Klorun duş alırken sıcaklığa bağlı olarak buharlaştığını ve solunum yoluyla alındığını belirten Uzkut, bu durumun insan sağlığını tehdit ettiğini söyledi. 

Konuyla ilgili yazılı açıklama yapan Uzkut, çeşitli salgın hastalıklara neden olan mikrooarganizmaları önlemek amacıyla uygulanan klorlama işleminin sağlıksız olamasına rağmen ekonomik olduğu için kullanıldığını söyledi. Belediyelerin, olması gereken litrede 5-20 miligram seviyesinden çok daha fazla klor kullandılarını belirten Uzkut, "Musluk sularının pH değeri genellikle pH 7'den düşük yani asidiktir. Klor sudaki bazı organik maddelerle birleşip onları oksisde ederek insan sağlığı için son derece zararlı bir madde olan 'Trihalometan' gibi ürünlerin oluşmasına neden olur. Klorlu suyu vücudumuza sadece içerek değil banyo yaparak da alırız. Yapılan araştırmalara göre duş suyu sıcaklığı 42 dereceye ulaştığında kloroformun ve trichloretilenin yüzde 80'i buharlaşmakta ve buharlaşan klor, solunum yoluyla da dolaşımımıza geçmektedir. İçtiğimiz su kadar hatta daha da tehlikeli olan duş ve yıkanma sırasında alınan kanserojen klor ve klor türevleridir ve bu atıklar vücudumuzda birikmektedir." diye konuştu.

Klorlama yönteminin artık Avrupa ülkelerinde kullanılmadığını belirten Uzkut, Antalya'nın öncü olarak maliyeti pahalı olsa da ozonlama ve UV sistemine geçmesini önerdi. Uzkut, az da olsa kullanan turistik tesislerin olduğuna dikkat çekerek klor kullanan bu havuzların adeta zehir saçtğını kaydetti. Öte yandan havuz denetimlerinin sadece klorlamaya yönelik yapılmasını eleştiren Uzkut, "Daha sağlıklı olan ozonlama sistemini kullanan havuzlara klor kullanılmadığı için ceza kesiliyor. Bu konuda yeni yönetmelik düzenlemelerine de ihtiyaç var." dedi.