|
|
|
Barış süreci canlansın |
Arap liderleri, İsrail’le barış sürecini canlandırmayı kararlaştırdı. Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da toplanan Arap Birliği üyesi ülkelerin liderleri, 2002 yılında kabul edilen İsrail’le barış girişiminin aynen hayata geçirilmesi yolunda oybirliğiyle karar aldılar. Liderler, İsrail’in barış sürecinin canlandırılması fırsatını kaçırmaması gerektiğini vurguladılar.
İsrail Başbakan Yardımcısı Şimon Peres, Arap barış planını mevcut haliyle kabul etmelerinin mümkün olmadığını söyledi. Peres, plan üzerinde görüşmeler yapılmasını istedi. Devlet radyosuna beyanat veren Peres, “Aramızdaki farklılıkları gidermek için tek bir yol vardır. O da görüşmektir” dedi. İsrailli yetkili, “Size ne teklif ettiysek olduğu gibi kabul edin’ demek mümkün değildir” diye konuştu. Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’daki Arap Birliği zirvesinde kabul edilen plan, İsrail’in 1967’den önceki sınırlara geri dönüp Filistinli mültecilerin geri dönüşlerini de kabul etmesi halinde Arap ülkelerin de İsrail’le ilişkileri normalleştirmesini öngörüyor.
Arap Barış Planında değişiklik yok
Bu arada, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad, Arap barış inisiyatifinde herhangi bir değişiklik yapılmadığını, bunu Suudi Arabistan’ın da ilan ettiğini söyledi. Devlet Başkanı Esad, Riyad’da düzenlenen Arap Birliği Zirvesi ile ilgili yaptığı açıklamada, Arapların beklentilerinin sağlanması yönünde atılacak herhangi bir adımın olumlu olduğunu belirtti. Arap barış inisiyatifinde herhangi bir değişiklik olmadığını bildiren Esad, Suriye-Suudi Arabistan ilişkilerine değinerek, iki ülke arasında bir sorun olmadığını, Araplar arasında sorunlarının genelinin yüzeysel olduğunu bildirdi. Esad, Lübnan kriziyle ilgili olarak “Lübnan krizini ancak Lübnanlılar çözebilir. Suriye herhangi bir Arap ülkesi gibi yardımcı bir rol oynayacaktır” dedi. Suriye-Suudi Arabistan ilişkilerinde geçen yılın ortalarından bu yana durağan bir süreç yaşanıyor.
|
/ KUDÜS
30.03.2007
|
|
|
İngiltere: İran esirşov yaptı |
İngiliz basını, İran’ın gözaltına aldığı 15 İngiliz askerinin görüntülerinin İran devlet televizyonunda yayımlanmasını sert dille eleştirdi. The Times gazetesi, “tutsakların İran’ın propaganda savaşı için teşhir edildiğini” yazdı.
Gazetenin başyazarı, İngiltere’nin İran üzerindeki baskısını sürdürmesi gerektiğini ifade etti. Daily Mail gazetesi ise gözaltına alınanlar arasında bulunan kadın askerin başörtülü fotoğrafına ilk sayfasında yer verirken, sorunun çözümünde yetersiz kaldığını düşündüğü Dışişleri Bakanlığını manşetten eleştirdi.
Gazetenin manşetten verdiği haberde, “Bir İngiliz annesi, esir olarak devlet televizyonunda teşhir edildi. Başörtüsü takmaya zorlandı. Kendisini esir alanları övmek zorunda bırakıldı. Ve bizim kudretli Dışişlerimiz sadece ‘bunun kabul edilemez olduğunu’ söylüyor” ifadesi kullanıldı. Haberde, özellikle esirlerin İran televizyonunda teşhir edilmesinin ardından Dışişleri Bakanlığından daha kararlı bir tutum izlemesinin beklendiği belirtildi. The Daily Telegraph gazetesinin haberinde, İngiliz kadın asker Faye Turney’nin İran devlet televizyonunda, yanlışlıkla sınır ihlâli yaptıkları için özür dilemeye zorlandığı, bu durumun İngiltere’de büyük bir öfkeye yol açtığı kaydedildi. The Guardian gazetesinin başyazarı da İran’ın tavrının kabul edilemez olduğunu belirterek, krizin aşılması için Türkiye, Suudi Arabistan, Irak ve AB’nin devrede olduğuna işaret etti. Gazetenin bir diğer yazarı olan Timothy Garton Ash de İran’ın şantajı karşısında Avrupa’nın gerçek bir dayanışma sergilemesi gerektiğini vurguladı.
AB’den İngiltere ile dayanışma
Diğer taraftan, AB Ortak Güvenlik ve Dış Politika Yüksek Temsilcisi Javier Solana, İran’ın 15 İngiliz askerini rehin almasının “kabul edilemez” olduğunu söyledi. İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mutteki ile görüştüğünü belirten Solana, “İngiliz askerlerin tutuklanmasının Avrupa Birliği için kabul edilemez olduğunu kendisine çok net ve açık bir şekilde ifade ettim” dedi. Brüksel’de Avrupalı parlamenterlere hitap eden Solana, İngiltere’nin yanında olduklarını vurgulayarak, “Avrupa dayanışma içinde (rehin askerlerin) kurtulmaları için çalışacaktır” dedi. Solana ayrıca, “İranlı yetkililerin İngiltere ile yaşanan sorunun çözümü konusunda sağduyu göstereceğini umuyoruz” diye konuştu. Avrupa Parlamentosu’nda konuşan dönem başkanı Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel de krizin çözümünde “tam dayanışma” sözü vermiş ve olayın “kabul edilemez” olduğunu ifade etmişti.
|
/ LONDRA
30.03.2007
|
|
|
Mogadişu’da sivil kıyımı |
Somali’nin başkenti Mogadişu’da militanların hedeflerine yönelik bombardımanda 11 sivilin öldüğü bildirildi. Somali güvenlik güçleriyle bu ülkedeki Etiyopya birliklerinin düzenlediği operasyonun, Şubat ayından bu yana en şiddetli operasyon olduğu bildirildi.
İslam Mahkemeleri adlı grubun hedeflerine helikopterlerle düzenlenen bombardımanda 11 sivilin öldüğü
belirtildi.
Bu arada, şiddetten dolayı Mogadişu sakinlerinin kenti terk etmeye devam ettikleri bildirildi. BM’nin bugünkü açıklamasına göre, 12 bini son haftada olmak üzere Şubattan beri ülkeden 57 bin sivil kaçtı.
|
/ MOGADİŞU
30.03.2007
|
|
|
Türkiye, Telafer’deki ‘resmî’ ve gayri resmî katliâmı kınadı |
Türkiye, Irak’ın Telafer kentinde çok sayıda kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıları ve masum sivillere yönelik her türlü şiddeti kınadığını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada, “Irak’ın Telafer kentinde çok sayıda Irak vatandaşının hayatını kaybetmesi veya yaralanmasıyla sonuçlanan bombalı saldırıları, takip eden çatışmaları ve masum sivil halka yönelen her türlü şiddeti kuvvetle kınıyoruz” denildi Irak’ta sağduyunun galip gelmesi, mezhepler arası çatışmaların ve terörizmin durmasının en büyük temenni olduğu kaydedilen açıklamada, Türkiye’nin, bu amaçla şimdiye kadar yürüttüğü çabaları, Irak halkının mutluluk ve refahı için yoğunlaştırarak devam ettireceği belirtildi.
|
/ ANKARA
30.03.2007
|
|
|
Irak hükümeti polis katliâmını kabul etti |
Irak hükümeti, ülkenin kuzeyindeki Telafer’de önceki gün gerçekleştirilen katliâmın arkasında polislerin olduğunu kabul etti.
Polislerin çoğu Şiilerden oluşuyor. Olayla ilgili 13 polis memuru tutuklandı. Şiî bölgesinde bomba yüklü araçla yapılan saldırı sonrasında intikam gayesiyle Sünnilerin El Vahada mıntıkasına gelen polis üniformalı kişiler evleri basmış, insanları kelepçeleyip gözlerini bağlayarak kafalarına ateş etmek suretiyle katliâm gerçekleştirmişti.
Saldırıda yaralanan Ümmü Abdülsettar, “Polis üniformalı kişiler evimizi basıp kocam ve oğlumu öldürdüler. Bana da kurşun yağdırdılar. Bacağımdan vuruldum” diye olayı anlattı. Başbakan Nuri El Maliki, olayla ilgili tam kapsamlı soruşturma başlatılmasını emretti. Kendisi de Şii olan İçişleri Bakanı Cevad Bolani ise cinayeti işleyenlerin polis olduğunu doğruladı. Bolani, sorumlular hakkında hukuki işlem başlatacaklarını ifade etti. Hastane ve ordu kaynaklarına göre, Sünni 70 adam kafalarından ateş edilerek öldürüldü. 40 kişinin de kaybolduğu olayda çoğu kadın 30 kişi de yaralandı. Bir önceki günkü bombalı saldırıda da 85 kişi ölmüş, 183 kişi de yaralanmıştı.
Maliki daha önceki iddiaları reddetmişti
Öte yandan, Başbakan Maliki Şiî asıllı polislerin daha önce Sünnî kadınlara yönelik tecavüzde bulunma iddialarını reddetmiş ve resen soruşturma açılmasını engellemişti. Gözlemcilere göre, Şiî asıllı polislerin üniformalarıyla katliam yapması rahatlıklarını ve hükümete güvenlerini ve kendilerini dokunulmazlık içinde hissettiklerini gösteriyor.
|
/ MUSUL
30.03.2007
|
|
|
İngilizlerden İran konsolosluğuna misilleme tacizi |
İran’ın Basra Konsolosu, İngiliz askerlerinin konsolosluğu kuşatıp havaya ateş açtığını söyledi.
Basra Konsolosu Muhammed Rıza Nasır Bağban, “İngiliz askerleri yerel saatle sabah 10 civarında gelip konsolosluğun etrafını sardı. 20 dakika sonra değişik yönlere ateş etmeye başladılar. İngiliz askerlerinin ele geçirilmesi sebebiyle bizi rahatsız etmeye çalışıyorlar, ama bu davranış sorunu daha da ağırlaştırır” dedi. İngiliz ordusu ise konsolosluğa karşı saldırgan harekette bulundukları iddialarını reddetti ve duyulan silâh seslerinin konsoloslukla aynı caddede baskına uğrayan bir İngiliz askeri konvoyundan geldiğini ileri sürdü.
|
/ BASRA
30.03.2007
|
|
|
İran kadın rehineyi bırakmaktan vazgeçti |
İran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Başkanı Ali Laricani, daha önce söz verdiklerinin aksine ellerindeki İngili kadın askeri hemen serbest bırakmayacaklarını açıkladı.
Laricani, buna gerekçe olarak da Londra’nın yanlış tutumunu gösterdi. İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, Suudi Arabistan’ın başşehri Riyad’da görüştüğü Başbakan Erdoğan’ın ricası üzerine ellerindeki 15 İngiliz asker arasındaki Faye Turney adlı kadını bir iki gün içinde serbest bırakacaklarını açıklamıştı. Aynı saatlerde ise İngiltere’nin İran’la tüm ticarî ilişkileri dondurduğu ve resmî ziyaretleri askıya aldığı haberi gelmişti. Başbakan Erdoğan ise İngiltere’yi aceleci davrandığı gerekçesiyle eleştirmişti.
|
/ TAHRAN
30.03.2007
|
|
|
İsrail’de eski bakana taciz cezası |
İsrail’de cinsel taciz suçlamasıyla yargılanan eski Adalet Bakanı Haim Ramon, 120 saat kamu hizmetinde çalışma ve şikâyetçi kadın askere 15 bin şekel (yaklaşık 5 bin YTL) tazminat ödeme cezası aldı.
Tel Aviv’de görülen davada yargıçlar, Ramon’un olay sırasında “kötü bir niyet” taşımadığı değerlendirmesinde de bulundu. Bu kararın en önemli etkisinin Ramon’un siyasete dönmesine engel oluşturmaması olduğu belirtiliyor. Kararla ilgili yorum yapmaktan kaçınan Ramon, “Eminim ki bir daha böyle bir yerde karşılaşmayacağız” dedi. Dâvânın 31 Ocakta yapılan önceki duruşmasında, mahkeme oy birliğiyle Ramon’un cinsel tacizden suçlu olduğuna karar vermişti.
|
/ TEL AVİV
30.03.2007
|
|
|
|