Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 11 Aralık 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Dünya

 

Kosova’da sona doğru

İsveç Dışişleri Bakanı Carl Bildt, AB’nin BM Güvenlik Konseyi kararı olmaksızın Kosova’nın bağımsızlığını tanımaya hazır olduğunu söyledi. Bildt, AB dışişleri bakanlarını buluşturan Genel İşler ve Dış İlişkiler Konseyi’ne girişinde yaptığı açıklamada, bu konuda AB’de “fiili görüş birliği” bulunduğunu belirterek, 27 üyeden sadece birinin çekincesi olduğunu bildirdi.

Bildt, ısrarlı sorulara rağmen Kosova’nın bağımsızlığını tanımaya hazır olmayan AB üyesini söylemekten kaçındı. Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ise üye adı vererek Kıbrıs Rum kesiminin Kosova’nın bağımsızlığını desteklemede “büyük sorun yaşadığını” ve konunun BM Güvenlik Konseyi tarafından çözülmesini beklediğini ifade etti.

Kıbrıs Rum kesimi, Kosova’nın bağımsızlığının KKTC için model oluşturmasından endişe ediyor. Öte yandan, Kosova Başbakanı Agim Çeku, AB’nin Kosova’nın nihai statüsüyle ilgili süreçte “acil ve daimi çözüm ihtiyacını” kabul etmesi gerektiğini söyledi.

Çeku, Associated Press haber ajansına verdiği demeçte, AB’den Kosova’nın bağımsızlık isteğini hemen onaylamasını istedi.Başbakanlık görevini geçen ay yapılan seçimleri kazanan Haşim Taçi’ye devretmeye hazırlanan Çeku, çok etnili olma, demokrasiye bağlı kalma, bağımsızlıklarının uluslararası gözetim altında olması, uluslararası ortaklık ve bir Avrupa geleceğine ilişkin taahhütlerine bağlı kalacaklarını belirtti. Sırbistan’ın “Kosova ile geleceğe gitmek veya geçmişe tek başına geri dönmek” gibi bir seçeneği bulunduğunu belirten Çeku, Sırbistan’ın doğru seçimi yapmasını ümit ettiklerini söyledi.

Rusya’dan Kosova uyarısı

Bu arada, Rusya, Kosova’nın tek yanlı olarak bağımsızlık ilan etmesinin “ağır sonuçlar” doğurabileceğini savundu.

Kıbrıs Rum kesimini ziyaret etmekte olan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, gazetecilerle konuşurken, “Bağımsızlık ilanı, Balkanlar ve başka yerlerde zincirleme tepkilere yol açabilir. Bu da ağır sonuçlar doğurabilir” dedi.

İngiltere ise Kosova’nın bağımsızlığını tanımaya hazır olduğunu Dışişleri Bakanı David Miliband’ın ağzından açıklamıştı. Kosova’nın nihai statüsü konusunda Sırplarla Arnavutlar anlaşamıyor. Arnavut yetkililer, müzakerelerden sonuç çıkmaması halinde bağımsızlık ilan edebileceklerini söylüyor.

/ BRÜKSEL

11.12.2007


 

Fransa’da Kaddafi krizi

Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, Libya lideri Albay Muammer Kaddafi’nin başlayacak resmî ziyaretini eleştiren, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Rama Yade’yi cumhurbaşkanlığı sarayına çağırarak bir süre görüştü. Fransız bakan, 20 dakika süren görüşmeden sonra hiçbir açıklama yapmadan, cumhurbaşkanlığı sarayından ayrıldı.

Fransız radyo ve televizyon kanalları, ‘’Sarkozy’nin, Yade’nin açıklamalarından duyduğu memnuniyetsizliği aktarmış olabileceği’’ yorumunu yapıyor. Fransız bakan, dün bir gazeteye yaptığı açıklamada, Brüksel’de bir toplantıda olduğu için Kaddafi onuruna verilecek yemeğe katılamamasının “sevindirici bir tesadüf” olduğunu belirterek, “Bu ziyaretten mutlu değilim” ifadesini kullanmıştı. Fransız bakan, “Fransa’da her şey ticaret dengesiyle açıklanamaz, insan hakları alanında garantiler alınmadıkça bu ülkeyle bazı ihaleler imzalanmamalı” dedi. Bu arada, muhalefet partilerinin, Kaddafi’i Paris’e davet eden Sarkozy’ye yönelik eleştirileri devam ediyor. Fransa Demokrasi Hareketi (Modem) lideri François Bayrou, Fransa’da diplomasi iş dünyası tarafından yönlendiriliyor’’ diyerek, Kaddafi’nin ziyaretine yönelik itirazını dile getirdi. Sosyalist milletvekili Pierre Moscovici, hükümetin bir bakanının da bu ziyarete karşı çıkmasını gündeme getirerek, iktidarı bert bir biçimde eleştirdi.

