|
|
|
İstanbul'un efendileri |
Yazar Dursun Gürlek, İstanbul'un ilk "efendi"sinin Eyüp Sultan, ikincisinin ise Fatih Sultan Mehmet olduğunu söyledi.
Türkiye Edebiyat Vakfı'nda, 2008 yılının ilk konuşmasını yapan kültür tarihçisi yazar Dursun Gürlek, dinleyicilerine "İstanbul Efendileri"ni anlattı. Vakıf Müdürü Cemal Aydın tarafından takdim edildikten sonra konuşmasına başlayan Gürlek, İstanbul' un ilk efendisinin Eyüp Sultan olduğunu söyledikten sonra Fatih Sultan Mehmet'i ve İstanbul'un kuşatılmasını anlattı. İstanbul'un ikinci efendisinin Fatih Sultan Mehmet olduğunu söyleyen Gürlek, Fatih Sultan Mehmet'in sadece savaşçı bir komutan değil aynı zamanda şair, mutasavvıf olduğunu belirtti ve "Onunla birlikte İstanbul bir ilim merkezi olmuştur" dedi. Fatih Sultan Mehmet'le hocası Akşemsettin'in, Eyüp Sultan Hazretleri'nin kabrini çeşitli teftiş ve araştırmalardan sonra bulduğunu anlattı. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın 'Beş Şehir' adlı kitabında "Mekke, Medine ve Kudüs'ten sonra en mukaddes şehir İstanbul'dur" dediğini bunun Eyüp Sultan'dan dolayı olduğunu söyledi.
Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u feth ettikten sonra şehri Nasrettin Hoca'nın torunu olan Hızır Çelebi'ye emanet ettiğini ve İstanbul'un üçüncü efendisi olduğunu belirtti. Hızır Çelebinin aslında Kadı olduğunu ve Kadıköy'de oturduğunu, Kadıköy'ün isminin de oradan geldiğini belirten Gürlek, "Çelebi"nin "efendi" demek olduğunu, bu çelebilerden binlercesinin olduğunu dile getirerek birkaç tanesinin adını nakletti.
1. Evliya Çelebi
2. Hezarfen Çelebi
3. Kâtip Çelebi
4. Mahmut Çelebi
5. Hızır Çelebi
6. Süleyman Çelebi
Çelebileri isim olarak zikreden Gürlek, İstanbul'un devlet kademesinde çok önemli görevlerde bulunan ve mühim kitaplara imza atan efendilerinin yanı sıra, manevî efendilerinin de olduğunu söyleyerek onlardan birkaçının ismini de şöyle sıraladı:
1. Sümbül Efendi
2. Merkez Efendi
3. Ebus Suud Efendi
4. Zembilli Ali Efendi
Lûgatsız ve kitapsız bir evi harabeye benzeten Dursun Bey, her evde bir Osmanlıca sözlük bulunması gerektiğini özellikle vurguladı. Bilhassa Şemsettin Sâmi'nin Kâmus-u Türkî, Ferit Develioğlu'nun Osmanlıca Lûgat ve Kubbealtı'nın Misalli Büyük Türkçe Sözlük'ünün kütüphanelerde bulunması gerektiğini söyledi.
(sanatalemi.net)
|
28.01.2008
|
|
|
Tarihî müzede sebilden salep ikramı |
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü, sebil geleneğini yaşatmak amacıyla Ayasofya Müzesi avlusunda yer alan ve 1. Mahmud tarafından yaptırılan tarihî sebilden salep ikramına başladı.
Düzenlenen törende konuşan İl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Emre Bilgili, 1. Mahmud tarafından yaptırılan sebilden, geleneksel kültüre uygun olarak yazın sıcak günlerinde su ikram edildiğini anlattı.
Sebil geleneğini devam ettirmek ve o kültürü yaşatmak amacıyla sebilden 10 gün boyunca salep ikram edileceğini belirten Bilgili, ''Böylece bir geleneği ihya etmiş oluyoruz. Salepten sonra aşure, boza ve portakal suyu ikram edeceğiz'' dedi. Bilgili, kendine özgü içeceği bulunan bütün diğer şehirleri de ürünlerini bu sebilden ikram etmeye dâvet etti.
Ayasofya Müzesi Başkanı Haluk Dursun da, hem sebilin tarihî fonksiyonlarını hatırlatmak hem de mimarî özelliklerini ve san'at tarihindeki yerini belirtmek amacıyla son 2 yıldır yaz aylarında sebilden su ikram ettiklerini bildirdi. Dursun, sebillerden içecek ikram edilmesini yad etmek amacıyla Muharrem ayı boyunca salep ikram edileceğini ifade etti.
Konuşmaların ardından Haluk Dursun, turistlere ve katılımcılara salep ikram etti. Ayrıca turistlere, sebil geleneğini anlatan İngilizce kısa notlar dağıtıldı.
Turistler, ''yumuşak ve tatlı'' buldukları salebi çok sevdiklerini belirterek, sebil geleneğini de çok güzel bulduklarını dile getirdiler.
|
28.01.2008
|
|
|
Artık yazıyorum yazı atölyesi |
Kubbealtı Akademisi Kültür ve Sanat Vakfı'nda "Yazı Atölyesi" kursu başlıyor. 9 Şubat 2008 tarihinde başlayacak olan kurs 18 hafta sürecek ve 16 Haziran 2008 tarihine kadar devam edecek.
Cumartesi günleri 14.00-17.00 saatleri arasında gerçekleşecek olan kursun hocaları arasında Dr. Fahrünnisa Bilecik, Dr. Murat Aşıcı, Dr. Nevnihal Bayar, Aliye Aren ve Seval Yardım bulunuyor. Kursa, yazı yazmanın tekniklerini öğrenmek isteyenler, Türkçe'yi doğru yazmak isteyenler katılıyor. "Yazı Atölyesi" kursuna kayıtlar başladı.
|
28.01.2008
|
|
|
|