|
|
|
Aile imanla ayakta kalır |
Yeni Asya Ankara Emek Sosyal Grubu Sağlık-İş Sendikasında “Can Kardeş Aile Buluşması” programı düzenledi. Araştırmacı Yazar Halil Uslu, “Dünya büyük bir ailedir. Bu ailenin 4 tane istinad duvarı vardır. Bunlar çocuklar, gençler, aile hayatı ve ihtiyarlardır. Bu duvarlara iman verilmezse dayanamaz ve duvarlardan bir tanesi yıkılırsa, diğerleri de ayakta kalamaz” dedi
Kur’ân tilâveti ile başlayan programın açış konuşmasını yapan Seyfettin Gültekin, “Bir çocuğu sevmek, onu tanımak demektir. Eğer çocuğumuzu tanırsak, onun ilgilerini, kabiliyetlerini bilirsek, onlarla iletişim kurabilirsek, emir tarzı ile değil, istişare tarzı ile çocuğumuzu yönlendirebilirsek o çocuğun problemlerini çözme şansına kavuşabiliriz” dedi. “Ben çocuğumu en ideal şekilde nasıl yetiştirebilirim?” sorusunu her ebeveynin kendi kendine sorması gerektiğinin altını çizen Gültekin, ailelere “Husûmete vaktimiz yoktur, gelin gençlerimizi ve çocuklarımızı en güzel şekilde yetiştirelim” çağrısında bulundu.
Mesut Nurver’in “Berzahtan Sesleniş” adlı öyküsünün ardından “Aile ve Çocuk İletişiminde Sevgi” konulu konferansta konuşan Araştırmacı Yazar Halil Uslu, “Dünya büyük bir ailedir. Bu ailenin 4 tane istinad duvarı vardır. Bunlar çocuklar, gençler, aile hayatı ve ihtiyarlardır. Bu duvarlara iman verilmezse dayanamaz ve duvarlardan bir tanesi yıkılırsa, diğerleri de ayakta kalamaz” dedi. Bediüzzaman Said Nursî’nin “refika-i hayatına muhabbet ve merhamet edeceksin” dediğini kaydeden Uslu, bu düsturun aile hayatını da düzenlediğini belirtti.
Futbol maçlarında gençlerin koro halinde küfür ettiklerini ve polisleri taşladıklarına dikkat çeken Halil Uslu “Bu kin niye? Bu gençlerin kalbinden sevgiyi kim aldı? Sevgisiz hiçbir şey olmaz. İnsanlara sevgiyi aşılamalıyız. Bu yıl UNESCO tarafından Mevlânâ Sevgi Yılı olarak ilân edildi. Sevgiyi artırmanın yolu, bir sevgi ve şefkat timsali olan Mevlânâ ve Bediüzzaman’ın eserlerinin okullarda ders olarak okutulması ile mümkündür” dedi.
Program sonunda Can Kardeş okuyucuları, Halil Uslu’ya çiçek vererek teşekkür ettiler.
|
Ahmet İhsan KAYA
/ ANKARA
03.04.2007
|
|
|
Ey şefkat! Ey merhamet! |
Aylık kadın ve aile dergisi Bizim Aile’nin son sayısı şefkat, merhamet üzerine.
Ben merkezci olmanın âdeta kutsallaştırıldığı ve dahası, yayılarak küreselleştiği günümüzde, şefkat ve merhamet duygularına ne kadar da ihtiyacımız var!
İnsanoğlu şu koca dünyada âdeta nazdar bir çocuk hükmünde. Elinin yetişemediği, gücünün yetmediği her ihtiyacı ayağına koşturuluyor. Zehirli bir böcekten dünyanın en güzel tatlısını, gözsüz ayaksız bir tırtıldan dünyanın en yumuşak ipeğini sunan ihatalı bir şefkat kanununun dairesi içindeyiz.
Üzerimizde her daim akseden bu şefkati bizler etrafımıza ne derece yansıtıyoruz dersiniz. Ailemizde eşimize çocuğumuza, anne babamıza, akrabalarımıza, komşularımıza, şehrimiz sakinlerine şefkatle, merhametle muamele edebiliyor muyuz?
Aylık kadın ve aile dergisi Bizim Aile’nin son sayısı şefkat, merhamet üzerine.
Hilâl Çorbacıoğlu, önümüzdeki günlerde kitaplaştıracağı “Merhamet ağı ve aile” çalışmasını Kur’ân ve hadisler ışığında Bizim Aile okuyucuları için kaleme aldı.
Zeynep Doğan Yiğit, Risâle-i Nur’da kadın ve şefkat konusunu hazırladı.
Naciye Kaynak, medyanın şiddet yüklü mesajlarına alternatif oluşturabilecek güzel çalışmalardan bir demet hazırladı.
Aileyi Koruma Derneği Başkanı Gülsüm Kurt, şiddet muhtevalı çizgi film ve TV programları üzerine yapılan araştırma neticelerini Bizim Aile okuyucularıyla paylaştı.
Sait Çamlıca, bir eğitimci nazarıyla anne babalara şefkat eğitimi üzerine tavsiyelerde bulundu.
Psikolog Belkis Ertürk, şefkatin dozunu ayarlayamayan annelere bir hatırlatma yaptı.
Tuba Nur Arıcan “merhametin halleri” üzerine bir tefekkürü okuyucularıyla paylaştı.
Fatma Özer, en yetkili ve etkili okul olan aile okulunu anlattı.
Mümine Güneş, kişinin kendine zarar veren alışkanlıklarını şefkatle nasıl değiştirebileceği üzerine bir çalışma sundu…
|
03.04.2007
|
|
|
Şairlerin dilinden Sezai Karakoç |
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş tarafından, Sezai Karakoç Şiir Programı düzenlendi. Cemal Reşit Rey Konser Salonunda düzenlenen Sezai Karakoç Şiir Programı, 2007 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne değer görülen Karakoç’un şiirsel yönünün anlatıldığı sinevizyon gösterisiyle başladı.
Daha sonra söz alan şair Osman Sarı, bir şairin şiiriyle dünya görüşünün birbirinden ayrı düşünülemeyeceğini belirterek, Karakoç’un şiiri düşüncesine, düşüncesini de şiirine çok iyi giydirmiş bir şair olduğunu söyledi.
Şair Nurettin Durman ise Karakoç’un açık sözlü bir şair olduğunu belirterek, “Karakoç, evrensel bir şairdir’’ dedi.
Karakoç’un, Türkiye’nin yetiştirdiği en seçkin şairlerden biri olduğunu söyleyen Durman, şairin aldığı ödülle daha çok gündeme geldiğini kaydetti.
Şair Haydar Ergülen ise Sezai Karakoç’un sadece doğulu bir şair olarak nitelendirilemeyeceğini ifade ederek, “Karakoç’un, modern ve modernist bir şair olduğunu düşünüyorum. Bir şair modern olup, modernist olmayabilir. Ancak Karakoç her ikisi de’’ dedi.
Karakoç’un 2007 yılı Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülüne değer görülmesinin tartışılmasına da değinen Ergülen, şunları kaydetti:
“Ben de o ödülü almayacağını düşünüyordum. Kendine yakışanı yaptı ve ödül töreni yaptırtmadığı gibi ödül parasını da bir hayır kurumunda kullanılmak üzere bakanlığa geri gönderdi.’’
Şair Sadık Yalsızuçanlar da Karakoç’un ne doğulu, ne de batılı bir şair olarak tanımlanamayacağını belirterek, Karakoç’un şiirlerini saf ve katıksız bir ilhamla yazdığını söyledi.
Şair Mevlânâ İdris de Karakoç’un çağın büyük düşünce adamı ve şairi olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
‘’Karakoç’un şiirlerinin arka planında zamanlar arası bir geçişkenlik, hakikat arayışı var. O şiirlerinde, düşüncelerinde gelecekte kuracağı bir yapı için geçmişe gidip bir taş alır, onu şu anda önümüze koyar. Bu yönüyle Karakoç’un zamanlar arası bir mimar olduğunu söyleyebiliriz.’’
Faaliyet, şair Sacit Onan tarafından seslendirilen Karakoç’un ‘’Mona Rosa’’ adlı şiiriyle sona erdi.
|
03.04.2007
|
|
|
Münih’te kitap fuarı |
Almanya’nın Münih kentindeki DİDİM Merkez Camisinde 4. Kitap Fuarı ve Kültür Haftası başladı. Haftanın açılışı Türkiye’nin Münih Başkonsolosu Abdurrahman Bilgiç ve İstanbul Müftüsü Mustafa Çağırıcı tarafından yapıldı.
Çağırıcı burada yaptığı konuşmada, İslamiyet’in kitaba ve okumaya verdiği öneme işaret ederek, bir toplumun uygarlık ölçüsünün, kitaba ayırdığı zamanla orantılı olduğunu söyledi.
Başkonsolos Bilgiç de Türkçe konusunda yurt dışındaki bu tür fuarların önemine işaret ederek, Kitap Fuarı’nın, küçük olsun, büyük olsun, herkesin ilgisini çekebilecek nitelikte olduğunu kaydetti.
İstanbul Müftüsü Çağırıcı, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği’nin (DİTİB) davetlisi olarak Ingolstadt ve Misbach kentlerinde düzenlenecek diyalog toplantılarına da katılacak.
|
/ BERLİN
03.04.2007
|
|
|
|