Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, millî gelir hesaplama yöntemindeki değişiklikten sonra kişi başına düşen gelirin artmasıyla ilgili olarak, “Millî gelirin güncellemesi gelir dağılımındaki herhangi bir değişimi ya da gelişmeyi ifade etmiyor” dedi.
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, Devlet Bakanı Mehmet Şimşek ve Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın düzenlediği ortak basın toplantısından, ‘şoklara karşı dayanıklıyız’ mesajı çıktı. Toplantıda konuşan Bakan Ekren, uluslararası standartlarda bir veri üretiminin uluslararası mukayeselerde Türkiye’nin bulunduğu konumun tespitini kolaylaştırdığını belirtti. En önemli istatistiki nedenin bu olduğunu anlatan Ekren, ikinci bir nedenin de sınıflama sistematiğinin değişmesi olduğunu, BM sistematiğinden üyelik sürecinde olduğumuz AB standartlarına geçildiğini ifade etti.
GELİR UÇURUMUNDA DEĞİŞEN BİRŞEY YOK
2006 yılı sonu itibariyle daha önce 400 milyar dolar olarak ifade edilen milli gelirin yeni hesapla 526 milyar dolara çıktığını belirten Ekren, ‘ülke daha mı zengin oldu’ sorusuna “Milli gelir büyüklüğü değiştiği için makro açıdan bakıldığında Türkiye gerçekten daha zengin durumda görünüyor” dedi. Kişi başına düşen geliri vatandaşın hissedip hissetmediğine ilişkin olarak da Ekren, “Milli gelirin güncellemesi gelir dağılımındaki herhangi bir değişimi ya da gelişmeyi ifade etmiyor. Milli gelir rakamları da bu güncellemeye uygun olarak yeniden yayınlandığında bu sorunun cevabını çok net olarak hem gruplar açısından hem kişi başına düşen açısından belirleme şansımız olacak” diye konuştu.
“BORÇ ENDİŞE OLMAKTAN ÇIKTI”
Devlet Bakanı Mehmet Şimşek de, “Türkiye’nin gerek mutlak anlamda borçları aşağı çekmesi, gerekse milli gelire oranı olarak borçları bu seviyeye getirmiş olmasının, borcun bir endişe kaynağı olmaktan çıktığının önemli bir göstergesi” olduğunu kaydetti.
Borç stokunu sadece, gerek milli gelire oranı olarak gerekse mutlak rakamlarla aşağı çekmediklerini, aynı zamanda borca ilişkin bazı riskleri de azalttıklarını anlatan Şimşek, şöyle devam etti: “Borçların toplam borca oranı yüzde 31’lere inmiş, bu rakam bildiğiniz gibi 2003 yılında yüzde 46’nın üzerindeydi. Aynı şekilde değişken faizli tahvillerin, bonoların toplam borç stoku içerisindeki payı da düşmüştür. Yani Hazine olarak biz kamu borç stoku çerçevesinde hem faiz riskini hem kur riskini azaltmış bulunmaktayız.”
Şimşek, kamu net borç stokunun, şoklara karşı dayanıklılığının arttığını, kırılganlığının azaldığını belirtti.
UNAKITAN: MALİ DİSİPLİN SÜRECEK
Maliye Bakanı Unakıtan da, revizyonla Türkiye’ye bakış açısının değiştiğini belirterek, “Mali disiplin taviz vermeden sürdürülecek. Ne kadar zengin olursak olalım, mali disiplinden ayrılmamız söz konusu değil. Ödeneği olmayan hiçbir harcamaya gitmeyeceğiz. Yapısal reformlara devam edeceğiz” dedi. GSYH’daki artışın nedenlerine dikkati çeken Unakıtan, ‘’GSYH neden artmış? Ev sayısı artmış. Bunlar kirada mı, değil mi, vergisi verilmiş mi, verilmemiş mi biz onlara bakacağız. İşyeri sayısı artmış. Biz, vergi sayısını artırmayı, yeni vergiler koymayı düşünmüyoruz. Ama vergileri tabana yaymayı düşünüyoruz’’ dedi. Yeni dönemde denetimlerin daha da artacağını ve kayıt dışını, kayıt içine çekmeye çalışacaklarını kaydeden Unakıtan, bunda da başarılı olacaklarını ifade etti.
|