G.Saray, Rize'de çok önemli denilecek üç puan kaybetti. Bu kayıpla tarihinde belkide bir yarıda puan kaybı rekoru kırdı. Şimdi kaybedince eleştirilerin dozu kaçırılıyor denilebilir. Ama biz bu eleştirileri pek çok defa yaptık. Galip gelindiğinde de rahatsızlıklar bitmiş değildi ki.
G.Saray'da bazı oyuncular artık miadını doldurdu. Bu gerçek örtülmüyor. Takımın ahengi bu oyuncularla bozuluyor. Oyun içinde işini yapmak yerine hakemlerle, arkadaşlarıyla didişip duruyorlar. Öyle ki, bazen top oyunda olmasına rağmen bu oyuncular olabilecek pozisyonları takip etmek yerine, tartışmayı tercih ediyorlar. Bu oyuncuların, takımda kıdemli olmaları, yabancı oyuncuları sindirdiği gibi, yabancı olan teknik adamın bile manevra alanını daraltıyor.
Yönetim takımın kıdemli olan bu oyunculara saygısına biz de saygı duyuyoruz. Onların da sevdikleri G.Saray'ın bu durumlara düşmesi, belki de onları da üzüyordur. Fakat bu neyi değiştirir ki? Netice ortada.
Şimdi bazıları diyebilir ki; o oyuncular bu takımı geçen yıl binbir zorlukla şampiyon yapmadı mı? Doğru. Ama ne yazık ki, futbolda kesinlikle dün yok bugün var. Mesela geçen yıl iyi performansla oynayan bir oyuncuya bu yıl, kötü oynayacağı üç maç tahammül edilir. Dödüncü maçtan sonra sert protestolar kaçınılmaz olur. Başarılı bir teknik adam düşünün. İki maçtaki hatalarıyla gelen puan kayıplarında, "istifa" sesleri ayyuka çıkar.
Geçen yıl şampiyonluğu elleriyle teslim eden F.Bahçe, bu yıl aynı hatayı yapacak diye bekleyenler yanılır. Çünkü öyle bir sürpriz ancak 100 yılda bir olur. O da geçen sene yaşandı.
Rize'de saha ağır. G.Saray'ın özellikle ikinci yarıda daha da ağırlaşan sahada ısrarla yerden kısa pas yapmaya çalışması akıllıca değildi. Fakat ileride de atılan toplar hiç değerlendirilemedi. Dış şut atılması gereken bir maçtı. Bu doğruyu bir defa yapan Ayhan'dı. O da Gerets tarafından oyundan alındı.
G.Saray yönetimi takımın anlizini ayrıntılı şekilde yapmalı. Kadroda yapılması gereken değişiklikleri teknik heyetle beraber yapmalı. Genç değerler daha fazla ön plana çıkarılmalı.
|