|
|
|
Bürokrasi yatırımcıyı bıktırıyor |
Metro Group’a bağlı Alman hiper marketler zinciri Real Genel Müdürü Ulf Groth, Türkiye’nin genç ve kalabalık nüfusuyla yabancı yatırımcıya cazip geldiğini, tek sorunun ise “bürokrasi” olduğunu vurgulayarak, “Bürokrasinin azaltılması, yatırımcılara kapının sonuna kadar açılması lâzım” dedi.
Groth, ‘’Baba beni okula gönder’’ kampanyası için geldiği Adana’da yaptığı açıklamada, Türkiye’deki üniversitelerin, ülkenin ihtiyaç duyduğu alanlarda mesleki eğitim verecek yüksek okullar açması gerektiğini, bu konuda yaşadıkları sıkıntıları dile getirmelerine rağmen sonuç alamayınca, kendi elemanlarını kendilerinin eğitmek zorunda kaldığını bildirdi.
Son olarak açtıkları Antalya’daki hiper market için binlerce başvuru olduğunu, bunların büyük bölümünü yüksek eğitimlilerin oluşturduğunu belirten Groth, ‘’Türkiye’de fakülte mezunu çok, ancak kalifiye eleman yok’’ dedi. Groth, yüksek eğitimliyi işe aldıkları zaman o eğitime göre ücret ödemek zorunda olduklarını, bir tezgahtar için de fakülte mezunu alamayacaklarını ifade ederek, ‘’Türkiye’de üniversiteler, uzman satış elemanı yetiştirmediği için elemanlarımızı kendimiz eğitmek zorunda kalıyoruz. Almanya’da bir eğitim evimiz var. Aynı tarzda bir eğitim evini elemanlarımızı daha iyi yetiştirmek için Türkiye’de de kurmayı planlıyoruz’’ diye konuştu.
Hiper marketlerinde şu anda 2 bin kişiye istihdam sağladıklarını, önümüzdeki üç yıl içinde istihdam ettikleri personel sayısının 10 bine ulaşacağını vurgulayan Groth, ‘’Türkiye’nin yabancı yatırımcı için ideal bir ülke olduğunu, ancak bürokrasinin yorduğunu’’ ifade etti. Groth, Türkiye’nin genç ve kalabalık nüfusuyla yabancı yatırımcıya cazip geldiğini, tüketim toplumu olması sebebiyle de yatırım maliyetlerini kısa sürede çıkardıklarını, tek sorunun ise ‘’bürokrasi’’ olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:’’Bir yatırım yapmak için arsa arıyorsunuz, gerekli çalışmaları tamamlıyor, bazen bunlar için bir yıl belki de daha fazla çalışıyorsunuz. Sonra bir kişinin engeli çıkıyor, onca emeğiniz boşa gidiyor. Oysa Türkiye, yabancı yatırımcı çekmek zorunda. Bunun için öncelikle bürokrasinin azaltılması, yatırımcılara kapının sonuna kadar açılması lazım.’’
|
/ ADANA
29.03.2007
|
|
|
Küreselleşmeye karşı bölgesel işbirliği şart |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, küreselleşme denen dev dalgada var olmanın temel şartının bölgesel işbirliğini artırmaktan geçtiğini belirterek, ‘’Karadeniz’i bir serbest ticaret alanı haline getirmemiz lazım’’ dedi.
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde faaliyet gösteren, Türk-Ukrayna İş Konseyi Ortak Toplantısında konuşan Tüzmen, Türk firmalarınca Avrasya coğrafyasında üstlenilen müteahhitlik projelerinin toplamının 45 milyar dolara yaklaştığını, doğrudan yatırımların 8 milyar doları aştığını, Türkiye-Avrasya ticaret hacminin 30 milyar dolara ulaştığını söyledi. Tüzmen, Türkiye’nin komşuları ile ticaretinin yüzde 3’lerden yüzde 30’lara geldiğine dikkat çekti.
‘’Dünyanın gözünün kulağının üstünde olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz’’ diyen Tüzmen, küreselleşme denen dev dalgada var olmanın temel şartının bölgesel işbirliğini artırmaktan geçtiğine işaret eti.
Tüzmen, ‘’İlk önce Karadeniz’i bir serbest ticaret alanı haline getirmemiz lazım. Akdeniz bir serbest ticaret alanı haline gelmeye başladı. Karadeniz’i de Hazar Denizi’ni de bir serbest ticaret alanı haline getirmemiz lazım. Bizim sınırlarımız birbirini ayıran değil birleştiren sınırlar olmalı. Deniz de ortak denizimiz olmalı’’ şeklinde konuştu.
Ukrayna Ekonomi Bakanı Anatoly Kinakh da Ukrayna’da vize rejiminin sadeleştirilmesine yönelik çalışmaların başladığını söyledi. Ukrayna ile Türkiye arasındaki ticaret hacminin geçen yıl yüzde 19 oranında artarak 3,4 milyar dolara ulaştığına işaret eden Kinakh, ‘’Bu rakam potansiyelimizi yansıtmamaktadır. Ticaret hacmimizi artırma yönünde yoğun çalışmalar yapmalıyız’’ dedi.
|
/ KIEV
29.03.2007
|
|
|
Resmen “malî tatil” |
5604 sayılı ‘’Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’’, 5608 sayılı ‘’İskan Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’ ve 5609 sayılı ‘’Gecekondu Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’’, Resmi Gazete’nin dünkü sayısında yayımlanarak, yürürlüğe girdi.
5604 sayılı ‘’Mali Tatil İhdas Edilmesi Hakkında Kanun’’a göre, her yıl Temmuz ayının 1’i ile 20’si arası mali tatil olacak, ancak Haziran ayının son gününün tatile denk gelmesi halinde mali tatil, Temmuz ayının ilk iş günü başlayacak.
Mali tatil süresince, kanuni sürelerinde verilmesi gereken beyanname, vadesi mali tatile rastlayan vergi, resim ve harçlar ile vergi ceza ve gecikme zamları, vergi ve cezalara karşı uzlaşma talep etme veya cezada indirim hükümlerinden yararlanma amacıyla yapılacak başvuru ve bilgi verilmesine ilişkin süreler, tatilin bittiği günden itibaren 7 gün uzatılacak. Ayrıca belirli sürelerde yapılması gereken muhasebe kayıt ve bildirim süreleri ile vergi işlemlerine ilişkin dâvâ açma süreleri, mali tatil süresince işlemeyecek. Beyana dayanan ve beyanname verme süresi mali tatil sebebiyle uzamış olan vergilerde ödeme süresi, uzayan beyanname verme süresinin son gününden itibaren 3. günün mesai saatine kadar uzamış sayılacak. Mali tatil ilan edilen döneme rastlayan beyan, bildirim ve ödemelerin süresi, mali tatilin bitiminden 7 gün sonraya uzatılabilecek. Maliye Bakanı, mali tatil uygulaması sebebiyle süre verilecek iş ve işlemlerin kapsamı ile mali tatil uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkili olacak.
|
/ ANKARA
29.03.2007
|
|
|
Köprü ve otoyolları İÖB özelleştirecek |
Köprü ve otoyolların özelleştirmesini, Özelleştirme İdaresi Başkanlığı (ÖİB) yapacak. Otoyol ve köprülerin özelleştirme programına alınmasına ilişkin karar, Özelleştirme Yüksek Kuruluna (ÖYK) gönderildi.
Alınan bilgiye göre, Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet Köprüleri ile Edirne-Ankara, Pozantı-Tarsus, Tarsus-Gaziantep, Toprakkale-İskenderun, İzmir-Çeşme ve İzmir Aydın otoyollarının, işletme hakkı devri yöntemiyle özelleştirilmesi öngörülüyor. ÖYK kararının çıkması durumunda, otoyol ve köprülerin özelleştirilmesinde sorumluluk ÖİB’nin olacak. Ancak, hukuki ve teknik çalışmalar Karayolları Genel Müdürlüğü ile birlikte yapılacak.
