MHP Grup Başkan Vekili Oktay Vural, maliyetiyle tartışma ve tepkilere neden olan cumhurbaşkanlığı köşkü Aksaray'ın huzurevine çevrilmesini istedi.
Vural, Aksaray'ın huzurevi olması durumunda, burada yaşlılara daha iyi hizmet sunulacağını ve Türkiye'nin geleceği için daha faydalı olacağını kaydetti.
MHP Manisa İl Başkanlığı'nın, Manisa Büyükşehir Belediyesi Fuar Merkezi'nde gerçekleştirilen 11. Olağan Kongresi'nde konuşan MHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Oktay Vural, Recep Tayyip Erdoğan'ın 10 Ağustos'ta cumhurbaşkanı seçildiğini, cumhurbaşkanı olurken TBMM'ye geldiğini, burada 'görevlerimi tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum ve şerefim üzerine ant içerim' dediğini hatırlattı.
Cumhurbaşkanının, namus ve şeref üzerine yemin ettiğini dile getiren Vural, "Tarafsız olacağına yemin ettin. Şimdi cumhurbaşkanı maalesef adeta bir parti devletinin cumhurbaşkanı gibi hareket ediyor. Sadece kendisine oy verenlerin cumhurbaşkanı gibi hareket ediyor. Cumhurbaşkanı makamı, bir parti devleti makamı değildir. Cumhurbaşkanı makamı partililerin bir makamıdır, o Türk milletinin ve devletinin açıkçası birliğini temsil eder. Ama maalesef cumhurbaşkanı kendisine verilen bu görevi yerine getirmiyor. Bu ülkede başbakan yok, aslında ortada bir cumhurbaşkanı da yok. Cumhurbaşkanı görevini yapmıyor, Başbakan görevini yapmıyor. Sayın Cumhurbaşkanı, sen kalkıp miting meydanlarında yok başkanlık sistemi, yok daha ne olsun. Allah aşkına Bakanlar Kurulu'na başkanlık yapan sizsiniz. Her şeyi elinizde. Daha ne istiyorsunuz." dedi.
Cumhurbaşkanlığı makamının huzursuzluk makamı, istikrarsızlık makamı, dolar spekülatörlerinin faydalanacağı lafların çıkarıldığı bir makam olmaması gerektiğinin altını çizen Vural, "Ama en iyisi cumhurbaşkanlığı, hani bu köşk ne olacak diye bir şey söyleniyor ya. Benim de bir önerim var. Vallahi bu cumhurbaşkanlığı köşkünü kaç oda var, bin 150, bin 400, sayısını tam bilmiyorum gerçi ya. Vallahi en iyisi burayı huzurevine çevirelim. Huzurevi yapalım, huzurevi olsun. Hiç olmazsa orada yaşlılarımıza daha iyi hizmetler de sunulur. Bin 300, bin 400 oda ise hiç olmazsa 2 bin 600 kişi rahatlıkla kalabilir. Türkiye'nin geleceğine gerçekten daha faydalı iş olur. Cumhurbaşkanı da huzursuzluk ve istikrarsızlık kaynağı olmaz. O bakımdan buradan Cumhurbaşkanını uyarıyorum." şeklinde konuştu.
Partiler arasında rekabet yapacaklarını, anlatacaklarını belirten Vural, "Ama cumhurbaşkanı denge, denetim için önemli. Devleti ve milleti temsil eden bir makamın bir siyasi parti lehine propagandalara girmesi, propaganda yapması her şeyden önce namus ve şeref üzerine yapılan yemine aykırıdır. Gerçi biz bu yemine 'PKK'lılarla görüşecek kadar namussuz ve şerefsizlerden değiliz' dendiği zaman bu yeminin ne olduğunu, şerefin ve namusun ne olduğunu anladık ama olsun cumhurbaşkanı makamı önemli bir makamdır. O bakımdan sayın Cumhurbaşkanı, cumhurbaşkanlığını yapınız." diye konuştu.
Bu milletin bir başkanlık sistemine ihtiyacı olmadığını kaydeden Vural; milletin demokrasiye, hürriyete, özgür medyaya ihtiyacı olduğunu vurguladı. Vural, şöyle devam etti: "Bugün maalesef bu güzelim ülkemizde hepinizi makul şüpheli haline dönüştürdüler. Bu güzelim ülkemizde medya özgür değil. Bu güzelim ülkemizde insanlar düşünce ifade hürriyetini kullanamıyor. Bu güzelim ülkemizde yargının ayağında prangalar var. Yargı siyasallaşmış. Manisa'daki bir kardeşim 'adaleti yargıda arayalım' deyince, 'Nerede arayacağız, AK yargıda mı, paralel yargıda mı arayacağız' diye endişe içerisinde. Onun için Türkiye'nin çok daha önemli sorunları var. Türkiye'nin bir başkanlık sisteminden ziyade demokrasiye, adalete, hukuka, hukuk devletine, özgürlüklere, özgür medyaya ihtiyacı var. Başkanlık sistemi tartışmaları, İmralı ile yapılan müzakereler neticesinde ortaya çıkan bir tartışmadır. İmralı tutanakları açıklandığı zaman, başkanlığa yol veririz diyerek, başkanlığını kabul ederiz diyerek, özerkliği verin, başkanlığı alın demenin bir parçasıdır. Başkanlık eyaletle federatif sistemlerde kullanılır. Onun için başkanlık sistemi İmralı ile özerklik vaadi yapan Türkiye'yi bir federasyona dönüştürmek isteyen bir projenin adıdır.
Türkiye'nin bir başkanlık sistemine ihtiyacı yok. Birisi isteyebilir, İmralı isteyebilir. Özerklik vaadiyle başkanlığa yol verelim vaadiyle buna geçit vermek isteyebilir ama Türkiye'nin sanal tartışmalarla geçirecek vakti yoktur. Türkiye'nin başkanlık sistemine tartışması sanaldır. PKK terör örgütünün istek ve arzularını yerine getirmek, özerklik ve federasyona götürecek bir sürecin açıkçası en önemli unsurlarından birisidir. Biz burada inadına Türkiye Cumhuriyeti, inadına milli devlet, inadına bölünmez bütünlük diyeceğiz, devam edeceğiz. Manisalı iradesi Diyarbakır'da da Manisalı olacak. Diyarbakırlının iradesi Karadeniz'de de olacak. Biz bölünmez bir bütünüz. Onun için başkanlık ile ilgili iddialar doğrudan doğruya cumhurbaşkanın bu seçim döneminde, seçim propagandasına dahil olması için uydurulmuş bir tartışmadır. Ciddiyetten uzaktır, Türkiye'nin bu tür tartışmalarla kaybedecek bir vakti söz konusu değildir."