Ağrı Belediyesi Eş Başkanı DBP'li Sırrı Sakık, 15 Temmuz darbe gecesi sokağa ilk çıkan olduğunu anlatırken, "Genetik mirasımızda darbelere ve darbecilere karşı tavır koymak var" dedi.
Aralarında sık sık ve sert tartışmalar olan Vali Musa Işın ile Belediye Eş Başkanı Sırrı Sakık'ın 15 Temmuz darbe girişimi gecesi bir araya gelip, fikir alışverisinde bulunduğu belirtildi. Sakık, darbe girişimini öğrenir öğrenmez Vali Musa Işın'ı cep telefonu ile arayıp ne yapmaları gerektiğini sorduğunda 'direneceğiz' diyen Vali Işın'a destek verdiğini söyledi. Bir süre sonra Vali Işın'ı makamında ziyaret ederek fikir alışverişinde bulunduklarını anlatan Sakık, "Türkiye'nin bu darbecilerden kurtulması için, bir ortak uzlaşma oluşması gerekiyor. Bu güne kadar da bu oluşmadı. Aslında bütün siyasi partiler, halka taahhütleri darbecilerden ve darbe anayasasından hesap sorulacağını söylemelerine rağmen, ne yazık ki bu güne kadar hala 12 Eylül ihtilalın Anayasasıyla bu ülkeyi yönetiyoruz" diye konuştu.
15 Temmuz'da ki başarısız darbe girişimi gecesi yaşananları anlatan Başkan Sakık olayı duyar duymaz ilk olarak Vali Işın'ı telefonla aradığını ifade ederken şunları söyledi:
"Vali beye 'Elimizdeki bilgiler ne?’ dedim. Vali bey ‘Darbeye teşebbüs var. Nereye gidiyorsunuz?' dedi. Ben de kendisine, 'Genetik mirasımızda, darbelere ve darbecilere karşı tavır koymak var. Ben de vilayete geliyorum' diyerek ben ve özel kalem müdürüm valilik binasının gittik. Daha sokağa bir tek insan bile çıkmamıştı. Sadece vali Bey vardı. Uzun süre makamda kaldık, orada bu olayın çalışmaları yer alıyordu. Biz de zaman zaman valinin makamından ayrılıp, tekrar geri geldik."
"80 DARBESİNDE İLK İŞKENCE GÖREN BENİM"
Darbeye karşı Ağrı halkının 7’den 70’e büyük bir birliktelik oluşturduğunu ifade eden Sırrı Sakık, oldukça genç olduğu 1980'deki darbenin ilk saatlerinde gözaltına alındığını ve işkence gördüğünü, darbecilerin zulmüne maruz kalmış biri olduğunu söyledi. Sakık şöyle konuştu:
"Bu darbe ve darbeciler ülkenin demokratikleşmesini bir türlü hayata geçirmek isteyenlere, hayat hakkı tanımadılar. İşte hep biz sesimizi yükselttik. Türkiye'nin bu darbecilerden kurtulması için, bir ortak uzlaşma oluşması gerekiyor. Bu güne kadar da bu oluşmadı. Aslında bütün siyasi partiler, halka taahhütleri darbecilerden ve darbe anayasasından hesap sorulacağını söylemelerine rağmen, ne yazık ki bu güne kadar hala 12 Eylül ihtilalin Anayasasıyla bu ülkeyi yönetiyoruz."
DHA