ÖYK’dan özelleştirme programına alınma kararının çıkması durumunda, öncelikle danışman tutulacak. Danışman firma, her bir otoyol için fizibilite, rantabilite ve maliyet hesaplarını yapacak. Dünya örneklerinden yola çıkarak hangi örneği Türkiye için uygun olduğunu belirleyip İdare’ye teklifte bulunacak. Daha sonra ise ÖİB ve Danışman firma, özelleştirme stratejisini ortaya koyacak. Otoyol ve köprülerin tek tek mi yoksa gruplar halinde mi özelleştirileceği ile devir süreleri de bu aşamada belirlenecek. Her otoyol için devir süresinin maliyet hesaplarına göre belirlenebileceği, dolayısıyla işletme hakkı sürelerinin farklılık gösterebileceği vurgulanıyor. Bu arada otoyol ve köprülerin özelleştirilmesinin 2007 yılı içinde tamamlanması öngörülüyor.
|
/ ANKARA
29.03.2007
|
|
|
İran, ABD dolarını bırakmayı planlıyor |
İran, petrolün fiyatlandırmasında ABD Doları kullanmayı bırakmayı planlıyor.
İran Merkez Bankası Başkanı İbrahim Sheibany, yaptığı açıklamada, petrol gelirinin yarısından azının ABD para birimi ile ödendiğini belirterek, İran’ın petrolün fiyatlandırmasında dolar kullanmayı bırakmayı planladığını belirtti.
Sheibany, bunun üzerinde çalıştıklarını, geleceği yönelik bir plan olduğunu ifade ederek, ‘’İran’ın petrol gelirinin yüzde 50’den fazlası (ABD Dolarıdışındaki) diğer para birimleriyle ödeniyor. Biz doların oranını düşüreceğiz ve müşterilerimizden diğer para birimleri ile ödeme yapmalarını isteyeceğiz’’ dedi. Küresel piyasalarda petrol, ABD doları üzerinden fiyatlandırılıyor.
|
/ KUALA LUMPUR
29.03.2007
|
|
|
Çiftçi ve esnaf zorda bırakıld |
Ağrı Ticaret Odası Başkanı Nazif Acarbay, Doğrudan Gelir Desteği (DGD) ödemelerinin yapılmamasının Ağrı’daki çiftçi ve esnafları çok zor durumda bıraktığını söyledi.
Ağrı Ticaret Odası Başkanı Nazif Acarbay, hükümetin, çiftçilerin kredi borçlarını affetmesini eleştirdi. Acarbay, seçimlerin yaklaşması sebebiyle bu tür afların çıktığını iddia etti. Ağrı’da herkesimden insanın sabırsızlıkla DGD ödemelerini beklediğini ifade eden Acarbay, “Seçim geldi kredi affı başladı. Bazı çiftçi borçları affediliyor. O zaman herkes borcunu ödemesin. Seçimlerde ne de olsa af gelecek. Köylü mağdur destekleme parası alamıyor ve esnafa ödeme yapamıyor. Kredi borcunu ödeyenin suçu ne? Esnafın çek ve senetleri icralık oluyor. Af getirmek yerine doğrudan gelir desteğini parasını ödesinler. Köylü kendisi ile birlikte esnafı da öldürüyor” açıklamasında bulundu.
|
/ AĞRI
29.03.2007
|
|
|
Taşıt sayısı 12,3 milyona ulaştı |
Türkiye’de bu yıl Ocak ayı sonu itibarıyla toplam taşıt sayısı 12 milyon 297 bin 784 adede ulaştı.
Türkiye’deki toplam taşıt sayısı, 2004 yılında 10 milyonu aşarak 10 milyon 236 bin 357 adet, 2005 yılında 11 milyon 145 bin 826 adet, 2006 yılında da 12 milyon 227 bin 393 adet olmuştu.
Bu yılın Ocak ayı itibarıyla Türkiye’deki toplam taşıtın, 6 milyon 173 bin 439 adedini otomobil, 359 bin 157 adedini minibüs, 176 bin 632 adedini otobüs, 1 milyon 717 bin 371 adedini kamyonet, 710 bin 114 adedini kamyon, 1 milyon 832 bin 637 adedini motosiklet, 34 bin 784 adedini özel amaçlı taşıtlar ve 1 milyon 293 bin 650 adedini de traktör oluşturdu. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2007 Ocak ayı motorlu kara taşıtları istatistiğini açıkladı. Buna göre, trafiğe kaydı yapılan motorlu taşıt sayısı, bu yılın Ocak ayında 80 bin 561 adet oldu. Geçen yılın aynı ayında trafiğe kaydı yapılan araç sayısı 135 bin 7 idi. Buna göre bu yıl ve 2006 Ocak ayları itibarıyla trafiğe kaydı yapılan araç sayısında yüzde 40,3 azalma görüldü.
|
/ ANKARA
29.03.2007
|
|
|
Altın fiyatları zirve düzeyinde |
Altın fiyatları, son dört haftanın en yüksek düzeyine ulaştı. Petrol fiyatlarındaki yükseliş ve ABD Doları’nın değer kaybetmesi ile İran gerilimi sebebiyle altın değer kazandı.
Altının onsu, Asya borsalarında 668 dolar düzeyine yükseldi. Altın, 6 Mart tarihinden bu yana yüzde 5 oranında değer kazandı. Analistler, ABD’deki faizlerin düşük olması nedeniyle doların zayıflaması sonucu altının daha da değerlenebileceğini vurguluyorlar.
|
/ SİNGAPUR
29.03.2007
|
|
|
Başoğlu: Yıllık kıdem tazminatı iş güvencesine darbedir |
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun’un, “Kıdem tazminatları her yıl işçinin kendisine ödensin. Bu konuda çalışma yapılıyor” açıklamasına tepki gösteren Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, bu uygulamanın işçilere “al paranı git” demek anlamına geleceğini söyledi.
İşçiler açısından zaten olmayan iş güvencesinin böylece bir darbe daha alacağını kaydeden Başoğlu, işçi konfederasyonlarını “dilsizler gibi sessiz kalmaktan” vazgeçmeye çağırdı.
Bir süreden beri önce IMF, ardından OECD ve devamında Dünya Bankası işçilerin kıdem tazminatı üzerinde açıklamalar yaptıklarını söyleyen Başoğlu, “IMF’ye göre kıdem tazminatı yüksektir. Gün sayısının ve ödenecek miktarın azaltılması hükümete tavsiye etmektedir. Her nedense hükümet ve işveren kesimi, kıdem tazminatın azaltılması ile ilgili olarak birbirini tamamlayan düşünceler üretmektedirler. Kıdem tazminatının yıllık olarak ödenme kapısının açılması aynı zamanda işçiler için ‘al paranı git’ uygulamasını getirecektir. Esasen mevcut olmayan iş güvencesi yeni bir darbe daha yiyecektir” diye konuştu. İşçinin işten ayrılırken eline geçecek olan yegâne toplu paranın kıdem tazminatı olduğunu bildiren Mustafa Başoğlu, bu tazminatın şu veya bu şekilde ortadan kaldırılmasının, zor ayakta duran iş barışını kökten zedeleyeceğini ve işlemez hale getireceğini söyledi.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
29.03.2007
|
|
|
Küresel ısınma tuzlanmayı arttıracak |
Selçuk Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sait Gezgin, küresel ısınmaya bağlı yağış azlığının toprakta tuzlanmayı hızlandırıcı etki yaparak bu yıl ürünlerde yüzde 50’ye kadar verim kaybına yol açabileceğini bildirdi.
Gezgin, yaptığı açıklamada, Konya Ovası başta olmak üzere ülkenin pek çok yerinde kış aylarında yağışın istenilen miktarda düşmediğini, bunun da tarım için ciddî bir tehlike sinyali olduğunu belirtti. Küresel ısınmanın etkilerinden ‘’toprağın tuzlanma hızında artışa neden olması’’ faktörünün bugüne kadar kamuoyunun gündemine fazlaca gelmediğini vurgulayan Gezgin, ‘’Oysa yağış azlığı tarım arazilerini hızla tuzlandıracak. Bu etkiyi, balkondan zaten düşecek olan kişiyi arkasından itmeye benzetebiliriz. Yani normalde yavaş olan tuzlanma hızı artacak’’ dedi.
|
/ KONYA
29.03.2007
|
|
|
|