|
|
|
“Iraklı Kürtleri ikna edemedik” |
ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu üst düzey yetkilisi Matt Bryza, Washington’un, terör örgütü PKK’ya karşı kısa sürede sonuç alacak adım atması gerektiğini, aksi takdirde Türkiye nezdinde güvenilirliğini kaybedeceğini söyledi.
Bryza, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül’ün Washington ziyareti öncesinde Türk gazeteciler için düzenlediği brifingde, “Biz, terör örgütü PKK’ya karşı verdiğimiz sözü tutmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Bunu sadece Türk liderleri ve ordu değil Türk halkı talep ediyor. PKK’ya karşı bir şey yapmak zorundayız. Teröristlerin sığınaklarını yok etmek zorundayız ve bunu yapacağız. Kısa sürede somut sonuçlar alınmalı. Bunu yapamazsak güvenilirliğimizi koruyamayız” dedi.
Bryza, Kuzey Irak’taki Mahmur kampının da kapatılma süreci içinde bulunduğunu ve kampta silâh araması ve nüfus sayımı yapılmasının, bu sürecin parçası olduğunu anlattı. Amerikalı yetkili, bu konuda bir sonraki adım için Türkiye, Irak, ABD ve BM Mülteciler Yüksek Komiserliğinden yetkililerin, bir araya gelmesi gerektiğini söyledi.
IRAKLI KÜRTLER VE KERKÜK
ABD Dışişleri Bakanlığının üst düzey yetkilisi Bryza, “Türk yetkilileri, Iraklı Kürtlerin PKK’ya karşı işbirliği yapmadığını düşünüyor. Neden Iraklı Kürtlere bu konuda baskı yapmıyorsunuz?” diye sorulması üzerine, “Bunu yapıyoruz, ancak onları (Iraklı Kürtleri), daha fazla işbirliği konusunda şimdiye kadar ikna edemedik. Onların bu konuda daha fazla şey yapması gerek ve onlara bu yönde bastıracağız” dedi.
Bryza, Kerkük referandumunun bu yıl düzenlenmesinin planlandığının hatırlatılması ve görüşünün sorulması üzerine, “Bu yıl içinde yapılır mi? Kim bilir... şeklinde cevap verdi. Matt Bryza, Kerkük sorununun son derece hassas ve zor olduğuna işaret ederek, “Bu sorunun uygun şekilde çözümlenmemesi durumunda bunun korkunç bir soruna dönüşebileceği yönünde Türkiye’nin kaygılarını paylaşıyoruz” dedi.
SÖZDE SOYKIRIM TASARISI
Matt Bryza, Başkan George W. Bush yönetiminin, ABD temsilciler Meclisine yeni sunulan sözde Ermeni soykırımı tasarısının kabulüne karşı çıkan politikasının aynen sürdüğünü kaydetti. Bryza, bu çok karmaşık tarihi konu üzerinde siyasi kararlar almanın yanlış olduğunu vurguladı.
SURİYE - İRAN
Bryza, “Geçen yıllarda Türkiye’nin Suriye ve İran ile görüşmesine tepki duyduğunuz yönünde bir izlenim vardı, şimdi ise yok. Ne değişti?” diye sorulması üzerine, “Özellikle rahatsız olduğumuzu söyleyemem, ama evet, geçmişte bir farklılık vardı, ancak durum şimdi biraz değişti” diyerek, meselâ Türkiye’nin geçen yaz kaçırılan bir İsrail askeri konusunda Şam’da temasta bulunmasını olumlu olarak değerlendirdi.
|
/ WASHINGTON
03.02.2007
|
|
|
ABD’den Kıbrıs olayındaki taraflara tavsiye |
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Sean McCormack, Kıbrıs’ın çevresinde petrol aramayla ilgili tartışmalar ve Türkiye’nin bölgeye savaş gemileri gönderdiği iddialarının ardından, ‘’tarafları, diğer tarafın yanlış anlamasına yol açacak eylemlerden kaçınmaya dâvet ediyoruz’’ dedi.
