Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 02 Nisan 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Kimsenin millete bedel ödetmeye hakkı yok

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “kimsenin millete bedel ödetmeye hakkı olmadığını” belirterek, “Kimsenin, Türkiye’nin kazanımlarını boşa çıkarmaya hakkı yoktur, olamaz. Kimsenin, Türkiye’nin bu başarılarını gölgelemeye hakkı yoktur, olamaz. Türkiye artık, 1. ligde oynayan bir takım haline gelmiştir” dedi.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, kimsenin millete bedel ödetmeye hakkı olmadığını belirtti.

Erdoğan, partisinin TBMM grup toplantısındaki konuşmasına, son beş yılın, 2003-2007 arasının ortalama büyüme hızının yüzde 6.9 olduğunu belirtti. Türkiye’nin ekonomisini, Türkiye’nin ekmeğini, aşını, üretimini büyüttüklerini dile getiren Başbakan Erdoğan “Türkiye’nin itibarını yükselttik’’ dedi. Türkiye’nin büyümesinin sağlıklı şekilde, sürdürülebilir şekilde devam ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu: ‘’Bakın, bir noktanın altını özellikle çiziyorum: Bu büyüme, ekonomik olumsuzluklara, siyasi olumsuzluklara ve küresel ölçekteki olumsuzluklara rağmen elde edilmiştir. Burası çok önemli... Türkiye ekonomisinin bugün ne kadar dayanıklı, ne kadar sağlam bir yapıda olduğunun da en somut, en önemli göstergesidir bu... 2007 yılında, bütün dünyayı etkisi altına alan bir ekonomik dalgalanma yaşadık, hâlâ yaşamaya devam ediyoruz. Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin tartışmalara şahit olduk. İki seçim, bir referandum sürecinden geçtik. Ve yine önemli bir faktör; son yılların en kurak yılını geride bıraktık. Tüm bu ve benzeri olumsuzluklara rağmen, Türkiye ekonomisi yüzde 4.5 oranında büyümüştür. Bu, Türkiye’nin, milletimizin büyük bir başarısıdır ve inşallah devam da edecektir. Türkiye ekonomisinin, aynı şekilde hassasiyetleri de değişmiştir. Ekonomi için siyasi istikrar ve güven ortamı her zamankinden daha fazla önem arz eder hale gelmiştir. Herkesin bunun sorumluluğunu idrak etmesi, bunun sorumluluğunu taşıması gerekiyor. Şunu bir kez daha belirtmek istiyorum; kimsenin bu millete bedel ödetmeye hakkı yoktur, olamaz. Kimsenin, Türkiye’nin kazanımlarını boşa çıkarmaya hakkı yoktur, olamaz. Kimsenin, Türkiye’nin bu başarılarını gölgelemeye hakkı yoktur, olamaz.''

/ ANKARA

02.04.2008


 

Anayasada sistemik hata

AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Anayasa Mahkemesinin, AKP'nin kapatılması talebiyle açılan dâvâya ilişkin Başsavcılık iddianamesini kabul etmesinden dolayı kaygı duyduğunu açıkladı. Rehn, yaptığı yazılı açıklamada, bunun, AB'ye aday bir ülkenin, değişiklik gerektiren anayasasında sistemik bir hata olduğunu gösterdiğini vurguladı.

DÂVÂDA HAKLI BİR DURUM YOK

Siyasî partilerin yasaklanması veya feshedilmesinin, kapsamlı sonuçları olan ve âzamî itidal gösterilmesi gereken bir önlem olduğunu kaydeden Rehn, “Bu dâvâda haklı bir durum görmüyorum'' ifadesini kullandı. Rehn, siyasî konuların mahkeme salonlarında değil, parlamentolarda demokratik yollarla tartışılması gerektiğine işaret eden uyarısını tekrarladı.

02.04.2008


 

Lagendijk: AB karşıtları mutlu

Anayasa Mahkemesi’nin AKP aleyhine açılan kapatma davasını kabul etmesine hiç şaşırmadığını belirten Avrupa Birliği Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk, “Bu kararla birlikte Türkiye’nin dışarıdaki imajı zarar görebilir. Çünkü ülkenizin AB’ye üye olmasına karşı olanlar şimdi çok mutlu olacaklardır" dedi.

Türkiye ve İngiltere Dışişleri Bakanlığı’nın işbirliği ile düzenlenen “Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne katılımı süreci” başlıklı Wilton Park konferansına katılan Avrupa Birliği Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı Joost Lagendijk, Anayasa Mahkemesi’nin AKP aleyhine açılan kapatma davasını kabul etmesine hiç şaşırmadığını söyledi. Lagendijk, bu kararın çıkmasının ardından Türkiye’yi AB’ye istemeyenlerin mutlu olduğunu söyledi. Lagendijk, Anayasa Mahkemesi’nin kompozisyonuna bakıldığında kapatma kararının çıkağının belli olduğun altını çizdi. Bu kararın Türkiye açısından iki yönden çok kötü etkileri olacağını da vurgulayan Avrupa Birliği Türkiye Karma Parlamento Eşbaşkanı, “Bu kararla birlikte Türkiye’nin dışarıdaki imajı zarar görebilir. Çünkü ülkenizin AB’ye üye olmasına karşı olanlar şimdi çok mutlu olacaklardır. Bundan sonra ellerinde ekstra argümanlar olacak.” diye konuştu.

/ İSTANBUL

02.04.2008


 

Bahçeli: Çok nazik döneme girdik

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, AKP’ye açılan kapatma davasının kabul edilmesiyle çok nazik bir döneme girildiğini söyledi.

Partisinin grup toplantısında konuşan Bahçeli, ‘’Kapatma davasının siyasi sonuçlarının daha fazla hissedileceği ve AKP’nin hükümet ve Meclis düzeyindeki bütün tasarruflarının tartışmaya açılacağı ve sorgulanacağı çok nazik bir döneme girilmiştir. Karşı karşıya olduğumuz tehlikeler, artık kamuoyunun gözleri önünde cereyan etmekte ve maalesef sorunlar giderek ağırlaşmaktadır’’ dedi. Parti kapatılmasına yönelik tutumlarının ilk günden beri açık ve net bir şekilde ortaya koyduklarını ifade eden Bahçeli, ‘’Bu da siyasi partilerin kapatılarak cezalandırılması dışında, bundan sorumluluğu olduğu tespit edilen yöneticilere yaptırım uygulanmasıdır. AKP yöneticilerinin bu önerimizi doğru anlamalarını ve değerlendirmelerini beklediğimizi samimiyetle ifade etmek isterim. Konuya şahıslar penceresinden değil, ilkeler ve Türkiye açısından bakan MHP, hukuka ve Anayasaya gölge düşürmeyecek, adalet duygularını yaralamayacak ve kamu vicdanını rahatsız etmeyecek bir yaklaşımı ortaya koymuştur.’’ dedi.

/ ANKARA

02.04.2008


 

Siyaset ve ekonomide belirsizlik

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Ömer Bolat, AKP’nin kapatılmasını isteyen iddianamenin Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesi kararıyla birlikte hem siyasi alanda, hem ekonomik alanda uzun bir belirsizlik sürecinin içine girildiğini söyledi.

MÜSİAD Başkanı Ömer Bolat, yaptığı açıklamada, davanın açılmasının baştan yanlış olduğunu kaydederek, 7 ay önce halktan yüzde 47 oy almış bir siyasi partiye, tartışmalara açık, zayıf gerekçelerle kapatma davasının açılabilmesinin bunun zaten hukuki olmadığını, siyasi bir karar olduğunu ortaya koyduğunu belirtti. Bu davanın bir iktidar mücadelesinin aracı olarak açıldığını ifade eden Bolat, “Bunu herkes net bir şekilde görebilmektedir. Türkiye’de geliştirmeye çalıştığımız demokrasi, hukuk devleti normları, AB müzakere süreci, Türkiye’nin yurtdışındaki imajı, halk iradesi, siyasi ve ekonomik istikrar bu davanın açılmasıyla ciddi bir darbe yemiştir. Türkiye’nin önünde tarihi bir fırsat vardı. Bu iddianamenin reddedilmesi halinde Türkiye belirsizlik sürecini kısa sürede atlatabilme şansı bulacaktı. Ancak ne yazık ki bu olmadı” diye konuştu.

AB SÜRECİ VE REFORMLAR

İKİNCİ PLANA DÜŞECEK

Bolat, şimdi Türkiye’nin hiç de hak etmediği, zor bir sürecin başladığını belirterek, şöyle devam etti: “Kararla birlikte; hem siyasi alanda, hem ekonomik alanda uzun bir belirsizlik sürecinin içine girmiş bulunuyoruz. Dünyada mali piyasalarda yaşanan çalkantının etkisinin sürdüğü ve Türkiye’nin makro istikrardaki durumu korumaya çalıştığı bir dönemde, şimdi artık gündem tamamen bu davaya ve savunma sürecine kilitlenecek. Hükümetin tüm ilgisi, dikkati davaya yönelecek. Aylar sürecek belirsizlik ve istikrarsızlık süreci olacak. Dış politika, AB’yle üyelik müzakere süreci, ekonomideki reformlar ikici plana düşecek. Biz Türkiye’de demokrasinin, temel hak ve hürriyetlerin, hukuk devleti normlarının hakim olmasını istiyoruz. Türkiye’nin bin bir güçlükle yakaladığı istikrar dönemlerinin uzun soluklu olmasını istiyoruz. Ekonomideki istikrar sürecinin halkın refah artışı ve Türkiye’de sanayinin ve işletmelerin rekabet gücünün artmasını sağlayacak, uzun soluklu bir dönem olmasını arzu ediyoruz. Ama görüyoruz ki Türkiye’de iktidar mücadelesi adına her türlü yanlışlıklar yapılabiliyor.”

MÜSİAD Başkanı Bolat, bugün artık gelişmiş ülkelerin gündeminden hemen hemen tamamen kalkan, ancak ülkemizin son 100 yıllık geçmişinde adeta sıradan bir uygulama haline gelen parti kapatmaların, demokrasinin tam anlamıyla tesisi için ülkemizin gündeminden de kalkması gerektiğini vurguladı. Bolat, Türkiye’nin gelişmesi açısından parlamentonun teröre ve şiddete bulaşmadığı takdirde herhangi bir siyasi partinin düşünce özgürlüğü çerçevesindeki eylemlerden ötürü kapatılmasını engelleyecek yasal düzenlemeleri ivedilikle yapmasının uygun olacakğını kaydetti.

Ahmet Turan Söyler / İSTANBUL

02.04.2008


 

Satıcı: Parti kapatmak fayda getirmedi

Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Oğuz Satıcı, “Siyasi partileri kapatarak, kişilere siyasi yasak getirerek Türkiye’ye hiçbir fayda sağlanmadı, tecrübelerle sabittir” dedi.

Satıcı, Hopa liman sahasında, mart ayı ihracat rakamlarını açıkladığı basın toplantısında, şu anda sorulması gereken sorunun ‘’Demokrasi mi, istikrar mı?’’ değil, ‘’Hızlı kalkınma için gerekli istikrar demokratik ortamda nasıl sağlanabilir?’’ sorusu olması gerektiğini belirterek, ‘’Hedef demokrasi ve istikrar olmak zorundadır’’ dedi. ‘’Son dönemdeki gelişmeleri demokrasi adına kaygıyla izlediğimizi açıkça söylemeyi görev biliyoruz’’ diyen Satıcı, siyasi mecrada, çözüme gitmek yerine, sorunlara her geçen gün yenilerinin eklendiğini söyledi. Katılımcılara, ‘’Aramızda sıcak paranın iyi gün değil kötü gün dostu olduğunu bilmeyen var mı? Senelerdir bunu bizzat yaşayarak öğrenmedik mi? diye seslenen Satıcı, şöyle devam etti: ‘’Perşembenin gelişi çarşambadan belli değil miydi? Dünya ekonomilerinin içerisine düştüğü durum ortadayken, Türkiye’nin zaten kırılgan bir halde bulunan ekonomisinin durumu ortadayken istikrara çomak sokmanın anlamı nedir? Bütün bu gelişmeler, Türkiye’yi tüm kurumları ve kuralları ile eksiksiz işlemesi gereken hukuk devleti anlayışından uzaklaştırıyor. Ve ne yazık ki, içeride ve dışarıda yönünü kaybetmiş bir Türkiye algısı yaratıyor. Bunun faturası, hiç şüphesiz sadece siyasete değil, ekonomiye de çıkıyor. Yani hepimize çıkıyor. Siyasi partileri kapatarak, kişilere siyasi yasak getirerek Türkiye’ye hiçbir fayda sağlanmadı, tecrübelerle sabittir. İşte tam bu noktada toplumun tüm kesimleri demokrasi adına ileri adımlar atarak çözümü demokratik reflekslerle, demokrasinin kendisinde bulmalıdır.’’

/ ARTVİN

02.04.2008


 

Dünya basını: Türkiye krize itildi

Anayasa Mahkemesi’nin, AKP’yi kapatma davasını kabul etmesi dünyada büyük yankı buldu. Davanın açılması ile Türkiye’nin siyasi ve ekonomik istikrarının riske atıldığı yorumlarını yapan yabancı medya, “Türkiye, krize atıldı”, “Başarılı ekonomik canlanmanın geleceği riskte”, “Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarsızlıkla karşı karşıya”, “Patlama tehlikesini içeren dava”, “Ciddi istikrarsızlık yaşatılabilir” gibi görüşleri dile getirdi.

GUARDİAN: TÜRKİYE KRİZE İTİLDİ

İngiliz The Guardian da, Anayasa Mahkemesi’nin kararı ile “ülkeye krize atıldığı” yorumunu yaptı. Gazete, “Ankara’nın laik elit ile yeni sınıf muhafazakâr reformcu Müslümanlar arasındaki güç mücadelesinin Türkiye’nin AB iddiasına zedeleyeceğini ve yabancı sermayeyi caydıracağını” yazdı.

INDEPENDET: EN KESKİN GÜÇ GÖSTERİSİ

İngiliz Independent gazetesi konuyla ilgili haberinin başlığında “Türkiye’de iktidar partisi fazla dindar olduğu için mahkemeye çıkacak” diye yazdı. Haberde, “Türkiye’de yüksek mahkeme, halkın seçtiği hükümetler ve laik yapılanma arasında 50 yıldır süren savaşın içindeki en keskin güç gösterisini başlatacağa benzeyen bir adım atarak iktidar partisi aleyhindeki kapatma davasını ele almaya karar verdi” ifadeleri yer aldı. Gezete, analistlere dayanarak AKP’nin anayasayı değiştirme planının siyasi olarak “çok tehlikeli” olacağını da yazdı.

WT: EKONOMİK CANLANMANIN

GELECEĞİ RİSKTE

Washington Times da “Türkiye’de en yüksek mahkeme, potansiyel bir kriz yaşatabilecek bir davayı başlatmaya karar verdi” değerlendirmesini yaptı. Gazete, Türkiye’nin AB başvurusu ve başarılı ekonomik canlanmasının geleceğinin riskte olduğunu yazdı.

NYT: PATLAMA TEHLİKESİNİ İÇEREN DAVA

New York Times da, “Türkiye’deki mahkeme patlama tehlikesini içeren bir davayı kabul etti” başlıklı haberinde mahkeme kararının Türkiye’yi “Dindar ile laik Türkler arasındaki nihaî çatışmaya da yakınlaştırdı” görüşünü dile getirdi.

FT: TÜRKİYE SİYASİ VE EKONOMİK

BELİRSİZLİKLE KARŞI KARŞIYA

Ekonomi gazetesi Financial Times de, “Türkiye, aylarca sürebilecek siyasi ve ekonomik belirsizlik ile karşı karşıya” diye yazdı. Gazete, Anayasa Mahkemesinin kararının İstanbul borsasını düşürdüğünü de belirtti.

LE MONDE: MAHKEME YEŞİL IŞIK YAKTI

Fransız Le Monde, “Anayasa Mahkemesi, AKP’nin yasaklanması talebinin incelenmesine yeşil ışık yaktı” diye yazdı. Gazete, kararın oy birliği ile alındığına da dikkat çekti.

EL PAİS: CİDDİ SİYASİ İSTİKRARSIZLIK

OLUŞTURULABİLİR

İspanyol El Pais de, “Türkiye’deki Anayasa Mahkemesi, iktidardaki ılımlı İslâmî Adalet ve Kalkınma Partisi’nin yasaklanmasına ilişkin süreci başlatma kararını aldı. Bunun da, AB’ye aday bu ülkede ciddi bir siyasi istikrarsızlığı doğurabilir” yorumunu yaptı.

DW: KAPATMA DAVASI KABUL EDİLDİ

Alman yayın kurumu Deutsche Welle de, “Anayasa Mahkemesi, AKP hakkında kapatılması talebiyle Yargıtay’ın hazırladığı iddianameyi kabul etti. Bu aşamadan sonra ön savunmasını yapması için iddianame AKP’ye gönderilecek” dedi.

02.04.2008


 

ABD yine net değil

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcülerinden Tom Casey, kapatma dâvâsıyla ilgili olarak, bir taraftan “Türk seçmenlerin son seçimlerde ifade ettiği temsili demokrasi ilkelerine bağlı bir süreç” beklerken, diğer taraftan da “Türkiye’nin bağlı olduğu demokratik değerlere ve laik ilkelere” atıfta bulundu.

Günlük olağan basın toplantısında konuyla ilgili soruyu cevaplayan Casey, ‘’Herşeyden önce bildiğiniz gibi biz, Türkiye’nin bağlı olduğu demokratik değerlere ve laik ilkelere büyük önem veriyoruz ve bu da bizim ilişkimiz ve müttefikliğimiz için temeldir’’ dedi. Casey, ‘’Anayasa Mahkemesi’nin bu davayı kabul ettiğini biliyorum. Ancak bunun uzun bir süreç olacağını anlıyoruz. Bu süreçten beklediğimiz ve umduğumuz, ilgili tarafların, siyasal olmayan ve Türk seçmenlerin geçen seçimlerde ifade ettiği temsili demokrasiye bağlılığını yansıtacak bir biçimde ilerlemesidir’’ diye konuştu.

/ WASHİNGTON

02.04.2008


 

Barroso ve Rehn, Türkiye’ye geliyor

AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Durao Barroso ve AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, 10-12 Nisanda Türkiye’yi ziyaret edecek.

Komisyondan yapılan açıklamaya göre Barroso ve Rehn, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile görüşecek. Komisyon, Barroso ve Rehn’in, Ankara ve İstanbul temasları sırasında ayrıca diğer siyasi grup ve sivil toplum örgütleri temsilcileriyle görüşeceğini bildirdi.

/ BRÜKSEL

02.04.2008


 

CHP, yine Anayasa Mahkemesine gidiyor

HP, 5748 sayılı ‘’Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Yasa’’nın bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebiyle bugün Anayasa Mahkemesine başvuruda bulunacak.

Klinik şef ve şef yardımcılığı atamalarının yeniden düzenlenmesini öngören yasanın bazı maddelerinin iptali ve yürürlüğünün durdurulması talebini içeren dilekçenin, Yüksek Mahkemeye bugün saat 11.00’de iletileceği bildirildi.

/ ANKARA

02.04.2008


 

Özatağ: Türkiye gün geçtikçe fakirleşiyor

Demokrat Parti Genel İdare Kurulu (GİK) üyesi İlhami Özatağ, ekonominin iyice kıskıca girdiğini ifade ederek “Türkiye gün geçtikçe çöküyor fakirleşiyor” dedi.

