Bediüzzaman düşüncesinin terörün, ırkçılığın, ayrımcılığın, kutuplaşmanın önünde bir engel olduğunu belirten İdris Bal, Bediüzzaman ile alakalı ne kadar çok program yapılırsa, kavganın terörün, ırkçılığın, tefrikanın önüne o kadar geçileceğini söyledi. Böyle bir organizasyona 14 yıl izin verilmemesinin ciddi bir aymazlık olduğunu dile getiren Bal, böyle organizasyonların daha çok yapılması gerektiğini belirterek organizasyonu düzenleyen Yeni Asya’yı tebrik etti.

Devlet tekeli demoklesin kılıcı gibi

“Eğer terörün önüne geçeceğiz diyorsak, eğer ırkçılığın fanatizmin önüne geçeceğiz diyorsak, eğer bu bölgede ve ülkemizde huzur kardeşlik ve barış tesis etmek istiyorsak bu ve benzeri programlar yapılmak mecburiyetindedir” diyen Bal, şunları kaydetti: Sevsin sevmesin herkes kabul etmeli ki Bediüzzaman bu ülkenin temel dinamiklerindendir. Bediüzzaman derken mevzu bahis olan onun fiziği değil temsil ettiği medeniyet ve düşüncelerdir. Ama ne yazık ki gelin görün ki darbe dönemlerinde yapılamayan 28 Şubat sürecinde yapılamayan bugün yapıldı ve onun eserleri devlet tekeline alındı. İşte bunu sorgulamak lazım. Ve bunu da maneviyatçı olduğunu iddia eden bir iktidar yaptı. Devlet tekeli, O bizim medeniyetimizi en iyi şekilde yansıtan Bediüzzaman’ın eserleri üzerinde demoklesin kılıcı gibi sallanıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değildir.”

Bediüzzaman iyi anlaşılmalı

Açıklamasında Bediüzzaman’ın “Biz muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok” sözünü hatırlatan Bal, bu sözün İslam düşüncesinin en güzel ve en iddialı yorumlarından biri olduğunun altını çizdi. Bal sözlerini şöyle tamamladı: “Bediüzzaman bizim inancımızın temeli olan Kur’an’ın hadislerin tefsiri anlamında iddialı ve zamanın en güzel yorumunu yapmıştır. Bu yorum diyor ki; ‘Bizim medeniyetimizde Kur’anımızda, sünnetimizde husumet yerine, öldürmek yerine kardeşlik vardır, hoşgörü vardır.’ Ve bu mesaj sadece Müslümanlara yönelik değil bütün insanlığa yönelik bir mesajdır. Bu mesaj dünyamızın en önemli ihtiyacıdır, İnsanların diğer insanların kurdu olduğu canavarı olduğu, bir dönemde böylesine biz muhabbet fedaileriyiz husumete vaktimiz yok sözü sadece bizim medeniyetimiz için değil insanlığın kurtuluşu olan temel bir reçetedir. Yani beraber yaşabilme kültürüdür, yani saygı kültürü birbirine tahammül kültürü, şiddetin fanatizmin önüne geçip onun yerine karşılıklı saygı ve empatiyi esas alan e bunun için husumete vaktimiz yok neredeyse her kurumun duvarına asılması gereken Müslim, Gayrimüslim herkesin ders alması gereken ibretli bir prensiptir. Biz bunları sadece sözle söylemek yerine Bunun gereğini yerine getirmeliyiz.”  

Gökhan Yılmaz / Yeni Asya
@mgokhanylmz