|
|
|
ÖNDER: Din eğitimi daha mı geri gidecek? |
ÖNDER Genel Başkanı Yusuf Siyaettin Sula, ÖNDER Genel Merkezinde düzenlenen basınla kahvaltı toplantısında 4 Haziran’da yapılacak İmam Hatipler 2. Büyük Kurultayı ile ilgili bilgi verdi. Sula, Yüksek Öğretim Kurumu’nun (YÖK) İlköğretim Din Kültürü Öğretmenliği bölümünün Eğitim Fakülteleri bünyesine alınmasıyla ilgili olarak endişelerini de dile getirdi.
Din eğitimini ve onunla ilgili alınan kararların çok hassas olduğunu ifade eden Sula, önceki gün YÖK’ün “Din Kültürü Bölümü” ile ilgili olarak verdiği kararı değerlendirdi. Sula, YÖK’ün açıklamasında “Eğitim Fakülteleri dışında kalan tek öğretmenlik programı olan İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgilsi Öğretmenliği Bölümünü eğitim fakülteleri bünyesine aldık” denildiğini hatırlatarak, aldıkları son bilgilerin müfredatla ilgili bir değişikliğin olmadığını ancak 'her an her şey olabilir” diyerek endişelerini şöyle ifade etti: “YÖK, Din Kültürü Ahlak Bilgisi Öğretmenliği müfredatınının, YÖK’ün tüm fakülte dekanlarıyla yapacağı toplantıda yeniden şekillendirileceğinden korkuyoruz. Bu durum din eğitiminde yeni bir sıkıntı meydana getirecek. Zaten Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi kitapları din ve din eğitiminden çok az bahsediyor. Hassas bir konu olan din eğitiminin, şu andaki durumdan daha geriye gideceğinden endişeliyiz.”
Sula, ayrıca, “Dünya Ordularında Din Subaylığı Raporu” gibi temas edilmeyen konularla ilgili raporlar hazırlayacaklarını, tepkisizlik hastalığını aşmamız gerektiğini belirterek “Her İHL’nin bir sahibi olmalıdır, her İHL mutlaka ‘kendinden muharrik’ yani enerjisi ve motoru kendinden, kimsenin itmediği ve çekmediği bir mezun derneği kurmalıdır. Türkiye’nin her yerinden aynı sesin, en gür şekilde gelebilmesi için mezun derneklerine ihtiyaç vardır." dedi.
|
Davut ŞAHİN
/ İSTANBUL
02.06.2006
|
|
|
Babacan: İşgüzarlık |
Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, bazı Türk bürokratların Müzakere Pozisyon Belgesine ‘’Türk eğitim sistemi laiktir” ibaresinin konulmasını istemeleri için, belgenin tüm kurumların mutabakatıyla hazırlandığını belirterek, “Böyle bir cümlenin son anda gündeme gelmesi, adına işgüzarlık mı dersiniz, bazılarına şirin görünme mi dersiniz; biz de anlam veremedik. Fakat konu bizim açımızdan kapanmış, belge AB’ye teslim edilmiştir’’ dedi.
TBMM’ye gelişinde gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtlayan Babacan, AB çalışmalarında, şu ana kadar 18 fasılda ayrıntılı, 20 fasılda ise tanıtıcı taramanın tamamlandığını; Brüksel’e 38 heyet gönderildiğini ve her fasılla ilgili yüzlerce, binlerce sayfalık doküman oluştuğunu kaydetti.
Bu çalışmaların her aşamasında, ilgili tüm kurumların konsensüsüne önem verdiklerini, her aşamada ilgili kurumların biraraya gelerek birlikte çalıştığını ve bunun sonucu olarak ortak belgenin çıktığını belirten Babacan, ‘’Arkadaşlara hep şunu söyledik; ‘bu çalışmalar herhangi bir kişinin, kurumun çalışmaları değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin çalışmalarıdır’ dedik. Bütün sunuşlarda da Brüksel’deki çalışmalarda da bizim bütün belgelerimizde de bu anlayış yer aldı’’ dedi.
BİR İKİ KİŞİNİN ÖNERİSİ
Komisyona belge teslim edilme aşamasında, ABGS’den bir iki kişinin, ‘’şöyle bir cümle eklesek’’ diye önerisi olduğuna dikkati çeken Babacan, şunları söyledi: “Bütün kurumlar arasında mutabakat sağlanmış, iş bitmiş ve bakan arkadaşlarımızın hepsinin onayı alınmış. Bu, kısa bir süreç de değil, en az 2-3 haftalık bir süreç... Zaten, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin niteliklerini herkes gayet iyi biliyor.
Anayasada, millî eğitimle ilgili yasalarda yazılı; bizim bu çalışmalarla ilgili dokümanlarda bu yasalara atıflar var. Açıkçası, dün bu haberin gündeme gelmesi, hatta hatta böyle bir cümlenin son anda gündeme gelmesi, artık adına işgüzarlık mı dersiniz, yok bazılarına şirin görünme mi dersiniz; biz de çok anlam veremedik.
Fakat konu, bizim açımızdan kapanmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Müzakere Pozisyon Belgesi, AB’ye teslim edilmiştir. Süreç, bundan sonra başarıyla devam edecektir.’
CHP “MESELE” YAPACAK
CHP Grup Başkan Vekili Kemal Anadol’un, “Hükümetin ‘Türk eğitim sistemi laiktir’ cümlesini bile çok görerek çıkartması, CHP tarafından mesele yapılacaktır. İktidar aklını başına almalıdır. Parlamentoyu ve halkı kandırma yerine, ‘Türk eğitim sistemi laiktir’ cümlesini metne yerleştirmelidir” şeklindeki beyanı ise, bürokratların hükümeti yıpratma kastıyla başlattığı tartışmanın aynı çizgide anamuhalefet partisi tarafından devam ettirileceğini gösterdi.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
AB’den bir uyarı daha: TMK insan haklarını kısıtlamasın |
Lüksemburg’da yapılacak AB-Türkiye ortaklık konseyi toplantısı öncesi birlik temsilcilerinin ortak tutumunu belirleyecek belge metni, üye ülke hükümetlerine gönderildi.
Metinde, “Terörle mücadeleye yönelik hazırlanan yeni yasa, insan haklarını kısıtlayıcı unsurlar içermemeli” uyarısı da yer aldı.
|
02.06.2006
|
|
|
Alkışlanan sözler |
AB Komisyonu, farklı dinlerden 16 üst düzey temsilciyi Brüksel’e davet ederek, dinler ve kültürlerarası diyalog çabalarının sürdürülmesi mesajını verdi. Politikacı ve din adamlarını buluşturan Brüksel’deki zirvede, karşılıklı hoşgörünün önemi vurgulandı.
ABHABER.COM’a göre farklı dinlere mensup temsilcileri biraraya getiren AB Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso, “Amacımız, belirli bir çözümü hedeflemese de en azından beyin fırtınasına zemin hazırlamaktı. Özgürce fikir alışverişinde bulunmak istedik. Çünkü günümüzde gerek Avrupa’da gerekse dünyanın diğer bölgelerinde, birbirimiz hakkında ileri geri konuşmaktansa, birbirimizle konuşmanın daha önemli olduğuna inanıyoruz.”
Alman Protestan Kilisesi Konseyi Başkanı Wolfgang Huber, Hz. Muhammed karikatürlerinin önce Danimarka sonra da diğer Avrupa ülkelerindeki bazı gazetelerce yayımlanmasının ardından patlak veren krizin, böyle bir diyalog ortamının önemini daha da artırdığını söyledi. Huber, “Karikatür krizi münasebetiyle, karşılıklı hoşgörü ve başkasının inançlarına saygının ne kadar önemli olduğu bir kez daha gözler önüne serildi. Bu krizde, Müslümanlar dini değerlerine saldırıldığını düşünüyor” diye konuştu.
AB Komisyonu Başkanı Barroso ise İslâm dininin, Avrupa’nın bir parçası olarak algılanması gereğine vurgu yaptı. Barroso, “Sadece Avrupa’daki İslâmı değil, Avrupa İslâm sentezini de konuşmalıyız. Çünkü Avrupa’da yaşayan Müslümanlar, dinî inançları ve Avrupai değerler arasında bir tercih yapmak zorunda bırakılmamalıdır” dedi. Barroso’nun bu sözleri, toplantıya katılanlar tarafından uzun süre alkışlandı.
Zirveye İngiltere’deki Müslümanları temsilen katılan İmam Abdülcelil Said de İslâmın Avrupa’daki varlığının görmezden gelinemeyeceğini kaydetti. Said sözlerini şöyle sürdürdü: “Biz burada yaşıyoruz. İki, üç hatta dört kuşaktır buradayız ve bu nedenle kendimizi ’yabancı’ olarak tanımlayamayız. İnancımızın gereklerini yerine getirmek istiyoruz. Ancak bunu yaparken de yaşadığımız ülkenin kültürüne ve yasalarına da saygılı olmak zorundayız.”
|
İbrahim DOĞRU
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Atabey çetesine asker yorumu |
Hürriyet’in haberine göre, Ankara’da ortaya çıkarılan Atabey çetesiyle ilgili olarak, askerî yetkililer şu yorumda bulundular:
“Özel kuvvetlerin eğitiminde bu tür hayalî gerilla grupları kurulur. Ama eğitimden sonra bu belgelerin imhası gerekliydi. Krokiler ise yine eğitim amaçlı. Savaş zamanında birliğin birbiriyle haberleşmesi gerekir. Krokilerle bu tatbikat yapılır.”
|
02.06.2006
|
|
|
Saldırının kilit ismi teslim oldu |
Danıştay’a yönelik silahlı saldırı olayının kilit ismi olarak kırmızı bültenle aranan Ayhan Parlak, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim oldu.
Danıştay’a yönelik silahlı saldırıyla ilgili olarak kırmızı bültenle aranan Parlak dün saat 14.00 sıralarında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na teslim oldu. Parlak, adli tıpta sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Ankara Terörle Mücadele Şubesi’ne götürüldü.
|
02.06.2006
|
|
|
AKP’li Yakış: Ordunun rolünü de AB’de tartışacağız |
Avrupa Birliği Uyum Komisyonu Başkanı Yaşar Yakış, 12 Haziran’da Türkiye’nin önüne gelecek “olan ordunun siyasete müdahalesi, Şemdinli davasının seyri, düşünce hürriyetinin önündeki engeller” gibi bir çok konuyu tartışmaktan çekinmediklerini söyledi.
Komisyon heyetinin çalışmaları hakkında Meclis’e bilgi veren Yakış, 3 Ekim 2005 tarihinde AB ile başlayan katılım müzakerelerinin başarıyla devam ettiğini, 35 müzakere başlığından 18 tanesinde ayrıntılı taramanın tamamlandığını, müzakerelerin esas kısmına geçileceğini ifade etti. Geçen hafta içinde Brüksel’den gelen haberlerde, Türkiye’nin AB çalışmalarındaki çeşitli eksikliklerinin Ortaklık Konseyi toplantısına getirileceği yolunda haberlere değinen Yakış, “Bu konular arasında Şemdinli olayları, asker-sivil ilişkileri, Danıştay’a yapılan saldırı, kadın hakları, işkence, Güneydoğu olayları, dinî özgürlükler gibi birçok konu yer alıyor. Ortaklık Konseyi, Türkiye ile Avrupa Birliği arasındaki her türlü konuların görüşülebildiği bir konudur. Taraflar, dilekleri her konuyu bu foruma getirebilmektedirler. Türkiye’nin de bu konuların tartışılmasından çekinmesini gerektirecek bir durum yoktur. Çünkü Türkiye, bu konuların her birinde kendisine düşeni yapmıştır. Eksik kalan bir husus varsa da, dikkatine getirildiği zaman onu değerlendirir. Çekinilmesi gereken tutum, bu konuların gündeme getirilmesi değil, aksine bu forumda gündeme getirilmeyip, sonradan aniden karşımıza çıkarılmasıdır” dedi.
Dönem başkanı Avusturya’nın kaleme aldığı ortak tutum belgesinde şu uyarılara yer verildi: “Türk ordusunun yaptığı açıklamalarda siyasete kesinlikle karışmamalı. Yayımlanan tüm ordu bildirileri hükümetin bilgisi dahilinde ve hükümet tarafından onaylanmalı. Ordu yalnızca askeri konularda konuşmalı. Savunma harcamaları Meclis denetimi altında olmalı. Terörle mücadeleye yönelik hazırlanan yeni yasa, insan haklarını kısıtlayıcı unsurlar içermemeli. TCK’nın 301’inci maddesi, ifade özgürlüğüne kısıtlama getirecek şekilde yorumlanıyor. Bu konudaki yorum Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin ifade ve düşünce özgürlüğünü güvence altına alan 10’uncu maddesine göre yapılmalı.”
|
Kemal BENEK
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Yeni bir çete daha |
Ankara polisi, önceki gece Eryaman’da beş saat süren operasyonla yeni bir çete oluşumunu ortaya çıkarttı. Operasyonda biri yüzbaşı iki subay, bir astsubay gözaltına alındı.
Hürriyet’in haberine göre baskınlarda çok sayıda el bombası, iki Glock tabanca ve C-4 bulunması, gözaltına alınanlarla Danıştay saldırısı arasında bağlantı şüphesi doğurdu. Baskınlarda toplam dokuz kişi gözaltına alındı. Bunlar arasında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) en seçkin birliği olarak gösterilen özel kuvvetlerden Pilot Yüzbaşı E.E., Astsubay M.T. ile henüz rütbesi ve kimliği belirlenemeyen bir subayın bulunduğu belirtildi. Ayrıca, bir esnaf ve beş sivil ile birlikte toplam 9 kişi gözaltına alındı. Merkez Komutanlığı’nda sivil bir savcının da katılımıyla sorgulanan ordu mensuplarıyla birlikte ele geçen 2 Glock tabanca, C-4 patlayıcı ve el bombaları Danıştay saldırısıyla ilgili bir örgüt şüphesi doğurdu. Operasyonda gözaltına alınan siviller Ankara Emniyeti’ne götürüldü ve Terörle Mücadele Şubesi’nde sorguya alındı.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Atış poligonunda patlama: 14 yaralı |
Üsküdar Bağlarbaşı’nda 5 katlı binanın zemin katındaki atış poligonunda meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangında yaralanan 14 kişinin tedavileri, kaldırıldıkları hastanelerde sürüyor.
Bağlarbaşı Kısıklı Caddesi Haluk Türksoy Sokak’taki ‘’Sezba Atış Poligonu’’nda meydana gelen patlama ve ardından çıkan yangında yaralananilk olarak GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesine kaldırıldı. Yaralılardan bazıları buradaki ilk müdahalenin ardından çevredeki diğer hastanelere gönderildi.
Haydarpaşa Numune Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Yusuf Öztürk, çoğunluğunda yanık izleri bulunan yaralılardan 4’ünün durumunun ağır olduğunu bildirdi.
Olay yerinde incelemelerde bulunan İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ömer Yanık, yaptığı açıklamada, işyerinin ruhsatlı olduğunu kaydederek, ‘’Bir merminin bir kabloya isabet etmesi sonucu çıkan kıvılcım ve ayrıca trafonun etkilenmesi sonucu trafonun patlamasıyla çıkan bir olay’’ diye konuştu.
|
/ İSTANBUL
02.06.2006
|
|
|
Ersümer ve Çakan dâvâsında 5 şahit dinlenecek |
Eski Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanları Cumhur Ersümer ile Zeki Çakan’ın Yüce Divan’da yargılandıkları davaya, yarın yapılacak duruşmayla devam edilecek.
Yüce Divan’da son yapılan duruşmada verilen ara karar gereği, daha önceki duruşmaya tanık olarak çağrılan, ancak hastalığı nedeniyle rapor gönderen Arif Bilal Uzuner’in de aralarında bulunduğu 5 kişi şahit olarak dinlenilecek.
TBMM’nin Cumhur Ersümer’i Yüce Divan’a sevk kararında, bakanlığı döneminde uyguladığı yanlış ve usulsüz enerji politikaları nedeniyle kamuyu zarara uğrattığı, görevini suiistimal ettiği ve yetkilerini aşıp, amaç dışı kullanarak kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığı iddia ediliyor.
TBMM’nin Çakan hakkındaki kararında da Çakan’ın görevini suiistimal ettiği ve yetkilerini aşıp, amaç dışı kullanarak kanun ve yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığı, devlet alım satımına ve yapımına fesat karıştırarak kamu zararına yol açtığı ifade ediliyor. Kararda, Çakan’ın bu eylemlerine uyan, TCK’nın 205. ve 240. maddelerine göre yargılanması talep ediliyor.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Siviller askerî mahkemede yargılanmasın |
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına ilişkin düzenlemeye son verilmesi gerektiğini belirterek, ‘’Orhan Pamuk gibi bir yazar, yazısından dolayı askeri mahkemede yargılanırsa, bunun dünya çapında yansıması olur’’ dedi.
TBMM Adalet Komisyonu, Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanunu’nda değişiklik yapılmasını öngören kanun tasarısını, alt komisyona sevk etti. Tasarı hakkında komisyona bilgi veren Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Anayasa ve bazı kanunlarda yapılan değişikliklerin askeri yargıya da yansıtılmasının gerekli hale geldiğini belirterek, tasarıyla sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilmesinin amaçlandığını söyledi.
Başta Türk Ceza Kanunu ve onun uygulanmasına yönelik diğer kanunların, Askeri Ceza Kanunu ile Askeri Mahkemelerin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’u etkilediğini anlatan Gönül, sivillerin askeri mahkemelerde yargılanmasıyla ilgili yeni düzenlemenin, AB sürecindeki önemine işaret etti.
Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül, Ankara Eryaman’daki operasyonla ilgili ‘’tahkikatın’’ devam ettiğini söyledi.
Gönül, TBMM Adalet Komisyonu çıkışında gazetecilerin, ‘’Ankara Eryaman’da yapılan operasyonda, aralarında bazı askeri personelin de bulunduğu kişiler yakalandı. Size bilgi verildi mi?’’ sorusuna, ‘’Tahkikat devam ediyor’’ karşılığını verdi.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Bağcılar Belediyesi, çevre bilincini aşılayacak |
Bağcılar Belediyesi her yıl geleneksel olarak düzenlediği “Çevre Haftası Etkinlikleri”ni bu yıl genişleterek daha kapsamlı bir şekilde gerçekleştirecek.
Bağcılar Belediye Başkanı Feyzullah Kıyıklık, düzenlediği basın toplantısında “Çevre Haftası Etkinlikleri”ni daha kapsamlı hale getirdiklerini söyledi. Etkinliklerin 1-9 Haziran 2006 tarihleri arasında düzenleneceğini kaydeden Kıyıklık, bu kapsamda, Çevre Sergisi, Çevre Şurası, binaları çiçek gibi boyama kampanyası, bisiklet yarışmaları, fidan dikimi, dağıtımı, halk koşusu, maraton, uçurtma festivali, gürültü ve çevre kirliliğine son kampanyası, sokaklarda halı ve otomobil yıkamayalım kampanyası, çevre yürüyüşü, tiyatro gösterimleri, çevre paneli ve çevre şölenini gibi faaliyetlerde bulunulacağını dile getirdi.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBU
02.06.2006
|
|
|
Sağlık-İş'ten Endonezya'ya yardım |
Türkiye Sağlık İşçileri Sendikası, geçtiğimiz günlerde yeniden büyük bir deprem felâketi yaşayan Endonezya halkının acil ihtiyaçlarının karşılanmasında kullanılmak üzere 25 bin YTL yardım yaptı.
Yardım çekini, Endonezya Büyükelçiliği Maslahatgüzarı Toto Wafpodo’ya teslim eden Sendika Genel Başkanı Mustafa Başoğlu, yardımlaşmanın bir insanlık görevi olduğunu belirtirken, yardımlaşmanın Müslümanlar için önemli bir dinî vecibe olduğunu vurguladı.
|
Ahmet TERZİ
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
AİHM’de 10 bin dosya |
CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen, AİHM’e başvuruların olağanüstü ölçüde arttığını, 2005 yılında 45 bin 510 başvuru yapıldığını belirterek, bekleyen dosya sayısının yaklaşık 81 bin olduğunu, davaların 10 bininin Türkiye ile ilgili olduğunu kaydetti.
İnsan Hakları ve Ana Hürriyetlerini Korumaya Dair Sözleşmenin Oluşturduğu Denetim Mekanizmasının Değiştirilmesine İlişkin 14 Nolu Protokolün onaylanmasının uygun bulunduğuna dair yasa tasarısı, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. 13 Mayıs 2004 yılında imzalanan 14 Nolu Protokol, iş yükü giderek artan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) daha etkin şekilde çalışmasına yönelik değişiklikler içeriyor. Protokolle, AİHM’in yapısında değişiklik yapılırken davaların daha hızlı görülebilmesi amacıyla, başvuruların ilk incelemesini yapmak üzere tek yargıç sistemi getirilirken, bu görevi yapan komitelere de bazı şartlarla başvuruların esasını inceleyerek karar verme imkânı sağlanıyor.
CHP İstanbul Milletvekili Onur Öymen, tasarı üzerinde yaptığı konuşmada, AİHM’in önemli bir işlev gördüğünü ve başarılı çalışmasının Türkiye açısından önemli olduğunu söyledi. AİHM’in ağır iş yükünü kaldıramaz duruma geldiğini, bu nedenle 14 Nolu Protokol ile yeni bir yöntemin uygulanmasına ihtiyaç olduğunu belirten Öymen, değişiklikle mahkemenin daha verimli çalışmasının amaçlandığını vurguladı.
Uzun süreden beri Türkiye’nin insan hakları ihlâlleri sebebiyle Avrupa tarafından eleştirildiğini anlatan Öymen, İlerleme Raporu’nda Hükümete yönelik eleştiri ve iddialara yer verildiğini kaydetti. Öymen, bunlar arasında, Türk hükümetinin AİHM ile işbirliği yapmadığı, polis ve jandarmanın gözaltına alınanların hukuki yardım almasını engelleyici tutum içinde olduğu, işkence ve kötü muamele yapan kamu görevlilerinin korunduğunun yer aldığını, kendilerinin bu eleştirilerden bazılarına katıldığını söyledi.
HÜKÜMET HAKLARDA DAHA DUYARLI OLSUN
Hükümetin insan hakları konusunda daha duyarlı olmasını isteyen Öymen, ‘’AİHM gündeminde Alevi vatandaşlarımızla ilgili dâvâ var. Bu konuda mahkeme karar vermeden biz gerekli düzenlemeyi yapmalıyız. Ayrıca, Öcalan’ın yeniden yargılanması konusu gündemimize gelebilir’’ dedi. TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanvekili Eyüp Sanay ise protokol hakkında bilgi verdi. Sanay, düzenlemeyle insan haklarının daraltılıp genişlemesinin söz konusu olmadığını, AİHM’in iş yükünü azaltmaya dönük olduğunu söyledi.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
AKP'li Ürün'e fezleke |
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, AKP Konya Milletvekili Halil Ürün hakkında ‘’eşini kasten yaralama’’ suçundan soruşturma yapılabilmesi için yasama dokunulmazlığının kaldırılmasını istemiyle fezleke düzenledi.
Alınan bilgiye göre, Ankara Cumhuriyet Başsavcı Vekili Hikmet Önen tarafından hazırlanan fezleke, TBMM Başkanlığı’na sunulmak üzere Adalet Bakanlığı’na gönderildi.
Fezlekede, 7 Mayıs 2005 tarihinde Halil Ürün’ün eşi Esma Ürün’ün, Çankaya İlçe Emniyet Müdürlüğü Yıldızevler Karakol Amirliğine şikayette bulunarak, eşinin bir başka kadınla ilişkisi olduğunu öğrenmesi üzerine eşiyle aralarında münakaşa yaşandığını, bu sırada Halil Ürün’ün elindeki çantayla başına daha sonra da yumrukla sol kaşıüzerine vurduğunu belirterek şikayetçi olduğu kaydedildi. Fezlekede, Esma Ürün’ün Adli Tıp Kurumu Ankara Adli Tıp Şube Müdürlüğünde yapılan muayenesinde ‘’yaşamını tehlikeye sokan bir durumolmadığı ve basit bir tıbbi müdahaleyle giderilebilecek ölçüde hafif şekilde yaralandığının’’ belirlendiği ifade edildi.
Esma Ürün’ün 11 Mayısta verdiği dilekçeyle şikayetten vazgeçtiğinibildirdiğine yer verilen fezlekede, ancak Türk Ceza Kanunu’nda (TCK) 86/2-3 (a) maddelerinde düzenlenen ‘’kasten yaralama’’ suçunun şikayetve uzlaşma müesseseleri dışında olduğuna işaret edildi.
Fezlekede, Halil Ürün hakkında ‘’resmi nikahlı eşine karşı basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek nitelikte kasten yaralama’’ suçundan soruşturma yapılabilmesi için Anayasa’nın 83. maddesine göre dokunulmazlığının kaldırılması gerektiği bildirildi.
TCK’nın ‘’kasten yaralama’’ suçunu düzenleyen 86/2 maddesi 4 aydan1 yıla kadar hapis cezasını öngörüyor.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Gülşen: Şemdinli dâvâsında hiçbir baskı unsuru yok! |
Şemdinli davasının sanık avukatlarından Vedat Gülşen, Şemdinli davasının hiçbir baskı unsuru olmadan yürütüldüğünü söyledi.
Hakkari’nin Şemdinli ilçesinde 9 Kasım 2005’te meydana gelen olaylarla ilgili açılan davanın 2. duruşması öncesinden sanık ve müdahil avukatları ile mağdur Metin Korkmaz, müşteki Seferi Yılmaz VanAdliyesine geldi. Sanık avukatlarından Vedat Gülşen, adliyeye girişi sırasında gazetecilere yaptığı açıklamada, Türk milletini ve Avrupa Birliğini (AB) yakından ilgilendiren davanın, bağımsız yargı sürecinde yürütüldüğünü belirterek, mahkeme heyetinin bugün itirafçı Veysel Ateş’in sorgusunu yapacağını kaydetti. Davayla ilgili diğer delilerin de tamamlandığını ve davanın hiçbirbaskı unsuru olmadan yürütüldüğünü vurgulayan Gülşen, karşılarında müdahil avukatları olarak İHD Genel Başkanı ile çeşitli dernek ve sivil toplum örgütü başkanlarının bulunduğunu ve bu kişilerin Seferi Yılmaz’ın avukatlığını yaptığını dile getirerek, ‘’Esas baskı altında kimin kaldığını kamuoyunun takdirine bırakıyorum’’ dedi.
Gülşen, Seferi Yılmaz’ın, aynı zamanda terör örgütü PKK’ya yardım ve yataklık etmek suçundan yargılandığı davanın da devam ettiğini söyledi. Bu arada, Van Askeri Cezaevinde tutuklu bulunan Şemdinli davası sanıklarından başçavuşlar Ali Kaya ile Özcan İldeniz ve Bitlis Kapalı Cezaevinde bulunan itirafçı Veysel Ateş’in sabahın erken saatlerinde geniş güvenlik önlemi altında adliyeye getirildiği bildirildi. Duruşmayı, 5 basın mensubunun izleyeceği belirtildi.
|
/ VAN
02.06.2006
|
|
|
Şüpheli fonlara yakın takip |
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, Suç Gelirlerinin Aklanmasının Önlenmesi Hakkında Kanun Tasarısı’nı kabul etti.
Tasarıya göre, suç gelirlerinin aklanmasının önlenmesi konusunda faaliyet göstermek üzere Maliye Bakanlığı’na bağlı Mali Suçları Araştırma Kurulu kurulacak. Kurul, kısaca ‘’MASAK’’ olarak adlandırılacak. MASAK, Mali Suçlarla Mücadele Koordinasyon Kurulu ile Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı’ndan oluşacak. Başkanlık doğrudan Bakana bağlı olacak. Bankacılık, sigortacılık, bireysel emeklilik, sermaye piyasaları, gibi alanlarda faaliyet gösterenlerin oluşturduğu yükümlüler; nezdindeyapılan veya aracılık ettikleri işlemlerde işlem yapılmadan önce, işlem yapanlar ile nam veya hesaplarına işlem yapılanların kimliklerini tesbit edecekler.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Sezer vetolu kanun aynen kabul edildi |
Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in bir kez daha görüşülmek üzere iade ettiği Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, TBMM Genel Kurulunda aynen kabul edildi.
Temel yasa olarak 6 bölümde ele alınan kanunun görüşmeleri sırasında, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu, milletvekillerinin sorularını cevaplandırdı.
Bakan Başesgioğlu, sosyal güvenlik mevzuatının, 950 maddelik dağınık ve parçalı bulunduğunu, yeni düzenlemelerle mevzuatın 172 maddeye indirildiğini anlattı.
Sosyal güvenlik konusunun istismara açık olduğuna dikkati çeken Başesgioğlu, ‘’İstismara açık bir konunun üstüne cesaretle gittik. Amacımız, Türkiye’nin gerçeklerine uygun bir sosyal koruma sistemi hayata geçirmektir’’ dedi. Görüşmelerin tamamlanmasının ardından yapılan oylamada Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, aynen kabul edildi.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Hollandalı bakandan anlamlı ziyaret |
Jan Peter Balkanende Kabinesinde Toplumsal Kalkınma Bakanı olarak görev yapan Bayan Agnes van Ardenne, 30 Mayıs Salı günü Rotterdam İslâm Üniversitesine resmî bir ziyaret gerçekleştirdi.
IUR’nin resmî olarak tanınması sürecinde önem arz eden bu ziyarette, Bakanlığın üst düzey üç bürokratı da hazır bulundu. 1 saat planlanmasına rağmen 1,5 saat süren ziyaret sırasında ayrıca İUR Danışma Kurulu Başkanı Prof. Dr. Anton Zijderveld, ile aynı gün IUR’de yapılacak başka bir konferans için gelen Amerika’daki Hartford Seminary (Hartford Üniversitesi) Rektörü Prof. Dr. Heidi Hadsell ve IUR idareci ve hocaları da hazır bulundu.
|
YENİ ASYA
/ İSTANBUL
02.06.2006
|
|
|
Sağlıkta da tasarruf isteyen IMF reçeteleri çözüm değil |
IMF’nin hükümetten sağlıkta tasarruf isteğinde bulunmasının ardından sağlıkta bir dizi kısıtlamalara gidilmesini eleştiren Türk Sağlık-Sen Genel Başkanı Önder Kahveci, sağlıkta IMF reçetelerinin çözüm olmadığını dikkat çekti.
|
Recep GÖREN
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
Savaş, gözyaşı demek |
Barış için Yerel Yönetimler Birliği (ULAP) Başkanı ve Nevşehir Belediye Başkanı Hasan Ünver yaptığı açıklamada, yüzyıllar boyunca savaşın tüm insanlığa; kan, gözyaşı, açlık, yokluk ve sefalet olarak yansıdığını söyledi.
Savaş karşısında barışın tüm insanlığı kapsayacak bir şekilde ortaya konulması gerektiğine inandıklarını vurgulayan Ünver, “Hangi sebeple olursa olsun savaşın artık günümüzde geçerli bir yol ve yöntem olmadığı anlaşılmaktadır. Savaşlardan en fazla yerel yönetimlerin etkilendiği görülmektedir” dedi.
|
Cemil YÜZER
/ NEVŞEHİR
02.06.2006
|
|
|
Sokak çocukları için büyük adım |
Valilik ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü’nce yürütülen ‘’Risk Altındaki Çocukların Eğitim ve Rehabilitasyon Projesi’’ kapsamında eski Köyişleri İl Müdürlüğü’nün yeri ‘’Sokak Çocukları Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezi’’ne dönüştürülecek.
Şehitlik Semti’nde bulunan ve 22 dönüm arazisi olan eski Köyişleri İl Müdürlüğü’ne ait binaların restorasyonu ile oluşturulacak merkezde sanat atölyesi, kapalı spor salonu, halı saha, basketbol ve voleybol sahası, tenis kortu, iş edindirme atölyesi, bilgisayar ve etüt odaları, aile danışma merkezi yer alacak.
Merkez için bir hayırseverin 700 bin YTL katkı verdiğini ifade eden yetkililer, şöyle dedi: ‘’Toplam 1 milyon 600 bin YTL’ye mal olacak merkezin yapımına önümüzdeki aylarda başlanacak. Merkez en az 4 bin çocuğa ulaşabilecek kapasitede yapılacak. Eski Köyişleri İl Müdürlüğü’ne ait binalar değerlendirilecek. Merkez, sokakta çalışan çocukların ulaşabileceği bir yerde. Risk altında olan çocuklar boş zamanlarını değerlendirebilecek. Bu sayede çocuklar sokaktaki tehlikelerden uzak kalmış olacak. İş edindirme atölyesinde okuldan uzaklaşan çocuklara meslekî kurslar verilecek. Bu tür merkezlere Diyarbakır’da çok ihtiyaç var. Hizmete girmesiyle sokakta çalışan çocuklara yönelik çalışma yürüten ikinci merkez olacak. Şehirde 1999 yılında açılan 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi dışında bu çocuklara yönelik çalışma yürüten merkez bulunmuyor. 75. Yıl Çocuk ve Gençlik Merkezi’nde son 2 yılda yapılan çalışmalarla 1023 çocuğun okula dönüşü sağlandı.’’
|
/ DİYARBAKIR
02.06.2006
|
|
|
Zap’ta köprüsüzlük hayatı tehdit ediyor |
Hakkari, Yüksekova İlçesi Erdal Mezrasında Zap Deresinde karşı karşıya geçmek isteyen yöre halkı köprüleri olmadığı için, kendi yaptıkları ilkel bir “teleferiği” kullanıyor.
Bellerine ip bağlayarak karşıya geçebilen, tarım ve hayvancılıkla uğraşan 35 kişilik Aksın ailesi, korku içinde dereyi geçtiklerini ifade ediyor.
Zap Deresinde köprü olmadığı için tahta, kanca ve çelik halat kullanarak, 35 metre uzunluğunda ve dereden beş metre yükseklikte yapılan ilkel bir teleferikle ulaşım sağlanıyor. Her gün dereyi aşarak mezraya giden Aksın ailesi, burada arazilerini işliyor ve hayvancılık yapıyor. Yöre halkı demirden yaptıkları tek kişilik oturağa binip kendilerini iple bağlayıp elleriyle çelik halatı çe-kerek suyun üzerinden gelip geçiyor.
Suya düşmeleri halinde kurtuluş yolları olmayan mezra sakinleri, yetkililerin kendilerine asma veya beton bir köprü yapmasını bekliyor.
|
/ HAKKARİ
02.06.2006
|
|
|
Belçika kendi silâhıyla vuruluyor |
İngiltere Parlamentosuna, ‘’Belçika’nın Kongo’da işlediği soykırımı’’ tanımasını isteyen bir tasarı sunuldu.
İngiltere’deki Türk ve İngilizlerin ortak platformu olan İngiliz-Türk Diyalog Komitesinin girişimleriyle sunulan tasarıda, Belçika’dan, 1885-1908 yılları arasında, bir zamanlar “Belçika Kongosu’’ ve ‘’Zaire’’ adını alan bugünkü Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nde yaptığı katliamları açıklaması ve Kongo halkından özürdilemesi isteniyor. Belçika’nın Ermeni soykırımı iddialarına yaklaşımı ve halen Belçika Parlamentosu gündeminde bekleyen, Ermeni soykırımı iddialarınıreddedenlerin bir yıl hapis ve para cezasıyla cezalandırılmasını öngören tasarıya karşı İngiltere nezdinde harekete geçerek parlamento üyeleriyle temasa geçen İngiliz-Türk Komitesi üyeleri, Ermeni tasarılarının mimarlarından İşçi Partisi milletvekili Andrew Dismore ile de görüştü.
|
/ ANKARA
02.06.2006
|
|
|
|