Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 23 Mart 2008

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Ekonomi

 

2007’de büyüme azaldı, borç arttı

Geçtiğimiz yıl, büyüme hızı yavaşlarken, vatandaşın borçları hızla büyüdü. İllerin toplam borcu 2007'de oluşturdukları milli gelirin yüzde 37'sine ulaştı

Ankara Ticaret Odası (ATO), Merkez Bankası verilerine dayanarak, Türkiye’nin borç haritasını çıkardı. Buna göre, 2007 yılında Türkiye’nin büyüme hızı yavaşlarken, vatandaşın borçları hızla büyümeye devam etti.

Konuya ilişkin ATO’dan yapılan yazılı açıklamada, 2007 yılında, vatandaşların, tüketici kredisi, otomobil kredisi, konut kredisi, kredi kartı ile firmaların bankalardan sağladıkları krediler, bu kredilere ait faiz tahakkuk ve reeskontlarından oluşan toplam borçların bir önceki yıla göre yüzde 28,7 artarak 321,9 milyar YTL’ye yükseldiği kaydedildi. Alınan kredi miktarı, özellikle son yıllarda büyük bir artış gösterdi. 2000 yılında 35 milyar YTL olan nakdi krediler toplamı, 2003 yılında 85 milyar YTL’ye çıktı. 100 milyar YTL eşiği 2004 yılında geçilirken, 2005 yılında 177 milyar YTL’ye, 2006 yılında da 250,2 milyar YTL’ye ulaştı. 2007 yılında ise 321,9 milyar YTL’ye çıktı. Böylelikle 2000 yılında yüzde 20,9 olan borçluluk oranı, 2002 yılında yüzde 20,4’e gerilerken, 2004 yılından itibaren artışa geçti. 2006 yılında illerin aldığı toplam nakdi kredilerin milli gelire oranı yüzde 33’e çıktı.

2007 yılında Türkiye’nin 865 milyar YTL’ye yakın bir Gayri Safi Milli Hasıla (GSMH) sağladığı tahmin ediliyor. Bu varsayım altında illerin toplam borcu 2007 yılında, oluşturdukları millî gelirin yüzde 37’sine ulaşıyor.

EN BORÇLU İL İSTANBUL

orç haritasına, iller bazında bakıldığında 2007 yılında kişi başına en çok borçlu il 12 bin 96 YTL ile İstanbul oldu. En borçlu iller kategorisinde, İstanbul’u kişi başına 9 bin 423 YTL ile Ankara, 5 bin 131 YTL ile Antalya izledi. Kişi başına düşen borç itibariyle ilk 10 içinde yer alan diğer iller sırası ile İzmir, Muğla, Kocaeli, Bursa, Denizli, Adana ve Eskişehir.

En fazla nüfusa sahip ve sosyo-ekonomik açıdan en gelişmiş üç büyük il toplam borçlulukta da ilk üç sırada yer aldı. İstanbul, Ankara ve İzmir illerinin aldığı krediler, toplam nakdi kredilerin yüzde 66’sını oluşturdu. Üç ilin 2007 yılı itibariyle aldığı kredi toplamı 212,3 milyar YTL’yi buldu. Kredi tutarından en büyük payı 152,1 milyar YTL ile (yüzde 47,2) İstanbul alırken, Ankara’nın aldığı borç 42,1 milyar YTL (yüzde 13,1), İzmir’in aldığı borç da 18,2 milyar YTL (yüzde 5,6) oldu.

Kişi başına en az borcu olan iller Doğu Anadolu Bölgesi’nden Muş ve Hakkâri ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nden Şırnak oldu.

İllerin aldığı borçlar bir yılda yüzde 28.7 artarken, borcunu an fazla artıran il Bingöl oldu. Bingöl ilinin aldığı borç yüzde 200,4 artarak 55,5 milyon YTL’den 166,8 milyon YTL’ye ulaştı. Böylelikle Bingöl’de 2007 yılında kişi başına borç, 663 YTL’ye yükseldi. Bir yılda borcu en az artan il de yüzde 5,5 ile Iğdır oldu. Iğdır’da kişi başına borç 773 YTL oldu.

2007 yılında borcunu bir yıl önceye göre yüzde 38,3 ile en çok artıran bölge Karadeniz oldu. Karadeniz Bölgesi’nin toplam borcu 10,9 milyar YTL’den 15 milyar YTL’ye çıktı. Kişi başına borç 2 bin 15 YTL’ye ulaştı. Bölgeler içinde kişi başına borcun en fazla olduğu bölge Marmara bölgesi olurken, kişi başına borç 8 bin 596 YTL olarak gerçekleşti. En az borcu bulunan bölge de Doğu Anadolu Bölgesi oldu. İllere dağıtılan nakdi kredilerin yüzde 1,5’ini alan bölgede, kişi başına borç 856 YTL oldu. Böylelikle Türkiye’nin en gelişmiş bölgesi olan Marmara Bölgesi’nde yaşayan bir kişi, en az gelişmiş bölgesi olan Doğu Anadolu’da yaşayan bir kişiden on kat fazla borçlandı.

Aygün: Borçlanarak iş yapılıyor

ATO Başkanı Sinan Aygün, piyasalarda nakit akışının durmasına borçlanma seviyelerinin yüksekliğinin etkili olduğunu belirterek, ‘’Türkiye’de son yıllarda işini sürdürmek isteyen de geçimini sağlamak isteyen de yatırım yapmak isteyen de borçlanarak yapıyor. Borçlanmak kişilerin de şirketlerin de gelecekteki gelirini bugünden harcaması anlamına geliyor’’ dedi. BDDK verilerine göre, 2007 yılında batık tüketici kredilerindeki artışın yüzde 32 olduğunu kaydeden Aygün, aynı durumun firmalar için de geçerli olduğunu söyledi.

/ ANKARA

23.03.2008


 

TOKİ’den İlkbahar atağı

KIŞ sezonunda konut ihalelerini yavaşlatan Toplu Konut İdaresi ilkbaharda tam bir ‘’atak’’ başlatıyor. Edinilen bilgiye göre, İdare, yaklaşık 22 bin konutun yapımı için 4 ayda yüzden fazla ihale gerçekleştirecek. İhaleler, inşaat sektörünü olduğu kadar, emlak piyasasını da hareketlendirecek.

Halen 7 ilde yapılacak bin 400’den fazla konutun ihalelerinde gelen teklifleri değerlendirmeyi sürdüren TOKİ, bin 300 civarındaki konutun ihalesine ilişkin sözleşmeleri de imzalamak üzere çalışıyor. Böylece, yılın ilk yarısında TOKİ, 25 bin civarında konutun yapımına ilişkin ihaleleri sonuçlandırmış olacak. Toplamı milyarlarca liraya ulaşan ihaleler, hem inşaat sektörü, dolayısıyla Türkiye’nin büyümesini de etkileyecek. Bu konutların büyük bölümünün sosyal konut niteliğinde olması da ayrıca önem taşıyor.

Verilen bilgiye göre, TOKİ’nin konut yapacağı iller arasında, Ankara ve İstanbul da bulunuyor. TOKİ, Sivas-Zara’da 110, Isparta-Sütçüler’de 232, Çankırı-Kurşunlu 384, Sakarya’da 240, Eskişehir-Merkez-Odunpazarı’nda 1400, Kütahya’da 1200, Erzurum-Palandöken’de 504’ü alt gelir gurubu olmak üzere 2 bin 200, Konya’da 350, Konya-Akören’de 144, Bursa İnegöl’de 686 konut yapımı için ihale düzenleyecek. Emlak GYO’da İstanbul Ataşehir’de bin 500 konut yapımı için ihaleye çıkacak. Sosyal donatıları ile birlikte, Ardahan-Merkez-Sugöze Köyü’ne 500, Çanakkale-Kepez’e 960 konut yapılacak. Konya-Ilgın’a 192, Bingöl Saray Mahallesi’ne 336, İzmir-Buca-Tınaztepe’de bin 600, İstanbul-Tuzla’da bin 360, Bursa-Hamitler’de bin 124 Gaziantep’de 976 konut yapımı öngörülüyor.

/ ANKARA

23.03.2008


 

Yonca altın yılını yaşıyor

2007 yılında yaşanan kuraklık sebebiyle az üretilen yoncanın fiyatı, arpanın seviyesine yaklaştı.

Aksaray Tarım İl Müdürü Recep Öztorun, Türkiye’de 2007 yılında yaşanan kuraklığın ardından çiftçinin saman bulmakta sıkıntı çektiğini, bunun sonucunda da yem bitkilerinden yoncaya adeta bir talep patlaması olduğunu söyledi. Yoncaya olan aşırı talebin, bu bitkiye altın yılını yaşattığını vurgulayan Öztorun, şunları kaydetti: ‘’2007 yılında yoncanın açılış fiyatı 18 YKr’dan başladı. Piyasada saman az olduğu için yoncaya olan talep de arttı. Yoncada marka haline gelen Aksaray’a Türkiye genelinden yoğun talep gerçekleşti. Aksaray’dan Türkiye’nin her tarafına yonca gönderiliyor. Yoncanın kilogram fiyatı bugün 35 YKr’a kadar yükseldi. Kuraklıkta değer kazanan yonca, böylece arpa fiyatına yaklaşmış oldu. Arpa 40-45 YKr’den satılırken, yoncanın kilogram fiyatı 35 YKr’yi buldu.’’

/ AKSARAY

23.03.2008


 

Küresel krizin sorumlusu hırslı, açgözlü bankerler

Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Başkanı eski Devlet Bakanı Kemal Derviş, dünyada türbülanslar oluşturan ekonomik krizden “yeni kuşak” hırslı “süper bankerleri” sorumlu tuttu.

Kemal Derviş, Hindistan’da yaptığı bir konuşmada yeni bir kuşak “süper bankerlerin” kâr peşinde koşarken gösterdiği açgözlüğünün en yoksul ülkelerdeki yoksulluğu azaltma hedeflerini geciktirme riski içeren bir ekonomik krizi tetiklediğini söyledi.

İngiliz The Times gazetesince yansıtılan açıklamalarında Derviş, son 10 yılda yaşanan üç ekonomik kriz krizden “aşırı etkinliğe sahip, az yasal düzenlemelere tabiî olan” finansal sektörü sorumlu tuttu. Derviş, söz konusu üç krizi olarak 1997 yılındaki Asya krizi, 2001 yılındaki ticaret krizi ve halen devam eden ABD kaynaklı kredi krizlerden bahsetti. Derviş şunları söyledi: “Süper bankerler, hedge fonları yöneticileri ve özel yatırım şirketleri, 21. yüzyılın kapitalizmin yeni baronları oldu. İnanılır gibi değil: ABD’de son birkaç yılda toplam şirket kârlarının yüzde 40’ı, finansal sektörde elde edildi.”

Finansal sektörün üretici olmadığını, üreten kaynaklar için aracılık yaptığını, organize ettiğini belirten Derviş, dünya ekonomik büyümede meydana gelebilecek büyük bir düşüşün, 2015 yılına kadar yoksulluğun yarıya indirilmesini, AİDS’in yaygınlaşmasının durdurulmasını öngören BM’nin Binyıl Kalkınma Hedeflerini gerileteceği uyarısını yaptı.

KRİZİN FATURASINI

SIRADAN İNSANLAR ÖDÜYOR

Satın alma gücü paritesine göre yüzde 4-5’lik dünya ekonomik büyümesinin, kalkınma için “harika” olduğunu, büyük bir yavaşlamanın ise ciddi bir aksilik oluşturacağını vurgulayan Derviş, bankerlerin, piyasalarda oluşan balonlardan büyük kârlar sağladıklarını ancak balon patladığında bunun bedelinin asıl, hükümetlerce gerçekleştirilen kurtarma operasyonları ve agresif faiz indirimlerince alevlendirilen yüksek enflasyonun aracılığıyla sıradan insanlar tarafından ödendiğine dikkat çekti.

/ LONDRA

23.03.2008


 

THY Halep'e uçacak

Türk Hava Yolları , 15 Mayıs’ta İstanbul-Halep hattını hizmete açacak. THY’den yapılan yazılı açıklamaya göre, haftada üç sefer planlanan hatta, İstanbul’dan Halep’e vergiler hariç tek yön ücret 79 euro’dan başlayacak.

Yolcular Ankara, İzmir ve Denizli’den Halep’e tek yön 20 euro, Türkiye’nin diğer noktalarından ise tek yön 40 euro fark ödeyerek uçabilecek. İstanbul’dan Halep’e Pazartesi, Perşembe, Cumartesi, Halep’ten İstanbul’a ise Salı, Cuma ve Pazar günleri sefer yapılacak. Halep hattının açılmasıyla birlikte THY’nin uçtuğu dış hat sayısı 108’e çıkacak. THY, 32 iç hat uçuş noktasıyla birlikte toplam 140 noktaya uçmuş olacak. THY, yoğun talep üzerine 4 Nisan 2008 itibarıyla Antalya-Moskova arası direkt uçuşlara da başlayacak. Pazartesi, Cuma, Cumartesi ve Pazar olmak üzere haftada 4 seferle başlayacak Antalya-Moskova uçuşları, 29 Haziran’dan sonra her gün yapılacak. Ayrıca, İstanbul-Hatay’dan sonra, Ankara’dan Hatay’a da haftada 4 sefer olmak üzere 31 Mart 2008 itibarıyla uçmaya başlayacak. Seferler Pazartesi, Çarşamba, Perşembe ve Cumartesi günleri gerçekleştirilecek.

Yeni Asya / İSTANBUL

23.03.2008


 

Ali Ülker “yılın iş insanı”

Ekonomist Dergisince gerçekleştirilen anketle belirlenen ‘’Ekonomide Yılın İş İnsanları 2007’’ ödülleri sahiplerini buldu.

Ödül töreninde, Ülker Grubu Başkanı Murat Ülker, ‘’Yılın İş İnsanı’’ ödülüne layık görülürken, oyların yaklaşık yarısını alan ve 1 Temmuz 2008’den itibaren Coca Cola Üst Yöneticisi (CEO) olarak görev yapacak Muhtar Kent ise ‘’Yılın Profesyonel Yöneticisi’’ olarak seçildi. Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu Başkanı Ahmet Ertürk, ‘’Yılın Bürokratı’’ seçilirken, Hey Grup Başkanı Aynur Bektaş, Orjin Grup ortakları Zafer Yıldırım ve Zafer Kurşun, ‘’Yılın Girişimcileri’’ ödülüne layık görüldü. Ekonomist Dergisinin 2 bin 500 kişiye elektronik posta ile gönderdiği ve 6 kategoride yapılan anketi, 780 iş adamı ve profesyonel cevapladı.

/ İSTANBUL

23.03.2008


 

Çömlek’in tadı dünyayı sardı

Çömlek Taşfırında Kurufasulye’nin sahibi Maksut Günaydın, 3 yıllık bir geçmişleri olmasına rağmen ünlerinin Amerika’dan Avustralya’ya uzandığını belirterek, müşterilerinin arasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya eski başbakanı Silvio Berlusconi, futbolcular ve san’atçıların da bulunduğunu söyledi.

Çamlıca Tepesi’ndeki merkezde sorularımızı cevaplandıran Günaydın, bize başarılarının sırrını anlattı. Babasının telkiniyle ve lokantacılıktan hiç anlamadığı halde 3-4 ay gibi kurs alarak işe girdiğini belirten Günaydın, kuru fasulye ile başladığı işi geliştirmek için Anadoluya giderek araştırma yaptığını söyledi. Araştırma sonucu güzel tatları bulduğunu ve bunun neticesinde Çömlek olarak marka olduklarını kaydeden Günaydın şunları ifade etti; “Büyümeye devam ediyoruz. İki lokantaya franchising (isim hakkı) verdik. Bir lokanta ile daha anlaşma yaptık bir ay sonra da oraya isim hakkımızı vereceğiz. Üç yere franchising vermiş olacağız. Bir de kendi yerimiz var Maltepe’de. Merkezimiz ise bir buçuk yıl önce kiraladığımız Çamlıca Tepesi’ndeki bu tesisimiz.”

Kurufasulye’deki güzel tadın sırrını sorduğumuz Günaydın şu bilgileri verdi; “Yüksek rakımlı Erzurum yaylalarında yetişen, sunî gübre kullanılmadan o yaylanın toprağı, hayvan gübresi, suyuyla sulanarak yetişen kuru fasulyeden bulup alıyorsunuz. Ben bu fasulyeyi İstanbul’a 8 YTL’ye getiriyorum kilosunu. Tabi tek başına o yetmiyor. Ustalığın güzel olacak, pişirdiğin kap güzel olacak, kullandığın diğer malzemeler de organik olacak. Bu güzellikleri bir araya getirdiğin zaman mükemmel bir tat ortaya çıkıyor. Pişirme işlemi 150 derece ısılık fırında 3-3,5 saat sürüyor. Yemeğe lezzet verme işi bir meslektir, san’attır yemeğe lezzet vermek insanın yıllarını alıyor. Yemek eleştirmenleri ve yemek kitabı yazarı heyeti bizi 5 yıldız ile birinci seçtiler.”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İtalya eski başbakanı Silvio Berlusconi, futbolcular, san’atçılar ve her kesimden müşterilerinin olduğunu vurgulayan Günaydın açıklamasına şöyle devam etti, “Avustralya, İngiltere, Almanya, Hollanda, Gürcistan, Azerbaycan ve daha birçok ülkeden gelenler oluyor. İşadamlarımız yurt dışına gittiklerinde Çömlek’ten bahsediyorlar, duyanlar İstanbul’a geldiğinde buraya uğruyor. Turistlerde bazen otobüslerle geliyor. Kuru fasulyeyi çok beğeniyorlar.

