“Hamaset” hakim düşünme, anlama, ifade, meydan okuma biçimi. Oysa “hamaset”in nice politikacısı, bürokratı, paşası, düşünürü bu ülkenin hakiki sorunlarına, derin acılarına doğru teşhisler, sahici çözümler sunamadan geldi geçti.
Halihazırdakiler de, sınırlı, kısıtlı düşünme ve hareket biçimlerini mutlak doğru sandıkları sürece öyle olacak.
Onlar gidecekler...
Sorunlar ve acılar baki kalacak.
Belki de;
Esas geçmeleri gereken kendi sınırlarının ötesi!
Belki de;
Devleti yönetiş biçiminiz yanlış.
Belki de;
Hükümet etme, hükmetme tarzınız yanlış.
Belki de;
“Terörle mücadele” anlayışınız ve icraatınız yanlış.
Belki de;
Askeri yetiştirme ile sevk ve idare yöntemleriniz yanlış.
Belki de;
Diplomasiden anladığınız ve o anladığınız kadarıyla diplomatlığınız yanlış.
Belki de;
Komşularla ilişkilerdeki haliniz yanlış.
Belki de;
İşgalcilerle sadece toprakları değil ruhları da işgal edilenler arasındaki yalpalamalarınız yanlış.
Belki de;
ABD ile koalisyon ortağı filan olup sonra da yakınmalarınız yanlış.
Belki de;
Büyük devlet diye konuşurken büyüklükten kastınız yanlış.
Belki de;
Birlik, beraberlik, bütünlük, kardeşlik derken bunların içini dolduruş şekliniz yanlış.
Belki de;
Değerlendirme, yorumlama, manalandırma alışkanlıklarınız yanlış.
Belki de;
Kendinizi bu bölgede İsrail çıkarlarına yakın konuşlandırmanız, askerinizi, istihbaratınızı, silahlarınızı onlara bu kadar kanka kılmanız yanlış.
Belki de;
Kendi topraklarınızı süratle mayından, ölümden arındırmamanız, toprakları binlerce yoksul köylünün kullanımına açamamanız yanlış.
Belki de;
ABD’ye yıllarca üssünüzü açıp oradan komşularınızı bombalatmanız, orada şimdi karşı çıktığınız oluşumların güç kazanmasına yataklık edişiniz yanlış.
Belki de;
Demokrasi ile terörü birbirine karıştıranlara köpürürken sizin de öyle bir karışıklık, karşıtlık yaratmanız yanlış.
Belki de;
Bölünme tehlikesinden bu kadar çok bahsederken, devletten başlayarak ülkeyi sürekli cephelere ayırarak kafanızda ve ruhumuzda bölmeniz çarpmanız yanlış.
Belki de;
Büyük Ortadoğu projelerine yamak, ABD’nin en şahin ve tilki ve de kurt, Ortadoğu halklarını birbirine kırdırmaya adanmış yeni muhafazakarlarına ortak yazılmanız, bu “esaret” yanlış.
“Terörün kahpeliği” bir sürü yanlıştan beslendi, bir sürü yanlışı da besledi.
“Terörün kahpeliği” bu topraklardaki sorunlardan beslenirken yanaşık durduğumuz büyük devletin Ortadoğu oyunlarının beslemesi oldu.
“Terörün kahpeliği” yalapşap bir hamasetin siyaset, hitabet, diplomasi, güvenlik politikası sanılmasından da beslendi.
“Terörün kahpeliği” şiddet, zorbalık, dayatma, kullaştırma, tuzak, köleleştirme, büyük devlete uşaklık, katliam, cinayet, kan, nefret, kin, iç savaş, provokasyon ile silaha biat, despotluğa boyun eğme, korkuya rehinlik gibi kiri, pası “demokratlık, demokrasi mücadelesi” filan zannedenlerin büyük büyük yanlışından, rehineliğinden, “cesaretinden” değil “esaretinden” de beslendi.
Belki de yukarıdaki “yanlışlar”ın hiçbiri yanlış değildir. Yanlış düşünmüşümdür.
Ama onlar da yanlış ise; bu kadar yanlış ın siyasi, idari, maddi hesabını veremeyenlerin öylece gelip geçtiği bir cumhuriyet ve demokrasi, bir şeffaflık, açıklık, hesap verebilirlik, bir millet egemenliği rejimi olabilir mi!
Olabilir belki de; bu kadar yanlış, çok yanlış değil mi?
Sabah, 23.10.2007
|