Hükümetin çıkardığı yeni yatırım teşvik paketini tanıtım turları devam ediyor. Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan kalabalık bir iş adamı heyetini yanına alarak Muş, Şanlıurfa, Van, Çanakkale ve Diyarbakır’da teşvikleri anlattı.
Bu programların Van ve Diyarbakır ayaklarını Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM), dâveti üzerine takip etme imkânımız oldu. Ekonomi Bakanı Çağlayan’ı iki toplantıda da dinledik. Bakan, her iki toplantıda da teröre inat yatırımların devam edeceğini vurguladı. Bakan, hükümetin yatırımcıya getirdiği yatırım kolaylıkları, vergi ve prim indirimlerini anlattı. İhracatçılar, iş adamları, sanayiciler de birlik ve beraberliğimize kast etmeye çalışan teröre karşı yatırımların en iyi cevap olacağına dikkat çekiyor. Yeni yatırım teşvik paketi, 6. Bölgedeki illerimize büyük fırsatlar sunuyor. İhracatçılar, iş adamları, sanayiciler bunun farkında bu yüzden 6. Bölgedeki iş fırsatlarını yerinde incelemek yerel sektör temsilcileriyle iş yapmak için bu tanıtım turlarına yoğun ilgi gösteriyor. Bu bölgelere umut olmak, yatırım ve işsizliği önlemek için kafa yoruyorlar. Beklenti yeni yatırım teşviklerinin meydana getirdiği elverişli iklim sayesinde 6. Bölgedeki illerimize yeni yatırımların yapılması, temelleri atılacak fabrikaların yükselmesi... Birçok sektör temsilcisi de buna inanıyor.
Bu sektörler arasında yoğun işgücü gerektiren tekstil ve hazırgiyim öne çıkıyor. Toplantıların Van ayağında Van ekonomisine büyük katkı sağlaması beklenen Tekstil Kent’in alt yapı çalışmaları konuşuldu. Atılacak adımlar masaya yatırıldı. Aynı şekilde Diyarbakır için de tekstil ve hazır giyim gibi emek yoğun sektörlerle daha çok sayıda kişiye iş ve aş verilmesi hedefleniyor. Bölgede öne çıkan diğer sektörler ise tarım, hayvancılık, gıda sanayi ve madencilik. Ortadoğu, Güney ve Orta Asya ile Uzak Doğu kısaca İpek Yolu güzergâhındaki ülkeler önemli pazarlar. Bu bölgedeki ülkede üretilecek mallar, bu pazarlara kolayca sevk edilebilir... Bir de turizm. Tabi bir de işin turizm yönü var... Turizm için ise her şeyden daha fazla güvenlik şart...
***
Madalyonun öteki yüzüne gelince orası biraz karışık. Bölgedeki en büyük sıkıntı güvenlik. Yatırımcılar terörle, hiçbir yere varılmayacağına vurgu yapıyor. Hep birlikte, el ele, fabrikalar kurarak, iş ve aş meydana getirerek kardeşliği pekiştirip, Türkiye’yi özellikle geri kalmış illerimizi kalkındırmak istiyorlar. 6. Bölgenin cazip desteklerinden faydalanarak yeni teşviklerle kalkınan illeri ve Türkiye’yi hayal ediyorlar. Ama burada duraklıyorlar. Bütün iyi niyetlerine rağmen bölgedeki yatırımların akibeti konusunda endişe hakim. Çünkü terör örgütü, bölgenin kalkınmasını kendisi için bir zemin kaybı gördüğü için şantiyeleri, iş yerlerini basıp kundaklıyor. İş adamları bunun için akan kanın bir an önce durdurulması için feryat ediyor. Yatırımın önündeki engellerin sür'atle temizlenmesini, teşviklerin bürokrasiyle boğulmamasını istiyorlar. Ve geçmiş yıllarda yapılan teşviklerin bürokratik süreçlerde nasıl boğulduğunu örnekleriyle anlatıyorlar.
Meselâ Diyarbakır Ticaret Borsası Başkanı Fahrettin Akyıl, “Hep birlikte akan bu kanı durdurmalıyız. Bu kanı durdurmazsak hep birlikte batacağız. Kimse demesin ben sorumsuzum diye. Bu kandan hepimiz sorumluyuz” dedi. Aynı şekilde Diyarbakır Ticaret Odası Başkanı Remzi Can ise, bu zamana kadar birçok kalkınma planı hazırlandığını, fakat yeterli başarının sağlanamadığını hatırlattı. Can, ticarette desteklerin arttırılması, desteklerin de bürokrasiye kurban edilmemesi gerektiğini vurguladı. Bölgenin Ortadoğu’ya açılan kapısı olan Habur’un ihtiyaca cevap vermediğini hatırlatan Can, yeni bir kapının gerekliliğini hatırlattı. Can, şiddet ortamının devam ettiği müddetçe teşvik sisteminin faydasının olmayacağına da dikkat çekti.
***
6. Bölgenin cazip desteklerine gelince sistemde az gelişmiş illeri 6. Bölge olarak tanımlıyor. Bu bölgeye yapılacak yatırımların daha avantajlı şekilde desteklenmesi hedefleniyor. Bu illerde yatırım yapacakların sigorta primi ödemeleri 10 yıl süreyle devlet tarafından karşılanacak. 6. Bölgede yatırım yapacak firmalar yatırımın yüzde 50’sine, OSB içinse yüzde 55’ine kadar tutan vergi ödeme yükümlülüğünden muaf olacaklar. Finansman desteği tavanları da yükseltilecek. 6. Bölgede 31 Aralık 2013’e kadar başlanacak yatırımlarda sigorta primi desteği 10 yıl uygulanacak. Bu tarihten sonra ise 7 yıl uygulanacak.
Yatırımcı vergi indirimi desteğini yatırım döneminde elde ettiği kazançlara da uygulayabilecek. Azamî finas destek tutarları 500-900 TL’ye kadar yükseldi. 6. Bölgedeki yatırımlarla sağlanan istihdam için asgarî ücret üzerinden hesaplanacak gelir vergisi stopajı 10 yıl boyunca devlet tarafından karşılanacak. 6. bölgede yatırım yapan SSK işveren payı, SSK işçi payı, gelir vergisi stopajından kurtuluyor. Artıları devlet üstleniyor, iş verene sadece net asgarî ücret kalıyor. Asgarî ücretlinin maliyeti 600 dolardan 350 dolara düşecek. Yeni teşvik sistemi 1 Ocak 2012’den itibaren geçerli olacak.
***
Van ve Diyarbakır’da sokakları dolaştık. Halk günlük hayatında. İşinde gücünde. İşi gücü olmayanlar ise kahvehanelerde cadde ve sokaklarda oturarak vakit geçiriyor. Van, depremin yaralarını sarmaya çalışan bir şehir. Bu yüzden sokaklar fazla kalabalık değil. Diyarbakır’da ise sokaklar ve caddeler kalabalık. Şehir tezatlar şehri görüntüsü arz ediyor. Bazı semtlerin İstanbul’dan bir farkı yok, bazı semtler çok geri kalmış durumda. Terörün de bu semtlerden beslendiğini söylemek için uzman olmaya gerek yok. Gettolaşma ile birlikte şehrin başına belâ olan terörizm buralarda yuvalanmış halde. Her iki şehir de kadim tarihî ve kültürel varlıkları kendine has özellikleri barındırıyor. Güvenlik sıkıntıları çözülebilse gerek iç gerekse dış turizm açısından inanılmaz potansiyelleri var. Van’ın muhteşem gölü var. (Vanlılar ‘deniz’ diyor.) Tertemiz ve pırıl pırıl.
Diyarbakır’ın ise surları, tarihî hanları, otantik yöresel ürünleri ... Ve muhteşem Ulu Camii... Her yıl onbinlerce turisti kendine çekebilecek potansiyele sahip. Bölgenin gizli saklı değerlerini yatırıma dönüştürmek için çalışan Doğu Anadolu ve Karacadağ Kalkınma Ajansları’nın gayretlerini de not edelim. Ankara, bürokratik bahanelerin arkasına sığınmak yerine devletle milleti barıştırmak için yeni ve köklü adımlar atmalı. Milletin kırılan kalbini kazanmalı. Bölgedeki otoritesini, silâhla sopa ile değil, kalpleri fethederek güçlendirmeli. Manevî duygular bölgede hâlâ güçlü. Diyarbakır’daki Ulu Cami’de ikindi namazını kılmak nasip oldu. Cami büyük olmasına rağmen sıradan bir günde 7’den 70’e her yaştan insanla yarısına kadar doluydu. Bölge halkının kalbine giden yol dinî duygularına hitap etmekten geçiyor... Teröre karşı başlatılan maddî yatırım hamlesi, manevî yatırımlarla desteklenmezse neticesiz kalır. Bizden hatırlatması.