Doğu Karadeniz'in iç kesimindeki Gümüşhane'de yaylalar, bakir güzellikleri, yalçın dağları ve bozulmamış tabiatı ile ziyaretçilerini bekliyor.
Yeşilin sarp dağları bir örtü gibi sardığı gözlemlenen Gümüşhane yaylaları, sahil şeridindeki sıcak hava ve nemin etkisinden kurtulmak isteyenlere seri hava, yaratılış harikası eşsiz tabiatı ve keşfedilmeyi bekleyen tabii güzelliklerini keşfetme imkanı sunuyor.
Tabiatın dinginliği ile ziyaretçilerine huzur vadeden yaylalarda, sıcak yaz günlerine karşın, dağların tepelerinde kar kütleleri gözlemlenebiliyor.
Torul ilçe sınırları içindeki 2 bin rakımlı Saroyna yaylasında tabiatı saran yeşil bitki örtüsünün güzelliğine tarihi yayla evleri eşlik ederken, Kürtün ilçesine bağlı 2 bin 500 rakımlı Kazıkbeli yaylasında yaz mevsimine rağmen dağların zirvesinde kar görülebiliyor.
Kürtün ilçesinin bin 860 rakımdaki Beytarla Köyü de yaz mevsimiyle birlikte nemden uzak bir yaz geçirmek isteyenler için yeşile bezenmiş görüntüsüyle ziyaretçilerine alternatif oluşturmuş oluyor.
Özkürtün Beldesindeki ekmeğiyle ünlü Araköy'de ise yeşillik ile Kürtün Barajı'nın serin suları birlikte, ziyaretçiler için doyumsuz bir manzaraya vesile oluyor.
***
Tıklayınız:
Fotoğraflar ve Vecizeler...
'Gelenler mutlaka bir daha gelmek istiyor'
Kartpostallık bir manzara: Tefekkürlük Ağrı Dağı...
***
Okumak İçin Tıklayınız:
Tefekkür penceresi: Ağaçlardaki sistem hayret uyandırdı...
''Bütün insanlarımızı buraya davet ediyorum''
Bahar dahi bir çiçektir: Bahardaki haşir nümunelerine dikkat lâzımdır...
Risale-i Nur’u okuyan kâinat kitabını okuyabilir
Coğrafyacı gözüyle: Bol tefekkürlü geceler dilerim
Coğrafyacı gözüyle - 1
O dolunay
Tefekkürlük Ağrı Dağı
***
Tefekkür Penceresi...
Allah'ın Müzeyyin ((herşeyi eşsiz sanatıyla süsleyen, güzelleştiren Allah)) ve Cemil ((Sonsuz güzellik sahibi Allah)) isminin tarif edildiği Risale-i Nur'dan bir bölüm;
''...Eğer o yüksek hakikatleri yakından temâşâ etmek istersen, git, fırtınalı bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Celîl, yâ Celîl, yâ Azîz, yâ Cebbâr“ dediklerini işiteceksin.
Sonra, deniz içinde ve zemin yüzünde merhamet ve şefkatle terbiye edilen küçük hayvanattan ve yavrulardan sor. “Ne diyorsunuz?” de. Elbette “Yâ Cemîl, yâ Cemîl, yâ Rahîm, yâ Rahîm“ diyecekler.
Semâyı dinle. Nasıl "Yâ Celîl-i Zülcemâl" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Yâ Cemîl-i Zülcelâl"diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Yâ Rahmân, yâ Rezzâk" diyorlar. Bahardan sor. Bak, nasıl "Yâ Hannân, yâ Rahmân, yâ Rahîm, yâ Kerîm, yâ Lâtif, yâ Atûf, ya Musavvir, yâ Münevvir, yâ Muhsin, yâ Müzeyyin" gibi çok esmâyı işiteceksin. Ve insan olan bir insandan sor. Bak, nasıl bütün Esmâ-i Hüsnâyı okuyor ve cephesinde yazılı; sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat azîm bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamâta karışmakla, haşmetli bir letâfet veriyor. Ve hâkezâ, kıyas et.''
Sözler, 24. Söz, Birinci Dal - Devamını Okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#534
***
"Ne kadar güzeldir" deme!
''Dünyayı ve ondaki mahlûkatı mânâ-yı harfiyle ((bir şeyin kendisini değil de, san'atkarını, ustasını, sahibini bilip tanıtan mana)) sev; mânâ-yı ismiyle ((birşeyin bizzat kendisine bakan ve kendisini tanıtan manası)) sevme. "Ne kadar güzel yapılmış" de. "Ne kadar güzeldir" deme. Ve kalbin bâtınına, başka muhabbetlerin girmesine meydan verme. Çünkü, bâtın-ı kalb âyine-i Sameddir ve Ona mahsustur.''
Risale- Nur, Sözler, Otuz İkinci Söz, Üçüncü Mevkıf
Risale-i Nur'dan Sözler isimli eserden 32. Söz'ü okumak için tıklayınız;
http://www.yeniasya.com.tr/risaleinur/sozler/#962
AA