Adana Barosu Başkan Mengücek Gazi Çıtırık, Uludere katliamının güncelliğini koruduğunu, acıların tazelendiğini ve yaranın kanamaya devam ettiğini söyledi.
Çıtırık, 34 vatandaşın hayatını kaybettiği olayın 3'ncü yıldönümü dolayısı ile yaptığı açıklamada, “Hukuk devletinde faili meçhul cinayet olmaz.” dedi.
Söz konusu olay sonrası siyasi iktidar ve TSK'den kamuoyu vicdanını tatmin edecek bir açıklamanın gelmediğini vurgulayan Çıtırık, “Açık arazide bulunan, silahlı olmadıkları insansız hava araçlarıyla çok rahat tespit edilecek durumda olan bu insanların üzerine bomba atılma emrini kim vermiştir? Bu insanların üzerine bomba niçin atılmıştır ? Geçen 3 yıllık süreye rağmen bu sorulara cevap bulunamamıştır.” diye konuştu.
TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu tarafından yapılan inceleme ve yayımlanan raporda, “Olayda kasten hareket edildiğine dair bir delil elde edilememiştir.” ifadelerine yer verildiğini dile getiren Çıtırık, “TSK rutin dışına(!) çıkılmadığından bahsederken, siyasi iktidar üç maymunu oynamıştır. Hukuk devletinde faili meçhul cinayet olmaz. Hukuk devleti açıklık, hesap verilebilirlik ve denetlenebilirliğin hakim olduğu rejimin adıdır. Üzerinden 3 yıl geçmiş olmasına rağmen faillerin belirlenmesinde etkili bir soruşturma yürütülmemiştir.” şeklinde konuştu.
Soruşturmayı yürüten Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının görevsizlik kararı vermesi üzerine dosyanın Askeri Savcılığa gönderildiğini hatırlatan Çıtırık, şöyle devam etti: “Sonuçta, TSK personelinin kendilerine verilen görevi yerine getirdiği; görevi yerine getirirken kaçınılmaz hataya düştüklerinden bahisle kamu davası açılmasını gerektiren bir sebep bulunmadığı belirtilerek, takipsizlik kararı verilmiştir. Siyasi iktidar, olayın vahametini tazminat ödemeye indirgemiş, bazı medya organları da sessizliğe bürünmeyi tercih etmişlerdir. Faillerin bulunup, yargılanmaları bu tür olayların yaşanmaması ve yapanın yanına kar kalmaması açısından büyük önem taşımaktadır. Ülkemizde 1 Mayıs 1977 Taksim Mitingi, Kahramanmaraş, Çorum, Sivas olaylarında etkili soruşturma yürütülmemiş. Faillerin belirlenmesi yerine, faillerin korunduğu, mağdurların daha da mağdur edildiği bir anlayış içerisinde olunmuştur. İdarenin her türlü eylemi yargı denetimindeyse ve yönetenler de kendilerini hukukla bağlı sayıyorlarsa kamuoyu vicdanını tatmin edecek şekilde işlemler yürütülmeliydi. Gelinen nokta ve verilen karar hukuk devleti için kara bir lekedir.”