Erkan Akkuş'un sorduğu "Risale-i Nur'a uygulanan bandrol meselesinde gelinen nokta nedir? Bununla ilgili "Mesele öyle değil" diye hükümet kanadından, bürokrasiden ses geliyor. Mesele nedir aslında?" sorusuna şöyle cevap verdi:

260 gündür Risale-i Nur basılamıyor, fiilen durdurulmuş durumda. Ki tarihte bunun örneği yok. Risale-i Nur'un yazılmaya ve neşre başlandığı 1926-27 tarihlerinden bugüne, en zor dönemlerde, baskıların en yoğun olduğu dönemlerde dahi olmamış bir hadise bu. Görünüşte serbest ama fiiliyatta Risale basamıyorsunuz. Yasak. Bandrolsüz bastığınız takdirde korsan kitap muamelesi görüyor. Bu, yasağın çok farklı ve ustaca kotarılmış, farklı kılığa büründürülmüş bir şekli. Risale-i Nur'u devlet tekeline alan, torba kanuna sokuşturularak meclisten çıkarılan ve Cumhurbaşkanı'nın da ilk icraatı olarak onaylayıp Resmi Gazete'de yayınlattığı devlet tekeli maddesi şuanda yürürlükte. Ama o maddenin iptali ve yürürlüğünün durdurulması için Anayasa Mahkemesi'nin vereceği karar bekleniyor. Artı, bu kanuna devlet tekeli getiren maddeye istinaden hükümetin çıkardığı bir kararname var. Bu kararnameyle eserlerin neşir hakkını Diyanet İşleri Başkanlığı'na bağladığı bir sonuçla karşı karşıyayız. Ve Diyanet geçtiğimiz günlerde Risale yayınlayan yayıncılarla bir ön toplantı yaptı, genel manada istişarede bulundu. Şuanda durum bu minval üzere devam ediyor, bir tıkanma var. Bu tıkanma henüz çözülmüş, açılmış değil.

Güleçyüz'ün bandrol engeline ilişkin açıklamalar yaptığı yayını aşağıdan izleyebilirsiniz: