|
|
|
Hayat duâ ile anlam kazanır |
Yeni Asya, Ramazan ayının ruhuna yakışır bir hediyeyle buluşturdu okuyucularını. “Dua, varlığın sahibiyle buluşup, var olmak, hiçlikten ve yokluktan kurtulmaktır. Ve hayat duâdan ibarettir” düşüncesiyle yola çıkarak Kur’ân-ı Kerim’den derlenen âyetler, Peygamberimizin ve diğer Peygamberlerin yaptığı, hayatın her alanıyla ilgili duâları birarada bulabileceğiniz ‘Büyük Dua Kitabı’ ile ilgili merak ettiklerimizi Yeni Asya Gazetesi Abone Dağıtım Müdürü Saim Çelenli’ye sorduk.
* Yayınlanmış birçok duâ kitabı var. Yeni Asya’nın verdiği ‘Büyük Dua Kitabı’nın farkı nedir?
Büyük duâ kitabı gerçekten çok özenle, itinayla hazırlandı. Peygamber Efendimizin yapmış olduğu duâların yanısıra, diğer Peygamberlerin yaptığı duâlar da var. Ayrıca Risâle-i Nur Külliyatı’nda Bediüzzaman Hazretlerinin yapmış olduğu duaların da içinde yer alması, Büyük Dua Kitabı’nı diğer duâ kitaplarından farklı kılıyor. Bunun dışında, günlük yapılabilecek duâlardan tutun, hayatın her anında, meselâ, uykudan uyandığınızda, kötü rüya görmemek için, yolculuğa çıkarken, tıraş olduktan sonra ve olmadan önce okunabilecek duâ gibi birçok duanın da yer aldığı, çok kapsamlı hazırlanmış bir kitap. Duâların hem Arapçası, hem de Türkçesi var. İnsanlarımıza iyi bir hizmet olacağını düşünerek Ramazan ayında kampanyamızı başlattık.
* Peki beklenen ilgiyi görüyor mu Büyük Dua kitabı, bu gazete tirajını nasıl etkiledi?
İlgi çok güzel. Bu tiraja da olumlu yansıyor. Şu anki tablodan memnunuz. Ancak biraz geç kaldık. Bazı aksaklıklar sebebiyle Ramazan’ın başlamasıyla birlikte verilemedi. Tabiî bu telâfi edilecek. Son 10 gün yedek kupon vererek bunu telâfi edeceğiz.
* Kampanyayı yeterince duyurabildiniz mi insanlara? Nerelerde reklâmlarınız var?
El ilânları bastık. Bunları dağıtıyoruz. Bez afişler asıldı merkezi yerlere. Belediye otobüslerine yine aynı şekilde ilanlarımızı astık. Bunun dışında iki televizyon kanalında, Kanal 7 ile Hilal TV’de ve 5 radyoda; Radyo 15, Moral FM, Radyo 7, Marmara FM ve Özel FM’ de kampanyamızın reklâmları yayınlanmakta.
* Peki verilen promosyonlar, maddi anlamda gazeteye ayrı bir külfet getirmiyor mu?
Aslında gerçekten promosyonlar çok maliyetli. Geçen sene Ramazan ayında verdiğimiz “Cüz Cüz Kur’ân” promosyonundan sonra verilen hediyeler gerçekten önemli promosyonlar. Bu, hem matbaamızı etkiliyor, hem de maddi olarak ayrı bir yük oluyor. İstediğiniz sonuca ulaşamazsanız özellikle. Ama biz genel olarak memnunuz neticeden.
* Büyük Dua Kitabı daha sonra satış amaçlı da basılacak mı? Yeni Asya Neşriyat’tan temin edebilecek miyiz?
Tabiî yayınlayacağız. Satış amaçlı hazırlanıyor şu an. Neşriyat birimimiz çalışmalarına devam ediyor.
* Bundan sonraki promosyon nedir, belirlendi mi?
Sırada görgü kuralları ile ilgili bir kitap var. Yine insanlara çok faydalı olacak, toplum hayatında, bireysel ilişkilerde, hayatın pek çok alanında yol gösterecek rehber niteliğinde bir başucu kitabı bu. Biz umuma hitap etmek istiyoruz. Arzumuz her insanın faydalanması, bütün insanlara hizmet etmek. Bundan sonraki promosyonumuz bu, tabiî bunun dışında da birkaç düşüncemiz var. 2007’ye kadar verilecek promosyonlarımız hazır. 2007’den sonrakiler için de çalışmalarımız devam ediyor. Bunlar sürpriz olsun.
|
Canan KARATAŞ
07.10.2006
|
|
|
Barış için müzik yapıyorlar |
“Doğu-Batı Divanı Orkestrası Solistleri” adlı altında bir araya gelen Filistin, Lübnan ve İsrailli üç sanatçının ortak dileği, Orta Doğu başta olmak üzere tüm dünyada bir an önce huzur ve barış ortamının sağlanması... Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nın (BBDSO) sezon açılış konserine katılmak üzere şehre gelen Filistinli flüt sanatçısı Maron Khoury, Lübnanlı viyolonsel sanatçısı Nassib Al-Ahmadieh, İsrailli keman sanatçısı Netanel Draiblate, barış için müzik yaptıklarını, toplumlar arası anlayışı geliştirmek istediklerini söylediler.
Dünyaca ünlü şef ve piyanist Daniel Barenboim ile Filistinli düşünür Edward Said önderliğinde 1999 yılında kurulan, “Doğu-Batı Divanı Orkestrası Solistleri’’nin üyesi san'atçılar, Türkiye’de bulunmaktan ve konser verecek olmaktan dolayı büyük mutluluk duyduklarını belirttiler.
“SAVAŞ TARAFTARI DEĞİLİZ,BARIŞ YANLISIYIZ”
Lübnanlı viyolonsel sanatçısı Nassib Al-Ahmadieh, barış konserlerinin 1999 yılından beri verildiğini ve bu tarihten itibaren Orta Doğu’da kesin bir barışın hakim olmadığını ifade etti.
Bölgede çatışmaların her zaman olduğuna işaret eden Al-Ahmadieh, şöyle konuştu:
‘’Biz bir araya gelme konusunda hiçbir zaman tereddüt duymadık. Şimdi de duymuyoruz. Tek isteğimiz barış ve insanların bir arada yaşayabilmesi adına bir ifadede bulunmak. Barış yapmak ya da barışı getirmek bizim işimiz değil. Bizler sadece politik çözümler getirilirse bir arada yaşayabileceğimizi söylemek istiyoruz. Ben, diğer arkadaşlarımdan vatansever olmalarını beklerim. Eminim ki onlar da aynı şeyi benden bekliyorlardır. Birbirimizin şiddete ve insanların öldürülmesine karşı olduğumuzu bildiğimiz sürece sorun yok, bir araya gelerek müzik yapabiliriz, beraber çalışabiliriz. İstediğimiz her şeyi yapabiliriz.
|
07.10.2006
|
|
|
Ömrü ‘Beş vakit’e bölmek |
Dünyanın kendi etrafında dönmesiyle çehresinde her an değişiklikler meydana gelir. Gece vakti yani “yatsı”, “akşam”, öğleden sonra yani “ikindi”, “öğle” ve “sabah” bu değişikliklerin en yoğun ve belirgin olduğu zamanlardır. Reha Erdem’in “Beş Vakit” filminde, zaman ve mekânın önemsiz olduğu, güzelliğini ve fıtrîliğini koruyan bir köyde, günün beş vaktini arkaplana alarak, köyün rutine bağlamış, fakat her an bu alışılmışlığı bozacak sürprizlerin yaşandığı hayatını beyaz perdeye yansıtıyor.
Filmin her hangi bir mesajı veyahut göze çarpıttığı bir metni olduğunu ileri sürmek yanlış olur. Film bundan arınarak tamamen sade bir üslûpla günlük sıradan köy yaşantısının içinde bir kaç ailenin ve çocuklarının hayatından kesitler sunuyor.
Kim Ki Duk’ın “İlkbahar, Yaz, Sonbahar, Kış, İlkbahar” filminin arkaplana aldığı bir senedeki mevsimleri, Reha Erdem bir gündeki vakitlere indirgiyor.
Filmin geçtiği mekânın benzerliğinden olsa gerek Nuri Bilge Ceylan’ın Kasaba’sının tadını da veriyor film. Ortamdaki, koyun kuzu melemeleri, bebek ağlaması, doğuran bir ineğin boğuk sesi, hayvanların boynundaki çan sesleri, yağmur sesi ile köyün bütün tabiîliğini, bazen arkaplanda verilen mistik melodiyle bize başarıyla yansıtmayı başarmış yönetmen.
Film vakitleri tersine anlattığı halde, senaryonun sanki düz devam ettiği hissi ise yine Erdem’in başarısı. Türk Sineması’nın son dönemde Uzak, Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ve Babam ve Oğlum’la birlikte gelen yükseliş, Reha Erdem’in son filmiyle devam ettiğini gösteriyor. Yurt içinde bir çok festivalde ödül alan film, bize her ne kadar sıradan bir senaryo gibi gelse de san'at’a bir “keşif” olarak baktığımızda aldığı ödülleri sonuna kadar hak ettiğini ve yurt dışındaki festivaller için de umut kaynağı olduğunu hissetmemiz zor olmuyor.
Beş Vakit, gidilip görülmesi gereken, kaliteli bir film.
|
Abdullah ÖZGÜN
07.10.2006
|
|
|
Aşk-ı İlâhî |
Arma Müzik tarafından hazırlanan ilâhî CD’sinde Ramazan ayını idrak etmeye yönelik eserler yer alıyor. İlahileri, A. Rıza Şahin, A.Mahmud Hardal, Bekir Büyükbaş, M. C. Necipoğlu, Yunus Balcıoğlu yorumlamış.
Arma Müzik Prodüksiyon (0212) 236 87 76
|
07.10.2006
|
|
|
Komşuya kapıları açtık |
Gönüllülerin katılımıyla oluşan düzenleme komitesi tarafından, Ankara’da gerçekleştirilen İkinci İran Edebiyat Günleri başladı. TOBB ETÜ salonlarında yapılan etkinliklerin ana başlığı, “Romanda, Öyküde ve Şiirde Çokseslilik” olarak belirlendi.
Programa, Ahmet İnam, Ahmet Yıldız, Çiğdem Yıldırım, Gürsel Korat, Hüseyin Su, İhsan Işık, Kenan Sarıalioğlu, Kurtuluş Kayalı, Onur Kula, Süha Oğuzertem ve Yıldırım B. Doğan Ali Fuat Bilkan, Aydın Çubukçu, M. Bülent Kılıç, Halim Şafak, Laurent Mignon, Nilay Özer Ali Rıza Seyfeddini, Bahareh Rezai, Meftun Emini, Mehruş Kurbanali, Rıza Beraheni, Abdülkadir Budak, Ahmet Telli, Bilal Kolbüken, Çiğdem Sezer, Devrim Dirlikyapan, Emel Güz, Halim Şafak, Haşim Hüsrevşahi, Kenan Sarıalioğlu, M. Bülent Kılıç, Nilay Özer, Özlem Sezer ve Şükrü Erbaş gibi isimler katılıyor. Etkinliğin ikinci ayağı 14-15 Ekim günlerinde İstanbul’da gerçekleştirilecek.
|
07.10.2006
|
|
|
|