|
|
|
Babacan: Komşulardan destek bekliyoruz |
Bağdat’ta Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile bir araya gelen Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, terörizmle mücadelede uluslararası toplumdan ve komşulardan destek beklediklerini bildirdi.
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Babacan, “Biz terörle mücadeleyi bir temel ilke olarak ele alıyoruz” dedi. Bakan Babacan, Irak’ın toprak bütünlüğünün de bir başka temel ilke olduğunu ve bu iki ilkenin birbiriyle çelişmediğini kaydetti.
Zebari de Ankara ile daha çok görüşmeyi arzu ettiklerini söyleyerek, Babacan’ın ziyaretinin hemen ardından Ankara’ya üst düzey bir heyet göndermeyi planladıklarını bildirdi. Zebari, bu sayede sorunlara çözüm bulunabilmesi için görüşmeler yapılabileceğini ve ortak tutum takınılabileceğini kaydetti.
“Türkiye terör problemiyle karşı karşıyadır” diyen Babacan, PKK terör örgütünün şimdiye kadar binlerce Türk vatandaşının hayatına mal olduğunu, binlerce sivil ve sivil olmayan Türk vatandaşının yaralanmasına sebebiyet verdiğini ve son 1 ayda 42 Türk vatandaşının öldüğünü belirtti.
Türkiye’nin terör ve terörizmle mücadeleyi temel ilke, prensip olarak ele aldığını söyleyen Babacan, Irak’ın toprak bütünlüğünün de bir başka temel ilke olduğunu ve bu iki ilkenin birbiriyle çelişmediğini ifade etti.
Bu arada, Dışişleri Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, “Bir terörist örgütle karşı karşıyayız ve kullanacağımız terminoloji terör karşısında kullanılacak terminoloji olmak zorundadır” diyerek, bu ortak terör anlayışıyla işe başlanmazsa zaten netice almanın da zor olacağını bildirdi.
Irak Dışişleri Bakanı Hoşyar Zebari ile düzenlenen ortak basın toplantısında konuşan Babacan, “Irak Devlet Başkanı Talabani terör örgütü PKK’nın ateşkes ilân edeceğini belirtmişti. Bu sizin tutumunuzda bir değişiklik yaratacak mı?” sorusuna karşılık şunları kaydetti:
“Ateşkes tabiri iki ülke arasında ya da düzenli ordular arasındaki ilişkilerle ilgili kullanılır. Burada bizim karşı karşıya olduğumuz problem bir terör problemidir.” Sorunu çözmek için öncelikle sorunu iyi tanımlamak gerektiğini kaydeden Babacan, “Burada problem terördür. Bir terörist organizasyonla, örgütle karşı karşıyayız ve kullanacağımız terminoloji terör karşısında kullanılacak terminoloji olmak zorundadır. Bu ortak anlayışla, terör anlayışıyla işe başlamazsak zaten netice almak da zordur” diye konuştu.
|
/ BAĞDAT
24.10.2007
|
|
|
AP’de Türkiye raporu oylanacak |
Avrupa Parlamentosu, Hollandalı Hıristiyan Demokrat Ria Oomen-Ruijten tarafından kaleme alınan Türkiye raporunu bugün Genel Kurulda tartışarak oylayacak. AB Komisyonunun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, raporun önceki yıllarda olduğu gibi “objektif ve âdil olacağını” söyledi.
AP Dış İlişkiler Komitesinde daha önce 4 çekimser oya karşı 48 oyla kabul edilen rapor ve rapora bağlı tavsiye karar tasarısında, Türk hükümetinin reform sürecine bağlı kalacağı yolundaki açıklamasından memnuniyet duyulduğu vurgulanıyor ve hükümetin yeni bir anayasa hazırlama girişimi olumlu karşılanıyor.
Raporda, ‘’Yeni Türk hükümetinin temel insan haklarını ve özgürlükleri koruyacak yeni ve sivil bir anayasa niyeti memnuniyetle karşılanır. Yeni anayasada Türkiye’nin demokratik ve laik karakterini garanti altına alacak denetleme ve dengeleme sisteminin kurulması ihtiyacının altı çizilir. Tüm siyasi partilere, açık ve uzlaşıya dayalı anayasal süreci desteklemeleri çağrısı yapılır. Bu kapsamda daha önceki seçim barajı (düşürülmesi) önerisi hatırlatılır. Anayasa projesinin TCK 301 başta olmak üzere acil reformları ertelememesi gereği vurgulanır’’ deniliyor.
AB üyesi ülkelere, teknik hazırlıklar tamamlanır tamamlanmaz, enerji faslında Türkiye ile müzakereleri başlatmaları çağrısı yapılan metinde, transit geçiş noktası olarak Türkiye’nin önemine vurgu yapılıyor.
Hükümetin ‘’Kürt sorununa kalıcı çözüm bulunması için siyasi girişim başlatması’’ gereğinin dile getirildiği metinde, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün güneydoğu Anadolu gezisinden memnuniyet duyulduğu belirtiliyor.
Terör örgütü PKK’ya da eylemlerine son vermesi çağrısının yapıldığı metinde, Türk hükümetinden ve Irak’taki tüm siyasi güçlerden, ‘’terörizmle mücadelede ve terörizmi önlemede işbirliğini güçlendirmeleri’’ talep ediliyor. Kıbrıs’ta kapsamlı çözüm için taraflara ‘’BM sürecine yapıcı yaklaşın’’ çağrısı yapıldı. Karar tasarısında, serbest ve adil bir ortamda yapılan genel seçimlerin TBMM’de daha geniş temsil olanağı sunması memnuniyetle karşılanırken, milletvekillerine “Türkiye’nin istikrarlı bir demokrasiye dönüşümüne” katkı yapmaları çağrısı yer alıyor.
Seçimlerden oyunu artırarak daha güçlü bir yetkiyle çıkan hükümetin reform sürecini hızlandırması istenen tasarıda, “Türk Silahlı Kuvvetlerinin siyasi sürece tekrar tekrar müdahalesinden endişe duyulduğu” belirtiliyor.
“Ordu üzerinde sivillerin tam kontrolü için daha fazla çaba gösterilmesi” gereği vurgulanan metinde, ulusal güvenlik stratejisinin belirlenmesi ve uygulanmasının sivil yetkililerin sorumluluğunda olması ve orduyla savunma politikasının TBMM’nin tam denetimine açılması isteniyor.
Türkiye’ye Ortaklık ve Ek Protokolden kaynaklanan yükümlülüklerini eksiksiz yerine getirmesi çağrısı yapılan tasarıda, Türk Ceza Kanununun 301’inci maddesinin değiştirilmesi ve Vakıflar Kanununun onaylanması talep ediliyor. AP’nin Türkiye hakkındaki karar tasarısında, Hrant Dink cinayeti, Malatya’da 3 Hristiyanın öldürülmesi ve Ankara’daki terör saldırısı şiddetle kınanıyor.
Karadeniz’de ve Orta Asya ülkeleriyle olan ilişkilerde Türkiye’nin önemine vurgu yapılan metinde, AB Komisyonundan, bu bölgelerle ilgili dış politikasını Türkiye ile işbirliğini güçlendirerek yürütmesi talep ediliyor.
Rehn: İlerleme raporu objektif ve adil olacak
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, Türkiye’ye ilişkin açıklanacak ilerleme raporunun önceki yıllarda olduğu gibi “objektif ve adil olacağını” söyledi. Rehn, Avrupa Birliği’ne ilişkin haberlere yer veren EurActiv.com adlı sitenin sorularını cevapladı. Sitenin ilerleme raporuna ilişkin sorduğu bir soruya, “İlerleme raporuna ilişkin merakınızı anlıyorum ama rapor hala hazırlanıyor. Komiserler Koleji de rapora son halini verene kadar yorum yapamam. Ancak, rapor önceki yıllarda olduğu gibi objektif ve adil olacak.” dedi. Cumhurbaşkanı seçimi ve genel seçimlerle Türkiye’nin anayasal krizi atlattığını belirten Rehn, yeni hükümetin AB reformlarına öncelik verdiğini kaydetti. Fin komiser Rehn, reformlarda önceliğin ifade özgürlüğünde olduğunu söyledi. İfade özgürlüğünün açık, demokrat ve kendine güvenen toplumun temeli olduğunu vurgulayan Rehn, “Bunun anlamı 301. madde ya kaldırılmalı ya da değiştirilmeli.” dedi.
|
/ STRASBOURG- BRÜKSEL
24.10.2007
|
|
|
ABD, PKK hedeflerini vuracak |
ABD’de yayımlanan Chicago Tribune gazetesi, Amerikan yönetiminin Türkiye’yi sınır ötesi operasyon yapmaktan caydırmak için terör örgütü PKK’nın Irak’ın kuzeyindeki hedeflerine hava taarruzu planladığını ileri sürdü.
Gazetenin haberine göre, Amerikalı yetkililer, Türkiye, ABD ve Irak arasında üçlü görüşmelerin artık yeterli olmadığını, “bir şeyler yapılması gerektiğini” belirttiler. Başkan George W. Bush’un krizin çözümü amacıyla Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ile yaptığı telefon görüşmesi hakkında bilgi veren kaynaklar, Bush’un Gül’e, ülkesinin Irak’ın kuzeyinden gelecek terör saldırılarını durdurmak için diplomasinin ötesindeki seçenekleri ciddî şekilde değerlendirdiği yolunda güvence verdiğini belirttiler.
Terör örgütü PKK’nın kökünün kazınması için Amerikan askerlerinin kullanılmasının son seçenek olduğunu ve ABD’nin PKK hedeflerine hava taarruzu yapmaya daha istekli olduğunu belirten yetkililer, güdümlü füzelerin kullanımının da söz konusu olduğunu, ancak savaş uçaklarıyla yapılacak hava taarruzunun daha kolay bir seçenek olarak göründüğünü, zira Irak hava sahasının kontrolünün ABD’nin elinde olduğunu söylediler. Gazetenin haberine göre, Amerikalı yetkililer ve uzmanlar, bir başka seçeneğin de Irak’ın kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimini, peşmerge güçlerinin dağlardaki PKK kamplarının çevresinde kordon oluşturması yönünde ikna etmek olduğunu belirttiler. Bush ile Gül arasında yapılan telefon görüşmesi hakkında bilgi veren bir yetkili, geçmişte ABD’nin PKK terör örgütüne karşı hava taarruzu ya da özel bir güçle doğrudan harekete geçme konusunda çekimser davrandığını belirtti. Şimdiye kadar kırmızı çizgilerinin Türklerin sınırı geçmesi olduğunu, çünkü bunun bölgede durumu iyice kötüleştireceğini kaydeden yetkili, “Bugün ise Türklerin sabrı taştı ve bizim de risk hesaplarımız değişiyor” diye konuştu.
Chicago Tribune gazetesine görüş bildiren Irak’ın kuzeyindeki bölgesel yönetimin Washington yetkilisi Kubad Talabani, ABD veya Türkiye’nin olası hava taarruzuna karşı çıkarken, peşmergelerin zaten teröristlerin dağdan bölgedeki şehirlere inmelerine engel olmak için bir güvenlik kuşağı oluşturduklarını ileri sürdü.
|
/ ANKARA
24.10.2007
|
|
|
Holokost’u reddeden Nejad Ermeni iddialarına destek çıktı |
ran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, AB ülkeleriyle nükleer program konusunda yapılan müzakerelerde ‘’şart koşması gereken tarafın İran olduğunu’’ söyledi.
İki günlük resmî temaslarda bulunmak üzere Ermenistan’a giden İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad dün sabah saatlerinde beklenmedik bir şekilde ziyaretini yarıda keserek ülkesine döndü. İran Cumhurbaşkanı önceki gün gerçekleşen temaslarında ‘soykırım’ ifadesini kullanmamaya özen gösterdi ancak, 1915 olayları ile ilgili ülkesinin her zaman Erivan’ın yanında olduğunu söyledi. Tahran’ın olaylarla ilgili iki bakışı olduğunu ifade eden İran Cumhurbaşkanı, “Birincisi, her ülke tarihini hatırlamalı, ama yüzünü geleceğe çevirmeli. Bu geçmişin tekrarlanmasını önler. İkincisi de İran her zaman Ermenistan’ın yanında yer almıştır.” değerlendirmesinde bulundu.
NEJAD: ŞARTI BİZ KOYARIZ
Öte yandan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad, AB ülkeleriyle nükleer program konusunda yapılan müzakerelerde ‘’şart koşması gereken tarafın İran olduğunu’’ söyledi. Resmî haber ajansı İRNA’nın bildirdiğine göre Ahmedinejad, Ermenistan ziyareti sırasında Erivan’da yaşayan bazı İran vatandaşlarına hitap etti ve AB ile yürütülen müzakerelere işaret ederek, ‘’Nükleer müzakerelerde şart koşması gereken taraf İran’dır’’ ifadesini kullandı.
|
/ MOSKOVA
24.10.2007
|
|
|
Sarkozy, Olmert’i mest etti |
İsrail Başbakanı Ehud Olmert, İran’ın nükleer programı üzerinde konuştuğu Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin duruşundan çok memnun kaldı.
Olmert, ‘’İran konusunda, Fransa Cumhurbaşkanı’ndan bundan daha iyi şeyler duyabileceğimi tahmin edemezdim” dedi. Paris’te, Elize Sarayı’nda Olmert ile Sarkozy arasında gerçekleşen yaklaşık 1,5 saat süren görüşmenin ardından yapılan açıklamada iki liderin, İran’ın nükleer programını önleme yolları yanı sıra önümüzdeki ay ABD’de, Annapolis’te yapılacak Ortadoğu zirvesi öncesi, barış sürecindeki gelişmeler konularını ele aldıkları bildirildi.
İsrail radyosunun haberine göre, Olmert görüşme sonrası Sarkozy’nin özellikle İran konusundaki kendisine yaptığı açıklamalarından memnun olduğunu dile getirdi. Olmert, İran’a yaptırımlar konusunda, hem BM Güvenlik Konseyi, hem de Avrupa ülkelerinin çabaları aracılığıyla, henüz denenmesi gereken diplomatik yollar bulunduğunu belirtti. Olmert, İran’a saldırı konusunun gündemlerinde olmadığını da sözlerine ekledi.
|
/ KUDÜS
24.10.2007
|
|
|
Bush-Pelosi arasında savaş polemiği |
Amerikan Başkanı George Bush, Irak ve Afganistan’da askeri operasyonlar için 2008 bütçesinden daha fazla pay istedi.
Bush, 1 Ekimde başlayan 2008 maliye yılında savaş için ayrılan bütçeye 42,3 milyar dolar ilâve edilmesini Kongre’den resmen talep etti. ‘’Terörle mücadele’’ adı altında ayrılan para, böylece toplam 196,4 milyar dolara yükselecek ve bu savaşın 2001 yılından bu yana ABD’ye maliyeti 757 milyar doları aşacak. Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi ise Bush’un bu isteğini eleştirdi ve “Bu iş öncelik meselesi. Mesela Irak’ta harcanan 40 günlük parayla 10 milyon çocuğun bir yıl boyunca sağlık masrafı karşılanabilir’’ dedi.
|
/ WASHİNGTON
24.10.2007
|
|
|
ABD, yine çocukları öldürdü |
Amerikan helikopterinin, Irak’ta yol kenarına bomba yerleştirdikleri saptanan bir grubun üzerine ateş açtığı, saldırıda aralarında sivillerin de bulunduğu 11 kişinin öldüğü bildirildi.
Ordudan yapılan açıklamada, helikopter mürettebatının Samarra’nın güneyinde bir grup militanın yol kenarına bomba yerleştirdiğini tesbit ettiği ve üzerlerine ateş açtığı bildirildi. Açıklamada, 6 siville 5 erkeğin öldüğü, 5 kişinin yaralandığı bildirildi. Görgü şahitleri ise saldırıda aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 14 kişinin öldüğünü söylediler.
|
/ BAĞDAT
24.10.2007
|
|
|
Debbağ: Türkiye’nin jandarması olmayacağız |
Irak hükümet sözcüsü Ali El Dabbagh, Türkiye, ABD ve Irak arasında geçen yıl oluşturulan üçlü mekanizma çerçevesinde terör örgütü PKK’ya karşı Türkiye ile işbirliği yapmaya hazır olduklarını, ancak Türkiye’nin polis gücü olmayacaklarını söyledi.
Orta Doğu Enstitüsü adlı kuruluşta konuşan El Dabbagh, muhtemel tek yanlı bir askerî müdahaleye karşı çıktıklarını ve PKK ile mücadelenin ortak yapılması gerektiğini belirtti. Türkiye’nin sınır ötesi operasyona girişmesi durumunda Irak’ın ne yapacağının sorulması üzerine El Dabbagh, “Bu olursa Türklerle çatışacak durumda değiliz, ancak Türk ordusunun girmeye niyeti olduğunu sanmıyorum’’ dedi.
|
/ WASHINGTON
24.10.2007
|
|
|
Papa’ya bir mektup daha |
Hırıstiyan dinî liderlerini diyaloga çağıran 138 Müslüman din ve bilim adamı, Katolik dünyasının ruhanî lideri Papa 16. Benediktus’a, diyalog çağrılarını desteklemesini isteyen bir mektup daha yazdı.
11 Ekim tarihli mektubu yazan 138 din adamı, Vatikan’a gönderdikleri yeni mektupta, “Müslümanlar Papa Benediktus Hazretlerinden uygun bir cevap bekliyor. Kendisini bilim adamlarımızın girişimini, birçok Hıristiyan tarafından gösterilen aynı iyi niyet ile kabul etmeye çağırıyoruz” denildi.
Mektupta, Vatikan’ın dinler arası diyalog konusundaki en üst düzey yetkilisi Kardinal Jean-Louis Tauran’ın ilk mektuba yönelik tutumu da eleştirildi. Tauran, ilk mektupla ilgili olarak, “Kur’ân’ı sorgulamadıkları için Müslümanlarla ciddî bir teolojik diyaloğun mümkün olmadığını” söylemişti.
İlk mektubun imzacılarından Arif Ali Nayed, Reuters’a yaptığı açıklamada, ilk mektubun imzacılarından İzzeddin İbrahim’in de şahsen Papa’dan girişimlerini desteklemesini istediğini söyledi.
Birleşik Arap Emirlikleri hükümetinin kültürel danışmanı olarak görev yapan İbrahim ile Papa Benediktus’un önceki gün Napoli’de yapılan bir dinlerarası diyalog toplantısında aynı masada oturdukları, İbrahim’in bu sırada çağrılarına Papa’dan destek istediği belirtildi.
İlk mektubun imzacıları gönderdikleri ikinci mektupta ayrıca Vatikan’ın Ramazan sebebiyle yayınladığı yıllık mesaj da eleştirildi.
Mektupta bu mesajın son zamanlarda “polemiğe açık hale geldiği” ileri sürüldü. Daha önce büyük çoğunlukla dinî konulara ayrılan bu mesajda, son iki yılda farklı dinler terörizm ve şiddete karşı mücadele etmeye çağrılmıştı.
|
/ PARİS
24.10.2007
|
|
|
Farklı dinler ortak duâda buluştu |
Almanya’nın Köln şehrinde gelenekselleşen Kültürler Haftası dolayısıyla, Diyanet İşleri Türk İslâm Birliğinin (DİTİB) Merkez Camii konferans salonunda ‘’Dinlerin ortak duâsı’’ adı altında bir program düzenlendi.
Programa Katolik, Protestan, Budist, Hindu ve Müslüman cemaatlerinden temsilciler katıldı. Programın ana teması olarak ‘’Tümün parçası olmak ve tümün parçasından bir pay almak’’ konusu işlendi.
Protestan cemaatini temsilen konuşan Dorathee Schaefer farklı kültür ve farklı dinlerin birlikte yaşamayı öğrenmesi gerektiğini belirterek, ‘’Biz tüm çeşitliliğimiz ve farklılığımızla Allah’ın huzurunda bir aradayız ve bir arada yaşamayı öğrenmeliyiz’’ dedi.
|
/ KÖLN
24.10.2007
|
|
|
Amerika’da Hindistanlı vali konuşuluyor |
Amerika’da hafta sonunda Louisiana eyaletinde yapılan valilik seçimini sürpriz bir şekilde ilk turda kazanan Bobby Jindal ülke gündemine yerleşti.
Muhafazakâr görüşleriyle tanınan Jindal, bir zamanlar ayrımcılığın en şiddetli yaşandığı yerlerden olan Louisiana eyaletinin de ilk “beyaz olmayan” valisi oldu. Bobby Jindal’ın, beyaz olmayanların hiç seçim kazanamadığı bir eyalette, ilk turda yüzde 50’den fazla oy alması, Amerikan medyası ve kamuoyundan da büyük ilgi görüyor.
|
/ NEW YORK
24.10.2007
|
|
|
Çin radyosunun Türkçe servisi 50 yaşında |
Çin Uluslararası Radyosu’nun (CRI) Türkçe ve Farsça yayınlarının 50. yıldönümü kutlandı.
Yıldönümü dolayısıyla düzenlenen yemeğe Türkiye’nin Pekin Büyükelçiliği Müsteşarı Metin Kılıç, İran’ın Pekin Büyükelçisi Cevat Mensur, Çin’in eski Ankara büyükelçileri Wu Keming ve Yao Kuangyi ile iki servisin eski ve şimdiki çalışanları katıldı. CRI Türkçe Bölümü Başkanı Şia Yongming, “Çin ve Türkiye arasında dostluk köprüsü olmaya devam edeceklerini” belirtti. CRI, her gün 43 dilde, dünyanın 200’den fazla ülke ve bölgesine yayın yapıyor.
|
/ PEKİN
24.10.2007
|
|
|
Mekke-Medine arasında hızlı tren yapılacak |
Suudi Arabistan’da yapılacak en büyük demiryolu projelerinden olan Mekke - Medine hızlı tren hattı 2008’in başında ihaleye açılacak.
Projenin teknik danışmanlığını yürüten Fransız SNCF firması ihale prosedürünü gelecek yıl içinde bitirmeyi hedefliyor. DNCF İnternational’in Yönetim Kurulu Başkanı Jean-Pierre Loubinoux hedeflerinin 2008 sonunda hatta kazmayı vurmak olduğunu söyledi. Saatte 300-320 km hız yapacak trenlerle Cidde - Mekke arası 30 dakika, Mekke - Medine arası da 2 saat 30 dakikada gidilecek.
|
/ TAİPEİ
24.10.2007
|
|
|
|