Millet İttifakı’nın CHP’li adayı Ekrem İmamoğlu Pazar 23 Haziran’da yenilenen İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini bu kez 806 binden fazla oy farkıyla kazandı, mazbatasını alarak göreve başladı.
Yeniden göreve gelişinin ilk gününde İBB Genel Sekreteri Hayri Baraçlı ve yardımcıları “yönetimin kendi ekibiyle çalışmasının önünü açmak” için istifalarını açıkladı. Ekrem İmamoğlu, Erdoğan’a da çağrı yapmıştı. İmamoğlu, “Ben seçim öncesinde vatandaşlara anlattığım yol haritasına uygun olarak sizinle uyum içerisinde çalışmaya hazırım ve buna talibim. Bunu tüm İstanbullular önünde duyuruyorum” dedi. Erdoğan bu çağrıya olumlu bir cevap vermedi. BBC’nin haberine göre yerel yönetimler hukuku üzerine çalışan Dr. Zülfiye Yılmaz da merkezi yönetimle yerel yönetimler arasında bir uyumsuzluğun ortaya çıktığını söylüyor.
Ankara ve İstanbul hesapları tersine döndürdü
Dr. Zülfiye Yılmaz, “Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine uyumlu olarak gücü başkanlarda toplayacak bir model hazırlığı yapıyorlardı geçen yıldan beri. Nitekim Nisan’da Gaziantep Büyükşehir Belediyesi, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçtiğini açıkladı örneğin, hiç tepki toplamadı. “Başkan ve yardımcıları belediye yönetiminde etkin olacak, meclis bir tür pasif tasdik makamına dönecek. Ama özellikle Ankara ve İstanbul’da hesaplar tersine dönünce, bu kez ‘meclisler güçlü, bloke ederiz’ söylemine döndüler.” Zülfiye Yılmaz, meclislerin güçlü olmasında bir olumsuzluk bulunmadığına dikkat çekerek, “Önemli olan, her iki organın çıkarı değil, yetkilerin, temsil edilen nüfus yararına kullanılması. Bu da taraf olduğumuz özerklik şartının 3. maddesinin gereğidir” dedi. Dahası, iki organ arasında çatışma ve sonunda uyumun bir fırsat olduğunu düşünüyor.