|
|
|
650 bin sivil işgal altında öldü |
İngiliz Tıp Dergisi The Lancet’in yaptığı araştırma, Irak’ta savaşın başladığı Mart 2003’ten bu yana 650 binden fazla sivilin öldüğünü ortaya koydu. Araştırmaya göre, Temmuz 2006’ya kadar 655 bin kişinin öldüğü tahmin edilen Irak’ta, yaklaşık 601 bin kişi şiddet olaylarında hayatını yitirdi. Bunların yüzde 31’i de koalisyon güçlerince öldürüldü. Irak’ta ölüm oranı yılda 1000 kişi için 5,5 iken savaş döneminde bunun 13,3’e çıktığını belirten araştırmacılar, bu oranın savaş dönemi için olağan olabileceğini, ancak savaşın süresi ve savaştan etkilenen halk göz önüne alındığında (Irak’ta nüfus yaklaşık 27 milyon), Irak savaşının 20-21. yüzyılın en kanlı savaşlarından biri haline geldiğini vurguladılar.
Ekim 2004’te aynı dergide yayımlanan araştırma, mart 2003-eylül 2004 arasında Irak’ta savaş nedeniyle yaklaşık 100 bin sivilin öldüğünü ortaya koymuştu. Vietnam savaşı 3 milyon, Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ndeki savaş 3,8 milyon, Doğu Timor’daki savaşsa 200 bin kişinin ölümüne neden olmuştu. Amerikan Science dergisinin 15 eylüldeki tahminlerine göreyse Darfur’da 31 ay süren ve mayıs 2006’da sona eren savaşta 200 bin kişi ölmüştü.
İntikam saldırıları amacını aştı
Bu arada, BM’nin İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Jan Egeland, Irak’ta mezhep ayrılığına dayalı şiddetin, silahlı milislerin ve ölüm mangalarının oluşturduğu ortamda, intikam saldırılarının kontrol dışına çıktığını söyledi. Egeland, yaptığı açıklamada, istatistiklerin Irak’ta günde 100 kişinin öldürüldüğünü gösterdiğini kaydetti. “Öldürülenlerin çoğunun silahla vurulduğunu ve işkenceye uğradığını” belirten Egeland, “İntikam saldırılarının tamamen kontrolden çıktığı görülüyor” dedi.
|
/ PARİS
12.10.2006
|
|
|
Fransa, Ermeni tasarısını oyluyor |
Fransa meclisi genel kurulu, Sosyalist Partinin sunduğu, sözde Ermeni soykırımının kabul edilmemesini suç sayan yasa teklifini bugün sabah oylayacak.
Yasa teklifi, sözde soykırımı inkar edenler hakkında bir yıl hapis ve 45 bin avroya kadar para cezası talep edilmesini öngörüyor. İktidardaki Halk Hareketi Birliği (UMP) milletvekili Ermeni asıllı Patrik Deveciyan, “tarihçi ve bilim adamlarının konuyla ilgili araştırmalarının, yasanın uygulanmasından muaf tutulması” için değişiklik önergesi sundu. Yine sunulan diğer dört değişiklik önergesiyse yasa teklifinin içeriğininden ziyade teknik nitelikte. Fransız basını, “yasa teklifinin meclisi ikiye böldüğü” yorumunu yapıyor. Hem Sosyalist, hem de UMP’de yasa teklifine karşı çıkan milletvekilleri bulunduğunu hatırlatan gazeteler, bununla birlikte bu milletvekillerinin Ermeni seçmenlerinin tepkisinden çekindikleri için genel kurula gelip oy vermeyeceğine dikkati çekiyor. Fransa Dışişleri Bakanlığı, son iki gün içinde yaptığı açıklamalarda, yasa teklifine karşı olduğunu bildirdi. Sosyalist Partinin sunduğu yasa teklifi, ilk olarak mayıs ayında genel kurulda tartışılmış, teklife karşı çıkan Meclis Başkanı Jean-Louis Debre,”zaman kalmadığı” gerekçesiyle oylamaya geçmeden oturumu kapatmıştı. Oylamada kabul edilmesi beklenen teklifin yasalaşması için, senatonun da onayı gerekiyor. Siyasi gözlemciler, teklife karşı çıkan hükümetin, teklifi senato gündemine uzun süre götürmeyeceğini düşünüyor.
|
/ PARİS
12.10.2006
|
|
|
Ezher’den ve İran’dan Danimarka’ya kınama |
Danimarka’da ırkçı bir partinin gençlik kollarının düzenlediği “Hz. Muhammed’i aşağılama yarışması”na tepkiler artarak devam ediyor.
Mısır’daki El Ezher İslam Araştırmaları Akademisi, Danimarka’da Hz. Muhammed’in aşağılanmasını kınadı. El Ezher İslam Araştırmaları Akademisi öğretim görevlilerinden Dr. Muhammed Othman, “İslam’a ve Hz. Muhammed’e yönelik bu ilk hakaret değil. Ancak unutulmamalıdır ki İslam şu an batılı ülkelerde de yaşanıyor. Protesto gösterileri düzenleyip, Danimarka ile ilişkileri kesmek çözüm yolu değil. İhtiyacımız olan iletişim kurarak, belki bir televizyonda bunu tartışıp görüşmektir” dedi. Hz. Muhammed’in aşağılanmasına Mısır’da halk da büyük tepki gösterdi. Bu arada, İran’da Danimarka aleyhinde gösteri yapıldı ve ticari ilişkilerin kesilmesi istendi.
|
/ KAHİRE
12.10.2006
|
|
|
‘Türkiye’yi hor görmek Avrupa için tehlikeli’ |
İngiltere’nin eski Avrupa Bakanı, İşçi Partisi milletvekili Denis Macshane, “Türkiye’yi hor görmenin Avrupa için tehlikeli bir oyun olduğu ve bunun sonucunda Türkiye’nin yüzünü doğuya dönebileceği” uyarısında bulundu.
Macshane, Financial Times gazetesine yazdığı makalede, Avrupa’nın Türkiye’ye, “AB’nin bir parçası olmadığını” söylemek için elinden geleni yaptığını, bunun yüksek riskler taşıyan bir tutum olduğunu belirtti. Macshane, “Bu oyunun kazanımları son derece az, buna karşılık kaybedilecekler çok fazla. Bu laik, demokratik Müslüman ülke daha ne kadar zaman yüzünü doğuya dönmek yerine Avrupalı bir geleceğe bakacak” dedi.
|
/ LONDRA
12.10.2006
|
|
|
Türkiye’den Yunanistan’a nota |
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Namık Tan, Atina Büyükelçiliği Ataşesi Feyzullah Baran’ın otomobilinin yakılması konusunda Yunanistan’a nota verildiğini kaydetti.
Tan, son 4 ay içinde büyükelçilik mensuplarının araçlarına yönelik iki saldırı gerçekleştirildiğini hatırlatarak, ‘bundan endişe duyulduğunu’ vurguladı. Haftalık basın toplantısı çerçevesinde konuyla ilgili açıklamada bulunan Tan, Baran’ın aracının 10 Ekim Salı sabahı, park halindeyken camının kırılarak içine yanıcı madde atılması suretiyle yakıldığını kaydetti. Atina Büyükelçiliği Müsteşarı Ergun Soner’in arabasının da 23 Haziran 2006’da benzer bir saldırıya uğradığını kaydeden Tan, Yunanistan Dışişleri Bakanlığı’na nota verildiğini bildirdi.
|
/ ANKARA
12.10.2006
|
|
|
Kuzey Kore krizinden Bush sorumlu |
Güney Kore’nin eski devlet başkanı Kim Dae-jung, ABD Başkanı George Bush’un yürüttüğü siyasetin bugünkü Kuzey Kore krizini doğurduğunu öne sürdü.
Kim, “Kuzey Kore’nin pazartesi günü yaptığını açıkladığı nükleer deneme, ABD’nin Kuzey Kore siyasetinin iyi düşünülmemiş olduğunu kanıtladı. ABD, bundan böyle Pyongyang’daki rejimi değiştirmeye çalışmamalı, tersine Kuzey Kore ile karşılıklı dengeyi içeren bir anlaşma yapmalı” ifadesini kullandı.
1997 ile 2003 yıllarında devlet başkanlığı yapan Kim Dae-jung, Kuzey Kore ile yakınlaşma siyasetinin mimarlarındandı. Kuzey Kore ile yürütülen bu siyaset Alman Willy Brandt’tan esinlenilmişti. Bu çerçevede Kim Dae-jung, Pyongyang’a giden ilk Güney Kore lideri olmuş ve 15 Haziran 2000’de Kuzey Kore lideri Kim Jong-il ile ortak bir açıklama yapmıştı. Kuzey Kore’nin nükleer krizinin patlak verdiği 1990’lı yıllardan beri Seul, karşılıklı denge içeren bir yaklaşım benimsemiş ve bu konuda dönemin ABD Başkanı Bill Clinton’ı ikna etmeye yaklaşmıştı. Bu durumu hatırlatan Kim, “Başarmaya yakındık, ama Bush yönetimi geldi ve anlaşmayı çöpe attı. Bu da bugünkü başarısızlığa yol açtı. ABD, Kuzey Kore’nin nükleer bir güç olduğunu kabul etmeyebilir, ama bu Kuzey Kore’yi daha da provokasyona itmekten başka bir işe yaramaz” uyarısında bulundu.
|
/ SEU
12.10.2006
|
|
|
Esad’a Sedat teklifi |
srail Başbakan Yardımcısı Şiman Peres, barış anlaşması yapmak istemesi halinde Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esad’ı İsrail parlamentosunda (Knesset) memnuniyetle ağırlayacaklarını söyledi.
Peres, Channel One televizyonuna verdiği mülakatta, “Bir düşünün; Esad ‘Knesset’e geliyorum (dese, ‘gelme’ mi diyeceğiz? Yapacağı tek şey, ‘İsrail ile doğrudan müzakereler yürütmek istiyorum’ demek. Başkalarının yaptığını neden Esad yapmasın? (Mısır’ın eski devlet başkanı Enver) Sedat buraya gelmişti” dedi. Enver Sedat, İsrail ile barış anlaşması imzalayan ve Kudüs’e tarihi bir ziyarette bulunan ilk Arap devlet başkanı olmuş, 1981’de ise bir suikasta kurban gitmişti.
|
/ KUDÜS
12.10.2006
|
|
|
3 Amerikan askeri öldürüldü |
Irak’ın batısında çıkan çatışmada 3 Amerikalı asker öldürüldü. ABD ordusundan yapılan açıklamada, ülkenin batısındaki Anbar bölgesinde, Pazartesi çıkan çatışmada 3 Amerikan deniz piyadesinin öldürüldüğü bildirildi.
Son ölümlerle birlikte, bu ayın başından beri öldürülen Amerikan askeri sayısı 37’ye yükseldi.
|
/ BAĞDAT
12.10.2006
|
|
|
İsrail, HAMAS kadın milletvekilinin evini vurdu |
Filistin’de iktidardaki Hamas’ın kadın milletvekillerinden Meryem Ferahat’ın evi, İsrail’in havadan düzenlediği füze saldırısına uğradı.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları liderlerinden Nidal Ferahat’ın annesi olan ve Filistin’de “şehitlerin anası” olarak nitelenen kadın milletvekili Ferahat’ın evi, TSİ 03:06’da İsrail helikopterlerinden atılan bir füzeyle vuruldu. Saldırıda ölen ya da yaralanan olup olmadığı konusunda henüz bilgi bulunmuyor, ancak evde ağır olduğu kaydediliyor.
|
/ GAZZE
12.10.2006
|
|
|
Talat: Türkiye AB’ye üyelik isteğini kaybederse çözüm çok zorlaşır |
KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, Türkiye’nin AB üyelik isteğini kaybetmesi halinde ‘’Kıbrıs sorununun çözümünün çok zorlaşacağını’’ belirterek, ‘’Türkiye’nin AB perspektifini açık tutmak çok önemli’’ dedi.
KKTC üzerindeki izolasyonların kaldırılmasının pazarlık konusu yapılmaması gerektiğini ifade eden Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, düzenlediği basın toplantısıyla Brüksel ziyaretini değerlendirdi.
Talat, AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso ve genişlemeden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Olli Rehn ile Avrupa Parlamentosu (AP) Başkanı Joseph Borrell’le ‘’çok verimli görüşmeler yaptığını’’ belirtti.
Annan planına ‘’evet’’ diyerek Kıbrıs’ın yeniden birleştirilmesi hedefine uygun davrandıkları için AB Konseyi’nin 26 Nisan 2004’te izolasyonların kaldırılması kararını aldığını ve bu amaçla tüzükler hazırladığını hatırlatan Talat, AB Dönem Başkanı Finlandiya tarafından hazırlanan öneriler paketini şöyle değerlendirdi:’’Bu çok ayaklı bir paket. Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerinde muhtemel bir tren kazasından kaçınmak için limanlarının Rum kesimine açılmasını sağlamaya çalışıyor. Bu amaçla KKTC üzerindeki izolasyonların kısmen kaldırılmasını öngörüyor. Fakat bunu yaparken, Maraş’ın açılması gibi kapsamlı çözümün unsurlarını pazarlık konusu yapıyor. İzolasyonların kaldırılması pazarlık konusu yapılmamalı. Bu AB’nin vicdani ve siyasi sorumluluğudur. AB izolasyonların kaldırılmasını sadece Annan Planı’na ‘evet’ dediğimiz için ön koşulsuz olarak tasarladı. Pakette tehlikeli unsurlar var çünkü izolasyonların kaldırılmasını pazarlık konusu yapıyor. Fakat Türkiye’nin üyelik sürecini de ilgilendirdiğinden Dönem Başkanı Finlandiya’nın getirdiği fikirler paketini tartışmaya ve yapıcı olmaya karar verdik.’’
Finlandiya’nın önerilerini henüz bir metin haline getirmediğini ve taraflarla müzakerelerle şekilleneceğini anlatan Talat, paketin Ercan Havaalanı’nın uluslar arası uçuşlara açılması yanında, kültürel ve spor alanındaki izolasyonların da kaldırılmasının içermesini istediklerini ifade etti.
Görüşmelerinde AB kurumlarında temsilin de gündeme geldiğini bildiren Talat, özellikle AP’de 2 KKTC’li milletvekilinin gözlemci üyeliği için talepte bulunduğunu anlattı. AB’nin BM’nin yerine geçerek Kıbrıs’ta çözüm rolüne soyunmamasını isteyen Talat, ‘’Çünkü Rum kesimi AB’nin eşit üyesi. Üye ülkeler arasındaki dayanışma kuralına da dikkat edilirse AB bu sorunda tarafsız olamaz. Fakat çok önemli bir rol oynayabilir. Çözüm için teşvik edici, kolaylaştırıcı olabilir’’ diye konuştu. Talat, Finlandiya’nın önerileri nedeniyle Türkiye ile fikir ayrılığına düşeceklerini sanmadıklarını vurgulayarak, KKTC’nin geleceğinin Kıbrıslı Türkler tarafından belirleneceğini ifade etti.
|
/ BRÜKSEL
12.10.2006
|
|
|
Paris’e lobi çıkartması |
Türk iş dünyasını temsilen, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarsıklıoğlu başkanlığındaki heyet, sözde Ermeni soykırımın inkarının suç sayılmasını öngören yasa teklifi aleyhinde lobi yapmak üzere Paris’e geldi.
TOBB heyeti, önceki akşam, aralarında Paris Ticaret ve Sanayi Odası ve Avrupa Ticaret ve Sanayi Odaları Birliği (Eurochambres), Fransa Ticaret ve Sanayi Odaları Federasyonu, MEDEF International (Fransız Sanayiciler Birliği) ile Fransa’nın önde gelen iş adamlarıyla görüştü.
Fransız iş dünyasının temsilcileriyle yapılan görüşmelerde, ‘’yasa teklifinin iki ülke arasındaki ilişkilere vereceği zarara’’ dikkat çekildi. TOBB heyeti, teklifin geçmesinin ilişkilerde onarılmaz yaralara yol açacağı mesajını vererek, Fransız iş dünyasının hareket geçmesini talep etti.
Hisarcıklıoğlu’nun ziyaretine, TOBB Başkan Yardımcıları, Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Halim Mete ve Ankara Ticaret Borsası Başkanı Faik Yavuz, Sanayi Odaları Konseyi ve İstanbul Sanayi Odası Başkanı Tanıl Küçük, Ticaret ve Sanayi Odaları Konseyi ve Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Nafi Güral, Ticaret Odaları Konseyi ve Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün ile TEPAV Direktörü Prof. Güven Sak katıldı.
FRANSA, AKLIN YOLUNU SEÇSİN
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, ‘’Demokrasi, laiklik ve ifade özgürlüğünün öncülüğünü yapan Fransa gibi bir ülkenin sözde Ermeni soykırımının inkarının yasaklanmasına ilişkin yasa teklifini gündeme getirmesini anlamakta zorluk çektiklerini’’ söyledi. TOBB Heyeti, Fransa’nın sanayici ve işverenler kuruluşu MEDEF ve Fransa ticaret odaları temsilcileriyle çalışma yemeğinde bir araya geldi. Düşünce özgürlüğünün önüne engel konulmasını anlamakta güçlük çekiyoruz diyen Hisarcıklıoğlu, çalışma yemeğinden sonra Türk basınına yaptığı açıklamada, Türk iş adamları olarak yasa teklifinden doğan rahatsızlığı dile getirdiklerini belirterek, ‘’Biz Türkiye olarak bu tür bir yasa teklifini kabul edemeyiz’’ diye konuştu.
Hisarcıklıoğlu, yasa teklifinin kabul edilmesi halinde Türk ve Fransız ilişkilerinin büyük ölçüde zarar göreceğini ve bundan iki ülkenin de olumsuz etkileneceğini belirttiklerini kaydederek, ‘’Hislerin değil akıl yolunun seçilmesini Fransız meslektaşlarımıza söyledik’’ dedi.
|
/ PARİS
12.10.2006
|
|
|
Oruç bütün dinlerin emri |
Almanya’nın Koblenz kentinde düzenlenen ve Almanların büyük ilgi gösterdiği iftar yemeğinde konuşan Rheinland Pfalz Eyaleti SPD Milletvekili Heribert Heinrich, orucun Hrıstiyan aleminde de olduğunu söyledi.
Koblenz’de eğitim faaliyetleri ile tanınan Üniversum Eğitim Merkezleri’nin düzenlemiş olduğu iftar yemeğinde kültür, sanat ve diyalog konuşuldu. Tasavvuf musikisi dinletisinin de sunulduğu iftar yemeği sonrasında bir konuşma yapan Rheinland Pfalz Eyaleti SPD Milletvekili Heribert Heinrich, orucun Hrıstiyan aleminde de olduğunu ve bu ibadetin insanı eğittiğini vurguladı.
Yemeğe katılan misafirlerden bazıları islam hakkında araştırma yaptıklarını ve Almanların ön yargılarının giderilmesi için bu tür diyalog toplantılarının önemli olacağının altını çizdi.
|
/ KÖLN
12.10.2006
|
|
|
|