Avrupa Parlamentosu Türkiye Raportörü Camiel Eurlings, Türk siyasetçilerinin AB reformlarının hayata geçirilmediği takdirde ileriye doğru bir adım atılamayacağını artık idrak etmeleri gerektiğini söyledi.
Alman Deutschlandradio’nun sorularını cevaplayan Eurlings, reformların hız kestiğini kaydetti. Eurlings, müzakerelere ancak Türkiye’nin iç hukukunda ifade özgürlüğüne açıkça yer verdiği takdirde devam edilmesi gerektiğini ifade ederek, mevcut hukuki düzenlemelerin, radikal Türkleri, Nobel ödüllü yazar Orhan Pamuk’a olduğu gibi, liberal eğilimli aydınlara yönelik tehdit konusunda cesaretlendirdiği görüşünü savundu.
Eurlings, ifade özgürlüğüne sahip olmanın Avrupa’nın en kökten değerleri arasında yer olduğunu belirterek, böyle bir şeyin 2007 Türkiye’sinde hâlâ söz konusu olmadığını söyledi.
Kanunları değiştirmeden ileriye doğru bir adım atılamayacağını Türk siyasetçilerinin artık idrak etmelerinin zamanı geldiğini ifade eden Camiel Eurlings, şöyle konuştu: “Çok açık konuşmalı ve güçlü durmalıyız. Türkiye bir üye adayıdır. Bu konuda adil ve dürüst olmalıyız. Ancak adil ve dürüst olmanın anlamı aynı zamanda kendi taleplerimizi unutmamaktır. Sadece şartları yerine getirmek isteyen ülkeler Avrupa yolunda ilerleyebilecektir. Avrupa Parlamentosu iki yıl boyunca Türkiye’nin 2002-2004 yılları arasında çok sayıda reformu gerçekleştirdiğini dile getirip durdu, ama bunlar henüz yeterli değil. Büyük bir hızla reformlara devam edilmelidir. Ayrıca Avrupa Parlamentosu, her fırsatta, müzakerelerin ilk yıllarında önceliğin siyasî kriterlerin yerine getirilmesi olduğunu dile getirdi. Şimdilerde masanın üzerinde duran konu da bu zaten. Avrupa Parlamentosu, daha birkaç ay önce Türkiye’nin bu durumu değiştireceği ve ülkede önümüzdeki yıl ifade özgürlüğü ile din ve vicdan özgürlüğünün yanı sıra, kadın haklarının da yerleşeceğini vurguladı. Gerçekle yüzleşme vaktinin geldiğine inanıyorum. Eğer Türk siyasetçileri Avrupa yolunda ilerlemekte ciddiyseler, daha fazla reform yapmalıdırlar.”
Eurlings, Türkiye’ye önümüzdeki yıl içerisinde yasalarını değiştirip, Avrupa’nın yerleşik bir değeri olan ifade özgürlüğünü gerçekten de yasal güvence altına aldığında ancak müzakerelere devam edilebileceğinin apaçık söylenmesi gerektiğini vurguladı.
Eurlings, “Sanırım inandırıcı olmalıyız. Türkiye ifade özgürlüğünü güvence altına almadığı takdirde müzakerelere bir şey olmamış gibi devam edemeyiz. Şu anda iyimser kalmak istiyorum, ancak şunu da bilgi olarak vermeliyim: Her defasında kendini tekrarlayan durumların söz konusu olduğu Türkiye gibi bir ülkeyle yıllar boyunca müzakerede bulunduğunuzda, bu hem insanların özgür olmak istediği halde özgür olamadığı Türkiye açısından kötü oluyor, hem de Almanların yahut benim ülkem Hollanda’nın gözünde, Avrupa’nın inandırıcılığı açısından kötü oluyor. Çünkü böyle bir durumda insanlar, Avrupa’ya aday olan bir ülkede eğer bunlar gerçekleşebiliyorsa, tüm Avrupa’nın değerler bakımından artık neyi temsil ettiğini soracaklardır” diye konuştu.
|