Sinop'un Erfelek ilçesinde iki ormanın birleştiği derin vadi içerisinden akan, irili ufaklı 28 şelaleden oluşan Erfelek Tatlıca Şelaleleri, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlıyor.
Tarım ve Orman Bakanlığınca 2011 yılında tabiat parkı ilan edilen 720 dekarlık alana sahip Erfelek Tatlıca Şelaleleri, bölgenin en fazla ziyaret edilen tabiat parkları arasında yer alıyor.
Yıllık ortalama 200 bini aşkın yerli ve yabancı turistin ziyaret ettiği tabiat parkı, bünyesinde bir kilometrelik iki farklı yürüyüş parkurunu bulunduruyor. Parkurlardan biri Doğa ve Milli Parklar 10'uncu Bölge Müdürlüğünce yapılırken, diğer parkur şelalelin tabii yapısından oluşuyor.
Alabalık, kestane kargası, baykuş, ördek türleri, sincap, sansar, gelincik, tavşan ve karaca gibi yaban hayvanlarının da bulunduğu tabiat parkının şelale bölgesinde, tabiat yürüyüşü ve tırmanma gibi sosyal aktiviteler de gerçekleştiriliyor.
Şelale koyu üzerinde bulunan ve tarihi geçmişleri 100 yıla dayanan iki su değirmeni de günümüzde dinlenme mekanı olarak ziyaretçilerine hizmet vermeye devam ediyor.
"Uluslararası bazda tanınır oldu"
KMP 10'uncu Bölge Müdürü Hasan Başyiğit, Erfelek Tatlıca Şelaleleri'nin 2011 yılına kadar mesire yeri olarak kullanıldığını söyledi.
2011 yılında tabiat parkı ilan edilen alanda iki ormanın birleştiği derin vadi içerisinden akan irili ufaklı 28 şelalenin bulunduğunu ifade eden Başyiğit, bu özelliği sayesinde tabiat parkının uluslararası bazda tanınır hale geldiğine işaret etti.
Ziyaretçilerin 28 basamak halinde sıralanmış şelaleleri görebilmek için tabiat parkına adeta akın ettiklerini anlatan Hasan Başyiğit, şöyle konuştu:
"Bu şelaleler hem vadi boyunu kullanmak isteyenler hem de bölge müdürlüğümüzce yapılan ahşap parkuru kullananlar tarafından da rahatça görülebiliyor. Dolayısıyla bu özelliği nedeniyle yılda 200 bin kişi tabiat parkımızı görmeye geliyor. Çünkü insanlara doğa yürüyüşü, piknik, tırmanış gibi bir çok aktiviteyi aynı anda sunabiliyor. Bakanlığımız da her yıl giderek artan ziyaretçi sayısını göz önüne alarak, burayla ilgili yeni çalışmalar yaptı. Örneğin 450 dekar olan alanı 750 dekara çıkarttık. Yine bir gelişim planı üzerinde çalışma yapıyoruz. Bu plan tamamlandığında tabiat parkı içerisinde çok daha fazla aktiviteler yapılacak."
Başyiğit, alan içerisinde yeni tesislerin de yapılacağını belirterek, "Mescit, tuvalet, kır kahvesi, çocuk oyun parkları gibi tesisler var ama yetersiz kalıyor. Plan onaylandığında yeni bir kır lokantası yapılacak. Yaban hayatı rehabilitasyon merkezi ve kamp yapılabilmesi için uygun alanlar oluşturulacak. Bunların yapılması halinde ziyaretçi sayımız çok daha fazla artacak diye düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
***
Tıklayınız:
Bir tefekkür daveti de Gümüşhane yaylalarından...
Fotoğraflar ve Vecizeler...
'Gelenler mutlaka bir daha gelmek istiyor'
Kartpostallık bir manzara: Tefekkürlük Ağrı Dağı...
***
Okumak İçin Tıklayınız:
Tefekkür penceresi: Ağaçlardaki sistem hayret uyandırdı...
''Bütün insanlarımızı buraya davet ediyorum''
Bahar dahi bir çiçektir: Bahardaki haşir nümunelerine dikkat lâzımdır...
Risale-i Nur’u okuyan kâinat kitabını okuyabilir
Coğrafyacı gözüyle: Bol tefekkürlü geceler dilerim
Coğrafyacı gözüyle - 1
O dolunay
Tefekkürlük Ağrı Dağı
***
Tefekkür Penceresi...
Allah'ın Müzeyyin ((herşeyi eşsiz sanatıyla süsleyen, güzelleştiren Allah)) ve Cemil ((Sonsuz güzellik sahibi Allah)) isminin tarif edildiği Risale-i Nur'dan bir bölüm;
''...Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git, fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr“ dediklerini işiteceksin.
Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanattan ve yavrulardan sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyecekler.
Semâyı dinle. Nasıl "Yâ Celîl-i Zülcemâl" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Yâ Cemîl-i Zülcelâl"diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Yâ Rahmân, yâ Rezzâk" diyorlar. Bahardan sor. Bak, nasıl "Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Lâtif, yâ Atûf, ya Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin" gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor. Bak, nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı; sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat azîm bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor. Ve hâkezâ, kıyas et.''
Sözler, 24. Söz, Birinci Dal - Devamını Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#534
***
"Ne kadar güzeldir" deme!
''Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle ((bir şeyin kendisini değil de, san'atkarını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mana)) sev; mânâ-yı ismiyle ((birşeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası)) sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.''
Risale- Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 32. Söz'ü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#962
AA