İlhami Özatağ yaptığı değerlendirmede, Türkiye’nin iyi yönetilmediğini söyledi. Ekonominin kıskaca girdiğini ifade eden Özatağ, “Türkiye gün geçtikçe çöküyor, insanımız fakirleşiyor” diye konuştu. Özatağ, geçen yıl Türkiye çapında para kazanmadığı için 117 bin esnafın kepenk kapattığını, tarımda para kazanmadığı için 2 milyon 243 bin kişinin işini bıraktığını söyledi. 2003’de yardım alan hane sayısının yüzde 14 iken bu rakamın 2005’de yüzde 16.1 çıktığını bildiren Özatağ, “Bu mu zenginleşme, bu mu büyüme” diye sordu. Gündemin sürekli değiştirilerek ekonomiden dışa doğru kaydırıldığını söyleyen Özatağ, toplam dış borç stokunun 130 milyar dolardan 2007’nin son çeyreğinde 237.3 çıktığını, neredeyse dış borcun 3’e katladığını, karşılıksız çıkan çek sayısının 2003’den itibaren artış göstererek 831 binden 2007’de 1 milyon 347 bine; protesto edilen senet sayısının ve kapanan şirket sayısının 2003’den itibaren sürekli artış gösterdiğini söyledi.

Salih AYTEMUR / KÜTAHYA

02.04.2008


 

Gül NATO zirvesine katılacak

Türkiye 2-4 Nisanda Romanya’nın başşehri Bükreş’te yapılacak NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün başkanlığında, Dışişleri Bakanı Ali Babacan ve Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül’ün de yer alacağı bir heyetle temsil edilecek.

Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Bükreş toplantısı, NATO’nun Üyelik Eylem Planına katılan Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya’nın ittifaka davet edilmeleri yönünde alınması beklenen karar sebebiyle bir “Genişleme Zirvesi” olarak nitelendiriliyor. Zirvede Cumhurbaşkanı Gül ve Dışişleri Bakanı Babacan’ın bazı heyetlerin başkanları ve yetkilileriyle ikili görüşmelerde bulunması öngörülüyor.

/ ANKARA

02.04.2008


 

DP’de kongre süreci Mayıs'ta başlayacak

Demokrat Parti 9. Olağan Büyük Kongre süreci Mayıs ayında başlayacak. DP Genel İdare Kurulu Genel Başkan Soylu’nun 4 Nisan’da Çanakkale’den başlatacağı ve 15 ili kapsayan 26 günlük ‘’Beyaz Yürüyüş’’ programına da son şekli verildi.

DP Genel İdare Kurulu (GİK) Genel Başkan Süleyman Soylu başkanlığında toplandı. Toplantıda, siyasi ve ekonomik gelişmeler, dış politika konuları ile parti içi çalışmalar ele alındı. Toplantıda, 9. Olağan Büyük Kongre için hazırlıkların Mayıs ayından itibaren başlatılması kabul edildi. Delege seçimleri ile belde ve ilçe kongrelerinin Haziran ve Temmuz, il kongrelerinin ise Eylül ve Ekim aylarında sonuçlandırılmasının ardından 9. Olağan Kongre’nin toplanması kararlaştırıldı. GİK’de ayrıca Genel Başkan Soylu’nun 4 Nisan’da Çanakkale’den başlatacağı ve 15 ili kapsayan 26 günlük ‘’Beyaz Yürüyüş’’ programına da son şekli verildi.

Bu çerçevede Soylu, Çanakkale, Bursa, Yalova, Bilecik, Kütahya, Eskişehir, Afyonkarahisar, Isparta, Antalya, Burdur, Denizli, Uşak, Muğla, Aydın ve Manisa’yı ziyaret edecek.

/ ANKARA

02.04.2008


 

Bakan Şahin: Abdullah Gül'ün tartışma konusu olması incitici

Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, AKP’ye açılan kapatma davası sürecinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün tartışma konusu yapılmasını, “Son derece incitici ve demokrasiye gölge düşürücü bulduğunu” söyledi.

“Anayasa değişikliği için bir takvim belirlenip belirlenmediğinin” sorulması üzerine de Şahin, “Bunlar yargı sürecidir, kendi çerçevesi, usulü içinde devam eder gider. TBMM, gördüğünüz gibi iş başındadır, hükümet iş başındadır, Türkiye’nin meselelerine hakimdir. Herkes işine baksın, biz işimize bakıyoruz” dedi.

/ ANKARA

02.04.2008


 

Şırnak'ta çatışma: 3 şehit

Şırnak’ta çıkan çatışmada 3 asker şehit oldu, 5 asker yaralandı. Çatışmada, 9 terörist de silahlarıyla birlikte etkisiz hale getirildi.