Sosyalist Parti, Kaddafi’nin ulusal meclise yapacağı ziyaretin “kabul edilemez” olduğunu ve Libya Devlet Başkanını parlamentoda karşılamayı reddettiklerini bildirmişti.

Libya lideri Kaddafi’nin, ziyareti çerçevesinde Fransız Ulusal Meclisi Başkanı ve iktidardaki sağ blokun üyesi Bernard Accoyer ve parlamenterler ile bir araya gelmesi bekleniyor.

Kaddafi’nin ziyareti sırasında, 3 milyar avroyu bulan Airbus ihalesi ve nükleer enerji santrali kurulması konusunda ön anlaşmalar imzalanacak.

/ PARİS

11.12.2007


 

ABD ırk ayrımcılığından sabıkalı

ABD’de 250 yurttaş hakları derneğinin şemsiyesi ‘’ABD İnsan Hakları Örgütü: U.S. Human Rights Network’’, ülkede ırk ayrımcılığının derin boyutta olduğunu ilan etti.

BM’nin İnsan Hakları Beyannamesinin yayımlanmasının 60. yıl dönümüne denk gelen açıklamada, ABD’de eski Afrika kölelerinin torunları zenciler, Kızılderililer, İspanyol kökenliler ve Müslümanlara geniş çapta ayrımcılığın uygulandığı vurgulanıyor. ABD İnsan Hakları Örgütü, bilhassa ABD başkanlık seçimleri ve eyalet meclisi seçimlerinde 5 milyon 400 bin kişiye oy kullandırılmadığını hatırlatılıyor. Önceki yıl tarih kökeninde zencilerin memleketi olan Louisiana eyaleti-New Orleans kentini vuran Katrina Kasırgasında da ırk ayrımcılığının bariz görüldüğü iddia ediliyor. Genelde eğitim sisteminde ‘’beyaz ırktan farklı kökenlilere sınırsız sayıda ayrım yapıldığı’’ belirtiliyor. ABD hükümetinin, BM’nin ‘’Irkçılığı Tasfiye Kurulu’’na sunduğu rapora karşılık ‘’acı hakikati’’ yansıtan ABD İnsan Hakları Örgütü, ‘’ABD’de azınlıklara çeşitli bahanelerle oy kullandırılmadığını, kadınların, çocukların gerekli temel haklardan yoksun bırakıldıkları ve beyaz ırktan olmayanların büyük oranda cezaevlerine düştüğünü’’ kaydediyor.

ABD’nin 250 yurttaş hakları örgütünün ortak bildirisinde, ‘’Adaletsizliğin bu devlette kasten görülmediği’’ belirtiyor. ABD hükümetinin ‘’durumun farkında olduğunun’’ kaydedildiği raporun BM’ye birkaç yıl geç sunulduğunu bildiren ABD insan hakları örgütleri, hükümetin, durumu düzeltmek için gerekli girişimleri yapmadığını açıklıyor. ABD’de 2000 yılının 7 kasımında yapılan ve üç hafta sonuç alınamayan başkanlık seçiminde de insan hakları örgütleri çok sayıda zenciye veya İspanyol-Latin kökenliye oy kullandırılmadığını bildirmişlerdi.

/ COLUMBİA

11.12.2007


 

Maliki hükümetinden işgalcilere uzatma

Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari, BM’den, ülkede görev yapan çok uluslu gücün görev süresinin uzatılmasını resmen istediklerini bildirdi. Zebari, ABD ile yapılacak güvenlik anlaşmasına da zaman sınırlaması getirileceğini kaydetti.

Zebari basın toplantısında, BM’ye, Irak’taki çok uluslu gücün bu yıl sonunda sona erecek görev süresinin uzatılmasını isteyen bir mektup gönderildiğini söyledi. Mektupta, Irak hükümetinin çok uluslu gücün görev süresinin son kez uzatılmasını arzu ettiğinin de belirtildiğini kaydeden Zebari, ABD ile yeni güvenlik anlaşması için müzakerelerin Irak için çok önemli olacağını belirtti. ABD ile bu anlaşmayı Temmuz’da sağlamayı beklediklerini söyleyen Zebari, komşu ülkeler ve diğerleri arasında ABD’nin Irak’ta daimi üsler kurabileceğine dair endişeler oluşabileceği için bu anlaşmaya zaman sınırlaması getirileceğini kaydetti.

Irak hükümeti içinde, koalisyon güçlerinin bu yılın sonunda dolacak görev süresinin son kez uzatılması ve bunun BM’den istenmesi konusunda anlaşma sağlandığı bildirilmişti. Irak Başbakanı Nuri El Maliki de, geçen ay sonunda yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi’nden çok uluslu gücün görev süresini 2008’de sona erecek biçimde son kez uzatmasını isteyeceklerini bildirmişti. BM himayesindeki ABD güçleri ve diğer ülkelerin birliklerinin Irak’taki görev süresinin uzatılması için her yıl Güvenlik Konseyi’nden onay alınması gerekiyor.

/ BAĞDAT

11.12.2007


 

Musa Kale, Taliban’ın elinden çıktı

Afganistan’da koalisyon güçleri ve Afgan askerleri, Şubat ayından beri Taliban’ın elinde olan Musa Kale kasabasında kontrolü ele geçirdi.

Savunma Bakanlığı sözcüsü General Muhammed Zahir Azimi, Afgan, Amerikan ve İngiliz güçlerinin güneydeki Helmand vilayetinin Musa Kale kasabasını tamamen ele geçirdiklerini söyledi. Azimi, Afgan ve koalisyon güçleriyle Taliban militanları arasındaki çatışmaların kasaba çevresinde devam ettiğini belirtti. Afgan ve koalisyon güçleri Musa Kale civarındaki operasyonlarını Kasım ayının başından beri yoğunlaştırmıştı.

Musa Kale kasabası, NATO bünyesindeki İngiliz güçleriyle aşiret liderleri arasında yapılan tartışmalı bir anlaşmadan sonra Şubat ayında Taliban militanlarının eline geçmişti. Afganistan’daki yabancı güçler ve Afgan askerlerinin birkaç kez kasabayı Taliban’dan geri alma girişimi başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

/ KABİL

11.12.2007


 

Türkiye, Ofek’i nasıl ihaleden çıkardı?

Jerusalem Post gazetesi, uydu projesinde, Türkiye’nin İsrail Havacılık ve Uzay Sanayiinin gelişmiş Ofek uydu modellerinden birinin satımına ilişkin teklifini devre dışı bırakmasının, “İsrail üzerinde casusluk yapılmaması şartının” kabul edilmemesinden kaynaklandığını belirtti.

Geçen hafta sonu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi, casus uydu olarak anılan, “keşif, gözlem uydu projesi” ihalesinde, İsrail’in teklifini eleyerek, görüşmelerin İtalya’nın Telespazio, Almanya’nın Ohb-Systems ve İngiltere’nin Eads Astrium firmalarıyla devam ettirilmesini kararlaştırmıştı.

Jerusalem Post’a göre, İsrail Savunma Bakanlığı, casus uydu teklif şartnamesine, Türkiye’nin casus uyduyu İsrail üzerinde kullanılmasına izin vermeyen bir sınırlama koydu. Gazetede, yine de konunun İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak’ın ocak ayı içinde Ankara’ya yapacağı resmi ziyaret sırasında, Türk yetkililerle görüşmelerinde gündeme gelmesinin beklendiğini belirtti.

İsrail savunma yetkilileri, uydunun İsrail’in kendi hava sahası üzerinde kullanılmasına getirilen sınırlamanın, uydu satışlarındaki genel bir uygulama olduğunu belirttiler. İsrail gözlem uydularına takılan bir düzeneğin de ABD’den görüntü alınmasına meydan vermediği hatırlatıldı. Bir savunma bakanlığı yetkilisi, “Bu görüşmelerde olağan bir şey... Bu demek değil ki iş bitti, Bizi daha iyi bir teklife zorluyor olabilirler” dedi.

/ KUDÜS

11.12.2007


 

İran-ABD yeniden masada

ABD ile İran arasında Irak’ın güvenliğine ilişkin yeni görüşmelerin 18 Aralıkta yapılacağı bildirildi.

Irak Dışişler Bakanı Hoşyar Zebari, basın toplantısında, 18 Aralıktaki toplantının, son toplantının devamı niteliğinde teknik muhtevalı olacağını kaydetti. Zebari, yeni toplantının bu kez büyükelçiler düzeyinde değil, onların yardımcıları ve güvenlik uzmanları düzeyinde olacağını söyledi. İran’da 1979 İslam devriminden sonra Tahran’daki ABD Büyükelçiliğine düzenlenen baskından bu yana aralarında diplomatik ilişki bulunmayan İran ve ABD, 28 yıl aradan sonra Irak’ta güvenlikle ilgili olarak ilk kez geçen Mayısta bir araya gelmişlerdi. İki ülkenin Bağdat büyükelçileri o günden beri üç kez görüşmüşlerdi.

/ BAĞDAT

11.12.2007


 

BM'den yardım çağrısı

BM, 2008 yılında insani yardım amacıyla 3,8 milyar dolara ihtiyaç olacağını bildirdi.

Cenevre'de Genel Sekreter Ban Ki-mun adına yapılan yazılı açıklamada, iklim değişikliklerinin tabiî afetlere yol açabileceği uyarısında bulunuldu ve milletlerarası camianın, dünyada muhtaç durumuna düşmesi muhtemel 25 milyon kişiye yardım eli uzatmaya hazır olması gerektiği belirtildi. Açıklamada, yardım için hazır tutulması gereken 3,8 milyar doların, kişi başına 152 dolar yardım anlamına geldiğine işaret edildi. Genel Sekreter Ban, herkesi bu konuda cömert olmaya dâvet etti.

/ CENEVRE

11.12.2007


 

Hacılar için raylı sistem

Suudi Arabistan hükümeti, 5 milyon hacıyı mukaddes mekânlar arasında taşıması ve yaklaşık 5 milyar 350 milyon dolara mal olması planlanan demiryolu projesi hazırladı. Suudi Arabistan Belediye ve Köy İşleri Bakan Yardımcısı Habib Zain El Abidin’in verdiği bilgiye göre, Mekke’de Mina, Arafat, Müzdelife arasında 5 “monorail” tren sistemi yapılması planlanıyor.

Suudi Arabistan Belediye ve Köy İşleri Bakan Yardımcısı Habib Zain El Abidin, Arab News gazetesine verdiği demeçte, Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın projenin gecikmeden bitirilmesi için, gereken bütün çabanın gösterilmesi gerektiğini söylediğini belirtti.

Bakan Yardımcısı El Abidin’in verdiği bilgiye göre, Mekke’de Mina, Arafat, Müzdelife arasında 5 “monorail” tren sistemi yapılması planlanıyor. Suudi ve yabancı uzmanlar tarafından hazırlanan projenin her bir bölümünün yaklaşık 1 milyar dolar harcanarak bitirilmesi öngörülüyor.

Projeye göre, hacıların özellikle Mekke içinde büyük sorun olan, Arafat, Mina, Müzdelife ve Mekke arasındaki gidiş gelişlerinde “monorail” sistemi büyük rahatlama sağlayacak. Bayram günlerinde yapılan Şeytan Taşlama sırasında hacıların görevlerini hızla bitirmeleri için, Kâbe ile Mina arasında kurulması planlanan “monorail” sisteminin, büyük fayda sağlayacağı belirtiliyor.

Bakan Yardımcısı El Abidin, projenin ilk aşamasında, Suudi Arabistan vatandaşlarının ve ülkeye karayoluyla gelen hacı adaylarının Mekke’ye ulaşmalarında kullanılmasının planlandığını da belirtti.

Yetkililerin verdiği bilgiye göre, tek ray üzerinde tekerlekli olarak ya da manyetik sistem üzerinde gitmesi planlanan “monorail” sistemi, özellikle hac zamanı trafik sebebiyle büyük problemlerin yaşandığı Mekke için büyük rahatlama getirecek.

Sistemin en kısa zamanda devreye girmesiyle, Mekke’de hac zamanı özellikle ülke içinden ve dışından karayoluyla gelen hacıların kullandığı 70 bin otobüsten 25 bini trafikten çekilmesi sağlanacak. Sistemin 6 ile 8 saat içinde 500 bin hacıyı taşıma kapasitesinin olacağı belirtiliyor. Suudi Arabistan’a gelen hacılardan yıllık 54 milyon dolar gelir getirmesi beklenen projeden, hacıların kişi başına 13,5 dolar ödeyerek hac dönemi bu sistemden yararlanacakları belirtiliyor.

Projeye göre, ilk “monorail” Mina’nın batısından hareket ederek, hacıları Şeytan Taşlama alanının ikinci ve dördüncü katına taşıyacak. İkinci aşamada yapılacak “monorail”in, birinci faz bittikten iki ya da üç yıl sonra yapılması planlanıyor. Bu “monorail” sisteminin de Mina’da genelde Arap hacıların bulunduğu yerde yapılması planlanıyor. Üçüncü sistem ise Mekke’nin kuzeyinde yapılacak.

Suudi Arabistan hükümeti ayrıca, yine Mekke ile Medine’yi birbirine bağlamak için, 5 milyar 350 milyon dolarlık bir demiryolu projesinin yapımını planlıyor. Söz konusu demiryolu bittiğinde, yılda hac ve umre için kutsal topraklara gelen 10 milyon kişinin, Mekke, Medine ve Cidde şehirleri arasında taşınması hedefleniyor.

/ MEKKE

11.12.2007


 

28 hacı adayı vefat etti

Suudi Arabistan’ın Mekke ve Medine şehrinde ölen Türk hacı adaylarının sayısı 28’e yükseldi.

Mekke’deki Diyanet İşleri Başkanlığı Basın ve Halkla İlişkiler Bürosu’ndan alınan bilgiye göre, bugün kutsal topraklara gelen 2 Türk hacı adayı daha öldü. Ölen hacı adayları, Kâbe’de kılınan namazdan sonra Cennetül Mualla’da defnedildi.

Daha önce Mekke’de 17, Medine’de ise 9 olmak üzere toplam 26 hacı adayı vefat etmişti. Mekke’de dün ölen 2 hacı adayıyla birlikte ölü sayısı 28’e yükseldi. Dün ölen hacı adaylarının isim ve memleketleri şöyle:Sahriye Altın-1939 (Niğde), Faik Önlek-1944 (İstanbul).

/ MEKKE

11.12.2007


 

Liseli Rumlar Türkçe öğreniyor

Kıbrıs Rum kesimindeki lise öğrencilerinin Türkçe dersine ilgisinin her geçen yıl arttığı, bu yıl her 15 öğrenciden birinin Türkçe öğrendiği bildirildi.

Fileleftheros gazetesinin haberine göre, İngilizce ve İtalyanca’nın ilk sırayı paylaştığı yabancı dillere ilgi sıralamasında Türkçe, Rusça ve Almanca’nın önüne geçti. Habere göre, Rum bakanlar kurulunun Türkçe’nin liselerde okutulması kararını aldığı 2003 yılında Türkçe dersini lise 2. sınıflardan sadece 84 öğrenci (yüzde 1) seçerken, bu yıl ise lise 2. sınıflardan 587 öğrenci (yüzde 7,45) Türkçe öğreniyor. Bu da her 15 öğrenciden birinin Türkçe’yi tercih ettiği anlamına geliyor. Kıbrıs Rum kesimindeki lise 2. ve 3. sınıf öğrencilerinin, 7 yabancı dil arasından 2 tanesini seçme zorunluluğu var.

/ LEFKOŞA

11.12.2007


 

Özgür toplum için özgür basın şart

İngiliz yayın kuruluşu BBC'nin 14 ülkeyi kapsayan araştırmasında, katılımcıların yüzde 56'sının basın özgürlüğünün önemli olduğunu düşündüğü ortaya çıktı.

75. yılını kutlayan BBC Dünya Servisi için uluslararası araştırma kuruluşu GlobeScan'in yaptığı araştırmaya göre Almanya, Güney Afrika, Brezilya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, ABD, Hindistan, Kenya, Meksika, Nijerya, İngiltere, Rusya, Singapur ve Venezuela'da yaşayanların yüzde 56'sı, özgür toplumun korunması için basın özgürlüğünün önemli olduğu, yüzde 40'ıysa toplumsal istikrarın daha üstün olması gerektiği görüşünde.

Yaklaşık 11 bin 344 kişinin katıldığı araştırmayı yapan GlobeScan'in başkanı Doug Miller, ''genel olarak insanların medyanın özgürlüğünü savunduğunu, ancak özgür toplumu güvence altına almak için basın özgürlüğünün gerekli olduğu yönündeki Batılı görüşün evrensel olarak dünyanın bütün bölgelerinde aynı olmadığını'' söyledi.

Araştırma, basın özgürlüğünün ağır bastığı Batılı ülkelerde dürüstlük ve doğruluğun kritik olduğunu da ortaya koydu. Almanların yalnızca yüzde 28'i, İngilizlerin yüzde 29'u, Amerikalıların yüzde 29'u, doğruluk ve dürüstlük konularında basın-yayın organlarının iyi olduğunu söylerlerken, Venezuelalıların yüzde 44'ü, Güney Afrikalıların yüzde 49'u, Nijeryalıların yüzde 58'i ve Kenyalıların da yüzde 61'i basın-yayın organlarının bu konularda iyi olduğu cevabını verdi.

Toplumsal istikrarın basın özgürlüğünden daha önemli olduğu ülkeler olan Hindistan'da katılımcıların yüzde 61'i, Birleşik Arap Emirlikleri'nde yüzde 52'si, Rusya'da yüzde 27'si, Meksika'da yüzde 28'i, Brezilya'da yüzde 31'i ve Singapur'da yüzde 37'si, olayların doğru aktarıldığını söyledi.

Araştırmaya katılanların yüzde 56'sı, ülkelerinde basının güncel olayları çarpıtmadan aktarmada özgür olduğunu düşünürken, yalnızca yüzde 19'u ülkelerinde medyanın ya az özgür ya da hiç özgür olmadığı cevabını verdi.

/ LONDRA

11.12.2007


 

Kâbe'de 1 milyon Kur'ân dağıtıldı

Hac sezonunun başlaması ile 180 farklı ülkeden milyonlarca hacı adayının akın ettiği Kâbe'de bir milyon Kur'ân-ı Kerim dağıtıldı.

Kâbe-i Münevvere Genel Yönetimi tarafından hazırlanan ve dağıtılan Kur'ân-ı Kerim'ler 12 dilde tercümesiyle de hacı adaylarının hizmetine sunuldu. Türkçe, Fransızca, Urduca, Endonezya, Çince, Somali, Malabari, Thai, İspanyolca, Boşnakça, Arnavutça dillerindeki Kur'ân-ı Kerimler kutsal mekânda bulunuyor.

Görme engelliler düşünülerek hazırlanmış kabartma harflerden oluşan Kur'ân-ı Kerim ise görme engelli hacı adaylarının Kâbe huzurunda okumalarını sağlıyor. Ayrıca Kur'ân-ı Kerim dışında ise tefsir ve fıkıh kitapları da bu kutsal mekânda sabahlayan hacı adaylarının hizmetine sunuluyor. Bu dinî kitaplar ise Arapça, İngilizce, Bengali, Urduca, Türkçe ve Endonezyaca olarak sunuluyor.

/ MEKKE

11.12.2007


 

Açlığı kitap yiyerek gidermişler

Çin’in kuzeyindeki bir madende 5 günden fazla mahsur kaldıktan sonra kurtarılan 11 madenci, açlıklarını gazete, kitap ve deri kemer yiyerek bastırdıklarını anlattı.

Pekin’de yayımlanan Gençlik Gazetesindeki haberde, kurtarılan madencilerden Wu Penfyong’un, “Acıktığımızda gazete ve bir kitabın sayfalarını yiyorduk ama hâlâ açtık, deri bir kemerim vardı, parçalara böldüm ve bir kutu içinde pişirmeye çalıştım, olmadı ama az pişmiş kemer parçalarını arkadaşlara dağıttım” sözlerine yer verildi. Kuzeydeki Hebei eyaletindeki altın ve demir madeninde mahsur kalan ve dün kurtarılan madenciler hastaneye kaldırılmıştı.

/ PEKİN

11.12.2007


 

Suriye Facebook'u yasakladı

Suriye makamları, internetin popüler sosyalleşme sitesi Facebook'a erişimi, İsrail'in sızabileceği endişesiyle engelliyor.

Yetkililer, Facebook'a erişimin engellenmesiyle ilgili açıklama yapmazken, yasağın, İsrailli internet kullanıcılarının, Suriye'nin sosyal internet ağına sızmalarının engellenmek istenmesinden kaynaklandığı ifade ediliyor. (aa)

/ ANKARA

11.12.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri