kartlı geçiş sistemine dönüştürecek. Uygulamayla FSM’deki gişelerin önündeki beklemelerin önlenmesi ve düzenli trafik akışının sağlanması hedefleniyor.
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Doğalgazlı otobüsler kendini 2.5 yılda amorti ediyor |
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Başşehir ulaşımında kullanılmaya başlanan doğal gazlı otobüslerin kendini 2-2,5 yıl içerisinde amorti ettiğini belirterek, “Hedefim en geç 3 yıl içerisinde bütün otobüsleri doğalgazlıya çevirip, bu konuda büyük bir tasarruf elde etmek” dedi.
Başkan Gökçek, geçen yıl Ocak ayında 70 mazotlu, 490 adet de doğal gazlı otobüs alımı yaptıklarını, bunların hepsinin de şu anda Başşehirlilerin hizmetinde olduğunu kaydetti. 500 tane daha otobüs için ihaleye çıktıklarını ve bu sayıyı ihtiyaç duyulması halinde 600’e çıkarabileceklerini belirten Gökçek, bu otobüsleri en kısa zamanda trafiğe sokarak, vatandaşların toplu taşıma ile ilgili sıkıntılarının kalmayacağını kaydetti.
Geçen yıl Ocak ayından bu yana alımları yapılan doğalgazlı otobüslerin, hizmete sunulmaya başlandığını ve tam olarak bir yılın dolmamasına rağmen yapılan hesaplamalara göre kendini amorti edecek kadar tasarruf sağladıklarının belirlendiğini kaydeden Başkan Gökçek, şöyle devam etti: “Daha bir yılını doldurmadan, 22 trilyon lira sadece yakıttan kâr ettik. Bu rakam bu sene daha net ortaya çıkacak. Böyle olursa yıl boyunca bu rakam 31 trilyon lirayı bulur. Bu da demektir ki, 2-2,5 sene içerisinde doğalgazlı otobüsler kendini amorti edecek. Onun için hedefim en geç 3 yıl içerisinde bütün otobüsleri doğal gazlıya çevirip, bu konuda büyük bir tasarruf elde etmek.”
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Demokrat Hukukçular Derneği'nden panel |
Demokrat Demokrat Hukukçular Derneği tarafından düzenlenen “Hakimiyetin Kaynağı” konulu paneli bugün gerçekeştirilecek.
Ankara AKAR International Hotel’de bugün saat 14.00’te başlayacak panele Prof. Dr. İlyas Doğan (Gazi Ünv. Hukuk Fak.) ile Doç. Dr. Ahmet Yıldız (Siyaset Bilimi Uzmanı) konuşmacı olarak katılacak. Paneli Prof. Dr. Ahmet Battal yönetecek. Demokrat Hukukçular Derneği Başkanı Av. Halil Doğan, panele başta meslektaşları olmak üzere ilgi duyan herkesi davet etti.
|
/ İSTANBUL
05.04.2008
|
|
|
‘Türkiye’de mahkeme draması yaşanıyor’ |
İngiliz The Economist dergisi, AKP’ye yönelik kapatma davasını ‘tehlikeli bir hata’ olarak niteledi ve “Türkiye’de mahkeme draması yaşanıyor” ifadesine yer verdi.
The Economist’in ‘Mahkeme draması’ başlıklı yorumunda, “Modern bir demokraside bir mahkemenin beş yılı aşkın süredir hükümette yer alan ve daha dokuz ay önce yeniden seçilmiş bir siyasi partiyi yasaklayabileceği düşüncesi tuhaf görünüyor. Ama Türkiye’de bu gerçekleşebilir” denildi. AKP’yi Refah Partisi ile kıyaslayan The Economist, “Türk seçmenlerin Erdoğan’ı ve AKP’yi büyük farkla yeniden seçmesi şaşırtıcı değil. Ancak parti, ordunun ve laiklerin gazabına uğradı” ifadelerine yer verildi.
|
/ LONDRA
05.04.2008
|
|
|
100 bin gönül bu projeyle birleşiyor |
“Gönül Köprüsü” projesiyle, ilköğretimde okuyan ve Türkiye’nin 81 ilinden seçilen 100 bin öğrencinin farklı illeri ziyaret etmesi amaçlanıyor.
Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncülüğünde, Turkcell’in ana sponsorluğunda başlatılan “Gönül Köprüsü” projesinin tanıtım toplantısı Ankara’da yapıldı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Milli Eğitim Bakanı Doç. Dr. Hüseyin Çelik ve Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv’in katılımıyla yapılan tanıtım toplantısında projeyle ilgili bilgiler verildi. “Gönül Köprüsü” projesi, ilköğretim 7. ve 8. sınıf ile ortaöğretim 1. ve 2. sınıfta okuyan ve Türkiye’nin 81 ilinden seçilen 100 bin öğrencinin farklı illeri ziyaret ederek, ülkelerini tanımalarını ve farklı arkadaşlıklar edinip, kendine güvenen, sorumluluk sahibi bireyler olmalarını amaçlıyor. 16 Haziran 2008 tarihinde başlayacak ve 6 hafta sürecek proje ile Türkiye’nin her yerinden seçilen çocuklar daha önce hiç görmediklere illere 5’er günlük geziler yapacak. İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından seçilen öğretmenler eşliğinde gerçekleşecek gezilerde öğrenciler ağaç dikecek, kültürel aktivitelerde bulunacak, tarihi ve turistik mekanları gezme şansına sahip olacak. Toplantıda konuşan Başbakan Erdoğan, projenin kendine güvenen, sorumluluk sahibi, paylaşmayı bilen ve değerlerimize bağlı çocuklar yetiştirmedeki önemini vurgularken, “Bir yandan terörün kaynağını kurutmanın diğer yandan sosyal ve ideolojik kamplaşmaların önüne geçmenin en sağlam yolu gelecek nesilleri ayrılıklar değil, müşterek, ortak bir yapı etrafında birleştirmektir. Ülkemizin birlik ve bütünlüğünün pekişmesi açısından toplumsal kaynaşma, sosyal entegrasyon büyük önemlidir” dedi.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Siyaset dışı müdahaleler istikrar getirmez |
Hak-İş Genel Başkanı Salim Uslu, siyasete yönelik siyaset dışı müdahalelerin ve muhtemel yeni sorunların Türkiye’ye iyilik ve istikrar getirmeyeceğinin şimdiden görüldüğünü belirtti.
Hak-İş Genel Başkanı Uslu, yaptığı açıklamada, parti kapatma başvurusunun ardından yaşanan çalkantılara paralel olarak, son bir haftalık dönemde başta Avrupa Adalet Divanı’nın PKK’nın “AB Terör örgütleri” listesinden çıkarılması talebini kabul etmesi ve uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu S&P’nin Türkiye’nin kredi görünümünü negatife çevirmesi olmak üzere ekonomi ve uluslararası ilişkilerde yaşanan olumsuzluklara dikkat çekti. “Kimse oldubittiye getirerek yeni oyunlar kurmaya, kurgulamaya çalışmasın. Bunlar bizim için bildik tanıdık senaryolardır. Bu faturayı daha önce ödedik bir daha ödemek istemiyoruz” diyen Uslu, bir hafta içinde yaşanan söz konusu olayların ve AKP’nin önünü tıkama girişimlerinin aslında Türkiye’nin kaybetmesine neden olduğunu gösterdiğini söyledi. Uslu açıklamasında şöyle dedi:
“Herkesin kendisini düşündüğü bir yerde kaybeden Türkiye ve toplum olmaktadır. Bu süreç Türkiye’nin içeride ve dışarıda zafiyet içerisinde görünmesine ve ülkenin hükümranlık güç ve yetkilerini kullanmasında acziyet içerisinde olduğu görüntüsüne neden olur ki bu Türkiye’ye yapılan en büyük kötülüktür. Son bir haftalık dönemde yaşanan söz konusu olumsuzlukların sorumlusu Türkiye’de işlerin ve gündemin normalleşmesinden rahatsızlık duyanlardır. Türkiye’nin uluslararası alanda yalnızlaştırılması dahil önümüzdeki süreçte yaşanabilecek tüm olumsuzlukların bir habercisi olarak değerlendirilebilecek söz konusu gelişmeler herkesin aklını başına alması, kendi iktidar heveslerini ve siyasi fantezilerini gözden geçirmesi için bir erken uyarı olarak algılanmalıdır. Siyasete yönelik siyaset dışı müdahalelerin ve muhtemel yeni sorunların Türkiye’ye iyilik ve istikrar getirmeyeceği daha şimdiden görülmüştür. Fanteziyle değil, akıl ve gözleriyle düşünenler için bu vahim ve şok gelişmeler yeterli olmalıdır.”