Genelkurmay Başkanlığının internet sitesinde yer alan bilgi notunda şunlar kaydedildi: ‘’Şırnak ili Bestler-Dereler bölgesinde PKK/Kongra-Gel terör örgütüne karşı sürdürülen operasyonda, 31 Mart 2008 günü teröristlerle sıcak temas sağlanmış ve aralıklarla devam eden çatışmalar sonucunda, 9 terörist silahları ile birlikte etkisiz hale getirilmiştir. Teröristlere ait sığınaklarda ele geçirilen çeşitli mühimmat ile çok miktarda yiyecek, ilaç ve diğer yaşam malzemeleri kullanılmaz hale getirilmiştir. Çatışmalar esnasında TSK’ya mensup 3 personelimiz şehit olmuş, 5 personelimiz yaralanmıştır.’’ Şehitlerin cenazeleri düzenlenen törenin ardından memleketlerine gönderildi. Şırnak’ta terör örgütü PKK’ya karşı sürdürülen operasyonda çıkan çatışmada şehit olan askerlerin evine ateş düştü. Şehit Astsubay Cengiz Gülcü’nün ailesinin oturduğu Isparta’nın Şarkikaraağaç ilçesine bağlı Göksöğüt beldesindeki eve askeri yetkililer tarafından oğullarının şehit olduğu haberinin verilmesinin ardından anne Fidan Gülcü, sinir krizleri geçirdi. Şehit Yüzbaşı Hasan Hatıl’ın Zonguldak’ta yaşayan ailesi, şehit haberini almalarının ardından evlerinin önüne Türk Bayrağı astı. Baba Şaban Hatıl, ‘’Ankara’da görev yapıyordu. Geçici görevle gittiği Şırnak’tan, 7 Nisanda Ankara’ya, birliğine dönecekti ancak şehit oldu. Şu anda 4 yaşındaki çocuğu Serhan babasız kaldı.’ dedi. Şehit Astsubay Başçavuş Faruk Kaya’nın Mersin’in Tarsus ilçesindeki Gaziler Mahallesi’nde oturan ailesine, oğullarının şehit olduğu haberini eve gelen askeri yetkililer verdi. Baba Hurşit Kaya, ‘’Vatan sağ olsun. Bu ülke için canımız feda olsun’’

/ ANKARA-ŞIRNAK

02.04.2008


 

Kaz dağlarında altın arama ruhsatına veto

Danıştay Danıştay 8. Dairesi, Kaz dağlarında altın arayan Koza Altın Madencilik şirketinin maden işletme ruhsatının iptal talebini reddeden Bursa 3. İdare Mahkemesi’nin kararını bozdu.

Balıkesir, Havran ilçesi Küçükdere Köyü sınırları dahilinde altın arayan şirketin maden arama ruhsatları ile maden işletme ruhsatının iptali talebiyle dava açıldı.

Bursa 3. İdare Mahkemesi, 3213 sayılı Maden Kanunu’nun 5. maddesi uyarınca 29 Kasım 2005 tarihli onayla söz konusu şirkete devredilen dava konusu maden (altın gümüş) işletme ruhsatında mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddetti. İdare Mahkemesinin bu kararı, “siyanür liçi yöntemiyle altın madeni işletmeciliğinin Anayasal hak ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkına aykırı olduğu, çevreye yaşama ve doğaya zararları verdiği öne sürülerek” temyizen incelenerek bozulması istendi. Temyiz talebini görüşen Danıştay 8. Dairesi, eksik inceleme sebebiyle Bursa 3. İdare Mahkemesi kararının bozulmasına ve yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine oy birliğiyle karar verdi. Yerel mahkeme, ilk kararında direnirse dosya Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na gelecek.

/ ANKARA

02.04.2008


 

Köy çocukları yeni okullarına kavuştu

Deniz Feneri Derneği Samsun’da yapımını tamamladığı ilköğretim okulunu törenle hizmete açtı.

Samsun Vezirköprü Kıranalan Köyü’nde yaptırılan ilköğretim okulu Samsun Vali Vekili Raif Özener, Vezirköprü Kaymakamı Adem Aslan ve Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz’ın katıldığı törenle açıldı.

Açılış konuşmasını yapan Deniz Feneri Derneği Genel Başkanı Engin Yılmaz, “Deniz Feneri Derneği’nin her zaman eğitim ve öğretime gereken önemi verdiğini ve sağladığı eğitim desteği, gerçekleştirdiği projelerle Türkiye’nin geleceğine yatırım yaptığını belirtti. Vezirköprü’de yaptırılan okulun bağışçı ve gönüllü desteği ile hizmete açıldığını ifade eden Engin Yılmaz, “Üç ay gibi kısa bir sürede yapımını tamamladığımız bu okul ile 101 öğrencimiz yeni sınıflarında, yeni sıralarda eğitimlerine devam edecek ” dedi.

Samsun-Vezirköprü Deniz Feneri İlköğretim Okulu 5 derslikten oluşuyor. Ayrıca anasınıfı, bilgisayar laboratuvarı ve kütüphanesi tamamlanan okulda öğrenciler tam donanımlı eğitim alacak. Açılış ile birlikte Deniz Feneri İlköğretim Okulu’nda eğitim gören 101 öğrenciye giyim yardımı yapıldı. Ayrıca diş fırçası, diş macunu ve çocuk paketi gibi hediyeler çocuklara dağıtıldı.

