Destici, partisinin Gerede ilçesindeki otelde düzenlediği çalıştayda, bütün iktidarların ya da seçime katılan siyasi partilerin yeni anayasa vaadinde bulunduğunu söyledi.

"30 yıldan fazla bir süredir Türkiye, cunta anayasasıyla yönetiliyor" diyen Destici, şunları kaydetti:

"Maalesef şu anki iktidar tek başına anayasal çoğunluğu, bundan öncekiler tek başına iktidarı elde etmiş olmasına rağmen ya da koalisyon iktidarları döneminde bu sayıya ulaşılmış olunmasına rağmen hiçbirisi de bugüne kadar millete verdiği sözü yerine getirmedi. Türkiye, hala darbeci ve cuntacıların yapmış olduğu 82 Anayasası ile yönetiliyor. Türkiye’nin tam demokratikleşememesi, hukuk üstünlüğünün tam uygulanamaması ya da hukukun üzerindeki baskının kalkmaması ve kuvvetler ayrılığı prensibinin tam işlemiyor olmasının en önemli ve büyük sebebi sivil demokratik anayasaya kavuşamamış olmasındandır.

Türkiye’deki tüm iktidarlar kendine göre anayasa, yasalar, yasama, yürütme, hukuk sistemi ve hukuk adamları topluluğu istemiştir." Destici, çözülemeyen en önemli problemler arasında Siyasi Partiler Yasası ve Seçim Kanunu'nun bulunduğuna dikkati çekti. İşsizliğin de önemli sorunlar arasında yer aldığını öne süren Destici, yüzde 9-10 olduğunun söylenmesine karşın, gerçekte yüzde 30'ların üzerinde olduğunu iddia etti.

Çözüm süreci

Destici, 2 yıldır çözüm sürecinin yürütüldüğünü anımsatarak, "Milletin büyük oranı bu sürecin çözüm süreci değil, çözülme, ayrışma ve bölünme süreci olduğuna inanmakta. Bütün araştırmalar, anket çalışmaları bunu net ortaya koymakta" diye konuştu. Sürecin başında deklare edilen, PKK’nın sınır dışına çekilmesi, silah bırakması ve eylemsizlik kararlarının şimdiye kadar gerçekleşemediğini savunan Destici, şöyle devam etti: "Tam tersine, bu dönemde PKK’ya büyük tavizler verildi. PKK’nın meşrulaştığı, bu dönemde her anlamda daha da güçlendiği ve Türkiye’nin bir bölgesinin fiili özerk haline geldiği, mahkemelerin, vergi dairelerinin kurulduğu, yolların kesildiği, birtakım gözaltı hadiselerinin yaşanmaya başladığı bütün Türkiye’nin malumu haline gelmiştir. Bütün bunlar da milletin bu süreçten umudunu kesmesine ve bu süreçten 'Türkiye zarar görecek'  algısının yerleşmesine sebep olmuştur.