|
|
|
Şahin: Bunlar maşa |
Devlet Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, gazeteci Hrant Dink cinayetinin iç ve dış bağlantılarını ortaya çıkarmak gerektiğini belirterek, ‘’Yani, bu pis suyu başından kesmek gerekir. Yakalanan çocuklar bana göre maşadır’’ dedi.
Samanyolu televizyonunda yayınlanan, ‘’Siyaset Sahnesi’’ programına katılan Şahin, Zaman Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Ünal, Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Enis Berberoğlu ve Samanyolu Ankara Haber Müdürü Remzi Ketenci’nin sorularını cevapladı. Bir soru üzerine, Dink cinayetinin arka planının çok iyi araştırılması gerektiğini belirten Şahin, şunları söyledi:
‘’Bunun adi bir cinayet gibi değerlendirilmiş olmasını ve sonuçta da Türk Ceza Kanunu’nda belirtilen ceza ile kalmasını ben doğru bulmuyorum. Çünkü geçmişte birçok cinayet işlendi. Devam ediyorsa demek ki gerekli tedbirler alınamıyor demektir. Gerekli tedbirlerin alınabilmesi için olayın üstüne üstüne gitmek gerekir. İç ve dış bağlantılarını ortaya çıkarmak gerekir. Yani bu pis suyu başından kesmek gerekir. Yakalanan çocuklar bana göre maşadır. Asıl bunları kimler yönlendiriyor, kimler kullanıyor onları bulup çıkarmak gerekir.’’
301. MADDEDE İLERİ GİDİLİYOR
Hrant Dink’in öldürülmesinin ardından yeniden başlayan TCK’nın 301. maddesiyle ilgili tartışmaları da değerlendiren Bakan Şahin, şunları kaydetti:
“Ben, 301 konusunda geriye doğru değil, ileriye doğru gidildiği kanaatindeyim. Yargıçlarımızın da 301 ile ilgili daha geniş açılı bakarak kararlar vereceğine inanıyorum bundan sonraki süreçte ama öyle bir noktaya gelir de 301’in uygulanması iyi niyetli olmazsa o zaman yeniden bir değerlendirme yapmak mümkün olabilir.’’
Kendi adını kullandığı gerekçesiyle geçtiğimiz günlerde yeğenini polise ihbar ettiği için ailesinden tepki alıp almadığının sorulması üzerine Şahin, siyasilerin en büyük zararı yakınlarından gördüğünü söyledi. Şahin, ‘’Kim bizim ismimizi kullanarak kamuda haksız bir kazanç elde etmeye çalışıyorsa onun üzerine gitmek durumundayız. Aksi takdirde Türkiye’de bazı şeyleri halledemeyiz. Ailemden hiçbir tepki almadım. Babamla telefonla görüştüm onun bir tepkisi olmadı’’ dedi.
“BAŞBAKAN ADAY OLABİLİR DE
OLMAYABİLİR DE”
Şahin, cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik bir soru üzerine de şöyle konuştu:
‘’Şu anda bir cumhurbaşkanı adayım falan yok. Sayın Başbakanımızın yakınında olan bir bakanım. Bu zamana kadar zımnen de olsa bir şey açıklamadı. Sayın Başbakanımızın cumhurbaşkanı adayı olup olmamasını ‘yüzde 50 yüzde 50’ olarak değerlendiriyorum. Başbakanın ne aday olacağı ne de olmayacağı konusunda bir izlenim edindim. Olabilir de olmayabilir de... Aday olmama ihtimalini hiçbir zaman göz ardı etmeyelim. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden partimizin güçlenerek çıkacağı kanaatindeyim.’’
|
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Çocuklara çete tuzağı |
İzmir 2. Ağır Ceza Çocuk Mahkemesi Başkanı Hakim İbrahim Altıtaş, azmettiricilerin 18 yaşından küçükleri ‘’sana bir şey olmaz, ceza almazsın’’ diyerek kandırdığını ve suça alet ettiğini söyledi.
Altıtaş, yaptığı açıklamada, suça alet edilen çocukların daha çok Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyük şehirlere getirildiğini bildirdi.
Çocukların, yetişkinler tarafından yönetilen çetelerin içine girdiğini kaydeden Altıtaş, şöyle konuştu:
‘’18 yaşından küçüklerin, kendilerinden büyüklerin yönettiği çetelerin içine girdiğini, ayrılmak istediğini ancak kolay bırakılmadığını biz de önümüze gelen dosyalardan görüyoruz. Çocuklar genelde çalışmak için geliyor. Büyük kentlerde aç kalıyor, suça yöneliyor. Özellikle çetelerin eline düşüyorlar. ‘Sana bir şey olmaz, yaşın küçük, ceza almazsın’ diyerek çocukları suça alet ediyorlar. Çocukları bir yemeğe, çok küçük şeylere kandırıyorlar. Azmettiriciler arka planda kalıyor.’’
Hakim Altıtaş, çocukların, ebeveynlerinin izni dışında bir başka yetişkinin yanında barındırılmasının kanunen yasak olduğunu da hatırlattı.
Herhangi bir suç şüphesi tespit edilmese bile çocukların ebeveyn izni olmaksızın bir başka yetişkinin yanında barındırılmasına ilişkin durumun karakola bildirilmesi gerektiğini kaydeden Altıtaş, şöyle devam etti:
‘’5560 sayılı yasada 234 sayılı yeni bir koruyucu madde var. Bu madde, çocukları yanında barındıran yetişkinlere çocuklarda herhangi bir suç şüphesi olmaması durumunda bile 1 yıla kadar hapis cezası verilmesini öngörüyor. Çocukların örgüt suçlarında kullanılması daha da büyük cezaları gerektiriyor.’’
Hakim Altıtaş, çeteler elinde kullanılması muhtemel çocukların şehir garajlarına geldiğinde zabıta ekipleri tarafından tespit edilebileceğini, sağlık ve eğitim kurumları tarafından da emniyet güçlerine bilgi verilebileceğini kaydetti.
Risk altındaki çocukların evlerinden uzaklaşmadan da tespit edilebileceğini belirten Altıtaş, şunları kaydetti:
‘’Her gün okula aç gelen, ödevlerini yapmayan, üstü başı perişan, paltosu olmayan çocuklar risk altındaki çocuklardır. Suça yönelmelerini engellemek için öğretmenlerinin duruma derhal el koyması gerekmektedir. Söz konusu durumun ihbar edilmesi halinde Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü ve Milli Eğitim İl Müdürlüğü işbirliği ile çeşitli programlar düzenlenmekte ve çocuğun suçtan uzak kalması sağlanmaktadır.’’
|
/ İZMİR
29.01.2007
|
|
|
Katsayı engeli kalksın |
Türkiye gündeminin en üst sıralarında yer alan ve reklâmlarla “Memleket Meselesi” haline geldiği ifade edilen meslekî eğitim sorunu hakkında bir rapor hazırlayan Memur Sendikaları Konfederasyonu (Memur-Sen), Avrupa Birliği ile bütünleşme hedefine odaklanmış olan Türkiye’nin, küresel rekabetin gerektirdiği verimlilik düzeyine erişmesi için meslekî eğitim sorununa el atması gerektiği belirtildi.
“Meslek Lisesi Meselesi” raporunda; işsizliğin oluşturduğu tehlikeye dikkat çekildi. Raporda, meslek liselerinin önünde bir duvar gibi duran katsayı engelinin kaldırılması, teknik, ticaret, turizm, sağlık, İHL ayrımı yapılmaksızın hiç vakit geçirmeden çözüme yönelik adil bir düzenleme yapılması isteniyor.
Raporda, Türkiye’de meslekî eğitimin ikinci plâna itilmesinin ve meslek liselerinin üvey evlât muamelesi görmesine son verilmesi gerektiği vurgulanırken, meslekî eğitimde bugün yaşanan sorunun temelinde imam hatip lisesi öğrencilerinin önünü keserek, ilahiyat fakültesi dışında 4 yıllık fakültelere gitmelerini engellemek amacıyla yapılan düzenlemelerin olduğu kaydedildi.
İHL FOBİSİNDEN KURTULMADIKÇA…
Üniversitelerin meslekî eğitim sorununu çözebilecek bir konuma sahip olunduğunun altı çizilen raporda, “Ancak, üniversitelerimiz peşin hükümlerinden ve İHL fobisinden kurtulamadıkları için sorunu çözmek yerine derinleştirmeyi yeğlemektedirler” denildi. Raporda, küresel rekabete soyunan Türkiye’nin her alanda eğitimli, nitelikli, düşünen, araştıran, özgüvene sahip gençlere ihtiyacı olduğu vurgulanırken, meslek liselerinin önünde bir duvar gibi duran katsayı engelinin kaldırılması, teknik, ticaret, turizm, sağlık, İHL ayrımı yapılmaksızın hiç vakit geçirmeden çözüme yönelik adil bir düzenleme yapılması gerektiği vurgulandı.
Raporu hazırlayan Memur-Sen Genel Malî Sekreteri Adem Solmaz, raporla ilgili yaptığı değerlendirmede; meslek lisesi öğrencilerine yapılan uygulamanın büyük bir haksızlık olduğunu belirterek, “Meslek liselilere siz dört yıllık yükseköğretim okulu okuyamazsınız, boşuna dört yıllık tercihlerde bulunmayın deniliyor” dedi. Solmaz, “Eğitim özgürlüğü en vazgeçilmez insan hakkıdır. Meslek lisesinde okuyan öğrenci niye istediği programda okuyamasın?” diye sordu.
|
Fatih KARAGÖZ
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Özgürlük yürüyüşü devam edecek |
Ankara İnanç Özgürlük Platformunun her hafta Abdi İpekçi Parkı’nda gerçekleştirdiği “başörtüsüne özgürlük” eylemlerinin 51. haftasında konuşan Kad-Bir Yönetim Kurulu Üyesi Rezzan Kartın, “Özgürlük yürüyüşümüz devam edecek” dedi.
Kartın, 301. maddenin tamamıyla kaldırılmasına yönelik çabaları da takdirle karşıladıklarını dile getirdi.
Yaklaşık bir yıldır “inanca saygı başörtüsüne özgürlük” dediklerini söyleyen Kartın şöyle konuştu:
“‘Kim olursa olsun zalime karşı mazlumdan yanayız’ dedik. Sözlerimiz belki istediğimiz etkiyi ve buna yönelik istediğimiz olumlu tepkileri oluşturamadık. Ama bu sözlerin ve bu eylemliliğin ne kadar haklı gerekçelerinin olduğunu şu yaşadığımız son iki haftada bir kez daha görmüş olduk. Birilerinin inancına ve ırkına, katılmadığı düşüncelerinden dolayı cinayete kurban gitmesi ardından Türkiye’nin iki kutup halinde ayrışması, hatta bazı gazetelerin ‘Hepimiz Türk’üz’ manşetini cinayetten sonra atabiliyor olması durduğumuz yerin haklılığını bir kez daha ispat etmektedir.”
Kartın, bu ülkenin vatandaşı olarak düşünce, fikir ve inancından dolayı haksızlığa, sûistimâle ve cinayete uğrayan herkesi kendimizle özdeş gördüklerini belirterek, “Bunun karşısındaki ayrışmayı, çatışmayı artıracak, barış ve huzuru ortadan kaldıracak her türlü tepkiyi kınıyoruz. Bu vesileyle 301. maddenin tamamıyla kaldırılmasına yönelik çabaları takdirle karşıladığımızı kamuoyuna duyururuz” diye konuştu.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Vapur eylemcisi sloganlara kızmış |
Çanakkale Vali Vekili Yusuf Ziya İnce, Gelibolu-Lapseki arasında sefer yapan Sultantepe adlı araba vapuruna el koyan ve kendisini “Vatansever Türk Fedaisi’’ olarak tanıtan Nihat Acar’ın, ilk ifadesinde, eylemini Hrant Dink’in cenazesinde atılan sloganlar sebebiyle yaptığını söylediğini, bildirdi.
İnce, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, eylemin ardından Çanakkale Valiliğinde kriz merkezi kurduklarını ve buradan, konuyla ilgili gelişmeleri takip ettiklerini hatırlattı.Sultantepe adlı araba vapurunun önceki gün saat 23.00 sıralarında kaçırıldığını bildiren İnce, Nihat Acar’ın, uzman çavuşluktan ayrıldığı bilgisinin de değerlendirildiğini ve eylemcinin soruşturmasının Gelibolu ilçesinde sürdürüldüğünü de sözlerine ekledi.
|
/ ÇANAKKALE
29.01.2007
|
|
|
Meclis vetolu kanunu görüşecek |
TBMM Genel Kurulu, bu hafta Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere geri gönderdiği Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasasını ele alacak.
Genel Kurulda, AKP grup başkanvekilleri tarafından verilen ve TBMM İçtüzüğünün ‘’temel kanunlar’’ ile ilgili 91. maddesinde değişiklik öngören teklif, 30 Ocak Salı günü Genel Kurulda görüşülecek. Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararıyla doğan boşluğu gidermek amacıyla hazırlanan teklife göre, Genel Kurulda ‘’temel kanun’’ olarak görüşülen tasarı ve teklifler üzerinde, milletvekilleri tarafından Anayasaya aykırılık dahil her maddede 2 önerge verilebilecek. Ancak, her siyasi parti grubuna mensup milletvekillerinin birer önerge verme hakkı saklı olacak.
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere Meclise geri gönderdiği Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Yasası da bu hafta Genel Kurulda yeniden görüşülecek. Yasayla, bir yıl içinde başvurulması halinde tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metrekaresi için 5 YTL ödemek şartıyla buraların kullanımı için
izin verilecek. Söz konusu arazi ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam edecekler. Bu süre içinde gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri ilgili idarelerce durdurulacak. ‘’Cargill’’ için çıkarıldığı eleştirilerine sahne olan yasada değişiklik yapılmayacak.
AKP İstanbul Milletvekili Lokman Ayva’nın Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanununda değişiklik öngören teklifin de bu hafta görüşülmesi bekleniyor. Teklifle, bakıma muhtaç özürlülere bakım hizmeti verilmesi için herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmama şartı kaldırılarak tüm gelirleri toplamı üzerinden özürlünün kendisine veya aile birey sayısına göre özürlüye ‘’bakım hizmeti’’ verilmesi öngörülüyor.
Genel Kurul, yarın 15.00-20.00, 31 Ocak Çarşamba ve 1 Şubat Perşembe günleri ise 14.00-20.00 saatleri arasında çalışacak.
|
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Bolu’da kış ulaşımı vurdu |
Etkili olan kar yağışı ve buzlanma sebebiyle Bolu Dağı Tüneli ve Bolu Dağı kesiminde meydana gelen kazalar sebebiyle ulaşımda aksamalar oldu.
Alınan bilgiye göre, Bolu Dağı Tüneli’nde plakası ve sürücüsü belirlenemeyen bir TIR, kar yağışı ve buzlanma sebebiyle kayarak, yolu ulaşıma kapattı. Karayolları ve Bölge Trafik Müdürlüğü ekiplerinin müdahalesi sonucu yapılan kurtarma çalışmaları ile tünel tekrar ulaşıma açıldı. Kaza sebebiyle tünel girişinde uzun araç kuyrukları oluştu, tünelin giriş ve çıkışlarında zaman zaman maddî hasarlı trafik kazalarının meydana geldiği bildirildi. Yetkililer, Bolu Dağı Tüneli’nin ulaşıma kapanması durumunda araçların Bolu
Dağı’na yönlendirildiğini kaydederek, ‘’Bolu Dağı Tüneli’nin ve Bolu Dağı’nın ulaşıma açık kalması için çalışmalarımız devam ediyor’’ dedi.
Bu arada, D-100 kara yolunun Bolu Dağı kesiminde, Ankara-İstanbul yönünde kaza yapan bir TIR, yolun ulaşıma kapanmasına sebep oldu. Yolun ulaşıma kapanması sonucu söz konusu bölgede araç kuyrukları oluştu. Ayrıca kar yağışı sebebiyle çok sayıda maddi hasarlı trafik kazası meydana geldi. Yetkililer, bu güzergahta seyredecek araç sürücülerini, yanlarında, özellikle zincir, takoz ve çekme halatı bulundurmaları konusunda uyardı. Bu arada ekipler, kar kalınlığının 10 santimetreye ulaştığı D-100 kara yolunun Bolu Dağı kesiminde, karla mücadele çalışması başlatarak, yolun ulaşıma kapanmaması için çalışıyor.
|
/ BOLU
29.01.2007
|
|
|
İstanbul’a kar düştü |
İstanbul’da dün başlayan kar yağışı, akşam saatlerine kadar aralıklarla hafif olarak devam etti. İstanbul Meteoroloji Bölge Müdürü Mustafa Yıldırım, şehirde sıcaklıkların 8 ile 10 derece kadar azaldığını belirtti.
İstanbul’da bugün yağış beklenmediğini bildiren Yıldırım, hava sıcaklığının lodosla birlikte biraz artacağını kaydetti. Bugün, saatte 60-70 kilometre hızla görülecek lodos fırtınasının İstanbul genelinde etkili olmasının beklendiğini belirten Yıldırım, yarın rüzgarın kara yele dönmesiyle birlikte sıcaklıkların tekrar azalacağını ve hafta boyunca mevsim normalleri civarında, yer yer altında seyredeceğini ifade etti.
Yıldırım, son 24 saat içinde yağış miktarının ise metre kareye Bakırköy’de 11, Sarıyer’de 12, Kadıköy’de 16, Pendik’te 40 kilogram olarak ölçüldüğünü bildirdi.
Marmara Bölgesi’nde bugün görülecek lodos fırtınası nedeniyle başta Bursa olmak üzere, soba zehirlenmelerine karşı vatandaşlara uyarıda bulunan Yıldırım, ayrıca deniz ulaşımında görülebilecek aksaklıklara karşı da ilgililerin ve vatandaşların tedbirli olması gerektiğini ifade etti.
|
/ İSTANBUL
29.01.2007
|
|
|
Samsun’da kilise derneğine saldırı |
Samsun’da, faaliyet gösteren bir kilise derneğine taşlı saldırıda bulunuldu. Derneğin camları kırıldı, tabelası boyandı.
Edinilen bilgiye göre, Atakent beldesinde 2 katlı bir binada faaliyet gösteren Agope Kilisesi Derneği’nin camları, henüz kimliği belirlenemeyen kişi ya da kişilerce, taşlarla kırıldı. Derneği yol kenarında bulunan tabelası da siyah boya ile boyandı. Kilise dernek sorumlusu Mehmet Orhan Pıçakçılar, saldırıyı kınadıklarını belirterek, “Bu Türkiye’ye verilen bir zarardır. Yapılan bu saldırıyla Türkiye’yi dünya basını ve kamuoyuna kötü göstermektir. Bizim derneğimizin üyelerinin çoğunluğu Türk vatandaşıdır. Bunu yapan insanlar aslında kendi ülkülerine yani ülkemize zarar vermektedirler” dedi.
Emniyet yetkilileri ise olayla ilgili geniş çaplı soruşturma başlattıklarını açıkladı.
|
/ SAMSUN
29.01.2007
|
|
|
Suudi parlamenterler TBMM’nin konuğu |
Suudi Arabistan-Türkiye Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Dr. Fahd Bin Jaber Al-Shamri ve beraberindeki heyet, TBMM’nin konuğu olarak Türkiye’ye geldi.
TBMM Basın Bürosu’ndan yapılan yazılı açıklamaya göre, Al-Shamri başkanlığındaki heyet, bugün temaslarına başlayacak. Konuk heyettekiler, bugün saat 11.00’de TBMM Dışişleri Komisyonu Toplantı Salonu’nda Türkiye-Suudi Arabistan Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Mehmet Ceylan ve dostluk gurubu üyeleri ile bir araya gelecekler. Dışişleri Komisyonu Başkanı Mehmet Dülger, TBMM Mermerli Salonda Suudi Arabistan heyeti onuruna öğle yemeği verecek. Mehmet Ceylan ise konuk heyet onuruna Sabit Osman Avcı Tesisleri’nde akşam yemeği verecek.
TBMM Başkanı Arınç, yarın saat Dr. Al-Shamri başkanlığındaki parlamento heyetini TBMM Divan Salonu’nda kabul edecek. Konuk heyettekiler, 31 ocak çarşamba günü İstanbul’a geçecek ve buradaki programın ardından 2 Şubat Cuma günü Türkiye’den ayrılacaklar.
|
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Öğretmenlik başvuruları Şubat'ta başlıyor |
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB), 10 bin kadroya yapılacak öğretmen atamalar için başvurular 1-7 Şubat 2007 tarihleri arasında yapılacak.
İlk atama, açıktan atama ve açıktan ilk atama yoluyla 10 bin kadroya toplam 28 branştan öğretmen atanacak. En fazla İngilizce ve sınıf öğretmenlikleri ile ilköğretim matematik branşlarından öğretmen alınacak. Atamalar için, halen sözleşmeli görev yapan öğretmenler de başvurabilecek. Kadrolu öğretmenliğe atananlardan oluşacak boş pozisyonlar ölçüsünde yoğun ihtiyaç bulunan alanlarda görevlendirilmek üzere sözleşmeli öğretmenlik için de başvuru yapılabilecek. Başvurulara ilişkin bilgilere, MEB’in “http://personel.meb.gov.tr” internet adresinde yayımlanacak kılavuzda yer verilecek. Başvurular internet üzerinden gerçekleştirilecek.
|
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Economist: 301 acilen kaldırılmalı |
TCK’nın tartışmalı 301’inci maddesinin değiştirilmesi veya kaldırılması çağrıları sürüyor. İngiltere’de yayınlanan The Economist dergisi, Türkiye’nin acil olarak 301’inci maddede değişikliğe gitmesinin gerekli olduğunu yazdı.
ABHaber’e göre, “Hrant Dink olayı şunu gösterdi ki aşırı milliyetçi Türklerin iddia ettiğinin aksine Türkler tam melek bir millet değil aşırı şiddete başvurabiliyorlar; ama sokağa inen yüzbinlerce vatandaş şunu da gösteriyor ki batıda bazı çevrelerin iddiasına karşın Türkler devamlı problem yaratıcı agresif bir millet değil. Türkler demokratik ilkeleri gittikçe benimsiyorlar. Dink’e bu çerçevede verilecek en büyük hediye o cinayeti mümkün kılan 301’i kaldırmak olacak.”
|
29.01.2007
|
|
|
Wolfowitz’den evsizlere ziyaret |
Dünya Bankası Başkanı Paul Wolfowitz, İstanbul’daki temasları kapsamında Beyoğlu Kaymakamlığı Evsizler Evini ziyaret etti.
Wolfowitz, Hilton Otelinde üniversiteli gençlerle yaptığı kahvaltının ardından Dünya Bankası’nın diğer yetkilileriyle birlikte Beyoğlu Kaymakamlığı Evsizler Evine gitti. Wolfowitz ve beraberindekiler, basına kapalı gerçekleşen ziyaretten sonra Dolmabahçe’deki Başbakanlık Çalışma Ofisine geçti. Evsizler Evi, 500 milyon dolarlık Dünya Bankası Sosyal Riskin Azaltılması Projesinden finanse edilen 100 bin YTL karşılığında 2005 yılında kısmen yenilenmişti.
|
/ İSTANBUL
29.01.2007
|
|
|
Gurbetçiye birlik olalım çağrısı |
Berlin Din Hizmetleri Müşaviri Sadi Arslan, Almanya’da yaşayan Türkler olarak tek ses ve tek yürek olmaları gerektiğini söyledi.
Arslan, Almanya’da çeşitli konularda faaliyette bulunan sivil toplum örgütleri temsilcileriyle tanışma yemeğinde bir araya geldi. Burada konuşan Arslan, Avrupalı Türklerin her zaman birlik ve beraberlik sergilemeleri gerektiğini belirterek, “Meselelerin çözümü için zaman zaman bir araya gelmek gerekir. Ortak meselelerde tek ses, tek yürek olmalıyız” dedi.
İnsanların dünya görüşlerinin birbirinden farklı olduğunu ve olması da gerektiğini belirten Arslan, temel konular söz konusu olduğunda bu farklı görüşlerin tek görüş haline dönüşmesi gerektiğini ifade etti.Almanya’da din dersi sorunu olduğuna da işaret eden Arslan, “Daha önce sivil toplum örgütlerinin ortak meselelerde birlik olduğunu duydum. Bu beni çok sevindirdi. Çıkarlarımız söz konusu olduğunda toplumun çıkarlarını düşünmeli ve şahsi çıkarlarımızın toplum çıkarlarına zarar vermemesine dikkat etmeliyiz” dedi.
|
/ KÖLN
29.01.2007
|
|
|
Evdeki ilâçlar çocuklar için tehdit |
Uzmanlar, evde bulunan ilâçların çocuklar için tehdit olduğu konusunda uyarıyor.
İlâçların kapalı dolaplarda ve çocukların ulaşamayacağı yerlerde saklanması gerektiğine dikkat çeken uzmanlar, zehirlenme vak’alarında 'Alo 114 Zehirlendim' hattının aranmasını istedi.
Sağlık için kullandığımız ilaçlar ve temizlik için kulandığımız detarjanlar tedbir alınmadığı takdirde çocuklar için tehdit oluştarabiliyor. Uzmanlar özellikle evde küçük çocukları bulunan aileleri dikkatli olmaları konusunda uyarıyor. Keçiören Eğitim ve Araştırma Hastahanesi Çocuk Klinik Şefi Doç.Dr. Gonca Yılmaz, ebeveynlerin çocuklarını bu riskten kurtarmaları için ilaç dolabı alması, deterjanları açıkta ve çocukların ulaşamayacakları yere koyması gerektiğini söyledi. Çocukluk çağı zehirlenmelerinde en sık karşılaşılan durumun ilaçla zehirlenme olduğunu dikkati çeken Yılmaz, "Ağız, deri ya da solunum yoluyla gerçekleştirilen zehirlenmelerin bazen geri dönüşü olmuyor. Bu tür zehirlenmeler solunum yolu hastalıklarına yol açar ve çocuğun iç organları parçalanabilir. Böyle durumda kaybettiğimiz çocuklarda oluyor" dedi.
Zehirlenmelerin genellikle ev ortamında gerçekleştiğini belirten Yılmaz, "Bu yüzden anne babanın çok dikkatli olmasında fayda var. İlaç dolabı oluşturulması, bu dolabın yüksek bir yerde olması deterjanların açıkta ve çocukların erişemeyecekleri yerde olması içecek şişesinin içinde bulunmaması gerekiyor" diye konuştu.
Uzmanlar, zehirlenme vak’alarında ailelerin, hekime başvurmadan önce, telâşa kapılmadan Sağlık Bakanlığı'nın "Alo 114 Zehirlendim" hattını arayarak bilgi almalarını öneriyor.
|
/ ANKARA
29.01.2007
|
|
|
Kâğıt paralar bulaşıcı hastalık riski taşıyor |
Giresun AIDS Savaşım Derneği Başkanı Dr. Mustafa Torun, kirli kâğıt paraların Hepatit hastalıklarının bulaşmasında önemli rol oynadığını söyledi.
kâğıt paralara her gün onlarca, hatta yüzlerce insanın temas ettiğine işaret eden Dr. Torun, bu sebeple kâğıt paraların hastalıkların insandan insana bulaşmasında önemli bir etken olduğunu kaydetti. Özellikle Hepatit hastalıklarının bulaşmasında önemli rolü olduğunu söyleyen Dr. Torun, “kâğıt paralara çok sayıda insan temas etmektedir. Bu sebeple insanların vücut salgıları, hatta kanları bulaşmaktadır. Elden ele dolaştığı için de insanların vücut salgıları, kanları insandan insana geçmektedir. kâğıt paralar hastalıkların bulaşmasında önemli bir etken oluşturuyor. Bu hastalıkların birisi de vücut salgıları ve kan yoluyla bulaşabilen Hepatit hastalıklarıdır.
Kâğıt paraya temastan mümkün olduğunca kaçınılması gerektiğini söyleyen Dr. Torun, şayet temas edildiğinde ise kişinin mutlaka ellerini sabunlu suyla yıkamasını ya da alkollü mendille silmesini tavsiye etti.
|
29.01.2007
|
|
|
|