|
|
|
Zorluklarınızı reformlarla aşın |
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, Türkiye’nin önünde çok zorlu birkaç ay olduğuna işaret ederek, “kararlılık ve sabırla zorlukların aşılabileceğine” işaret etti. Dışişleri Konutunda öneceki akşamüstü Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Abdullah Gül ile biraraya gelen Olli Rehn, düzenlenen basın toplantısında Türkiye’nin önünde çok zorlu birkaç ay olduğuna işaret ederek, “kararlılık ve sabırla zorlukların aşılabileceğine” dikkati çekti.
Rehn’in görüşmede sivil toplum diyaloğu ve iletişim stratejisi konusunu da gündeme getirdiği ve bu konudaki girişimlerin halkların birbirini tanıyabilmesi ve yanlış anlamaların giderilmesi açısından önemini vurguladığı belirtildi. Edinilen bilgiye göre Rehn, komisyon olarak bu konu üzerinde duracaklarını ifade ederek, bu çerçevede iyi bir başlangıcın Brüksel’de düzenlenebilecek bir konferansla sağlanabileceğini de söyledi.
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
EVRENSEL HUKUKLA BULUŞALIM |
Olli Rehn’in, “TCK’nın 301. maddesinin değiştirilmesi ya da tamamen yasadan çıkarılması gerektiğini’’ söylemesiyle ilgili soru üzerine, Türkiye’nin kendi ihtiyaçlarını evrensel hukuk talepleriyle örtüştürmek durumunda olduğunu belirten DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, cumhuriyetin korkacağı birşey bulunmadığını belirterek, “Cumhuriyet hiç kimseden, sözden, kitaptan korkmaz. Burada aslolan, Türkiye’nin ihtiyaçları ile evrensel hukuk arasındaki örtüşmeyi başarabilmektir” dedi.
DYP Genel Başkanı Mehmet Ağar, Cumhuriyet’in korkacağı hiçbir şey bulunmadığını vurgulayarak, ‘’Cumhuriyet, hiç kimseden, sözden, kitaptan korkmaz” dedi. Partisinin Bursa il teşkilâtınca Özgen Çay Bahçesinde düzenlenen iftar yemeğine katılan Ağar, burada yaptığı konuşmada, AKP iktidarının, ‘’çiftçi, esnaf, emekli, sanayici ve milyonlarca işsizin umudunu boşa çıkardığını’’ söyledi. Türkiye’de son bir aylık dönemde yaşananların herkes tarafından görüldüğünü anlatan Ağar, şöyle konuştu:
TEK ÖLÇÜ DEMOKRASİ
‘’Yönetemeyen bir hükümetin, yönetilemeyen bir Türkiye manzarası verdiği her noktada, meseleler karşısında farklılığın, olmaması lazım gelen kamu yönetimi alanında var olduğunu görüyoruz. Bizim bakış açımız, tek ölçümüz vardır; Demokrasi dışında hiçbir ölçü, Türkiye’de hakim olamaz, olamayacaktır. Türkiye’de herkes bilmelidir ki bu iktidar ile sandıkta hesaplaşmak bizim işimiz, meselemiz, yolumuz, inancımızdır.’’
‘’Kimse siyaseti, siyaset dışı yol ve metotlarla etkileme gayreti içinde olmamalıdır’’ diyen Ağar, şöyle devam etti:
‘’Vazgeçilmez cumhuriyet rejiminin tümüyle bekçisi olan 72 milyonluk dev bir Türkiye’yi, dolu dizgin gittiği seçimde, milletine tepeden bakan, miletini 2 paket makarna, 2 paket bulgur, bir çuval odun-kömürle yönetmeye talip olan bu Hükümet’in zulmünden kurtaracak olan yine milletin ta kendisidir, demokratik şuurudur, haysiyetidir, onurudur. Hiç kimsenin şüphesi olmasın ki Türkiye, kuruluşunun felsefesi gereği, anayasasında yazıldığı gibi, demokratik laik sosyal hukuk devleti çerçevesine oturtulan bir büyük kuruluşunu, bir büyük yapılanmasını, gelecekte daha sivil, daha demokrat ve daha özgürlükçü çizgide geliştirerek büyütecektir. Bunun yegane teminatı milletin bütün fertleridir. Hiç kimse milletimizin bu bakışından şüpheye düşme hakkına sahip değildir.’’ Ağar, Türkiye’de seçim zamanının geldiğini, iktidarın ise seçimden kaçtığını iddia etti.
