Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "YÖK'de ciddi bir reforma ihtiyacımız var. Önümüzdeki süreçlerde inşallah Türkiye bunu başarır. Çok daha modern, çağdaş bir yükseköğretim sistemi oluşur" dedi.
Yılmaz, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, Gençlik ve Spor Bakanlığı, internet suçları, İGDAŞ'ın özelleştirilmesi, Sağlık Bilimleri Üniversitesi kurulması, Kızılay ve Yeşilay ile ilgili düzenlemeleri de içeren "Torba Kanun" teklifinin maddeleri üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.
Sağlığın hizmet, eğitim ve kalkınma boyutu olan önemli bir alan olduğunu ve hizmet boyutu itibariyle de son 12 yılda önemli ilerlemeler kaydedildiğini belirten Yılmaz, bunu TÜİK aracılığıyla doğrudan vatandaşların memnuniyetini ölçerek gördüklerini söyledi.
Yılmaz, 12 yıl önce sağlık alanında yüzde 40'ın altında olan memnuniyetin en son ölçümlere göre yüzde 75'e kadar ulaştığını ifade ederek, bu ilerlemede reform, yenilik, hastanelerin birleştirilmesi ve birçok başka alanda yapılan çalışmaların etkileri olduğunu kaydetti.
Yılmaz, muhalefetin itirazları üzerine, "Bu TÜİK'in ölçümleri. Biz tarafsız bir ölçüm olarak yapıyoruz. İsterseniz gelirsiniz teknik detaylarına da birlikte bakabiliriz" karşılığını verdi.
"Bu endişeye katılmıyorum"
Şu anda 133 bin doktor olduğunu belirten Yılmaz, ihtiyaç duyulan doktor sayısında da Sağlık Bakanlığı'nın yaptığı hesaplamalarda 200, 210 bin civarında bir rakamın telaffuz edildiğini söyledi.
Yılmaz, Türkiye'de 100 bin kişiye düşen hekim sayısının 174, AB'de 346, OECD'de 321 olduğunu ifade ederek, şöyle devam etti:
"Dolayısıyla bizim mevcut ortalamamızda OECD arasında halen önemli bir farklılık var. Burada tabi politika olarak biz doktorlarımızın ve sağlık personelimizin sayısının artması gerektiğini öngördük. Geçmişte yapılan çalışmalarla önemli oranda kontenjanlar ve fakültelerin sayısı arttı. Bugün önemli bir yere gelmiş durumdayız."
Konuşmalarda "Mezun olanlar işsiz mi kalacak" diye bir endişenin dile getirildiğine işaret eden Yılmaz, "Ben hiçbir şekilde bu endişeye katılmıyorum. Halen ciddi bir açığımız var. Yani 67 bin, 77 bin civarında, o ölçeklerde bir açıktan bahsediyoruz" dedi.
Sağlığa yeni bir ekonomik alan olarak baktıklarını belirten Yılmaz, şunları kaydetti:
"Bir taraftan ülkemizin ihtiyaçlarını karşılarken bir taraftan da sağlık turizmi, sağlık endüstrileri diye bir kavram var. İlaç ve tıbbi cihaz üretimini yurtiçinde artırmak istiyoruz. Cari açığımızın kapatılması adına da önemli bir alandır. Son kalkınma planımızda da biz dönüşüm programlarını yaparken sağlık endüstrilerini ve sağlık turizmini de Türkiye'nin önemli alanlarından biri olarak tespit etmiş durumdayız. Dolayısıyla bir taraftan devletimizin yaptığı şehir hastaneleri diğer taraftan normal kanallarla yaptığımız yatırımlar, özel sektörün yaptığı yatırımlar ve üniversitelerimiz."
"Herkesin mutabık olduğunu gördüm"
Yılmaz, bazı konuşmaları dinlerken YÖK konusunda herkesin mutabık olduğunu gördüğünü ifade ederek, şunları söyledi:
"Doğrusu onu mutlulukla dinledim. YÖK'de ciddi bir reforma ihtiyacımız var. Bu tabi anayasal bir değişiklik gerektiriyor. İktidarıyla, muhalefetiyle bugüne kadar yapılamamış belki gerçekten bir eksiklik. Keşke iktidarla muhalefet arasında hep uzlaşma olsa ve anayasayı değiştirsek, YÖK sisteminde ciddi değişiklikler yapsak. Bu hepimizin ortak arzusu ama bugüne kadar maalesef olmadı. Önümüzdeki süreçlerde bunu inşallah Türkiye başarır. Çok daha modern, çağdaş bir yükseköğretim sistemi oluşur.
Mevcut sistem içinde de yapılabilecek işler var, kanunla düzenlenebilecek işler var. YÖK, anayasa her şeyi çok detaylı düzenlemiş değil. Maddeye baktım ve 'bazı hususlarda kanunla düzenlenir' diyor. Bu kanunla düzenleme imkanını biz sistemimizi daha ileriye taşımak için en azından daha çoğulcu bir yapıya doğru kullanmak durumundayız."
Yeni bir üniversite kurulduğunu belirten Yılmaz, teklifte buna ilişkin yer alan maddede muhalefetin de eleştirilerini dikkate alarak düzeltmeler ve değişiklikler yapıldığını kaydetti. Yılmaz, bu üniversitenin akademik bakımdan tamamen YÖK sistemi içinde devam edeceğini, rektör atamalarından akademik diğer işlemlere kadar YÖK sistemi içinde bir üniversite olarak tarif edildiğini belirtti.
Yükseköğretim alanında Türkiye'deki reformların devam etmesi ve çeşitliliğin artırılması gerektiğine inandığını vurgulayan Yılmaz, "Böyle tek tipçi bir mantık doğru değil. 'Bütün üniversitelerimiz tek bir tip olsun, tek şekilde olsun' diye düşünmek bugünkü dünyanın gerçeklerine de ihtiyaçlarımıza da uygun değil" diye konuştu.
Yılmaz, ayrıca konuşması sırasında muhalefetin eleştirileri üzerine, "Bu seviyede tartışacaksak isterseniz hiç tartışmayalım. Ama biz bu ülkenin kalkınmasından, gelişmesinden bahsediyoruz" karşılığını verdi.
AA