TBMM Başkanı Köksal Toptan, yasama, yürütme ve yargı arasındaki kuvvetler ayrımına ilişkin olarak, ‘’Herkes kendi hakkını, kendi hukukunu, kendi sınırını içine sindirmeli. Biz yasama organı olarak kendimizi yargı yerine koymamalıyız. Yargı, kendisini hükümet yerine koymak suretiyle hükümet icrası yapmaya kalkmamalı’’ dedi.
TRT 2’de sorularını cevaplandıran Toptan, demokrasinin çok kolay bir yönetim biçimi olmadığını belirterek, şunları kaydetti: ‘’Demokrasi, çok güzel ve yerine başka bir yönetim biçimi ikame edilmeyen bir yönetim biçimidir. Bunun için bir altyapı gerekir. Ekonomik yönden orta bir sınıf olması gerekir; demokratik kültür altyapısının varlığı önemlidir. Bu iki konuda ülkemiz zayıf. Bunu başarmak zorundayız. Hayıflanmak yerine ekonomik yönden orta sınıf inşasında ve demokratik kültür altyapısı konusunda eksikliklerimizi gidermemiz lazım. Onları gerçekleştirmeden demokratik zıplama çok kolay değil. Birdenbire orta sınıfı gerçekleştirmeden çok partili sisteme geçmişiz, tam anlamıyla yaşatamamışız. Şimdi katılımcı demokrasiyi zorluyoruz; ancak çok eksiğimiz var. Çok eksikliğimiz var; parti içi demokrasi eksikliğimiz, partiler arası diyalog eksikliğimiz var. Genel olarak Anayasadan ve yasalardan kaynaklanan eksikliğimiz var. Kendimize de haksızlık yapmamamız lâzım. Bu kadar çok kafasına taş atılan, bu kadar çok ayağı tökezletilen demokrasinin buralara gelmesini önemli sayıyorum.’’
HİÇ KİMSENİN ALANI SINIRSIZ DEĞİL
Türkiye’de kuvvetler ayrılığı ilkesiyle ilgili sorunların olduğuna dikkati çeken Toptan, kuvvetler arasındaki uyumu, kuvvetler arası ilkesinin öngördüğü ölçüde sağlamakta zaman zaman eksikliklerin olduğunu ifade etti.
Kuvvetler ayrılığında yasama organına ciddi haksızlık yapıldığı kanaatinde olduğunu belirten Toptan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
‘’Herkes, her şeyi yasama organından bekliyor. Oysa yasama, içinden yürütmeyi çıkarır, idarî ve siyasî ve ekonomik denetimi yapar. Bunun dışındaki alanlarda yasama organının yapacağı çok fazla bir şey yok. Yetkiler arasında ahenk kültürü gerektirir. Burada da bir eksiğimiz olduğunu kabul etmeliyiz. Oysa burada hiç kimsenin alanı sınırsız değil. Yasama organının Anayasayla denetlenmesi söz konusu, Anayasa Mahkemesi bunun için var. Yürütmenin eylem ve işlemleriyle ilgili idarî denetim var. Şimdi bunlar tamam ama aynı şekilde Anayasa ve yasa değişikliği yapmak suretiyle yasama organının da diğer alanlarla ilgili düzenleme yapma yetkisi var.’’
"HERKES, KENDİ SINIRINI İÇİNE SİNDİRMELİ’’
Toptan, kuvvetler ayrılığına ilişkin ‘’Herkes kendi hakkını, kendi hukukunu, kendi sınırını içine sindirmeli. Biz yasama organı olarak kendimizi yargı yerine koymamalıyız. Yargı gibi hüküm vermeye kalkmamalıyız. Yargının kendisini hükümet yerine koymak suretiyle hükümet icrası yapmaya kalkmamalı. O nedenle herkes kendi alanında kaldığı müddetçe bu kültürü oluştururuz’’ diye konuştu.’’
|