Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, evinden hırsızlık yapıldığını söyleyen bir vatandaşın sadece şüpheye dayalı olarak 'Hırsızlık yaptı' diyerek davacı olduğu kişinin açtığı manevi tazminat talebini geri çeviren yerel mahkeme kararını bozdu.
Yargıtay kararında, "Bir konuda şikayet hakkının kullanılmasından önce, yeterince ve ciddi olguların varlığının belirlenmesi; acele davranılmaması ve kayıtsızlık da gösterilmemesi gerekir. Davacı yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekir." denildi.
2010 yılında Kuşadası'nda evinde hırsızlık meydana gelen bir vatandaş, olayla ilgili polisi arayarak hırsızlığı yaptığını düşündüğü kişiyi ihbar etti. 'Hırsızlık'la itham edilen vatandaş, haksız olarak hırsızlık suçlaması yapıldığı ve soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek yargıya müracaat etti. Zan altında kalan şüpheli, haksız eylem sebebiyle Kuşadası 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne müracaat ederek ihbarcı ev sahibinden manevi tazminat talep etti. Mahkeme, tazminat talebini geri çevirdi. Kararı davacı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden inceleyen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, dosya kapsamından, davalının evinden hırsızlık yapıldığı ve davacıdan şüphelendiğini belirttiği; oluş konusunda, davalının öznel değerlendirmeleri dışında hiç bir emarenin mevcut olmadığının anlaşıldığına dikkat çekildi.
Yargıtay kararında şu ifadelere yer verildi: "Hırsızlık gibi ağır sonuçlar doğurabilecek bir konuda şikayet hakkının kullanılmasından önce, yeterince ve ciddi olguların varlığının belirlenmesi; acele davranılmaması ve kayıtsızlık da gösterilmemesi gerekir. Somut olayda, salt şüpheye dayalı olarak şikayette bulunulmuştur. Davacıların kişilik hakları ile davalının şikayet hakkı arasındaki çatışan yararlar dengesi, davacı aleyhine bozulmuş ve davalı bakımından hukuka uygunluk nedeni de gerçekleşmemiştir. Şu durumda, davacılar yararına uygun bir miktar manevi tazminat takdir edilmesi gerekir. Karar, açıklanan nedenlerle yerinde görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. Temyiz olunan kararın bozulmasına oybirliği ile karar verilmiştir.