Geçen hafta (3-8 Mayıs 2016) bir vesile ile yolumuz yeniden Karadeniz’e, Rize’ye, Senoz Vadisine düştü. Bu defaki yolculuğumuz kara yoluyla gerçekleşti.
Dolayısıyla kara yolunda yaşanan sıkıntıları daha yakından ve bizzat görmek, şahit olmak mümkün oldu. Çare bulunması temennisiyle bazılarını zikretmekte fayda var.
Hemen ifade edelim ki, uzun yıllar otobüs ve özel vasıtalarla İstanbul’dan Karadeniz’e ziyaretlerimiz olmuştu. ‘Bölünmemiş yollar’daki seyahatler hem kazalara sebep oluyor, hem de saatler süren seyahatler insanların yorgun düşmesine yol açıyordu. Yolların bölünerek gidiş ve gelişlerin birbirinde ayrılması, hem kazaların azalmasına hem de seyahatleri daha kısa sürede tamamlanmasına sebep olmuş.
Ancak bu güzelliklerin yanında, can bezdiren uygulamalar da var. Hatta bazıları var ki, ‘denizi geçip derede boğulmak’ olarak görülebilir. Daha önce de gazetelerde haber olduğu üzere, Samsun’dan sonra ve bilhassa Ordu ve ilçelerindeki trafik ‘kuralları’ çok can yakıyor. Otoyoldan (Gerede’de) çıktıktan sonra Samsun istikametine dönünce ‘bölünmüş yol’da otomobiller için 110 km hız sınırı ilan edilmiş. Samsun’dan Hopa’ya kadar devam eden ‘Karadeniz Sahil Yolu’nda da aynı hız sınırı konulmuş. Elbette normal, hatta iyi bir uygulama. Ancak ‘meskün mahal’lerden geçerken bu hız sınırı (kısa mesafeli de olsa) 50 km’ye kadar düşürülüyor. Düşünün ki ‘Karadeniz Sahil Yolu’nda (bölünmüş yol) 110 km hızla gidiyorsunuz. Kısa sürede 90, 70 ve 50 km hız sınırı levhalarıyla karşılaşıyorsunuz. Haliyle bu durum trafiğin aksamasına da sebep oluyor. Elbette hız sınırları olacak, ama bu yoldaki uygulama adil midir? Sahil boyunca neredeyse her 5 km’de bir ilçe, bir ‘meskün mahal’ var. Bu sınırların olduğu bir yolda ilerlemek mümkün mü? Yüzlerce kişi bu sebeple ağır para cezaları ile karşı karşıya kalıyor. “Hız sınırına uysun, yavaş gitsin” demek çare midir? Yollar müsait ve zaten umumi anlamda 110 km hız sınırı var. Çok sık uygulanan 50 km sınırı, sürücüler arasında tartışmalara da sebep oluyor. Levhalara riayet eden ve ‘boş yol’da 50 km hızla ilerleyen sürücüler, diğer sürücüler tarafından ‘yolu tıkamak, trafiği aksatmak’la itham ediliyor. Haksız da sayılmazlar. Çünkü yollar hiç değilse 90 km hızla ilerlemeye müsait.
Trafik kurallarından maksat, kazaları önlemek ise bu uygulamada bir yanlışlık var. Şimdi değilse de, önümüzdeki yaz aylarında bu uygulama hem çok şikâyetlere hem de çok fazla mağduriyete sebep olur. Bu yolda seyahat eden ve bin, hatta iki bin lira para cezasıyla karşı karşıya kalanlar oluyor.
Bu uygulama sebebiyle mağdur olanlardan biri de Samsun eski Milletvekili Musa Uzunkaya olmuş. Uzunkaya, yaşadığı hadiseyi sosyal medya üzerinden paylaşırken özetle şöyle demiş: “Basında yer alan trafikte absürt ceza uygulamasını bildiğim için kilometre sabitlemeli olan aracımı hem giderken hem de dönerken o sabitlemelere tabi kılmama rağmen, dönüşte Fatsa İlçesinde aracımın yakışıklı bir fotoğrafını çektirmekten kurtulamadım. (...) Trafikçi memurlara sordum: Sabitlediğim hızım 70 km., özel ikazlarda da daha alt seviyelere hızımı düşürmeme rağmen elektronik tabelalarda zaman zaman hızımın mevcudun neredeyse 30-40-km ilaveli gözükmesi ne anlama geliyordu? Aldığım cevap; “Tabelaların bozuk olabileceği…” Peki bu bozuk tabelaların yazdığı km. üzerinden mi siz vatandaşa ceza kesiyorsunuz? (...)
Şehir içi yoğun trafik ve saatlerini anladık ama trafikte ölü ve tenha saatlerin bile aynı kurallarla yürütülüyor olmasını bir bilen bana anlatsın! Hiç mi Avrupa görmedik diyesi geliyor insanın. Onlar tabelalardaki (km) uygulamalarını trafiğin akışkanlığına göre tanzim edip, dinamik ve değişken bir uygulamayla yollarını rahatlatırken, biz statik, sabitleştirilmiş bir mantığı bırakamıyoruz, trafiğin yoğunluk durumunu esas alabilecek bir uygulamaya bir türlü geçemiyoruz, neden? (...)
Yetkililere, başta EGM ve hatta İçişleri Bakanlığı olmak üzere vatandaşı ciddi mağduriyetlere sevk edici bu tür olumsuzlukların bir an önce giderilmesi için gerekli tedbirleri almaya, özellikle Ordu ve Giresun illerindeki bu elektronik tabela garabetine çözüm üretmeye mahalli yetkilileri davet ediyorum.” (Facebook sayfası, 16 Şubat 2016)
Trafik kuralları sürücülerin faydasına olmalı. Onlara ceza yazmak için bahane edilmemeli!