Düzenlediği günlük basın toplantısında bir gazetecinin, bölgeye Türk savaş gemilerinin gönderildiğini doğrulamasının istenmesi üzerine McCormack, ‘’Bunu doğrulayamam. Türk hükümetiyle konuşmanız lazım. Bu mesele petrol arama çalışmaları ve petrol arama hakkıyla ilgili. Dolayısıyla da Kıbrıs’ın çevresinde, Doğu Akdeniz’de kıta sahanlığının paylaşılmasıyla ilgili karmaşık yasal meselelere giriyor’’ cevabını verdi.
Sean McCormack, ‘’bu mesele ileri derecede karmaşık. Hukukçular, siyaset üretenler ve politikacılar uzun yıllardır kendilerini bu konuya adamış durumdalar. Buna bir çözüm bulunmuş değil. Dolayısıyla üzerinde çalışmaya devam edecekler. Biz tarafları, diğer tarafın yanlış anlamasına yol açacak eylemlerden kaçınmaya, tam şeffaflık sergilemeye davet ediyoruz. Böylece talihsiz bir kazayla sonuçlanacak herhangi bir yanlış anlama ortaya çıkmaz’’ diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü, bu meselenin ‘’köklerine’’ inmenin taraflar için önemli olduğunu belirterek, BM Genel Sekreteri’nin Kıbrıs özel temsilcisinin tavsiyelerinin değerlendirilmesi ve çözüm yolunda ilerlenmesi çağrısında bulundu. Bu konuda ABD’nin Türkiye ile temasa geçip geçmediği yönündeki soruya karşılık McCormack, ‘’benim bildiğim kadarıyla hayır’’ dedi.
|
/ WASHINGTON
03.02.2007
|
|
|
Mutteki: ABD’nin yaptığı psikolojik savaş |
İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, ABD’nin İran’a karşı psikolojik savaş başlattığını, ancak bütün baskılara rağmen son günlerde çeşitli alanlarda toplam 33 milyar dolarlık uluslar arası yatırım anlaşması imzaladıklarını söyledi.
Tahran Üniversitesi’nde kılınan Cuma namazından önce cemaate seslenen Mutteki, ülkesinin dış politikası hakkında bilgi verdi, bazı bölgesel konulara ilişkin açıklamalar yaptı.
Ağırlıklı olarak Irak’taki durumu değerlendiren Mutteki, bu ülkedeki güvensizlikten ABD ve diğer işgalci güçleri sorumlu tuttu.
“Irak’ta güvenlik en çok bizim için önemli” diyen Mutteki, “ABD, bölgedeki tehditler ve bunları yapanlar konusunda bölge ülkelerine yanlış adres gösteriyor. Biz İran olarak, kendi diplomasimizle ABD’nin bölgedeki planlarını yenilgiye uğrattık” diye konuştu. İran’ın bölge ülkeleriyle, özellikle Arap ülkeleriyle ilişkilerinin “çok iyi” durumda olduğunu ifade eden Mutteki, ABD’nin Irak ve Afganistan’daki yenilgisini örtmek için İran’a psikolojik savaş başlattığını, ancak bu girişiminde de başarısız olacağını kaydetti. Mutteki, “ABD’nin bütün şeytanca girişimlerine rağmen, son günlerde, petrol, doğal gaz, enerji ve ulaşım alanında 33 milyar dolarlık uluslararası yatırım anlaşması imzaladık” dedi.
|
/ TAHRAN
03.02.2007
|
|
|
Beyaz Saray Kasım’ı bekleyecek |
Beyaz Saray, ABD Başkanı George Bush’un kısa bir süre önce açıkladığı tartışmalı yeni Irak stratejisinin başarılı olup olmadığı konusunda bir değerlendirmede bulunmak için Kasım’a kadar bekleneceğini söyledi.
Beyaz Saray sözcüsü Tony Snow, Ocak 2008’de Amerikalılar yeni başkan adaylarını seçmeye başladığında Irak’taki durumun dikkate değer ölçüde iyiye gideceğini “umduğunu” belirtirken, kesin bir ifade kullanmadığı dikkati çekti.
Snow, bu yeni stratejinin meyvelerini verip vermeyeceğinin sorulması üzerine de “Kesin bir tarih vermek istemiyorum, ama insanlar gelecek 6-8 ay içinde bir şeylerin olmasını bekliyor. Hadi 9 ay diyelim, o zaman kasım ayında olacağız” dedi.
Planın işlemediğinin görülmesi halinde Amerikan yönetiminin ne gibi bir tutum içine gireceğinin sorulması üzerine de Snow, “Özellikle bu programı incelemek için çok zaman harcadık, çünkü bunun işleyeceğini düşündük. Başarısızlık durumunda ne yapacağımızı kendi kendimize hiç sormamayı umuyorum” cevabını verdi.
Bush, 10 Ocakta açıkladığı yeni Irak planında Irak’a 21 bin 500 takviye asker gönderilmesini de istiyor, ama Kongre buna hala direniyor.
Sözcü Snow, Kongrenin bu tutumunun Bush’a geri adım attırmayacağını tekrarlayarak, “Başkan, başkomutan olarak sorumluluklarını yerine getirmeye devam edecek ve Amerikan güvenliği için en iyisi olduğuna inandığı şeyi yapmayı sürdürecektir” ifadesini kullandı.
|
/ WASHINGTON
03.02.2007
|
|
|
Necef’te sokağa çıkma yasağı uzatıldı |
Irak’ın kutsal şehri Necef’te silahlı grupların saldırı ihtimaline karşı yeni bir emre kadar sokağa çıkma yasağı uzatıldı.
Şehrin emniyet müdürlüğünden yapılan açıklamada, Amerikan ve Irak güçleri ile Şii milisler arasında 4 gün süren çatışmaların ardından önceki geceden sabaha kadar uygulanan sokağa çıkma yasağının uzatıldığı ve Kufe dahil istisnasız bütün Necef bölgesinde uygulanacağı bildirildi.
Necef vilayeti sözcüsü Ahmed Duaybel de yetkililerin bu kararı, silahlı grupların şehre saldırı hazırlığında olduğu yönünde istihbarat alınması üzerine aldığını kaydetti.
|
/ NECEF
03.02.2007
|
|
|
Abbas ile Meşal Mekke’de görüşecek |
Filistin’in Suudi Arabistan’daki temsilcisi, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas ile Hamas hareketinin sürgündeki lideri Halid Meşal’in Salı günü Suudi Arabistan’ın Mekke şehrinde bir araya gelmesinin beklendiğini açıkladı.
Filistinli yetkili Cemal El Şobaki, Riyad’dan AFP’ye yaptığı açıklamada, Abbas ile Meşal’in Suudi Arabistan Kralı Abdullah’ın inisiyatifiyle bir araya geleceğini kaydetti. Abbas ile Meşal’in, Suriye’nin başşehri Şam’da 21 ocaktaki görüşmeden sonra ikinci görüşmenin yapılacağının açıklanması, Gazze Şeridi’nin yeniden yangın yerine döndüğü güne rastlıyor. Hamas’ın siyasi büro lideri Meşal, Şam’da yaşıyor.
|
/ RAMALLAH
03.02.2007
|
|
|
“Sudan, Darfur’da barışı sağlamalı” |
Çin Devlet Başkanı Hu Jintao, Sudan Devlet Başkanı Ömer el Beşir’den Darfur bölgesinde barışın sağlanması için daha fazla çaba göstermesini istedi.
Sudanlı bir yetkilinin açıklamasına göre, iki günlük resmi bir ziyaret için Sudan’a giden Hu, Sudan Devlet Başkanı Beşir ile yaptığı görüşmede, “hükümetiniz, Darfur barış anlaşmasını imzalamayan gerilla gruplarını barış sürecine katılmaya ikna etmek için daha ciddi biçimde çalışmalı” dedi.
Sudan’ı ziyaret eden ilk Çin lideri olan Hu, görüşmeden önce ziyaretinin başlangıcında yaptığı yazılı açıklamadaysa Pekin ile Darfur arasındaki ilişkileri daha üst bir düzeye çıkarma sözü verdi.
|
/ HARTUM
03.02.2007
|
|
|
Chirac’tan devrim çağrısı |
Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac, dünyayı kurtarmak için siyasi eylem ve ekonomik devrim çağrısında bulundu.
Paris’te dünya ekolojik yönetimi konulu uluslararası bir konferansın açılışında yaptığı konuşmada, “İklimsel intikamın kontrol edilemeyeceği gün yaklaşıyor: Geri dönülmez olanın eşiğinde bulunuyoruz” ifadesini kullandı.
Aciliyet karşısında devrim yapma zamanının geldiğini söyleyen Chirac, Paris’te 50 kadar ülkeden gelen 200 kadar katılımcıya hitaben yaptığı konuşmada, “bilinç devrimi, ekonomi devrimi, siyasi eylem devriminin zamanının geldiğini” söyledi. BM tarafından 1988’de kurulan Hükümetler Arası İklim Değişikliği Uzmanlar Grubunun raporunu yayımladığı gün düzenlenen uluslararası konferansta, BM’nin Çevre Programının bir projesinin açıklanması bekleniyor.
|
/ PARİS
03.02.2007
|
|
|
Türkiye Azeri doğal gazını tercih edebilir |
Rus “Gazeta” gazetesi, Yunanistan ve İtalya’nın dün imzaladığı doğal gaz anlaşmalarını yorumlayarak, Türkiye’nin daha ucuz olduğu için Azeri doğal gazını tercih edebileceği ve Mavi Akım-2 projesinden vazgeçebileceğini ileri sürdü.
“Gazeta”, “Rusya’nın Boğazındaki doğal gaz Düğümü: Mavi Akım 2” başlığıyla yayımladığı haberde, Yunanistan Gelişme Bakanı Dmitris Siufas ve İtalya Ekonomik Gelişme Bakanı Pierluigi Bersani’nin dün imzaladıkları anlaşmayla, Yunan “Depa” ve İtalyan “Edison” şirketlerinin ortak doğal gaz boru hattı projesine start verdiği kaydedildi.
Türkiye, güney ve orta Avrupa doğal gaz boru hatlarının birleştirmesini öngören 800 kilometre uzunluğundaki bu boru hattının Gümülcine ve Otranto arasında inşa edileceği belirtilen haberde, yeni doğal gaz boru hattının Yunan-Türk boru hattı olan Gümülcine-Karacabey hattıyla birleştirileceği ve hemen faaliyete geçirileceği kaydedildi.
Bu boru hattının faaliyete geçmesiyle, Avrupa ülkeleri, Afrika’dan, Orta Doğu’dan ve Hazar bölgesinden Türkiye’ye gelen doğal gaza ulaşma imkanını elde edeceği belirtilen haberde, “AB ülkeleri de enerji kaynaklarını siyasi emelleri için kullanmadığını düşündüğü Kazakistan ve Azerbaycan’ı yeni partnerleri olarak değerlendirmekte. Kaldı ki bu ülke liderleri ve AB ülkeleri arasında bazı enerji anlaşmaları bile imzalanmış durumda” denildi.
Haberde Avrupa’nın teklif ettiği alternatif projelerin, Mavi Akım-2’nin gerçekleşmesini tehlikeye soktuğu kaydedildi.
|
/ MOSKOVA
03.02.2007
|
|
|
Başörtüsü yasağı ABD Kongresi’nde |
Merkezi Türkiye’de olan Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Derneği (AKDER) üyeleri, eski milletvekili Merve Kavakçı ile birlikte ABD Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan Kongresi’nden yetkililerle biraraya geldi.
