"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Çözüm yolu

Faruk ÇAKIR
08 Mart 2025, Cumartesi
Adına ne denilse denilsin, ülkemizin çözmek mecburiyetinde olduğu önemli meselelerden biri de Güneydoğu meselesidir.

Teröre de bahane edilen bu meseleyi halletmek milletin ve memleketin menfaatinedir. Dolayısı ile hiç kimse “Kan akmaya devam etsin, terör sürsün” diyemez ve dememeli. 

Ancak terörün nasıl sona ereceği, çözüme hangi yolla ulaşılacağı da mühimdir. Daha önce de benzer adımlar atılıp netice alınamadığı için ‘yoğurdu üfleyerek yeme’ durumu söz konusudur. 

“Çözüm süreci, açılım süreci, demokratik açılım” gibi isimlerle ifade edilen süreç, 16 Temmuz 2014’te Resmî Gazete’de “Terörün Sona Erdirilmesi ve Toplumsal Bütünleşmenin Güçlendirilmesine Dair Kanun”un yayınlanmasıyla başlamış ve 22 Temmuz 2015’deki Ceylanpınar terör saldırısı ile fiilen sora ermiştir. 

Dolayısı ile şu anda gündeme gelen yeni ‘süreç’ten netice alınabilmesi için geçmiş dönemdeki ‘süreç’te yaşanan hataların yapılmaması icap eder. “2015’de süreçte ne oldu da netice alınamadı?” sorusu samimi olarak cevaplandırılmalıdır ki yeni süreçlerde benzer yanlışlar yapılmasın. Türkiye mutlak surette terörden kurtulmalıdır, ancak bu sadece sözle ve vaadle yapılamaz. Verilen sözlerin, vaadlerin ve kararların kararlılıkla desteklenmesi şarttır. Hepsinden önemlisi sürecin mutlak surette TBMM bilgi dahilinde ve olabildiğince şeffaflıkla yürütülmesi gerekir. Milletvekillerinin ve dolayısı ile milletin haberi, bilgisi ve tasdikinin olmadığı bir ‘süreç’in iyi netice vermesi pek de mümkün olmaz.

“Çözüm Süreci” için 2013’de kurulan “Akil İnsanlar Heyeti”nde yer alan Doç. Dr. Vahap Coşkun, yeni süreçle ilgili olarak şu değerlendirmeyi yapmış: “2015-2025 arasında bölgede çok keskin güvenlik eksenli bir siyaset yürütüldü ve insanlar birçok alanda maliyet ödemek durumunda kaldılar. Hem hukukî, hem siyasî, hem iktisadî açıdan ciddi bir tahribat yaşandı. Dolayısıyla bu insanlar da muazzam derecede bir moral bozukluğuna, bir ümitsizliğe sebebiyet verdi. Şimdi bir çözüm süreci tekrar başladığında insanların bu endişeleri, bu kuşkular taşıması doğal. (...) Aslında ilk çözüm sürecinde de öyle olmuştu. Yani ilk çözüm sürecinde başladığında toplumun desteği yüzde 30’lar civarındayken daha sonraki dönemde 1-2 yıl içerisinde bu destek yüzde 70-80’lere çıkmıştı. Dolayısıyla insanların başlangıçta birtakım endişeleri ve kuşkularının olması, normal. Ama ben genel itibarıyla gelinen noktanın insanların talepleriyle uyumlu olduğu kanaatindeyim.” (ankahaber.net, 5 Mart 2025)

Evet terör meselesi mutlaka çözülsün. Ama bunu yaparken yeni yaralar açılmasın. Samimiyetle adımlar atılsın ve Türkiye inşaallah bu cendereden çıksın. Meselenin özünde ‘kalpleri fethetmek’ olduğunu görmek gerekir. Bunu yolu da hak, hukuk ve adaleti tesis etmek değil mi? Esasında çözüm yolu beli: Adaleti tesis etmek...

Okunma Sayısı: 971
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Kaşlıoğlu

    8.3.2025 23:18:33

    Ey başımızdaki büyük başlar aklınızı başınıza alın ! Bu anarşi meselesini ortadan kaldırmanın bir tek çaresi vardır. Bediüzzaman Said Nursi 1907 senesinde 29 yaşında bir genç olarak Osmanlının pay-i tahtı olan İstanbul'a geldi.Merhum Padişah Sultan Hamid'e şöyle bir hakikati beyan etti."Bitlis,Van ve Diyarbekir vilayetlerinde birer Dar-ül Fünûn yani Üniversite tesis et.Bu üniversitede vicdanın ziyası olan ulûm-u diniyeyi ve aklın nuru olan fünûn-u medeniyeyi arapça,türkçe ve kürtçe lisanları altında tahsil ve tâlim et." Bu şekilde üç adet düşmanımız olan "Cehalet,Zarûret ve İhtilafı; "Sanaat,Marifet ve İttifak"silahlarıyla öldürmüş olursun.Lâkin Sultan-ı mahlû ve merhum Bedüzzaman'ı dinlemedi.O tarihten bu zamana memleket ve milletimiz bir türlü iflah olamıyor.Artık siz bilirsiniz.Günahı boynunuza !

  • erhan

    8.3.2025 12:19:29

    Menfaatler üzerine kurulan/kurulacak hiç bir çözüm süreci hiç bir barış süreci kalıcı olmayacaktır. Hele hele içinde meclisin vatandaşın olmadığı bir barış süreci uzun ömürlü olamayacaktır. bana göre bitkisel hayata girmiş iktidar hayat öpücükleri ile canlı kalmayı hedefliyor. Bakınız bu ülkede Hak, Hukuk, Adalet adına ne yapılıyor, koca bir hiç, bir çalışma yapılıyorsa önce bizlere ne var ona bakılıyor, yoksa memleket, vatandaş kimsenin umurunda değil. emekli sürüm sürüm sürünüyor, onların vermiş oldukları projelerde yanılgı payları % 90,larda, neden emekliye verirken yanılmıyorsunuz. emekliyi memleketi orta direği (kaldıysa) açlığa sefalete süpürdünüz, Hepinizi Allah'a havale ediyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı