Click Here!
      "Gerçekten" haber verir 30 Ocak 2007

Eski tarihli sayılar

Görüş, teklif ve
eleştirilerinizi
[email protected]
adresine bekliyoruz.
 

Haberler

 

Yeni Kerbelâlar olmasın

TBMM Başkanı Bülent Arınç, Müslümanların mağduriyetinin her geçen gün daha da arttığını belirterek, ‘’Gün geçmiyor ki bir Müslüman kardeşimiz öldürülmesin, yaralanmasın. Bu acı hepimizindir. Bunu durdurmak hepimizin görevidir. Allah bu ümmete bir daha Kerbelâ acısını yaşatmasın’’ dedi.

Arınç, Hazreti Muhammed’in (a.s.m.) torunu, Hz. Ali’nin oğlu İmam Hüseyin ile 72 arkadaşının Kerbelâ Çölü’nde şehit edilişlerinin yıldönümü dolayısıyla Halkalı Meydanı’nda düzenlenen ‘’Evrensel Aşûre Matem Merasimi’’ne katıldı.

Bülent Arınç, burada yaptığı konuşmada, Hz. Peygamberin torunu Hz. Hüseyin’in katledilişinin yıl dönümü olan aşûre gününde, İslâm dünyasının tümünde matem olarak adlandırılan Kerbelâ faciasının anıldığını hatırlattı. Kerbelâ’nın, mazlûmların ve mağdurun sembolü olduğunu ifade eden Arınç, Hz. Hüseyin’in ise zulme başkaldırının bayrağı haline geldiğini söyledi. Bugün İslam coğrafyasında Hz. Hüseyin için gözyaşları döküldüğünü belirten Arınç, Türkiye’de uzun yıllardan beri aşûre törenlerinin yapıldığını, Şiî, Sünnî ve Alevi ayrımı yapılmaksızın tüm vatandaşların bu törene katılarak ehlibeyt mazlûmlarını andığını kaydetti.

DÜNYAYA VERİLEN MESAJ

Burada, bu toplumun tüm dünyaya verdiği mesajlar olduğunun altını çizen Arınç, ‘’Diyorlar ki ‘Caferiler, Aleviler, Sünniler bir arada yaşıyoruz, bir arada Ehlibeyt için ağlıyor, bir arada mazlûmları savunuyoruz.’ Burada kardeşlik var, burada Ehlibeyt dostları var, burada mazlûmların sesi var, burada Müslümanların kardeşliği var’’ diye konuştu.

Bugün Türkiye’nin komşusu Irak’ta, Lübnan’da ya da Müslümanların yaşadığı başka coğrafyalarda Şiî-Sünnî çatışmasının çıkarılmak istenmesine karşı bu törenin çok anlamlı bir mesaj olduğunu dile getiren Arınç, burada Sünnilerin, Şiilerin ve Alevilerin barış içinde yaşadığını söyledi. Arınç, ‘’Gelin kardeş katili olmayın. Birbirinizle savaşmayın. Müslüman kanı dökmeyin. Ne Hazreti Hüseyin’in, ne Hazreti Ali’nin, ne Hazreti Peygamberimizin öğretisinde bu vardır. Irak’ta yeni Kerbelâlar yaşatmayın bize’’ dedi.

MÜSLÜMANLARIN MAĞDURİYETİ

Caferilerin Hz. Hüseyin’in acısını paylaşmak için aşûre gününde vücutlarından kan akıttıklarını ama yıllardır bu uygulamaya son vererek, ‘’kan vererek can kurtarmaya başladıklarını’’ anlatan Arınç, yüzlerce canın kurtarılmasına vesile olan bu uygulamayı başlatanlara teşekkür ve takdirlerini ifade etti. Gerçekten Hz. Hüseyin’i anmanın kan verip insanları kurtarmakla olacağını belirten Bülent Arınç, Kerbelâ’nın anlamının mazlumu ve zalimi anlamak demek olduğunu söyledi.

Arınç, şöyle devam etti: ‘’Ne zulme uğrayın, ne de zulme izin verin. Bugün İslâm coğrafyasında her yer Kerbelâ, her yer aşûredir neredeyse... Müslümanların mağduriyeti her geçen gün daha da artıyor. Gün geçmiyor ki bir Müslüman kardeşimiz öldürülmesin, yaralanmasın. Bu acı hepimizindir. Bunu durdurmak hepimizin görevidir. Dünyada savaşların, acıların bitmesi için çaba gösterin. Bence Hazreti Hüseyin’i ancak bu şekilde güzel anlayabiliriz.’’

Hz. Hüseyin’in öğrettiği şeyin her zaman adil olmak ve asla zulme boyun eğmemek olduğunu söyleyen Arınç, bugün buradaki toplumun onun bu öğretilerinin peşinden gittiğine olan inancını vurguladı. Arınç, sözlerini ‘’Allah bu ümmete bir daha Kerbelâ acısını yaşatmasın’’ şeklinde tamamladı.

/ İSTANBUL

30.01.2007


 

301 tamamen kalkmalı

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Baskın Oran, ‘’301’in tamamen kalkması gerekir. Çünkü bir madde değil, o maddenin nasıl uygulandığı önemlidir’’ dedi.

Baskın Oran, Ankara Adalet Sarayı’na gelerek Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun ile görüştü. Oran’a İHD Başkanı Yusuf Alataş, İnsan Hakları Vakfı Başkanı Yavuz Önen, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Başkanı Levent Korkut, Helsinki Yurttaşlar Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Bülent Atamer, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri Başkanı Kazım Genç ile Ankara Barosu Başkan Yardımcısı Hasan Ürel eşlik etti. Adliyeden çıkışta gazetecilere açıklama yapan Oran, Cumhuriyet Savcısı Hasan Dursun’un, kendisini, ‘’ölümle tehdit eden kişilerle uzlaşıp uzlaşmayacağını’’ sorduğunu söyledi. Oran, bunun mümkün olmayacağını ve tehdit mesajları yollayan kişiler hakkında kamu dâvâsı açılmasını talep ettiklerini söyledi. Oran, İstanbul’daki aynı santralden gelen hakaret ve tehdit içerikli telefon ve faks numarasını, Kasım 2004 tarihinde savcılığa bildirdiğini, ancak cumhuriyet savcısının, bu müracaatın ‘’soyut bir iddiadan ibaret olduğu’’ gerekçesiyle, herhangi bir dâvâ açmadığını belirtti. Prof. Dr. Baskın Oran, kendisine gelen hakaret ve tehdit içerikli elektronik postaları gazetecilere dağıttı, üç gün önce gelen tehdit içerikli bir mesajı okudu. Oran, Türk Ceza Kanunu’nun 301. maddesinin nasıl değiştirilse değiştirilsin hiçbir şeyin değişmeyeceğini de iddia ederek, ‘’301’in tamamen kalkması gerekir. Çünkü bir madde değil, o maddenin nasıl uygulandığı önemlidir. Bu linç atmosferinde nasıl uygulandığını tahmin etmeye gerek yok, görüyoruz’’ dedi.

/ ANKARA

30.01.2007


 

AB üyeliği sürecinde Türkiye’nin hataları oldu

Dışişleri Bakanlığının çeşitli kademelerinde görev yapan emekli diplomat Ülkü Recep Başsoy, Türkiye’nin AB üyeliği konusunda geçmişte bazı hataları olduğunu söyledi.

Başsoy, Bremen Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) tarafından Basın Kulübünde düzenlenen bir toplantıda, ‘’Türkiye’nin Dış Politika Seçenekleri ve AB-Türkiye İlişkileri’’ konusunda bir konferans verdi. Başsoy, Türkiye’nin AB sürecinin, 1960 yılında Süleyman Demirel başkanlığındaki hukümetle başladığını belirterek, ‘’Türkiye’nin AB’ye 1986 yılında tam üye olması gerekirdi. Burada, AB kriterlerini yerine getiremeyen Türkiye’nin de suçu olmuştur’’ şeklinde görüş belirtti.

/ BERLİN

30.01.2007


 

Erdoğan’a derin devlet’ sorusu

CHP İzmir Milletvekili Ahmet Ersin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, ‘’Varlığını kabul ettiğiniz derin devlet, kimlerden ve hangi kurumlardan oluşuyor, bugüne kadar hangi olayları gerçekleştirmiştir?’’ diye sordu.

Erdoğan’ın cevaplaması talebiyle TBMM Başkanlığına soru önergesi veren Ersin, Türkiye’de ‘’kontrgerilla’’, ‘’Gladio’’ ve ‘’derin devlet’’ olarak tanımlanan kontrol dışı ve gizli yapılanmanın olduğunun, eskiden beri ileri sürüldüğünü, ancak bu yapılanmanın kimlerden oluştuğu, amacı ve hangi olayları gerçekleştirdiğinin ortaya çıkarılamadığını, çıkarılsa da kamuoyuna açıklanmadığını ifade etti. Başbakan Erdoğan’ın katıldığı bir televizyon programında derin devletin varlığını kabul ederek, ‘’Bunu minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak gerekir’’ dediğine işaret eden Ersin, ‘’4 yıldan beri devletin bütün kurumları ve arşivleri Başbakan’ın emrinde olduğuna göre, derin devlet hakkında önemli bilgileri ve tespitleri olduğu anlaşılmaktadır’’ dedi. Ersin’in cevaplamasını istediği sorular şöyle:

‘’Varlığını kabul ettiğiniz derin devlet, kimlerden ve hangi kurumlardan oluşuyor? Görevi nedir? Ülke içinde veya dışında hangi olayları gerçekleştirmiştir? Derin devlet için ‘Bunları minimize etmek, mümkünse yok etmek, bunu başarmak gerekir’ sözünüzün anlamı nedir? Bu gizli yapılanmayı, devletin yasaları ve kurumlarıyla yok etmenin çok zor veya mümkün olmadığını mı anlatmak istiyorsunuz? Başbakan olarak 4 yıldan beri devletin tüm kurumları ve arşivleri emrinizde olduğuna göre, varlığını kabul ettiğiniz derin devleti minimize etmek veya yok etmek için neler yaptınız?’’

/ ANKARA

30.01.2007


 

Doğu’da şehirler beyaza büründü

Doğu Anadolu Bölgesi’nde önceki gün başlayan ve aralıklı olarak etkisini sürdüren yoğun kar yağışının etkisiyle şehir merkezleri kara büründü.

Meteoroloji Erzurum Bölge Müdürlüğünden alınan bilgiye göre, dün başlayan kar yağışının ardından kar kalınlıkları Ağrı’da 48, Erzurum’da 40, Ardahan ve Kars’ta 21, Iğdır’da 6 santimetreye ulaştı. Kar yağışı ulaşımda aksamalara neden olurken, cadde ve kaldırımlarda kar temizliğine başlayan belediye ekipleri çalışmalarını aralıksız sürdürüyor.

/ ERZURUM

30.01.2007


 

Türkiye’nin savunma bütçesi yüzde 6.4’e düştü

Merkezi Yönetim Bütçesi’nden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) ihtiyaçları için Millî Savunma Bakanlığı’na (MSB) ayrılan pay son 11 yılda yüzde 10.5’ten yüzde 6.4’e düştü.

Millî Savunma Bakanlığı’ndan alınan bilgiye göre, tüm ülkelerin savunma harcamalarında 1987-1998 yılları arasında yaşanan düşüş, 1998-2006 döneminde yeniden yükselişe geçerek, yıllık ortalama yüzde 7 oranında artarken, geçen yıl dünya genelindeki savunma harcamaları 1 trilyon doların üzerine çıktı. Millî Savunma Bakanlığı bütçesi de son 11 yılda yüzde 10.5’ten yüzde 6.4’e düştü. Millî Savunma Bakanlığı’nın konuya ilişkin değerlendirmesinde, tüm ülkelerin savunma harcamalarındaki gelişmeler ile Türkiye’nin içinde bulunduğu coğrafya ve güvenlik ortamı dikkate alındığında, savunma yeteneklerinde bir zafiyet oluşturulmamasının, tüm malî politikaların önünde gelen bir husus olduğuna dikkat çekildi. Değerlendirmede, “Bu nedenle, savunma harcamalarında süregelen kesintilerin duracağı ve Milli Savunma Bakanlığı bütçesinin GSMH’ya oranının yüzde 2-2.5 seviyesinde korunacağı değerlendirilmektedir. Aksi halde, TSK’nın modernizasyon faaliyetlerinin olumsuz yönde etkilenmesi kaçınılmaz olacaktır” denildi.

TSK’nın planlanan harcamalarının belirlenen bütçe limitlerine uygun olarak yapıldığı vurgulanan değerlendirmede, yıllar itibariyle azalan bütçenin, TSK’nın tüm faaliyetlerinde dikkate aldığı tasarruf prensibi neticesinde sağlanan kaynakla telâfi edilmekte olduğu belirtildi. MSB değerlendirmesinde, “Türkiye’nin bu kritik coğrafyada kendi varlığını devam ettirmesi ve millî hak ve menfaatlerini en üst düzeyde koruyabilmesi için öncelikle çok güçlü bir silâhlı kuvvetlere sahip olmasının tarihî bir zaruret olduğu” belirtildi.

/ ANKARA

30.01.2007


 

Suudi parlamenterlerden Kıbrıs için destek istendi

Suudi Arabistan Şura Meclisi heyeti, TBMM Türkiye-Suudi Arabistan Parlamentolararası Dostluk Gurubu üyeleriyle görüştü.

TBMM Dışişleri Komisyonu toplantı salonunda gerçekleşen görüşmede konuşan Türkiye-Suudi Arabistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı ve AKP Karabük Milletvekili Mehmet Ceylan, Ortadoğu’nun acil çözümler bekleyen sorunlarla karşı karşıya olduğunu belirterek, İsrail-Filistin gerginliği, Lübnan’daki savaş ve sonrasındaki gelişmeler ile Irak’taki mevcut durumun tüm bölgeyi etkilediğini bildirdi. Tüm bölge ülkelerinin, sorunlara çözüm bulunması açısından işbirliği içinde olması gerektiğini söyleyen Ceylan, şunları kaydetti: ‘’Hem Suudi Arabistan’ın, hem de Türkiye’nin yakın komşusu olan Irak, güç bir dönemden geçiyor. Irak’ta güvenliğin tesisi, anayasanın tadili, tüm Iraklıların çıkarını gözeterek yeni bir petrol yasasının kabulü, federasyonların uygulama esaslarının tespiti ve Kerkük’ün statüsü, çözüm bekleyen başlıca sorunlardır. Toprak bütünlüğü korunan, demokratik, şeffaf, iyi yönetilen bir Irak ümit ediyoruz.’’

Mehmet Ceylan, Kıbrıs Türklerinin üzerindeki baskı ve kısıtlamaların kaldırılması için ikili ve çok taraflı zeminde Suudi parlamenterlerin desteğini beklediklerini ifade ederek, Londra, Washington, Brüksel’de olduğu gibi Riyad’ta da KKTC temsilciliği açılması için destek istedi. Ceylan, Suudi Arabistan ile KKTC yetkilileri arasındaki yapılacak üst düzey ziyaretlerin, Kıbrıs Türklerinin üzerindeki baskı ve kısıtlamaların kaldırılmasında önemli bir adım olacağını bildirdi. Ceylan, Cidde radyosunun durdurduğu Türçe yayınların yeniden başlaması için Suudi parlamenterlerden yardım istedi.

/ ANKARA

30.01.2007


 

Türkiye’nin karadeliği: Kaçak akaryakıt

CHP İzmir Milletvekili Sedat Uzunbay, Türkiye’nin akaryakıt kaçakçılığından dolayı her gün 10 milyon dolar kayba uğradığını belirtti.

Uzunbay, yaptığı yazılı açıklamada, yüksek oranlı vergilerin, petrol ve akaryakıt kaçakçılığını cazip hale getirdiğini savundu. Türkiye’deki her 2 taşıttan birinin, yakıtını kaçak akaryakıttan karşıladığını öne süren Uzunbay, bir litre akaryakıt içindeki vergi oranının yaklaşık yüzde 67 olduğunu, toplanan verginin, tüm vergi gelirlerinin yaklaşık yüzde 25’ini oluşturduğunu belirtti. Türkiye’nin Avrupa’nın en pahalı akaryakıtını tükettiğini belirten Uzunbay, şunları kaydetti:

“Türkiye, akaryakıt kaçakçılığında her gün 10 milyon dolar kayba uğruyor. Tesbit edilebildiği kadarı ile yıllık ortalama kaçak akaryakıt miktarı yaklaşık 4-4.5 milyon ton civarında. Bu miktardaki kaçak akaryakıttan dolayı devletin yıllık vergi kaybı, 5.1 milyar YTL’yi, diğer bir deyişle 3.6 milyar doları bulmaktadır. 30 tonluk bir TIR kaçak akaryakıtta, devletin vergi kaybı 40 bin YTL’dir. Türkiye, akaryakıt kaçakçılığının üzerine gidilmemesi sebebiyle her gün 14 milyon YTL kayba uğramıştır. 2003 yılı başı ile 2005 yılı sonu arasında taşıt sayısı yüzde 27,6 artarken, tüketilen akaryakıt ise sadece 13,9 artmıştır. Ülkemizde kaçak akaryakıt kullanımı AK Parti iktidarı döneminde sürekli ve daha fazla artarak devam etmektedir.’’

/ İZMİR

30.01.2007


 

Ağar: Rumlar ve Barzani oldu bittiler peşinde

DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, ‘’Bir yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, diğer yandan Barzani yönetimindeki ayrılıkçı gruplar tarafından ortaya konan söylem ve eylemler, Türkiye’nin bir kez daha ekonomik ve siyasî çıkarlarına ters düşen oldu bittiler peşinde koştuklarını ortaya koymaktadır’’ görüşünü dile getirdi.

Ağar, yaptığı yazılı açıklamada, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’nin petrol arama izinleri verme çabalarını ve Kuzey Irak’taki gelişmeler ve söylemlere ilişkin açıklamalarda bulundu. Ağar, şunları kaydetti:

‘’Bir yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, diğer yandan ayrılıkçı terör örgütünü barındıran Kuzey Irak topraklarına Kerkük ve Musul dahil, sahip çıkmaya çalışan Barzani yönetimindeki ayrılıkçı gruplar tarafından ortaya konan söylem ve eylemler, Türkiye’nin bir kez daha ekonomik ve siyasî çıkarlarına ters düşen oldu bittiler peşinde koştuklarını ortaya kaymaktadır.’’

Ağar, açıklamasında, hükümeti de eletirerek ‘’Bütün bu söylem ve eylemlere, bugüne değin ülkemizin büyüklüğüne yaraşır bir şekilde ses çıkarmak cesaretini göstermeyen hükümetin, geç de olsa Türk halkının beklentilerine uygun bir tepki vermesi gerektiğini hatırlatmayı görev biliyoruz’’ ifadesine yer verdi.

/ ANKARA

30.01.2007


 

Joseph Ralston, Ankara'ya geliyor

ABD’nin Terörle Mücadele Özel Temsilcisi emekli Orgeneral Joseph Ralston, temaslarda bulunmak üzere bugün sabah Ankara’ya gelecek.

Diplomatik kaynaklardan edinilen bilgiye göre, bu sabah çok erken saatlerde Ankara’ya gelmesi planlanan Ralston, ilk görüşmelerini Dışişleri Bakanlığında yapacak. Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül tarafından da kabul edilecek olan Ralston’ın yarın da Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt ile bir araya gelmesi öngörülüyor. Ankara’dan yarın öğleden sonra Ankara’dan ayrılması öngörülen Ralston’ın temasları sırasında, Irak’ın kuzeyindeki terör örgütü PKK varlığı ve PKK ile mücadele yolları üzerinde durulacak. Göreve başlamasının üzerinden 5 ay geçen Ralston’ın ziyareti, Washington’ın bu konuda etkin olmadığına ilişkin eleştirilerin sonrasına rastlaması açısından ayrı önem taşıyor. Terörle mücadele için oluşturulan özel temsilcilik görevine, eski Genelkurmay Başkan Yardımcısı emekli Hava Orgeneral Joseph Ralston 28 Ağustosta atanmıştı.

/ ANKARA

30.01.2007


 

Irak’a sevkiyatta sıkıntı

Irak Milli Petrol Şirketi SOMO’nun, Irak’a petrol ürünleri taşıyan ve sözleşmesi sona eren Türk firmalarına, yeni sözleşme için “Kuzey Irak’taki bölgesel yönetimi’’ adres göstermesi üzerine başlayan sorun, yeni bir boyut kazandı.