Türkiye’deki başörtüsü meselesi, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Amerikan Kongresi yetkililerine anlatıldı. AKDER üyesi avukat Fatma Benli ve Doktor Ayşe Başıbüyük ile Dışişleri Bakanlığı ve Kongre’de ziyaretlerde bulunan Merve Kavakçı, Dışişleri Bakanlığı’nın Kadın Hakları, Dinî Özgürlükler ve Türkiye masalarından yetkililerle biraraya geldiklerini ve Türkiye’de başörtüsü takan kadınların yaşadığı ayrımcılığı dile getirdiklerini söyledi.
Kavakçı, buradaki yetkililerin kendilerini dikkatle dinlediklerini kaydederek, “Anlattıklarımızı ve sunduğumuz raporları kendi raporlarında kullanacaklar” diye konuştu. İslami İlimler Araştırma Merkezi adlı bir kuruluşta konuşma yapan Benli, Başıbüyük ve Kavakçı, AKP yönetiminin tabanına verdiği sözleri hala yerine getirmediğini söyledi.
|
/ WASHINGTON
03.02.2007
|
|
|
Deniz ortasında Müslüman köyü |
Yaklaşık 64 milyon nüfusunun yüzde 95’i Budist olan Tayland’ın güneyinde, denizin ortasındaki bir kayalığın üzerine kurulmuş bir Müslüman köyü var. ‘’Sireh Kayalığı’’ üzerinde yaşayan 500 civarındaki insanın tek gelir kaynağı balıkçılık.
Köyün ilk yerlileri yaklaşık 400 yıl önce Malezya’dan gelmiş. Göçebe hayata alışık olan Malezya’dan gelen bu gruba, o günün şartlarında Tayland hükümeti yer vermeyince, sığ bir denizin ortasındaki kayalığa yerleşmiş.
Balıkçılıkla geçinen köyde bir cami ve bir okul bulunuyor. Caminin üst katında hafta sonları çocuklara dinî eğitim veriliyor. Denizin ortasındaki bu Müslüman köyünde hayat şartlarının zorluğu derhal göze çarpıyor. Geçimlerini sadece denizden gelen ürünlerle sağlayan köyün başka bir geliri yok. Bazı köylüler muson sezonunda tekneleriyle başka adalara giderek hayatlarını idame ettiriyor.
Tsunami bölgesi olan Andaman Denizi’nin Phang-Nga körfezine yakın yerde bulunan Müslüman köyü, iki yıl önce yaşanan büyük tsunami felâketinden hiç zarar görmemiş. Gün içinde gel-git olayının yaşandığı denizin bu bölgesinde tsunami olmamasının sebep ise Phuket Adası’na bağlanıyor. Tsunamiden büyük zarar gören Phuket Adası’nın, Phang-Nga Körfezi’nde suların yükselmesini engellediği belirtiliyor.
|
/ PHANG-NGA
03.02.2007
|
|
|
Çinli hacılar ülkelerine döndü |
Hacca giden 9 bin 600 kadar Çinli Müslüman, ülkelerine döndü. Çin hac kafilesine başkanlık eden Çin İslâm Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yang Zhibo, Çinli Müslümanların hac seferinin sorunsuz tamamlandığını söyledi.
Yang Zhibo, Çin Uluslararası Radyosu tarafından yayınlanan açıklamasında, Çin’in “örgütlü hac seferi” uygulamasının, Müslümanlara ulaşım kolaylığı ve can güvenliği sağladığını belirtti.
Çin’den 9 bin 600 Müslüman, geçen Kasım ve Aralık aylarında Pekin, Lanzhou, Urumçi ve Kunming’den gruplar halinde Suudi Arabistan’a gitmişti. Suudi Arabistan’da 17 Çinli hacı hastalanarak hayatını kaybetti. Çin İslâm Derneği hac için ilk kez 1989 yılında özel uçaklarla seferler düzenlemişti. O zamandan bu yana yaklaşık 120 bin Çinli Müslüman hacca gitti.
|
/ PEKİN
03.02.2007
|
|
|
|