Yeni Asya / SAMSUN

02.04.2008


 

Çocuklara sigara satılıyor

Yapılan bir araştırma sonucunda 18 yaş altındaki çocukların yasayla engellenmesine rağmen sigara satın almada hiçbir güçlük çekmediği ortaya çıktı.

Mardin'de ilköğretim okulları ve liselerde yapılan araştırmada öğrencilerin sadece yüzde 1.7’sine sigara alırken yaşının sorulduğu tesbit edildi. Dicle Üniversitesi (DÜ) Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Günay Saka, yaptığı açıklamada, Türkiye’de sigara içmeye başlama yaşının 11’e kadar düşmüş olmasının, çocuk ve gençlerde sorunun irdelenmesini gerektirdiğini kaydetti. Saka, öğrencilerde sigara kullanımı konusunda Mardin Artuklu Üniversitesi işbirliğiyle ilköğretim okulları 6, 7 ve 8. sınıflar ile lise öğrencileri üzerinde 33 okulda araştırma yaptıklarını bildirdi. Araştırmada, sigara satın alan öğrencilerin yüzde 1.7’sine yaşının sorulduğunu tesbit ettiklerini ifade eden Saka, şöyle dedi: ‘’Bizim araştırmamız da yapılan farklı araştırmalar da 18 yaşın altındaki çocuklara sigara alırken yaşlarının sorulmadığını ortaya koyuyor. 4207 Sayılı Tütün Mamullerinin Zararlarının Önlenmesine Dair Kanunla tütün ve tütün mamullerinin isim, marka veya alametler kullanılarak her ne suretle olursa olsun reklam ve tanıtımının yapılması veya bunların kullanılmasını teşvik ve özendirici kampanyalar düzenlenmesi ve 18 yaşından küçüklere tütün ve tütün mamulleri satışı yasaklanmıştır. Sigara satışı sokak ortasında tezgâhlarda yapılıyor. Sigara konusunda yasak var, ama bu yasalara uyma konusunda bir sorun var. Yasaklara uyma konusunda toplumda bir sorun var. Herkese bu konuda sorumluluk düşüyor. Yasa, 18 yaşın altındaki küçüklere sigara satışını yasaklamış, ancak cezalar uygulanmıyor.” Saka çocuklara satış yapanların uyarılması ve ceza uygulanması gerektiğini söyledi.

/ MARDİN

02.04.2008


 

Güleçyüz: Bediüzzaman hürriyet kahramanıdır

Gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz, Bediüzzaman'ın Münâzarât adlı eserinin günümüze de ışık tutan mesajlar taşıdığını belirterek, "Bediüzzaman bir hürriyet kahramanıdır" dedi.

Bediüzzaman Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı tarafından düzenlenen “Meşrutiyetten Cumhuriyete Demokrasi Serüveni” konulu konferans Şanlıurfa DSİ Konferans Salonunda yapıldı.

İsmail Zorlu’nun Bediüzzaman Vakfı adına yapmış olduğu açış konuşmasından sonra Ziyaettin Dövücü aşri şerif okudu.

Konferansta konuşan gazetemiz Genel Yayın Müdürü Kâzım Güleçyüz, hürriyetin önemli kavramlardan birisi olduğuna dikkat çekerek “Meşrutiyet zaman içerisinde cumhuriyete inkılap etmiş, daha sonra da demokrasi olmuştur. Bunların iç dinamizmimiz ile gerçekleştiğini söylemek mümkün değildir. Bediüzzaman’ın bir ifadesi var, isimlerin değişmesi ile hakikatler tebeddül etmez. Cumhuriyet karşıtlığı ithamıyla da yargılandığı mahkemede kendisini “dindar bir cumhuriyetçi” olarak nitelerken, ideal cumhuriyet modelinin hakikî adalet ve hürriyeti taşıyan Asr-ı Saadette yaşandığını anlatmış, “isim ve resimden ibaret cumhuriyet” anlayışını eleştirmiştir.”

Bediüzzaman’ın bir hürriyet kahramanı olduğunu ifade eden Güleçyüz, “Bediüzzaman Hazretlerinin eserlerinde ortaya koymuş olduğu fikirler, vermiş olduğu ölçüler, bize bunu gösteriyor. Çok partili demokratik hayata geçildiğinde de, demokrasinin adalet, hürriyet, halka hizmet gibi temel prensiplerini Kur’ân’î referanslarla izah etmiş ve demokratik ortamda siyaseti dine hizmetkâr kılmanın gayreti içerisinde olmuş. Onun meşrutiyet dönemindeki hizmetlerini anlattığı Divan-ı Harbi Örfî Müdafaası, İstanbul ve Selânik’teki “Hürriyete hitap” nutukları ve Şark aşiretleriyle sohbetlerini ihtiva eden Münâzarât eseri, 100 yıllık demokrasi serüvenimizin şu anki merhalesine de ışık tutan mesajlar taşıyor. Bediüzzaman bir hürriyet kahramanıdır, demokrasi kahramanıdır” dedi. Hukukçu-yazar Nihat Derindere ise; “Cumhuriyetin kurulması ile silinmek istenen toplumun hafızasını Bediüzzaman tazelemiştir. Buna karşılık Ankara’ya geldiğinde teklif edilen milletvekilliğini reddetmiştir. Bunun sonucu olarak mevcut idare tarafından büyük zulümlere uğramıştır. Çok partili dönemde ise iktidarın dönüşmesi için gayret etmiştir. Ülkemiz demokrasisinin en büyük problemi ise kurucu elit veya bürokratik elit tabakanın iktidarın dönüşümüne engel olma çabalarıdır. Ülkedeki gerginliğin ana sebebi de budur. Bu bürokratik elit tabaka toplumun bir kesimini kayırırken, diğerini ise sindirmek istemektedir” dedi.

HAFTA DOLU DOLU GEÇTİ

Şanlıurfa’da, Bediüzzaman Hazretlerinin vefatının 48. yıldönümü dolayısıyla hatm-i şerifle başlayan Bediüzzaman’ı Anma Haftası içerisinde değişik seminerler verildi. Tahir Ünverdi ve Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. M. Kâzım Yılmaz, seminerlere konuşmacı olarak katıldı. Ayrıca, lise ve üniversite öğrencileri arasında düzenlenen Risâle-i Nur Bilgi Yarışması yapıldı.

Hafta faaliyetleri içerisinde Gazetemiz Şanlıurfa Temsilciliğince düzenlenen indirimli kitap sergisi ve Bediüzzaman Vakfı Hanımlar Komisyonu tarafından düzenlenen kermes de yer aldı.

Nihat ÇİÇEK / ŞANLIURFA

02.04.2008


 

Eğitimin önündeki en büyük engel: Yoksulluk

Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi koordinatörlüğünde yürütülen Eğitim Reformu Girişimi (ERG), son 10 yılda eğitim politika ve uygulamalarında yaşanan gelişmeleri “Eğitim İzleme Raporu 2007’’de değerlendirdi.

Sabancı Üniversitesi İzleme Merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan ERG Direktörü Prof. Dr. Üstün Ergüder, zorunlu eğitimin 5 yıldan 8 yıla çıkarıldığı 1997 ile 2007 arasındaki dönemi kapsayan ‘’Eğitim İzleme Raporu’’nun bu yıl ilk kez hazırlandığını bildirdi. Raporda, ilköğretim çağındaki her 3 çocuktan birinin yoksul bir hanede yaşadığı, 0-6 yaş grubunda kentsel alanda yaşayan çocukların yaklaşık yüzde 20’sinin, kırsal alanda ise yüzde 40’ının yoksulluk sınırının altında olduğu tesbit edildi. İlköğretim çağında olmasına rağmen okula devam etmeyen her 5 çocuktan birinin, okula devam etmemesinin esas sebebini, “okul masraflarını karşılayamamaya’’ veya ‘’çalışmak zorunda kalmaya’’ bağladığı anlatılan raporda, yetersiz beslenme, sağlık ve eğitim hakkı arasındaki bağlar da ele alındı. İlköğretim çağında olmasına rağmen okula devam etmeyen 5 çocuktan 3’ünün kız olduğu ortaya çıkarken, ilköğretimin ilerleyen yıllarında kız öğrencilerin erkek öğrencilere oranının giderek düştüğü tesbit edildi.

/ İSTANBUL

02.04.2008


 

Uçuş ekipleri yorgun uçmak istemiyor

Havacılık sektörü emektarları ve uçuş görevlileri uzun mesaî saatlerinden şikâyetçi. Bazen 24 saat kesintisiz çalışmanın zorunlu olduğu havacılık sektöründe yorgunluk faktörü uçucu ekiplerin kampanya yapmasına sebep oldu.

“Uçucu ekipler emniyet için yorgun uçmak istemiyor” sloganıyla yürütülen kampanya www.yorgunucmakistemiyoruz.biz web sitesi aracılığıyla da destekleniyor. Kampanyanın internet sitesinde şu ifadelere yer veriliyor: “Ülkemizde uçucu ekiplerin çalışma ve dinlenme sürelerini belirleyen SHT 6A-50 Yönetmeliği bilimsel kriterlere ve uluslararası standart düzenlemelere aykırıdır. Bu aykırılık biriken yorgunluğa ve dolayısıyla uçuş emniyetini risk eden önemli bir sonuca gidebilir. Bunu bilimsel raporlar söylüyor. Sendikalı sendikasız tüm uçucu ekiplere kampanyaya katılma ve destek olma çağrısı yapıyoruz.”

Türkiye Sivil Havacılık Sendikası’nın da desteklediği kampanya ile havacılık sektöründeki mesaî saatlerini düzenleyen yasal yönetmeliklerin uçucu ekiplerin dinlenebileceği 'azamî 12 saat' mesaî sınırlaması getirilecek şekilde yeniden düzenlenmesi isteniyor.

UMUT YAVUZ / İSTANBUL

02.04.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri