Belediyelere ağaç sevgisi aşılanmalı
Ağaç ve insan. Tıpkı etle tırnak gibi birbirinden ayrılmayan iki varlık. Dünyanın yaratılmasıyla birlikte bu beraberlik başlamış, kıyamete kadar da devam edip gidecek. O kutsal varlık, beşikten mezara kadar hep dünyanın halifesine omuz vermiş, kol kanat germiştir. Çünkü o, gündelik hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmuştur. Kapımızın eşiğinden, bir zamanlar yemek yediğimiz kaşığa kadar hep o vardır hayatımızda.
Yediden yetmişe herkes ağaçla ilgili çok şeyler söyleyebilir. Şairler şiirlerine onu konu etmiş, peygamberler ümmetlerine onun önemini anlatmışlardır. Onlar, kış mevsiminde kurumaları, baharla birlikte yeşermeleriyle birçok hatırlatma yaparlar. Allah, yarattığı leziz meyveleri onların eliyle bizlere gönderir. Yine sıcak bir yaz gününde, onun güneşten etkilenmeyen nazenin yaprakları altında serinleyebiliriz ancak.
Yağmurların önceki yıllara göre azaldığı, bazı yerlerde geciktiği bu günlerde hepimiz kara kara düşünüyoruz. Zaman zaman haberlere konu olan "Küresel ısınma" dediğimiz şeyin belki de ciddî ciddî bizleri tehdit ettiğini idrak ediyoruz. Ne yazık ki bu olumsuzluklardan en çok etkilenen veya etkilenecek olan memleketimizdir. Avrupa ülkelerine baktığımızda onların bizim kadar kuraklık endişesi bulunmuyor. Ormanlarımızı kıyasladığımızda, oraların yeşil bir bitki örtüsüyle kaplı olduğu aşikâr. Yurdumuzun ise, yavaş yavaş çöl iklimine dönüştüğü, ne yazık ki bir gerçek. Acaba neden?
Nedenler, herkesçe malûm olan şeyler. Ardı arkası kesilmeyen orman yangınları, insanımızın doymak bilmeyen hırsları ve bilinçsizce orman kıyımları, vb. Bu tablo karşısında elimiz kolumuz bağlı oturamayız. Dünya bizim için önemlidir. Ancak, yurdumuz daha önemlidir. O zaman dar daireden, yani yurdumuzdan işe başlanmalıdır. Başta, yerel yönetimler olarak, belediyelerimize, resmî kurumlarımıza ve sivil toplum örgütlerimize bu konuda çok çok büyük görevler düşmektedir.
Ağaç ve orman olmayan yerde yağış da olmuyor. Bu hepimizin bildiği bir gerçek. Okullarda öğrendiğimiz şey, ağaçların yağmur bulutlarını çekip yağmur yağmasına sebep olmaları yönünde bir bilgiydi. Ancak bir de rızık cihetinden bakacak olursak, Allah bütün canlıların rızkını temin ediyor. Bitkilerin ve ağaçların da aralarında bulunduğu bazı canlıların rızıklarını da ayaklarına gönderiyor. Bunların her ikisi de kabul edilir olduğuna göre bize düşen görev, ağaç dikmek ve ondan sonra bol yağmur beklemek olmalıdır.
Belediyeler, şehri güzelleştirmek adına bilinçsizce ağaç katliâmı yapıyorlar. Bunların örneklerini hem görüyoruz, hem de basından duyuyoruz. Onlara ve bizlere birileri ağaç sevgisini aşılamalı. Afişlerle, radyo ve televizyonlar yoluyla, gazeteler kanalıyla ve kampanyalarla bu konu sürekli gündemde tutulup vatandaşlar bilinçlendirilmeli, ağaç dikimi için harekete geçirilmelidir. Yalnız TEMA Vakfı'nın gayretleriyle amacımıza ulaşamayız. Sloganlarla, yurdumuzu çöl olmaktan da kurtaramayız. Omuzlarımızdaki yükün ve sorumluluğun bilinciyle, kişiler ve kurumlar olarak, ağaç dikim mevsiminin içinde olduğumuz bu günlerde acilen harekete geçmeliyiz.
Neler yapılabilir?
Orman Bakanlığı bol miktarda fidan üretip vatandaşa dağıtmalı. Belediyelerin vatandaşlara göstereceği ekim alanlarında toplu fidan ekimleri yapılabilir. Sivil toplum örgütleri, üyelerine yönelik ağaç ekim kampanyaları ve şenlikleri düzenleyebilir. Okullarımız, öğrencileri ve öğretmenleriyle bu faaliyetlere katılabilir. Yine askeri birliklerimiz, her alanda olduğu gibi bu konuda da örnek bir çalışmayla ülkemizin dağlarına, taşlarına fidan ekebilir. Hatta mahkûmlarımıza da böyle görevler verilebilir. Ağaç dikmek gibi bir görev verildiğinde, onların görev için koşacakları ve coşacakları unutulmamalıdır.
Bakınız, Aşık Veysel bu konuyla ilgili neler söylüyor:
Tarlam sana üç yüz fidan aşlasam,
Kürek coşar, kazma coşar, bel coşar.
Gücüm yetse, hemen işe başlasam,
Tarla coşar, fidan coşar, el coşar.
"Kıyamet koparken bile fidan ekiniz" diyen Peygamberimiz (a.s.m), bizlere çok önemli mesajlar vermektedir. Böyle bir peygamberin ümmeti olan bizler, ağaç dikim mevsimi olan bu günleri boşa geçirmemeliyiz. Fidan dikme konusunda birbirimizle yarışmalı, ağaç sevgisini çevremizdeki insanlara ve gençlere aşılamalıyız.
|