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Nisan yağmurları sevindirecek |
Sıcaklık değerlerinin baharda normallerin üzerinde seyredecek olması Türkiye’nin iç kesimlerinde topografik özelliklere bağlı olarak görülecek şiddetli sağanak yağış ihtimalini daha da arttırıyor.
Bahardöneminde, ortalama sıcaklık değerleri, Akdeniz havzası ve Türkiye’de normallerin 12 derece üzerinde seyredecek.
Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü, Nisan, Mayıs, Haziran dönemine ait mevsimsel tahmin raporu hazırladı. Raporda, Türkiye’nin içinde bulunduğu Akdeniz kuşağı dahil olmak üzere özellikle kuzey yarım kürede, geçen yıl yaşanan ılık kış mevsimi, sıcak ve kurak ilkbahar, yaz mevsiminin getirdiği yağış azlığına bağlı hidrolojik ve tarımsal kuraklık, orman yangınlarında artış trendi gibi olumsuz şartların bütün sektörleri etkilediği ifade edildi.
Geçen yıl Sonbahar mevsiminde normallerin üzerinde gerçekleşen yağışların, 2007-2008 yılı tarımsal üretimin başlangıcı ve ekim döneminde oldukça yararlı sonuçlar ortaya çıkardığı vurgulanan raporda, ‘’Ayrıca, Büyükşehirlerde görülen içme suyu baraj havzalarında su açığına bu yağışların pozitif etkileri yansımıştır’’ denildi. Raporda, 2007 Aralık- 2008 Şubat döneminde, ortalama hava sıcaklığı değerlerinde ülke genelinde normallerin 0.5 ila 1.5 derece altında, yağış değerinde ise yüzde 23’lük bir azalma meydana geldiği belirtildi.
Türkiye’nin, bulunduğu coğrafi ve iklimsel bölge göz önüne alındığında mevsimsel yağışlarda yıllar itibarı ile yaşanan bu farklılığın, anormal karşılanmaması gerektiği bildirilen raporda, şöyle denildi: ‘’Yağış rejimi açısından oldukça düzensiz bir özellik gösteren ülkemizde yağış normallerinde dönemsel kaymalar yaşanmaktadır. Ülke genelinde 5 aylık yağış normalinde ise sadece yüzde 7’lik bir azlık söz konusudur.
Bu oran, bölgelere göre farklılık göstermektedir. Batı bölgelerde Ege, doğuda ise Güneydoğu Anadolu en fazla yağış azlığının olduğu bölgelerdir. 2007 yılı ile 2008 yılları arasında en önemli meteorolojik fark ise geçen yıl kar yağışlarının iç ve batı bölgelerde yok denecek kadar az düşmesi (yükseltisi 1500-2500 metreler dahil), 2008 yılında ise özellikle Kuzey Anadolu Dağları başta olmak üzere havzalarda yeterli düzeyde ( 1.525 metre) örtü oluşturacak kar yağışlarının görülmüş olmasıdır. 2008 yılı Mart başından itibaren batılı akışlar ile birlikte hava sıcaklığında erken görülen artış ve kar erimeleri kuzey ve iç bölgelerimizde havzalara su takviyesini artırmıştır.’’
Raporda, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarına ait meteorolojik tahminlere de yer verildi. Buna göre, ortalama sıcaklık değerleri Nisan- Mayıs- Haziran döneminde Akdeniz havzası ve Türkiye’de normallerin 12 derece üzerinde seyredecek. Ortalama basınç değerleri bu dönemde normallerin 23 milibar altında gerçekleşecek.
Yağış ortalamalarının ise Nisan ayında batı kesimlerde normalleri seviyesinde, MayısHaziran döneminde normallerin biraz altında gerçekleşecek.
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Çocuklar HIV kurbanı |
Dünya Sağlık Örgütü, BM Çocuk Fonu UNICEF ve BM AIDS ile Mücadele Örgütünün yayımladığı rapor, 2,1 milyon çocuğun HIV taşıdığını, geçen sene 15 yaşın altındaki yaklaşık 290 bin çocuğun AIDS’ten öldüğünü ortaya koydu.
Raporda, Sahra altı Afrika’sında 12 milyondan fazla çocuğun AIDS sebebiyle öksüz kaldığı belirtilirken, bu sayının dünya genelinde 15 milyon olduğu vurgulandı. 2005-2006’da virüsün bebeğe geçme riskini azaltmak için ilaç tedavisi alabilen seropozitif hamilelerin sayısı yüzde 60 artmış olsa da bu kadınların halen sadece yüzde 23’ünün tedaviye ulaşabildiği belirtildi. Raporda, gelişmekte olan ülkelerde tedaviden yararlanabilen seropozitif çocukların sayısınınsa 2005-2006’da yüzde 70 arttığı ifade edildi.
Geçen yıl HIV taşıyan 15 yaşın altındaki 2,1 milyon çocuğun çoğunluğunun, virüsü doğmadan önce, doğum sırasında ya da emzirilirken kaptığına işaret edildi.
AIDS’e yeni yakalananların yüzde 40’ının ise 15-24 yaşındaki gençler olduğuna dikkat çekildi. Güney Afrika, Benin, Botsvana, Brezilya, Namibya, Ruanda ve Tayland gibi ülkelerde virüsün anneden çocuğa geçmesini önleme ve çocukların tedavi ihtiyaçlarını karşılama konusunda büyük gelişmeler kaydedildiği, ancak başta virüsün gençler arasında yayılmasını önlemek olmak üzere daha yapılacak çok işin olduğu da vurgulandı.
Finansman yetersiz olsa da bu konuda gelişme kaydedildiğinin belirtildiği raporda, geçen yıl AIDS’le mücadele için yaklaşık 10 milyar dolar ayrıldığı ifade edildi.
|
/ ANKARA
05.04.2008
|
|
|
Erzurumlulara kar sürprizi |
Erzurum'a önceki geceden sonra dün gece de Nisan karı düştü. İş ve okullarına gitmek için sabah evden çıkan Erzurumlular kar şaşkınlığı yaşadı.
Yurdun birçok bölgesinde ağaçlar çiçek açarken, Erzurum’a kar yağmaya devam ediyor. Erzurum şehir merkezine ve Palandöken’in yüksek kesimlerine gece saatlerinde kar düştü. Kar kalınlığı şehir merkezinde 2 santimetreye ulaştı. İş ve okullarına gitmek için sabah saatlerinde evlerinden dışarı çıkan vatandaşlar kar şaşkınlığı yaşadı. Vatandaşlar araçlarının üzerinde biriken karları süpürgeler ile temizlerken, çocuklar da kar ile oynamanın tadını çıkarttı. Bu arada kara hazırlıksız yakalanan bazı öğrencilerin yazlık ayakkabıları ile kar üzerinde okula gitmesi dikkat çekti. Bazı vatandaşlar kar yağışını rahmet ve bereket olarak nitelendirdi.
|
/ ERZURUM
05.04.2008
|
|
|
‘Sağlıklı sünnet, sağlıklı ortamda olur’ |
Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emin Balkan, “Sünnet cerrahi bir girişimdir, rastgele yerlerde olamaz” uyarısında bulundu.