Doktorlardan da çok müşterim var. Fasulye midelerine rahatsızlık vermediği, bağırsaklarında şişlik, gaz yapmadığı için tercih ediyor. Müşteri geldiğinde yemekten ve verilen hizmetten memnun kalınca çevresine anlatıyor.

Sonra gruplar halinde geliyorlar, böylece ünümüz yayılıyor.”

Mönülerinde ayrıca Çömlek’e has süzme mercimek çorbası, Trabzon Akçabat, İnegöl ve kaşarlı köfte çeşitleri olduğunu ifade eden Günaydın, hafif yemek isteyenlere de tavuk çeşitleri olarak ızgara yapıklarını ayrıca, pilav, turşu, tatlı olarak da sütlaç ve künefe bulunduğunu söyledi.

Fiyatlarının da pahalı olmadığı için özellikle Cumartesi, Pazar yer bulmanın çok zor olduğunu ifade eden Günaydın, “Ayrıca Pazar günleri saat 08:30 ile 12:30 arasında açık büfe kahvaltımız var. Tam, 53 çeşit kahvaltılığımız 10 YTL. Diğer günlerde de 13 çeşit kahvaltılık tabağımız 5 YTL olarak gruplara, derneklere, şirketlere toplantılarına ev sahipliği yapıyoruz. 200-250 kişilik salonumuz var. Tabağımız zengin olduğu, yerimizde geniş müsait olduğu araba sesi olmadığı için toplantı, seminer ve sohbetler yapan kuruluşlar burayı tercih ediyorlar. Ramazan ayında iftarlarda da açığız” dedi

BAŞARIMI HELÂLİNDEN ÇALIŞMAYA

VE İYİ HİZMETE BORÇLUYUM

Başarınızı nelere borçlusunuz? diye sorduğumuz Günaydın şunları kaydetti; Fiyat politikamıza bu şekilde devam edeceğiz. Birden öyle zengin olmaya niyetimiz yok. Çok fazla para kazanmak için ben bunu yapmıyorum. Ben yaptığım mesleği seviyorum. Herşeyin iyisini sunuyorum. Burasını dolu görmek istiyorum. Başarılı olmak istiyorum. Kalitemi bozmadığım için Çömlek büyüdü. İnsanları aldatmamayı, onlara iyi şeyler sunmayı ön planda tutup, helâlinden çalışıp helâl kazanınca hizmetin en iyisini yapınca müşterileriniz çoğalıyor. Ardından para zaten geliyor. Benim sloganım; mesele karın doyurmak değil, damak tadı ile sağlıklı beslenebilmektir. Müşterilerimiz gelmeden www.comlek.com.tr intenet adresinden veya 0 (216) 31629 53 adresinden rezervasyon yaptırabiliyor.

Ümit KIZILTEPE / İSTANBUL

23.03.2008


 

Makro ekonomideki iyileşme vatandaşa yansıyor

Hazine Müsteşarı İbrahim Halil Çanakcı, makro ekonomik göstergelerdeki iyileşmenin, vatandaşa istihdam, düşük enflasyon ve millî gelirdeki artışla yansıdığını söyledi.

Çukurova Genç İşadamları Derneği’nin (ÇUGİAD) toplantılarına katılan Çanakçı, Türkiye’ye yabancı sermayenin sürdüğüne dikkati çekerek, sadece Ocak ayında 600-700 milyon dolarlık bir yabancı sermaye girişinin söz konusu olduğunu, bunun yıl sonuna kadar 18 milyar doları bulmasının beklendiğini belirtti. Özelleştirmeye rekabet gücünün artması açısından baktıklarını belirten Çanakçı, şöyle devam etti: ‘’Özelleştirme programında halen büyük ölçekli kuruluşlarımız var. Tekel’in ardından THY ve Telekom’da kalan kamu hisseleri, elektrik dağıtım ve üretimi, otoyollar, köprüler var. Bu çalışmalarda çıkış noktamız etkinliği ve rekabet gücünü artırmak.’’

Ekonomideki iyileşmenin vatandaşa yansıdığını kaydeden Çanakçı, ‘’Makro ekonomik göstergelerdeki iyileşme vatandaşa istihdam, düşük enflasyon ve millî gelirdeki artışla yansıyor. Türkiye’de tüketim mallarının gelişimine, otomobil satışlarına ve ev sahipliği rakamlarına baktığımızda çok ciddi ilerlemeler görüyoruz. Bunların hepsi hayat standardındaki yükselişin göstergesi. Türkiye’de ortalama yüzde 7,4 oranında büyüme oluyorsa bu mutlaka vatandaşa yansıyordur. Ancak, gelişme arttıkça, refah düzeyi yükseldikçe talepler de yükseliyor’’ dedi.

/ ADANA

23.03.2008


 

MESS: KEY’deki paralar çarçur edildi

Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS), Konut Edindirme Yardımı’na (KEY) ilişkin değerlendirmesinde, yasaya rağmen, nemalandırmanın hiç yapılmayarak, fonda biriken paranın neredeyse çarçur edildiği savunularak, “1987 yılından 1995 yılına dek tam 108 ay fona yatırılan bu paraların hak sahiplerine eksiksiz ve nemalandırılmış şekilde ödenmesi gerekmektedir” denildi.

MESS’in yayın organı, “Biz Bize” dergisinin son sayısında yer alan “Konut Edindirme Yardımı Nerede?” başlıklı yazıda, Konut Edindirme Yardımı’na ilişkin değerlendirmelere yer verildi. Yazıda, 15 Haziran 2005 tarihli Konut Edindirme Yardımı Değerlendirme Raporu’nda hak sahiplerinin 5 milyon civarında olduğu belirtilmişken şu ana dek kimliği netleşen 1 milyon 513 bin 67 kişi olduğuna dikkat çekildi. Yazıda, şunlar kaydedildi: “Adlarına para yatırılan hak sahipleri büyük kayıp içerisindedir. Çünkü Konut Edindirme Yardımı’yla ilgili yasa çıktığında fonda biriken paranın, gelir ortaklığı senedi, devlet tahvili veya hazine bonosu alınarak, kalanına ise Türk Emlak Bankası’nın 6 ay vadeli mevduata uyguladığı faiz oranı uygulanarak nemalandırılması gerekiyordu. Yasaya rağmen, bu nemalandırma hiç yapılmamış, fonda biriken para neredeyse çarçur edilmiştir.”

/ ANKARA

23.03.2008


 

Ürün fiyatları bütün vergiler dahil YTL cinsinden belirtilecek

Reklam Kurulu, reklam verenlerin, ticari reklam ve ilanlarında, mal veya hizmetin bütün vergiler dahil, YTL cinsinden ve gerçek değeri üzerinden fiyatın belirtilmesini istedi.

Reklam Kurulu Başkanı Özcan Pektaş, yaptığı yazılı açıklamada, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun’un 12. maddesine göre malla ilgili bütün vergiler dahil fiyatı içeren etiket konulması zorunluluğu bulunduğunu hatırlattı.

Pektaş, açıklamasında şunları söyledi: “Ticari reklam ve ilanlarda mal veya hizmetlere ilişkin fiyatların Türk Lirası cinsinden belirtilmeksizin dolar veya avro gibi döviz cinsinden belirtilmesi, bu fiyatlara KDV ve ÖTV gibi vergilerle dahil edilmemesi, Tüketicinin ödemekle yükümlü olduğu bu vergilerin artı KDV şeklinde ayrıca belirlemesi şeklindeki uygulamaların mevzuat hükümlerine aykırılık oluşturduğu kanaatine varılmıştır. Reklam verenlerin, ticari reklam ve ilanlarda yer alacak fiyat duyurularında, mal veya hizmetin tüm vergiler dahil Türk Lirası cinsinden gerçek değerinin belirtilmesi hususunda gerekli hassasiyet göstermeleri, mecra kuruluşları ile Reklam ajanslarının da söz konusu reklam ve ilanlar konusunda gerekli özeni göstermeleri, idarî yaptırımla karşı karşıya kalmamalarını teminen önem arz etmektedir.’’

/ ANKARA

23.03.2008

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri