Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, 12 Haziran’da Türkiye’nin önüne gelecek “olan ordunun siyasete müdahalesi, Şemdinli davasının seyri, düşünce hürriyetinin önündeki engeller” gibi bir çok konuyu tartışmaktan çekinmediklerini söyledi.
Komisyon heyetinin çalışmaları hakkında Meclis’e bilgi veren Yakış, 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile başlayan katılım müzakerelerinin başarıyla devam ettiğini, 35 müzakere başlığından 18 tanesinde ayrıntılı taramanın tamamlandığını, müzakerelerin esas kısmına geçileceğini ifade etti. Geçen hafta içinde Brüksel’den gelen haberlerde, Türkiye’nin AB çalışmalarındaki çeşitli eksikliklerinin Ortaklık Konseyi toplantısına getirileceği yolunda haberlere değinen Yakış, “Bu konular arasında Şemdinli olayları, asker-sivil ilişkileri, Danıştay’a yapılan saldırı, kadın hakları, işkence, Güneydoğu olayları, dinî özgürlükler gibi birçok konu yer alıyor. Ortaklık Konseyi, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki her türlü konuların görüşülebildiği bir konudur. Taraflar, dilekleri her konuyu bu foruma getirebilmektedirler. Türkiye’nin de bu konuların tartışılmasından çekinmesini gerektirecek bir durum yoktur. Çünkü Türkiye, bu konuların her birinde kendisine düşeni yapmıştır. Eksik kalan bir husus varsa da, dikkatine getirildiği zaman onu değerlendirir. Çekinilmesi gereken tutum, bu konuların gündeme getirilmesi değil, aksine bu forumda gündeme getirilmeyip, sonradan aniden karşımıza çıkarılmasıdır” dedi.
Dönem başkanı Avusturya’nın kaleme aldığı ortak tutum belgesinde şu uyarılara yer verildi: “Türk ordusunun yaptığı açıklamalarda siyasete kesinlikle karışmamalı. Yayımlanan tüm ordu bildirileri hükümetin bilgisi dahilinde ve hükümet tarafından onaylanmalı. Ordu yalnızca askeri konularda konuşmalı. Savunma harcamaları Meclis denetimi altında olmalı. Terörle mücadeleye yönelik hazırlanan yeni yasa, insan haklarını kısıtlayıcı unsurlar içermemeli. TCK’nın 301’inci maddesi, ifade özgürlüğüne kısıtlama getirecek şekilde yorumlanıyor. Bu konudaki yorum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade ve düşünce özgürlüğünü güvence altına alan 10’uncu maddesine göre yapılmalı.”
|