Edinilen bilgiye göre, Mersin ve İskenderun’dan Irak’a transit petrol ürünleri yüklemesi, Cuma gecesi saat 24 itibarıyla durduruldu. Söz konusu tarihten önce yüklemesi yapılan ve yolda olanlar ile Irak’taki ABD unsurlarına dönük petrol ürünleri sevkıyatı ise devam ediyor. Bu arada, Mersin Akaryakıtçılar Derneği (MADER) Başkanı Aziz Akgül, Habur Kapısından sadece ABD güçlerine yakıt götüren tankerlerin geçiş yapabildiğini, Irak’a petrol ürünü götüren tankerlere ise geçiş izni verilmediğini söyledi. UND Irak Çalışma Grubu Güneydoğu Başkanı Tahir Aydoğan da, Irak’ın, Türkiye üzerinden ithal ettiği kırmızı ve beyaz et girişini, henüz bilinmeyen sebeple durdurduğunu bildirdi.

/ ANKARA - MERSİN

30.01.2007


 

Şükran Vahide’nin annesi vefat etti

Risâle-i Nur’ları İngilizce’ye tercüme eden, araştırmacı-yazar Şükran Vahide’nin annesi Maria Mercedes Weld vefat etti.

İngiltere’de yaşayan Weld’in cenazesi, aynı ülkede defnedilecek. Şükran Vahide, 1949’da 6 çocuklu Katolik bir ailenin beşinci çocuğu olarak İngiltere’de doğdu. Rahibelerin yönettiği bir okulda eğitim gördü. Durham Üniversitesi’nde “Şark Araştırmaları” okudu. 1982’de aynı okulda doktora yaparken Risale-i Nur’ları okuyarak Müslüman oldu ve Mary Weld şeklindeki ismini Şükran Vahide olarak değiştirdi. 1985’te İstanbul’a yerleşti. Nur Risâleleri üzerinde çalışmalar yaptı. Said Nursî’nin talebelerinden Mehmet Fırıncı ile evlendi.

30.01.2007


 

Çeteler suça bulaşmış çocukların peşini bırakmıyor

Çocuğu İstismardan Koruma ve Rehabilitasyonu Derneği (ÇİKORED) Başkanı Prof. Dr. Oğuz Polat, suça itilen, istismara maruz kalan yoksul çocukların yurtlarda bir arada kalmasının, birçok probleme sebep olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Polat, yaptığı açıklamada, istismara maruz kaldığı için velayet hakkı alınan, yoksul, sokakta yaşayan ve uyuşturucuya alışmış ya da suça bulaşmış çocukların bir arada kalmaması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Polat, şöyle konuştu: “Suça itilen, istismara maruz kalan ve yoksulluktan dolayı yurda bırakılmış çocukların yurtta bir arada kalması, birçok problemi beraberinde getiriyor. Öncelikle sokaktan gelen çocuğun yaşama bakışındaki farklılık, diğer çocukları olumsuz etkiliyor. Sokakla çocuğun bağlantısını kesebilmek, sokaktan gelen çocuklardaki en büyük problemdir.’’

ÇİKORED Başkanı Prof. Dr. Polat, sokaktaki organize çeteler için, sokaktayken suça bulaşmış ancak yurtlara yerleştirilmiş çocukların en önemli hazine olduğunu söyledi. Prof. Dr. Polat, çetelerin bu çocuklar üzerinden para kazandığı için her türlü yolu kullanarak çocuklarla ilişkiyi sürdürmeye çalıştığını ifade ederek, “En büyük yardımcıları, alıştırılmış oldukları uyuşturucu vaadi ile para vermektir. Kurumda kalan diğer çocukları da yanlarında getirmeleri için ikna etmeye çalışma da bu konuda çalışanların sıklıkla karşılaştıkları bir konudur.’’

/ GAZİANTEP

30.01.2007


 

Üniversitelerde yabancı istilâsı

Türkiye’de, çoğunluğu vakıf üniversitelerinde olmak üzere toplam 1014 öğretim elemanı çalışırken, yaklaşık 16 bin yabancı öğrenci de öğrenim görüyor.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Rektörü Prof. Dr. Ural Akbulut, yabancı öğretim üyesi ile öğrencilerin bir ülkeye özellikle bilimsel açıdan katkısının çok fazla olduğunu belirterek, sayının artırılmasına yönelik çalışmalar yapılması gerektiğini vurguladı. Anadolu Üniversitesinde 1973, İstanbul Üniversitesinde 1725, Ankara ve Marmara üniversitelerinde 1149, ODTÜ’de 991, Gazi Üniversitesinde 974, Fatih Üniversitesinde 161, Yeditepe Üniversitesinde 95, Bilkent Üniversitesinde 83, çoğunluğu devlet üniversitesinde olmak üzere yaklaşık 16 bin yabancı uyruklu öğrenci öğrenim görüyor.

/ ANKARA

30.01.2007


 

Darıca’ya beş yıldızlı devlet hastahanesi

Kocaeli’nin Gebze ilçesi Darıca beldesinde yapımı tamamlanan ve 2 ay içerisinde hizmete girmesi planlanan Gebze Devlet Hastahanesi, küvetli banyoları, radyo, televizyon ve buzdolabı bulunan deniz manzaralı süit odaları ile adeta 5 yıldızlı otel konforunu aratmıyor.

İl Sağlık Müdürü Hasan Aydınlık, yaptığı açıklamada, temeli 1996 yılında atılan 500 yataklı Gebze Devlet Hastanesinin tamamlandığını, 2 ay içinde açılışını yapmayı planladıklarını söyledi. Hastanenin 52 bin metrekare kapalı alanı, 6 ameliyathanesi, 2 yoğun bakım ünitesi, görüntüleme üniteleri, 20’si süit, 45’i tek yataklı ve 70’e yakın çift yataklı odası bulunduğunu, odaların tamamının deniz manzaralı olduğunu ifade etti.

/ KOCAELİ

30.01.2007


 

Youtube gelirini paylaşacak

Youtube’un kurucularından Chad Harley, üreticiliği ödüllendirmek amacıyla böyle bir karar aldıklarını açıkladı.

Reklâm gelirlerinin bir bölümünün paylaşılması yönündeki karar, önümüzdeki aylardan itibaren uygulanmaya başlanacak. Ancak ödemelerden, sadece görüntülerin yayın hakkına sahip olanlar yararlanabilecek. Ayda 70 milyon kişinin kullandığı Youtube, Kasım ayında 1 milyar 650 milyon dolara Google tarafından satın alınmıştı.

/ İSTANBUL

30.01.2007


 

Mısır Çarşısı’nda aşûre dağıtıldı

Mısır Çarşısı’nda, bir firma tarafından vatandaşlara aşure dağıtıldı.

‘’Malatya Pazarları Kuruyemişçilik’’ firmasının sahibi Çetin Palancı ile diğer görevliler, 23 çeşit kuru yemiş karışımıyla hazırlanan aşûreleri vatandaşlara ve çevredeki turistlere dağıttı. Palancı, burada basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Hicri takvimin ilk ayı olan Muharrem’in 10. gününün ‘’Aşûre Günü’’ olduğunu hatırlatarak, firma olarak aşure dağıtımını geleneksel hale getirdiklerini söyledi.

/ İSTANBUL

30.01.2007


 

Marmara’daki canlı türleri tehlikede

Türk Deniz Araştırmaları Vakfı (TÜDAV) Genel Sekreteri Yrd. Doç. Dr. Bülent Topaloğlu, acil tedbirler alınmadığı takdirde Marmara Denizi’ndeki 50’ye yakın balık türünün yok olacağını bildirdi.

Marmara Denizi’nde yaşayan 50’ye yakın canlı türünün atıklar sebebiyle tehlike altında olduğunu vurgulayan Topaloğlu, “Denizde nesli tehlike altında olan türler var. Balıkçılıkta düzensiz avcılık, her türlü önleme ve balıkçıların iyi niyetlerine rağmen ne yazık ki hâlâ yapılıyor. Bunların mutlaka ama mutlaka önlenmesi gerekiyor. Mücadele başlatılmazsa, bu gidişle balıkları albümlerde, resimlerde göreceğiz. Ve Marmara Denizi elden gidecek. Sadece balık türleri değil, 50’ye yakın canlı türü tehlike altında” dedi.

/ BURSA

30.01.2007

 
Sayfa Başı  Yazıcıya uyarla  Arkadaşıma gönder  Geri

 

Bütün haberler


 Son Dakika Haberleri
Kadın ve Aile Dergisi Çocuk Dergisi Gençlik Dergisi Fikir Dergisi
Ana Sayfa | Dünya | Haberler | Görüş | Lahika | Basından Seçmeler | Yazarlar
Copyright YeniAsya 2004