TBMM Başkanı Çiçek, "Yaşadığımız coğrafyada tek terör örgütü DEAŞ değil, ondan evvel, bizim 40 bin vatandaşımızı katleden PKK terör örgütü var" dedi.
Resmi ziyaret için Fransa'da bulunan Çiçek, Türkiye'nin Paris Büyükelçiliğinde basın toplantısı düzenledi.
Fransa Ulusal Meclisi ve Senato'daki görüşmeleri hakkında bilgi veren Çiçek, Fransa'ya uzun zamandır Meclis Başkanlığı düzeyinde ziyaret yapılmadığının altını çizdi.
Çiçek, Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Türkiye ziyaretinden sonra ikili ilişkilerin canlandığını bu canlanmanın, ekonomik ilişkilerin de canlanmasına yol açtığını ifade etti.
Paris'te Ocak ayı başında yaşanan terör saldırılarında Türkiye'nin en net tavrı koyan ülkeler arasında yer aldığına işaret eden Çiçek, bu bağlamda terörle mücadelede tek bir ülkenin çabalarının yetersiz olduğunun uluslararası bir çabanın gerekliliğinin ortaya konulduğunu dile getirdi.
Çiçek, Türkiye'nin uzun süredir bu uluslararası işbirliğini dünyaya anlatamaya çalıştığını ama bu işbirliğinde de terör örgütleri arasında ayırım yapılmaması gerektiğini söyleyerek şöyle konuştu:
"Tek bir ülkenin gayreti terör belasını defetmeye yetmiyor. Türkiye 30 senedir yaşadığı acı tecrübelerden sonra tüm dünyaya anlatmaya çalıştı ama yeterli sonucu elde edememiştik. Gelinen bu noktada herkes uluslarası işbirliğine vurgu yapıyor. Bizim açımızdan bakıldığında terör örgütleri arasında bir ayırım yapmak doğru değil. Terör terördür. Bunun önüne arkasına cümle koymak, şarta bağlamak doğru değil. Biz diyoruz ki 'terörün her türlüsüne karşıyız.' Dolayısıyla yalnızca tek bir terör örgütünün üzerinde durmamak lazım. Yaşadığımız coğrafyada tek terör örgütü DEAŞ değil. Ondan daha evvel, bizim 40 bin vatandaşımızı katleden PKK terör örgütü var. Şimdi DEAŞ'e karşı savaşıyor görüntüsü altında PKK'nın terör örgütü olduğu gözardı edilemez, ona meşruiyet kazandırılmaz. Bize görer terör örgütü akreptir, fırsat bulduğunda herkesi sokar."
"Bizim AİHM'den beklentimiz, konuya hukuk açısından bakmasıdır"
Çiçek, 24 Nisan'da yüzüncü yılı anılacak Ermeni iddialarına ilişkin de tarihçilerin karar vermesi gerektiğini dile getirdi.
"Türkiye'nin Ermeni halkıyla bir sorunu yok. Esas mesele diasporanın dünyada Ermenistan'ın da politikalarını ipotek altına alan bir karalama kampanyasını sürdürmesidir" ifadesini kullanan Çiçek, bazı grupların da bu karalama kampanyasından nemalandığını, adeta bu olayı bir ekmek kapısı haline getirdiklerini söyledi.
Çiçek, AİHM'de görülen "Doğu Perinçek Davası"nın siyasete alet edilmemesi gerektiğini ifade etti.
Çiçek, "Bizim AİHM'den beklentimiz konuya hukuk açısından bakmalıdır" yorumunda bulundu.
"Herkes kısrağını kısa bağlasın"
Paris saldırılarından sonra Fransız basınında yer alan Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlayamadığı yönündeki iddialara da cevap veren Çiçek, her ülkenin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiğinin altını çizerek şöyle konuştu:
"DEAŞ saflarında savaşan 80'den fazla ülkeden terörist var. Türkiye kendi imkanlarıyla 7800 civarında kişiyi Türkiye'ye giremezler listesine aldı. 30'u Fransız vatandaşı olmak üzere, bin 100'den fazla kişi de sınır dışı edildi. Böyle bir kaos ortamında bu problemin çözümünü tek başına Türkiye'ye yüklemek haksızlık olur. Kaynak ülkeleri kendi vatandaşlarını iyi takip etmeli. Anadolu'da bi tabir vardır; 'herkes kısrağını kısa bağlasın.' Kendi kısrağını serbest bırakıp birilerini suçlamak gerçeği değiştirmez."
Görüşmelerde, Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne üyelik süreci konusunun da görüşüldüğünü belirten Çiçek, Türkiye'nin üyeliğinin hem Türkiye'ye hem de AB'ye fayda sağlayacağını dile getirdi. Çiçek, şu anda Türkiye'nin önünde neredeyse müzakere edecek başlığın kalmadığını, bloke edilen fasıllarla ilgili Fransa'nın daha pozitif katkı vermesi gerektiği yönündeki beklentilerini de görüşmelerde dile getirdiklerini kaydetti.
Çiçek ayrıca, 2015 yılının Türkiye-Fransa arasında ayrı bir öneminin bulunduğunun altını çizerek, Türkiye'den Fransa'ya göçün 50. yıl dönümü olduğunu vurguladı.
Bu kapsamda da Türk vatandaşlarıyla bir araya geleceklerini kaydeden Çiçek, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarından, yaşadıkları topluma yararlı bireyler yetiştirerek entegre olmaları, iyi yerlere gelmeleri ve Türkiye'yi en iyi şekilde temsil etmeleri gibi beklentileri olduğunu da sözlerine ekledi.
AA