Beytullah, Yeşil Kubbe, Hacerü’l Esved, Safa-Merve, Mekke-Medine… Her biri ayrı hasreti temsil ediyor. Canana olan özlemi anlatıyor. Vuslatın tatlı yüzünü hatırlatıyor.
İstanbul Ümraniye’deki Mehmet Akif Kültür Merkezi , Yeni Asya Hanımlar Kolunun organize ettiği panelde “Kabe yolcularını” ağırladı. Beytullah, Yeşil Kubbe, Hacerül Esved, Safa-Merve, Mekke-Medine… Her biri ayrı hasreti temsil ediyor. Canana olan özlemi anlatıyor. Vuslatın tatlı yüzünü hatırlatıyor. Hayalen ve kalben o gün hepimiz bir Kabe yolcusuyduk. Âlem-i İslamın o muhteşem kongre merkezine umumen enfüsi bir seyahat yaptık ve belki bu hac mevsiminde oralarda olamasak da; şuurlu birer hacı nasıl olur; haccı yaşayanların ağzından öğrenmiş olduk. Programa Beytullah’a gitmek isteyen yüreklerin, Canana kavuşma adına, şirket-i maneviye ile ortak bir davet talep etmek namına, telbiye getirerek, lebbeyk sadaları ile başladık. Semiha hanımın okuduğu Kur’ân tilavetiyle devam eden programımız Bakara Sûresi 197-203 âyetlerinin yüksek mânâlarını da bizlere çok büyük dersler verdi.”Onlardan kimi ‘Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, ahirette de güzellik ver, bizi ateş azabından koru!’ der. İşte onların kazandıklarından bir payları vardır.”
Panelimiz Betül Nur Demir’in sunumu ve yöneticiliği eşliğinde devam ederken, ilk panelistimiz Ayşe Tokmak bizlere; Haccın tarifi, önemi ve hikmetlerini özlü bir şekilde aktarmış oldu. Hac ziyaretinin nasıl bir kavuşma olduğunu, Haccın külli bir ibadet olduğunu, kullukta olgunlaşmanın en güzel örneklerinden birinin Hacca gitmekle de mümkün olacağını, Haccın bir kongre merkezi olup, toplum hayatı cihetiyle, İslâmiyeti temsil ettiği için çok mühim bir ibadet olduğunu bizlerle paylaştı. Canın Canana kavuşması, mana alemine bir başlangıç olduğunu dillendiren Ayşe Tokmak Haccın şahsi hayatımıza kazandırdıklarından ziyade, toplum hayatına kattığı olgularında göz ardı edilmeyecek kadar çok olduğunu dile getirdi.
İkinci panelistimiz Belgin Yavuz, Haccın menasiki ve Hac da yapılması gereken safhaları, ibadetlerimizi ele aldı konuşmasında. Haccı bize, aşama aşama anlatarak o ruhu yaşamamıza vesile oldu. Hac ca gidemeyenlerin özellikle, Arefe günü, hacılar vakfedeyken çarşı, pazar, ev işi gibi dünyevi meşgalelerden ziyade, ibadetle, vakfedeymiş gibi, duayla, mümkünse oruçlu geçirmemizin güzelliklerine deyindi. Haccın Hz. Adem'den itibaren oluşumunda, her anında nasıl bir teslimiyet ve tevekkülün olduğunu, idrak etmiş olduk. Sunumunda; Haccın her anında tavaf da, say de, Arafat’ ta, Mina da o ruha erişebilmeyi, sabırla her anı doya doya yaşamayı, o şuuru yakalayabilme yollarını anlamış olduk. Haccın her anının sabır olduğunu, durabilmeyi, beklemeyi bilmenin gerekliliğini şuurlu bir rehber eşliğinde öğrenmiş olduk.
Son panelistimiz; Pelin Taş; Hac’da kul hakkı, şeytanın vesvesesi konusunu ele aldı. Toplu bir hareket olan Hac’da, beni bize nasıl çevireceğimizi, enaniyet damarımızı ihlas düstürunu kavrayarak nasıl kıracağımızı izah etti. Gerçek hac şuuruna erişebilmenin; orada farklı dilden, farklı ırktan gelen, farklı kültürden olan kişilerle bir olabilmeyi bilerek ulaşılacak zirveleri dile getirdi. Bununda Rabbimiz bir, peygamberimiz bir, kitabımız bir, kıblemiz bir, bine kadar bir bir şeklinde mümkün olacağını Risale-i Nur ışığında bize ders vermiş oldu., Haccın bizim için güzel düşünüp güzel görmeye götüren bulunmaz bir fırsat olduğunu, oraya bir davetli olarak gittiğimizi, bir misafir olarak insanlarda kusur varsa bile görmememiz gerektiğini ve hayırlı işlerin muzır manisinin çok olması gibi şeytanın da orada daha çok uğraştığını hatırlattı. Uhuvvet, tesanüd, teavün, tefani ve daha bir çok düsturu orada hayata geçirme zamanı. Pelin Taş sunumunda, gerçek buluşmayı, şeytanın engellemesine izin vermememiz gerektiğini hatırlatmış oldu.
Panelistlerimiz ve dinleyicilerin duygulu anlar yaşadığı panelimiz, kalplerde, akıllarda manevi ve tatlı lezzetler bıraktı. Nurbeste gençlik komisyonunun sunduğu ilahilerde Kabe yolcularına ayrı bir atmosfer yaşattı. Sıra panelimizin büyük ödülü Umre çekilişine geldiğinde, herkeste heyecan doruktaydı. Öncelikle neşriyat hediyeleri takdim edildikten sonra beklenen an geldi. Umre hediyemiz o günkü nasiplisini bekliyordu. Sahibi ile nazlı nazlı 3. çekiliş yapıldıktan sonra buluştu. Dilruba Turizme bu kıymetli hediyesinden dolayı çok teşekkür ediyoruz. Her ay Anadolu yakasında paneller devam edecek.
Panelde yemek kermesi düzenlenerek yardım geliri de elde edildi. Maddî ve manevî anlamda, şevke, gayrete getiren, birliği, beraberliği bilgi ışığında bize sunmaya vesile olan “Yeni Asya Hanımlar Koluna” teşekkürü bir borç biliyoruz. Katılımı sağlayan şevkli, gayretli, fedakâr seyircilerimize de.
İçimizde tüm Kâbe yolcularına hayırlı yolculuklar, gitmek isteyip gidemeyen ya da tekrarını talep eden tüm Kâbe sevdalılarına da, Rabbim gidebilmeyi, gidip yaşayabil-meyi, o manevî lezzeti tadabil-meyi nasip etsin inşaallah.
|