Toplumda sünnetin cerrahi bir girişimin yanı sıra ‘cemiyet’ adıyla, dinî ve toplumsal bir süreç olarak kabul gördüğüne dikkat çeken Prof. Dr. Balkan, sünnetin genelde bahar ve okulların tatil olduğu yaz aylarında yapıldığını hatırlatıyor. Acil durumlar dışında çocuğun 2 yaş öncesinde ya da 6 yaş sonrasında sünnet edilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Balkan, bunun çocuğun ruhsal ve bedensel gelişimi için önemli olduğunu dikkat çekerek şöyle konuşuyor: “Ortaya çıkan tıbbî sorunlar nedeniyle sonunda bize başvurulduğundan, sünnetin iptidaî koşullarda da yapıldığına sık sık tanık oluyoruz. Sünnetin kesinlikle steril şartlarda ve ameliyathane ortamında yapılması gerekir. Sağlıksız sünnet yapıldığında; hemen akabinde ya da çocuk büyüdüğünde ciddî sorunlar yaşanıyor. Bir de işin psikolojik yanı var; sünnetin ileride sorun oluşturacak bir psikolojik travmaya dönüştürülmemesi gerekiyor. Acil sünnet gerektiren sorunların başında çocuğun idrar yapamaması ve fermuar sorunu geliyor. Bebek ya da çocuğun idrar yapamaması hemen müdahale gerektiren bir sorun. Öte yandan acil fermuar ameliyatı da dediğimiz hadiseyle, adı üstünde acil sünnet gerektiren bir durum olarak karşılaşıyoruz. Ebeveynlere önerimiz, çocuklarına düğmeli pantolon giydirmeleri.”
|
/ BURSA
05.04.2008
|
|
|
Çok fazla ekmek tüketiyoruz |
Hacettepe Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü Başkanı Prof. Dr. Tanju Besler, Türkiye’de en büyük beslenme probleminin bilinçsizlik olduğunu ve Türk insanının çok fazla ekmek tükettiğini söyledi.
Antalya’da düzenlenen 6. Uluslararası Beslenme ve Diyetetik Kongresi’nin başkanlığını yapan Prof. Dr. Besler, AA muhabirine yaptığı açıklamada, beslenmenin ‘karın doyurmak’ olmadığını söyledi. Son zamanlarda ‘’bazı yasaklarla’’ algılanan beslenmenin aslında büyük bir çeşitlilik olduğuna işaret eden Besler, sağlıklı beslenmede, şeker ve yağ dahil her türlü besine ‘doğru oranlarda’ ihtiyaç olduğunu vurguladı. Türkiye’de ekonomik yoksunlukla mücadele eden ciddî bir kesim olduğunu dile getiren Besler, nüfusun yüzde 6’sının ‘bodur’ olduğunu belirtti. Toplumda her 100 kişiden 6’sının beslenme yetersizliği sebebiyle yaşına göre boyunun kısa olduğunu anlatan Besler, her iki gebeden ve okul çağındaki her beş çocuktan birinde, demir minerali eksikliğinden kaynaklanan demir yetersizliği anemisi olduğunu söyledi.
|
/ ANTALYA
05.04.2008
|
|
|
Mevlânâ’ya ziyaretçi rekoru |
Geçen yıl yaklaşık 1 milyon 484 bin ziyaretçi sayısıyla Türkiye’de en fazla ziyaret edilen üçüncü müze olan Mevlânâ Müzesi’ne 2008’in Ocak-Mart döneminde gelen turist sayısı 2007’ye göre yüzde 49.6 arttı.
Mevlânâ Müzesi Müdürü Yusuf Benli, yaptığı açıklamada, özellikle son 5 yıldır Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere kamu kurumlarının turizmin gelişmesine yönelik yürüttüğü çalışmaların meyvelerinin alındığını söyledi. Yurt içi ve dışında yapılan çalışmaların olumlu sonucu olarak Mevlânâ Müzesi başta olmak üzere bütün müze ve ören yerlerinin ziyaretçi sayısında sürekli artış yaşandığını belirten Benli, ‘’Mevlânâ Müzesi, geçen yıl yaklaşık 1 milyon 484 bin kişi tarafından ziyaret edildi. Müze bu rakamla, Türkiye’nin en fazla ziyaret edilen üçüncü müzesi oldu’’ dedi. Bu artışla gitmeleri durumunda 2008’de ziyaretçi rekoru kıracaklarını belirtti.
|
/ KONYA
05.04.2008
|
|
|
|