Ülkelerindeki iç savaştan kaçarak Türkiye'ye sığınan ve Malatya'daki konteyner kentte misafir edilen Suriyeliler, bir bayramı daha vatanlarından ayrı geçirecek olmanın burukluğunu yaşıyor.
Suriye'de 6 yıldır yaşanan iç savaşta binlerce insan hayatını kaybetti, milyonlarca insan da başta Türkiye olmak üzere farklı ülkelere göç etmek zorunda kaldı. Türkiye'ye sığınan çok sayıda Suriyeli ise çadır ve konteyner kentler ile farklı kentlerde Kurban Bayramı'nı katlamaya hazırlanıyor.
Türkiye'deki kamplarda misafir edilen Suriyeliler, bir bayramı daha vatanlarından ve yakınlarından ayrı geçirecek olmanın burukluğunu yaşarken, ülkelerindeki yaşanan iç savaşa rağmen, birlik ve beraberliğin en üst seviyede olduğu bayramları unutmuyor.
Malatya'daki Beydağı Konaklama Tesisi'nde misafir edilen ve Kurban Bayramı hazırlıklarına günler öncesinden girişen Suriyeliler, temizlik dışında en çok yörelerine özgü yemeklerini bayrama hazır edebilmenin telaşını yaşıyor. Suriyeli kadınlar, bu yemekler içinde en fazla tatlıları yaparken titizleniyor.
Suriyeli misafirler, Türkiye'de her türlü ihtiyaçlarının karşılandığını belirtseler de ülkelerinde kutladıkları o bayramları unutamıyor.
"İnşallah savaş biter ve tekrar ülkemize döneriz"
Suriye'nin Humus kentinden eşi ve 3 çocuğuyla Türkiye'ye sığınan ve Malatya'ya gelen 62 yaşındaki Adnan Derviş, yaptığı açıklamada, son 3 bayramı Türkiye'de geçirdiğini söyledi.
"Suriye'deki bayramlarımız çok güzeldi"
Suriye'nin Humus kentinden 4 yıl önce Malatya'ya geldiği anlatan Ragıp el-Şaban ise kendilerini bu olanakları sağlayan herkese teşekkür etti.
Ragıp el-Şaban, 4 yıldır bayramları vatan topraklarından ayrı konteyner kentte kutladıklarını anımsatarak, "Suriye'deki bayramlarımız çok güzeldi. Kurban keser, yemekler yapılırdı. İnşallah Suriye'deki savaş biter ve ülkemize döneriz. Siz de bize misafir olursunuz. Bunu temenni ediyorum. Herkes evinde bayram yapmak ister ancak burada da mutluyuz. İnşallah diğer bayramı ülkemizde karşılarız. Suriye'ye dönmek istiyoruz ancak durum belli değil. Dönüşümüz Allah'ın takdiri." diye konuştu.
Yusra Osman ise Suriye'deki bayramları özlediğini söyledi.
Osman, konteyner kentte de bayrama hazırlık yaptığını, yemekler, tatlılar hazırladığını kaydederek, "Suriye'de bayramlar çok güzeldi inşallah ülkemize döner ve günleri tekrar görürüz." ifadelerini kullandı.
"Türkiye de güzel ama vatan gibisi yok"
Suriye'nin Hama kentinden ailesiyle Malatya'ya gelen 25 yaşındaki Reyha Acıoğlan da Kurban bayramlarının ülkelerinde çok güzel geçtiğini, kurbanların kesildiğini, etlerin akrabaya ve ihtiyaç sahiplerine dağıtıldığını anlattı.
Reyha'nın annesi 65 yaşındaki Samine Acıoğlan ise herkesin bayramda memleketinde olmayı umut ettiğini ancak Türkiye'nin de kendilerinin ikinci vatanları olduğunu vurguladı.
Ülkesinde bayram kutlamayı umut eden Acıoğlan, kendilerine kapılarını açan Türkiye'ye sonsuz teşekkürlerini sundu.
İstanbul'daki Suriyeliler
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün verilerine göre, yaklaşık 3 milyon Suriyeli, Türkiye'de geçici koruma kapsamında bulunuyor. İstanbul'da ise yaklaşık 400 bin Suriyeli sığınmacı yaşıyor.
Bayram arefesinde, Suriyelilerin bazıları kaybettikleri yakınlarının, kimisi ise ülkelerinden uzakta kalmanın burukluğunu yaşıyor.
Halep'te, Esed rejimince 2013'te varil bombası kullanılan saldırıda eşi ve çocuğuyla 5 yakınını kaybeden ve adının açıklamak istemeyen 42 yaşındaki S.K, yaptığı açıklamada, Suriye'de berber olarak çalıştığını söyledi.
Bacağından yaralı S.K, 2013'te sivillere atılan bir bombadan sağ kurtulduğunu ancak kardeşini kaybettiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Bu olaydan bir süre sonra tekrar bir olay oldu. Çocuklarım ve eşimle kayınpederimin evine ziyarete gitmiştik. Bu sırada eve varil bombası atıldı. Bu varil bombası sonucu eşimi, küçük çocuğumu, çocuğumun dayısını, hanımın dayısını ve kayınvalidemi kaybettim. Ailemden 5 kişiyi kaybettim, 3 kişi ise ciddi şekilde yaralandı. Bu bombalamada 10 yaşındaki oğlum Muhammed ise iki bacağını kaybetti. Bu olaydan sonra hem Muhammed hem de kendi tedavim için Türkiye'ye geldik. Muhammed'e burada protez taktırdık ve okula başladı. Yani normal hayata başladık."
15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında çok korktuğunu belirten S.K, "Suriye'deki durumu hatırlayınca uçak ve bomba seslerinden çok korktum ve bu duruma çok üzüldüm. Bu korku ve üzüntüyle kalp krizi geçirdim. Hastaneye götürdüler, yaklaşık 1,5 ay yoğun bakımda kaldım. Daha yeni eve geldim." diye konuştu.
Yatağa mahkum olduğu için hayırseverlerin yardımıyla yaşamını sürdürdüğünü ifade eden S.K, "Kurban Bayramı'na hüzünlü giriyorum. Ailemden hiç kimse yok burada. Halbuki burada Allah ailem gibi iyi insanlar gönderdi ama öz aile gibi olmuyor. Üstelik hastayım, tedavi görüyorum. Bacağımda çok ciddi bir yara var. Yerimden bile kıpırdamıyorum. Bayramda evde kalacağım." dedi.
"Dedem bize oyuncak alıyordu"
Aynı saldırıda bacaklarını kaybeden ve Türkiye'de takılan protezlerle hayata tutunan Muhammed K. (10) ise Türkçe öğrendiğini ve okula başladığını söyledi.
Suriye'deyken bayramlarda dedesine gittiğini aktaran Muhammed K, şöyle konuştu:
"Dedem bizi alıp çarşıya gezmeye götürüyordu. Oyuncak alıyordu, insanları ziyaret ediyorduk. Bize bayramlık veriyorlardı, dayıma ve diğer akrabalara gidiyorduk. Ama burada ise yapabileceğim hiçbir şey yok. Suriye’deki bayram daha güzeldi. Burada kimsem yok zaten. Kardeşim de yok, şehit oldu. Babamla birlikteyiz işte tek başımıza. Kimsemiz yok. Ama burada bize destek oldukları için her şey için Türkiye'ye teşekkür ediyoruz."
Yaklaşık 2,5 yıl önce Türkiye'ye yerleşen evli ve iki çocuk annesi Aya Abdürrahman (26) ise Kurban Bayramı'nın Türkiye'de geçirecekleri 4. bayramları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Suriye'nin Şam kırsalından 2,5 yıl önce Türkiye'ye geldim. Evliyim ve iki çocuğum var. Çocuklarımdan büyük olan Muhammed (8) Türk okuluna gidiyor. Buradaki bayramlar çok farklı oluyor. Suriye’de bayramlarımız daha mutlu geçiyordu. Burada aileden kimse yok. O yüzden çok farklı oluyor. Bayram hazırlığımız pek yok. Sadece çocuklar için elbise falan aldık. Suriye'de bayramlarda ziyaret ettiğimiz çok kişi vardı, aile, dost vesaire ama burada sadece yeni arkadaşlar var onları ziyaret edeceğim. Annem, babam çok uzaktalar. Buradakiler de ailem gibi oldu ama çok farklı. Babam, annem ve iki kardeşim Şam'da yaşamaya devam ediyorlar."
AA