"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şanlıurfa’da kutsal emanetlere yoğun ilgi

25 Haziran 2016, Cumartesi 15:50
Şanlıurfa’da her gün ziyarete açık hale getirilen Sakal-ı Şerif ve Peygamberimizin (asm) ayak izi yoğun ilgi görüyor.

Şanlıurfa’da cami içerisine yapılan camlı özel bir bölme ile korunacak olan Sakal-ı Şerif ve Hz. Muhammed’in (asm) ayak izi bundan böyle cami açık olduğu müddetçe ziyaret edilebilecek. Balıklıgöl Platosu’nda bulunan Dergâh Camii içerisinde duvara monte edilen camlı özel bölme içerisindeki Sakal-ı Şerif ve Hz. Muhammed’in (asm) ayak izi 365 gün cami açık olduğu saatlerde ziyaret edilebilecek. Ziyarete açılan, Sakal-ı Şerif ve Hz. Muhammed’in (asm) ayak izini görmek isteyen cami cemaati, bu kutsal emanetleri görebilmek için birbirleriyle yarıştılar. Cami içerisinde uzun kuyruklar oluşturan vatandaşlar camlı özel bölme önünde durup duâ ederken, fotoğraf ve video çekmeyi de ihmal etmedi.

Bu uygulama izdihamı engelleyecek

Mukaddes emanetlerin her gün ziyarete açılmasını değerlendiren Eyyübiye İlçe Müftüsü Adem Dobur, “Yıllardan beri camimizde Sakal-ı Şerif emaneti mevcut, ama bu Sakal-ı Şerifi’miz sadece Kadir Geceleri’nde ziyarete açılıyordu. Çok aşırı izdiham oluyordu. Münakaşalara, kavgalara kadar gidebiliyordu. İnsanlar Sakal-ı Şerif’i ziyaret etmek için birbirini ezecek kadar birbirini üzebiliyordu. Biz buna bir çare olmak üzere camimizin içerisinde özel bir mekân hazırladık. İnşallah bugünden itibaren yılın her günü her zaman cami açık olduğu sürece Sakal-ı Şerifi bütün halkımız ziyaret edebilecekler. Sadece Kadir Gecesi gelmesinler ziyaret için her zaman gelebilirler” dedi.

Bediüzzaman, Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif ziyaretleri hakkında ne diyor?

Sakal-ı Şerif ziyareti salâvata vesiledir

Dünyanın ve Türkiye'nin birçok yerinde Sakal-ı Şerif, Hırka-i Şerif, Lihye-i Şerif ziyaretleri büyük bir heyecanla gerçekleştiriliyor.

Bediüzzaman Said Nursi bu ziyaretlerin vesilelik cihetine dikkat çekerek 'Sakal-ı şerif ziyareti salâvata vesiledir' diyerek Peygamber Efendimize (SAV) hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile olduğunu vurguluyor.

SAKAL-I ŞERİF VE SALAVAT

Sakal-ı şerif ziyareti salâvata vesiledir

Eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir.

Bugün Refet Beyin bir mektubunu aldım. Lihye-i Şerife hakkındaki suali münasebetiyle diyorum ki:
Hadisçe sabittir ki, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın lihye-i saadetinden düşen saçların taneleri mahduttur. Otuz kırk tane veya elli altmış tane gibi az bir miktarda iken, binler yerde Lihye-i Saadetin saçları bulunması, beni bir zaman çok düşündürdü. O vakit hatırıma gelmiş ki, Lihye-i Saadet, yalnız Lihye-i Şerifin saçlarından ibaret değil. Belki re's-i mübarekinin tıraş oldukça hiçbir şeyini kaybetmeyen Sahabeler, o nurlu ve mübarek ve daimî yaşayacak saçları muhafaza etmişler. Onlar, binlerdir; şimdiki mevcuda müsâvi gelebilirler.

Yine o vakit hatırıma geldi ki: Acaba her camide bulunan, sened-i sahih ile bu saç Hazret-i Risaletin saçı olduğu sabit midir ki, ona karşı ziyaret makbul olabilsin?

Birden hatıra geldi ki, o saçların ziyareti vesiledir. Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâma karşı salâvat getirmeye sebep ve bir hürmet ve muhabbete medardır. Vesilelik ciheti o şeyin zâtına bakmaz, vesilelik cihetine bakar. Onun için, eğer bir saç hakikî olarak Lihye-i Saadetten olmazsa, madem zâhir hale göre öyle telâkki edilmiş ve o vesilelik vazifesini yapıyor ve hürmete ve teveccühe ve salâvata vesile oluyor; katî senetle o saçın zâtını teşhis ve tayin lâzım değildir. Yalnız, aksine katî delil olmasın, yeter. Çünkü telâkkiyât-ı âmme ve kabul-ü ümmet, bir nevi hüccet hükmüne geçer.

Bazı ehl-i takvâ, böyle işlerde, ya takvâ veya ihtiyat veya azîmet noktasında ilişseler de, hususî ilişirler. Bid'a da deseler, bid'a-i hasene nevinde dahildir. Çünkü vesile-i salâvattır.
Refet Bey mektubunda diyor: "Bu mesele ihvanlar beyninde medar-ı münakaşa olmuş." Kardeşlerime tavsiye ediyorum ki, inşikaka ve iftiraka sebebiyet veren münakaşa etmesinler. Yalnız müdavele-i efkâr suretinde, nizâsız mübahaseye alışsınlar.
Lem’alar, On Altıncı Lem’a, Hâtime, s. 272

LÛ­GAT­ÇE:

Lihye-i Saadet: Peygamberimizin (asm) saç ve sakalının taneleri.
re's-i mübarek: mübarek baş.
müsâvi: eşit, denk.
telâkkiyât-ı âmme: umumî anlayış, genel telâkki.
ihvan: kardeşler.
beyn: ara, arası.
inşikak: Parçalanma, kırılma.
müdavele-i efkâr:  Fikir alış-verişi.
nizâ: Çekişme, kavga.
mübahase: sohbet, konuşma.

Okunma Sayısı: 3375
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı