MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD) dünyada şirket evliliklerinin giderek hızlandığı süreçte, “yerli sermayenin küresel rekabetçi olma ve büyüme hedefleri için yol haritası” niteliğinde çok önemli bir eser yayınladı.
Kocaeli Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nurullah Genç tarafından hazırlanan ve MÜSİAD ‘Yönetim Kitaplığı’ dizisinin son eseri olarak yayınlanan “Ortaklık Kültürü” adlı kitap, düzenlenen bir toplantıyla işadamlarına tanıtıldı.
MÜSİAD Genel Merkezi’nde düzenlenen toplantıda konuşan Başkan Dr. Ömer Bolat, “Küçük işletmelerin gelişebilmesi ve ülke ekonomisinin büyümesi için güçlü ortaklıklar kurmaktan başka alternatifimiz yok” dedi.
“İŞLETMELERİN OLMAZSA OLMAZI...”
Batıda ‘şirket evlilikleri’nin gittikçe arttığı günümüzde, kümelenme yaklaşımının, yenilikçiliği ve gelişmeyi besleyerek, işletmelere ciddi bir rekabet avantajı sağladığını kaydeden Dr. Bolat, “Çağdaş ekonomilerde ortaklık kültürü artık işletmelerin olmazsa olmazı. Ülkemizde de maliyetleri düşürmek, ölçek ekonomileri meydana getirmek, tecrübeli bir işgücü havuzu oluşturabilmek, finans yükünü hafifletmek, kamu kuruluşları, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarıyla gerekli iş birliğini geliştirmek, ancak ortaklık kültürünün yerleşmesiyle mümkün” şeklinde konuştu.
Bolat açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün artık, kaynaklarını iyi değerlendirebilen, verimli kullanan ve ortaklık ruhu içerisinde hareket edebilen şirketler öne çıkmakta ve varlıklarını uzun süre sürdürebilmektedir.
“100 ŞİRKETTEN İKİSİ 3.
NESİLE KALIYOR”
“Ülkemizdeki işletmelerin karşılaştığı en büyük sorunların başında, birlikte iş yapma ve ortaklık kültürünün tam yerleşmiş olmaması gelmektedir. Bunun içindir ki, ömrü 50 yıla, 100 yıla varabilen şirketlerin sayısı oldukça azdır. Türkiye’de ikinci nesile devredilebilen işletme sayısı yüzde 10 iken, üçüncü nesile devredilebilen işletme sayısı ise sadece yüzde 2’dir. Aile şirketleri bile, düşünce ve gaye birliğinin yeterince sağlanamaması münasebetiyle, babadan sonra uzun süre ayakta kalamamakta ve kardeşler/ortaklar arasında çıkan ihtilaflar sebebiyle dağılıp gitmektedir. Bu sebeple iktisadî işletmeler için kaynaştırıcı, birleştirici ve işletmeyi uzun ömürlü kılan ortak amaç ve hedef birliği, yani ortaklık kültürü anlayışıdır. Bunu gerçekleş-tirebilen şirketler uzun ömürlü ve güçlü olabiliyor, gerçekleştireme-yenler ise ne yazık ki iflasın, bitişin eşiğine geliyor.
“Bütün bu gerçekler ışığında şunu belirtmeliyiz ki, ülke ekonomimizin bir atılım ve gelişme gösterebilmesi için, güç, gaye ve hedef birliği şuuru içerisinde ortaklıklar oluşturup; güçlü ve uyumlu bir ekonomik yapı ile piyasada var olma mücadelesi vermenin kaçınılmaz bir ihtiyaç olduğu aşikârdır. Güçlü ortaklıklar kurmanın yegane yolu, ortaklık kültüründen geçtiğine göre, bu birlik anlayışını işletmelerde geçerli kılmak zorundayız. Bunu başarmak, gerek uzun ömürlü olmanın, gerekse yüksek derecede bir rekabetin hüküm sürdüğü piyasada tutunabilmenin temel şartıdır. Hem bizlerin, hem de ülke ekonomisinin gelişebilmesi için güçlü ortaklıklara ve uyumlu çalışma sistemine dönmekten başka alternatifimiz yok gibidir.”
|