CUMHURİYET SÖZDEN KİTAPTAN KORKMAZ
Mehmet Ağar, konakladığı otelden ayrılışında gazetecilerin sorularını da cevaplandırdı. Ağar, Türkiye-ABD ilişkilerinin, zaman zaman dalgalanmalar göstermişse de bu coğrafyada bu ittifakın devamı olacağını ifade ederek, ‘’Bugünkü süreçte Türkiye, terörle mücadeleyi kendi inisiyatifi, iradesi ve gücüyle yürütebilecek bir noktadadır ve bu görevden, geçmişte olduğu gibi yine ikili dostane işbirliklerinin de desteğiyle başarılı şekilde çıkma potansiyeline sahiptir’’ dedi.
Ağar, AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn’in, TBMM AB Uyum ve Dışişleri Komisyonu üyeleriyle görüşmesinde, ‘’TCK’nın 301. maddesinin değiştirilmesi ya da tamamen yasadan çıkarılması gerektiğini’’ söylemesiyle ilgili yöneltilen soru üzerine, Türkiye’nin kendi ihtiyaçlarını, evrensel hukuk talepleriyle örtüştürmek durumunda olduğunu belirtti. Cumhuriyet’in korkacağı hiçbir şey bulunmadığını vurgulayan Ağar, şunları kaydetti:
‘’Cumhuriyet, hiç kimseden, sözden, kitaptan korkmaz. Türkiye, tüm bu zorlukları aşar. Türkiye’den, başka aday ülkelerden ne talep ediliyorsa onun talep edilmesi lâzım. Burada aslolan, Türkiye’nin ihtiyaçları ile evrensel hukuk arasındaki örtüşmeyi başarabilmektedir. Fransa’da bu konularda dava açma talebi ve yetkisi, cumhurbaşkanlarına verilmiştir. Türkiye de bunun yolunu bulmalıdır.’’
|
/ BURSA
06.10.2006
|
|
|
Hâlâ yapacağımız birçok şey var |
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül müzakerelerin başlamasından itibaren bir yıl içinde çok önemli şeyler olduğunu ifade ederek, Türkiye’nin AB ile tarama sürecinin başarılı şekilde götürüldüğünü belirtti.
TBMM ve bakanlıklar bu süreçte çok çalıştığını ifade eden Gül, “Ama hâlâ yapacaklarımız var, bunun farkındayız. Önemli olan yapacaklarımızın ve noksanlıklarımızın farkında olmamızdır. Türkiye olarak bunun farkındayız. Bunun için müzakere sürecine ihtiyaç var. Bunun için müzakere sürecinin Türkiye için uzun olacağına inanıyoruz. Önemli olan kararlı olmak, zorlukları aşabilme kapasitesi ve gücünün bizde olduğunu herkese göstermek. Çünkü yaptığımız her şey Türkiye’nin çıkarınadır, Türk halkın çıkarınadır. Biz üzerimizi düşenleri yapacağız çünkü bunlar Türk halkının çıkarınadır. Aynı şekilde AB, üye ülkeler ve komisyondan da bu sürecin yapıcı şekilde devam etmesi için onların da katkılarını bekleme hakkımız olduğuna inanıyorum” diye konuştu.
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
Kendimizde bir hata göremiyoruz |
AB Komisyonu’nun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn dün de TBMM Başkanı Bülert Arınç tarafından kabul etti. Arınç, kabulde yaptığı konuşmada, ‘’Son 40 yıldır yapılamayan bütün reformlar, 3 yıl içinde gerçekleştirildi.
Bu reformlar, AB hedefi, toplumda öylesine kabul gördü ki üyelik sürecine verilen destek anketlerde yüzde 70’in üstüne çıktı’’ dedi. Arınç, şimdi anketlerde AB’ye olan desteğin azaldığını gördüklerini belirterek, şöyle devam etti: ‘’Biz parlamento olarak kendimize bakıyoruz, ‘nerede hata yaptık?’ diye. Hükümet, kendisine bakıyor, aynı soruyu soruyor. Ama biz kendimizde bir hata göremiyoruz. Sonunda bu desteğin düşmesinin ne uyguladığı çifte standart olduğunu görüyoruz. Avrupa Parlamentosundan her gün farklı bir ses duyuyoruz. Asla akla hayale gelmeyen konuların, ilerleme raporlarına girdiğini görüyoruz. Siyasî taleplerin gerçek kritermiş gibi önümüze konduğunu görüyoruz. Yani Avrupa bize, ‘ölümü gösterip, hastalığa razı olun’ diyor. İşte bütün anketlerde desteği düşüren mesele budur.”
İyimser ayrıldı
Olli Rehn, Arınç ile görüşmesinin ardından temaslarını tamamlayarak Ankara’dan ayrıldı. Rehn, Esenboğa Havaalanında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin AB’ye girmesi konusunda ne kötümser, ne de iyimser olduğunu kaydetti. AB sürecinde kararlı olmanın önemine işaret eden Rehn, bu süreçte “tren kazası” gibi bir şeyin olmayacağını, ancak Türkiye için zor bir dönem olacağını söyledi. Rehn, Türkiye’nin reformlarla bu zor süreci aşacağına olan inancını da dile getirdi.
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
Emniyet’te TESEV soruşturması |
Emniyet Genel Müdürlüğü, TESEV tarafından hazırlanıp yayınlanan Almanak’ın ‘’kendileriyle uzaktan yakından bir ilgisi bulunmadığını’’ bildirdi. Genel Müdürlük, Polis Akademisi Başkanlığınca ilgili öğretim üyeleri hakkında inceleme ve soruşturma yapıldığını belirtti.
Emniyet Genel Müdürlüğünden yapılan yazılı açıklamada, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Harp Akademisi Komutanlığı’nda yaptığı konuşmada, TESEV Vakfınca yayımlanan Almanak’a gönderme yaparak, ‘’dokümanı oluşturan 22 bölümden 9’unun Polis Akademisi tarafından yazıldığı’’nı ifade ettiği kaydedildi. Aynı zamanda bir gazetede yer alan haberde Almanak’ı hazırlayan Volkan Aytar’ın ‘’Almanak için Polis Akademisinden hoca sağlamak için resmî bir talebimiz olmadı. Münferit hocalar yazdı. Bu hocalar Almanak’ta yazmak için kendi kurumlarından izin aldı’’ şeklinde bir ifadenin de yer aldığı hatırlatılan açıklamada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nün söz konusu Almanak ile uzaktan yakından bir ilgisi bulunmadığı bildirildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
‘’TESEV tarafından hazırlanıp yayınlanan Almanak’ın kurumumuzla uzaktan yakından bir ilgisi yoktur. Bahse konu Almanak’ta yazısı bulunan akademi öğretim üyelerinden hiç biri, Emniyet Genel Müdürlüğümüze veya Polis Akademisi Başkanlığı’na başvuruda bulunmamış ve kendilerine yazılı veya sözlü izin verilmemiştir. Almanak’ta yazısı bulunanlar, emniyet hizmetleri sınıfından olmayıp, akademik unvanlı personeldir. Bu kişilerin Almanak’ta ortaya koyduğu fikirler, tamamen kendi şahsî görüşleri olup kurumumuzu bağlamamakta ve görüşünü yansıtmamaktadır. Konuya ilişkin olarak Akademi Başkanlığınca, ilgili öğretim üyeleri hakkında inceleme ve soruşturma yapılmaktadır.’’
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
TCG Gaziantep Lübnan yolcusu |
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı, TCG Gaziantep firkateyninin UNIFIL Deniz Görev Kuvvetinde görev yapmak üzere bugün Lübnan’a gideceği bildirdi.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliğinden yapılan açıklamada, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 11 Ağustos 2006 tarihli 1701 sayılı kararına istinaden Türkiye Cumhuriyeti tarafından görevlendirilen TCG Gaziantep (F-490) firkateyninin, helikopter konuşlu olarak bugün saat 10.00’da Marmaris’teki Aksaz Deniz Üs Komutanlığı’ndan UNIFIL Deniz Görev Kuvvetinde görev yapmak üzere Türkiye’den ayrılacağı belirtildi. Bu arada, Türkiye’den Lübnan’a gidecek olan ilk birliğin 12 Ekimde Ankara’dan yola çıkacağı öğrenildi. Birlikte 260 civarında askerin yer alacağı belirtiliyor.
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
İHH yardımları Afganistan’da |
İnsanî Yardım Vakfı, Afganistan’ın bazı bölgelerinde Ramazan kumanyası dağıtarak halkı sevindirdi.
Ramazan ayının ilk haftasında bölgeye giden İHH ekibi, ülkenin Kuzey bölgesinde yer alan Tahar vilayetine bağlı yerleşim yerlerinde yaklaşık 900 aileye erzak dağıttı.
Temel gıda maddelerinin yer aldığı erzak paketleri, önceden belirlenen ‘en fakir aileler’e dağıtıldı. Dağıtımı organize eden İHH ekibi ve Afganistanlı yardımseverler, ihtiyaç sahibi aile sayısının çok fazla olduğunu, ancak imkânlar ölçüsünde, çalışamayacak durumda olan dul ve yetimlere öncelik tanındığını belirttiler.
Tahar’a bağlı, Yengi Kale, Car Başı, Cülge ve yakın çevrede bulunan köylerde dağıtılan yardımlar gıda sıkıntısı çeken fakir Afgan ailelerini sevince boğdu. Dağıtımın yapıldığı köylerin ileri gelenleri, Türkiye’den uzanan yardım eli sebebiyle ‘kardeş Türkiye halkına’ teşekkür ve duâ ettiklerini belirttiler.
Yardım paketlerinde; un, tuz, yağ, şeker diğer gıda maddelerinden oluştu.
EĞİTİME DE DESTEK
Afganistan’a giden İHH ekibi, bölgedeki bazı okulları tamir ettirerek eğitime de katkı sağladı. Bazı okullar tamamen yenilenirken, bazı okullara da çadır ve ‘halı’ temin edildi. İHH ekibi, Afganistan’daki eğitime destek çalışmalarına devam edeceğini de açıkladı.
SUYA KAVUŞTULAR
Gıda ve eğitim sıkıntısı çekilen Afganistan’da, su sıkıntısının da had safhada olduğunu ifade eden İHH ekibi, suyu olmayan bazı yerleşim yerlerinde su kuyuları açtırdıklarını ve bazı köylerin suya kavuştuğunu hatırlattılar.
|
YENİ ASYA
/ KABİL
06.10.2006
|
|
|
Adalet Bakanlığı önünde “siyah bantlı” protesto |
TCK’nın 301. maddesinden ceza aldığını bildiren yazar Mustafa Balbal, Adalet Bakanlığı önünde siyah bantla ağzına kapatarak protesto eyleminde bulundu.
Mustafa Balbal, Adalet Bakanlığı binasının Güven Park tarafında gazetecilere yaptığı açıklamada, yazdığı bir kitabın 2002 yılından bu yana yasaklı olduğunu, daha sonra hakkında TCK’nın 301/1 maddesinden dâvâ açıldığını söyledi. Bu maddeye istinaden ‘’Türkiye Cumhuriyeti devletini tahkir, tezyif’’ etmek suçundan 5 ay, yine aynı maddenin ikinci fıkrasına göre ‘’devletin askerî güçlerini tahkir ve tezyif etmek’’ suçundan 5 ay olmak üzere toplam 10 ay hapis cezası aldığını kaydetti. ‘’301. maddenin demokrasi ve düşünce özgürlüğü önünde büyük bir engel oluşturduğunu’’ kaydeden Balbal, bu maddenin kaldırılmasının Türkiye’yi uygar dünyaya bir adım daha yaklaştıracağını ifade etti. Balbal, cebinden çıkardığı siyah bandı ağzına yapıştırarak bir bulunduğu yere oturdu. Balbal daha sonra elindeki bandı göstererek, ‘’Şimdi Adalet Bakanı’na gidiyorum. Bu siyah bandı Bakan’a takdim etmeyi düşünüyorum’’ dedi. Güvenlik güçleri eşliğinde Adalet Bakanlığına giren Balbal, bakanlıktan ayrılırken yetkililerle görüştürülmediğini söyledi. Balbal, elindeki siyah bandı bakanlığın merdivenlerine bırakmak istedi. Polisin engel olması üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. Mustafa Balbal elindeki bandı, bakanlığın merdivenlerine fırlatarak ayrıldı.
|
/ ANKARA
06.10.2006
|
|
|
Tüzmen’den Fransa’ya Ermeni uyarısı |
Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, sözde Ermeni soykırımının inkârını suç sayan tasarının Fransız parlamentosundan geçmesinin, Türkiye ile Fransa arasındaki ekonomik ilişkileri olumsuz etkileyeceğini söyledi.
Türk Sanayici ve İşadamları Derneğinin (TÜSİAD) “Türk Haftası” faaliyetleri için Paris’te bulunan Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen, Fransa’nın Dış Ticaret Bakanı Christine Lagarde ile görüştü. Görüşmenin ardından gazetecilerin sorularını cevaplayan Bakan Tüzmen, Fransa ile ikili ticaret hacminin bu yıl 10 milyar doları aşacağını belirterek, “Sayın Lagarde ile bu yılın ortalarında, Fransa ile ticaret hacmini 3 yılda 15 milyar dolara çıkarma hedefini koymuştuk. İlişkilerimiz de gayet iyi gidiyor. Bu yıl sonunda iki ülke ticaret hacmi 10 milyar doların üzerine çıkacak ancak Fransız parlamentosuna sunulan (Ermeni soykırımı yoktur) demenin suç sayılmasına ilişkin tasarının kabul edilmesi halinde, bazı sıkıntılar doğacak. Türk kamuoyu bu konuda çok hassas. Türk kamuoyunun hassasiyetini sayın Lagarde’ye de anlattım. Bu tasarının kabul edilmesi halinde Türkiye’de doğabilecek tepkinin nelere yol açabileceğini konuştuk” dedi.
Fransız bakana, Fransa parlamentosuna sunulan tasarının ne Türkiye’ye ne Fransa’ya ne de Ermenistan’a bir yarar sağlamayacağını anlattığını kaydeden Tüzmen, bu tür girişimlerin iki ülke ilişkilerini olumsuz etkileyceğini, bunun da ticarete yansıyabileceğini vurguladı.
Bakan Lagarde’nin de ticarette doğabilecek sıkıntılardan endişe ettiğini ifade ettiğini belirten Tüzmen, Fransız parlamentosunun “aklı selim” davranmasını istedi.
|
/ PARİS
06.10.2006
|
|
|
Çin, Türkçe duâ eden oyuncak bebek yaptı |
Çin oyuncak üretiminde ve ucuzlukta rakip tanımıyor. Çin’den ithal edilen ‘’duâ okuyan oyuncak bebek’’ büyük ilgi görüyor.
Çin’den ithal edilen oyuncak bebekler, düğmesi açıldığında dudaklarını oynatıp Türkçe ses çıkarmaya başlıyor. İki adet kalem pil ile çalışan oyuncak bebekler “Allahım, annemi, babamı ve tüm ailemizi birbirimize bağışla. Sağlıklı huzurlu ve mutlu, uzun ömürler ver. Yurdumda ve dünyada tüm insanlar sevgi ve barış içerisinde yaşasın. Amin’’ diyor. Oyuncak bebeğin konuşması çocukların sevdiği bir şarkı melodisiyle son buluyor.
|
/ KAYSERİ
06.10.2006
|
|
|
Patrik Mutafyan’dan iftar |
Türkiye Ermeni Patriği Mesrob Mutafyan, İstanbul Kuyumcular Odasının 5 yıldır geleneksel hâle getirdiği Çemberlitaş Ramazan çadırında iftar yemeği verecek.
8 Ekim Pazar günü verilecek yemeğe, Mutafyan’ın yanı sıra Eminönü Kaymakamı Sabit Kaya, Eminönü İlçe Emniyet Müdürü Avni Usta ve Eminönü Belediye Başkanı Nevzat Er de katılacak.
|
/ İSTANBUL
06.10.2006
|
|
|
Hanım hafızlar icazet aldı |
Hafızlık eğitimini tamamlayan Mardin Necmettin Camii Kız Kur’ân Kursu öğrencileri icazetlerinin düzenlenen bir merasimle aldı.
Mardin Belediye Kültür Salonu’nda düzenlenen icazet töreni büyük bir katılım ve coşkuyla geçti. Aşr-i Şerif’le başlayan programda Necmettin Camii Kur’ân kursu öğrencilerinden Aynur Işıker hafızlığın önemiyle ilgili bir konuşma yaptı. Işıker’in konuşmasının ardından program kurs öğrencilerinin okuduğu şiir ve ilahilerle devam etti.
Hafızlıklarını tamamlayan yedi öğrenciye öğreticileri Gurbet Baybara tarafından taç giydirildi. Programın sonunda ödül dağıtım bölümüne geçildi. Ödül töreninde konuşan Mardin Müftülüğü Kur’an Kursları Şube Müdürü Sezai Beşir, Kur’ân Kursları’nın daha güzel bir şekilde eğitim verebilmeleri için halkın desteğine ihtiyaç duyduklarını vurguladı. Diplomalarını alan hafızlara günün anısına birer çeyrek altın ve mealli Kur’ân-ı Kerim hediye edildi.
|
Fikriye Baybara ÇİÇEKANA
/ MARDİN
06.10.2006
|
|
|
|