Türklerin Orta Asya'daki konargöçer yaşam tarzlarının sonucunda ortaya çıkan yaylalara göç etme geleneğinin sürdürüldüğü Doğu Karadeniz'de besiciler, küçükbaş hayvanlarını yaylalara götürmeye başladı.
Türklerin Orta Asya'daki konargöçer yaşam tarzlarının sonucunda ortaya çıkan yaylalara göç etme geleneğinin sürdürüldüğü Doğu Karadeniz'de besiciler, küçükbaş hayvanlarını yaylalara götürmeye başladı. Kimi zaman yaya yapılan bu zorlu yolculuk, yaklaşık bir ay devam edecek.
Geçmişte hayvancılıkla uğraştıkları için konargöçer bir hayat tarzı benimseyen Türkler, tarihte yurt edindikleri 1000 ile 2000 rakım arasındaki Orta Asya'da, mayıs ayı sonu ile haziran ayı başında havalar ısınınca yünlü derisi ve yağlı vücudu sebebiyle küçükbaş hayvanlarının sıcaklardan bunalması ve alçak kesimlerde otlakların azalması yüzünden günümüzde yayla olarak adlandırılan "yaylak"lara göç ediyordu.
Göç öncesi hayvanlarını süsleyip çeşitli ritüellerle yaylalara giden Türkler, yaklaşık 3-3,5 ay kaldıkları yaylalarda hayvanlardan geçimlerini sağlamak için süt, peynir, yağ, yün gibi ürünler elde edip sonbaharda havaların soğumasıyla düşük rakımlı kışlaklara inerdi. Dönerken hayvanlardan ürettikleri ürünleri, göç yollarında kurulan panayırlarda satarak kışlık ihtiyaçlarını karşılayan Türkler, kışı ise "kışlak" olarak adlandırılan düşük rakımlı kesimlerde geçirirdi.
Anadolu'nun yurt edinilmesiyle Türklerin Orta Asya'dan beri süregelen göç geleneği, hala Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde sürdürülüyor.
Doğu Karadeniz'de hayvancılıkla uğraşan besiciler de mayıs ayının ortalarından haziran ayının ortasına kadarki yaklaşık bir aylık süreçte sahil kesimlerinden sürüleriyle yaylalara göç ediyor.
Havaların ısınmasıyla yaylalardaki karların erimesi ve taze otların çıkmasının ardından besiciler, hayvanlarını yeşilin her tonunu barındıran, tertemiz havası, doğal kaynak suları olan doğa harikası Doğu Karadeniz'deki yaylalara götürmeye başladı.
Göç öncesi hayvanlar süsleniyor
Göç öncesi tarihte olduğu gibi koyun, kuzu, keçi ve oğlaklarını, yaylalardaki sisli havada kaybolmaması için ince sesi olan ''zil'' ile daha kalın sesi bulunan oval şekildeki ''kelek''lerin yanı sıra püsküller ve ''yoşa'' denilen boyalarla süsleyen besiciler, yaylalardaki evlerine doğru yola çıktı.
Yaklaşık 6 ay hayvanları ile yaylada kalacak besiciler, havaların soğumasıyla yeniden sahil kesimlerine geri dönecek.
Yörede, küçükbaş hayvanları sayıca çok olan besiciler, bu yolculuğu hayvanların kamyon kasasında zarar görmemesi için yaya yapmayı tercih ederken koyun ve kuzu sayısı az olanlar ile inek besleyenler kamyonlarla yaylalara gidiyor. Yaya yapılan göç yolculuğunda küçükbaş hayvan sürülerini yol güzergahındaki çayırlarda otlatan besiciler, yolculuk bitene kadar da geceleri kurdukları çadırlarda geçiriyor.
Yaylaya ulaşınca hayvanlarını geniş arazilerdeki otlaklar ve ırmaklardaki buz gibi sular ile buluşturan besiciler, kendileri ise araçlar ile getirdikleri erzaklarla yayla evinde yaşamlarını sürdürüyor.
AA