Ülkemizde çok ciddi bir müstehcen yayın ve beraberinde ahlâkî yozlaşma tehlikesi vardır. Ne yazık ki bu yayınları yapan TV kanallarının savunucuları ise iktidar mensuplarıdır. Dolayısı ile bu çirkin yayınlardan onlar da sorumlu olmuş olmaz mı?

Daha önce çok defa dile getirilen bu önemli konuyu, Deva Partisi Genel Başkanı Ali Babacan da TBMM’deki konuşmasında “Bunun vebali iktidarın değil mi?” diyerek yeniden gündeme taşıdı. 

Babacan’ın tespitleri şöyle: “İktidar 2024 yılını ‘Emekliler Yılı’ ilân etti, 2024 yılında emekliyi perişan etti. Şimdi de tuttular 2025 yılını “Aile Yılı” ilan ettiler. Allah muhafaza. Ne diyeyim? Allah aileleri korusun. İşte aile kurumunun geldiği nokta. Doğan çocuk sayısı son yılların en düşük noktasında. Gençler evlenemiyor. Evlenseler dahi çocuk sahibi olmaktan korkuyorlar. Gelişmiş ülkelerde zenginleşirken yaşlanan toplumlara şahit oluruz. Oysa Türkiye’de toplumumuz yoksulken yaşlanmakta. Bu gerçek bir beka meselesidir. Açıkladıkları teşvik paketi gerçeklerden uzak.

“Bakın, dikkatinizi çekmek istediğim bir nokta daha var. Aile yapımızı tehdit eden bir asıl konu var. Hükümetin doğrudan kontrolünde olan televizyon kanallarına bakıyorsunuz değil mi? Dizileri izliyor musunuz? Ülkemizdeki aile kültürünün, aile yapısının en büyük tehdidi bu dizilerdir. Bu dizilerin senaryolarıdır. Bakın, şifreli, ücretli platformlardan bahsetmiyorum. Her yaştan çocuğun uzaktan kumandayı eline alıp kolayca karıştırabildiği kanallardan bahsediyorum. Üstelik yandaş kanallardan bahsediyorum. Her gün iktidar propagandası yapan kanallardan bahsediyorum. İyi de bu kanallar rating uğruna ahlaki değerlerimize zarar veriyorsa, aile yapımızın temeline dinamit koyuyorsa bunun vebali iktidarın değil mi yahu? Bu kanallar emrinizde, bu kanalları denetleyenler de emrinizde. Sakın ha haberimiz yok, kendi kararları falan demeyin.” (ANKA, 15 Ocak 2025)

Tek başına bu mesele bile iktidarın ne kadar yanlış yolda olduğunu göstermez mi? Gerçekten de “Hükümetin doğrudan kontrolünde olan” TV kanallarının aileyi hedef alan çirkin yayınlarını devam ettirmesi “mütedeyyin insanlar”ın hiç dikkatini çekmiyor mu? Gece namazları kılıp, iktidarın devam etmesi için dua edenler; bu yapılanları tasvip ediyor mu? Etmiyorlarsa bir gün olsun “Bu TV yayınlarını istemiyoruz” diyerek Türkiye’yi idare edenleri kınadılar mı? “Biz TV izlemiyoruz ki!” diyerek işin içinden çıkmaları mümkün mü?

İnsaflı herkes şu soruya cevap versin: “Bu TV kanalları rating uğruna ahlâkî değerlerimize zarar veriyorsa, aile yapımızın temeline dinamit koyuyorsa bunun vebali iktidarın değil mi?”