Bugün, 4 Şubat 1926'da "şapka muhalifi" olduğu gerekçesiyle idam edilen İskilipli Atıf Hoca'nın 91'inci vefat yıl dönümü. Kendisini rahmetle anıyor, yazarımız M. Latif Salihoğlu'nun daha önceden kaleme aldığı Atıf Hoca ile alakalı yazdığı köşe yazısını istifadelerinize sunuyoruz.
Asıl maksadı vatan hainlerini cezalandırmak için kurulmuş olan İstiklâl Mahkemesi, Rize ve Trabzon'dan sonra Giresun'da da "şapka muhalifi" oldukları gerekçesiyle maznunlara ağır cezalar yağdırdı.
Mahkeme tarafından idam cezasına çarptırılan yiğit insan Hafız Muharrem 19 Aralık 1925'te darağacına gönderilirken, Derviş Hüseyin ve birçok arkadaşına da 15'er yıl ağır hapis cezası verildi.
Aynı dâvânın devamı mahiyetinde yargılanan Hafız Osman ile İskilipli Atıf Hoca ise, 4 Şubat 1926'da idam edildiler.
Ayrıca, sayısı tesbit edilemeyecek kadar çok mâsum vatandaş 2'şer, 5'er, 10'ar ve 15'er yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Kezâ, bunlardan ayrı, yirmiye yakın vatandaş da hiç sebepsiz yere iki yıl hapis yattı.
Ne hicrandır ki, ülkemizi işgale yeltenen yedi düvel Frenklerin ve yedi belâ ecnebi mütecâvizlerin dahi yapamadığını, yapmaya güç yetiremediğini "Alilerin İstiklâl Mahkemesi" yaptı.
* * *
İskilipli Atıf Hoca, Şapka Kànunundan aylar–yıllar önce "Frenk Mukallitliği ve Şapka" isimli bir kitapçık neşretmişti.
Buna rağmen, yine de suçlu ilân edilip idam sehpasına gönderildi.
Benzer durumlar, ne yazık ki o dönemde Türkiye'nin hemen her yerinde yaşandı.
Bugün itibariyle, söz konusu kànun, aslında "kapı gibi" yerli yerinde duruyor. Ancak, bu kànuna uymak mecburiyetinde olan resmî memurlar dahi uymuyor, yani şapka takmıyor.
Ne kadar garip, tuhaf bir durum değil mi? Bundan 80 sene kadar evvel "Neden şapka giymiyor, neden karşı geliyor?" diye, binlerce vatandaşını en ağır şekilde cezalandıran devletin resmî memurları, bugün—yürürlükteki aynı kànuna rağmen—şapka giyme gereğini dahi duymuyor.
İskilipli Atıf Hoca ile Hafız Osman'ın idamına dair gazete haberinin kupürü.
M. Latif Salihoğlu
İskilipli Atıf Hoca
Yakın tarihimizin unutulmaz simaların biridir Atıf Hoca…
1874 yılında Çorum İskilip ilçesinin Tophane Köyünde dünyaya geldi.
Altı aylık iken yetim kaldı.
Daha sonra dedesi Hasan Kethüda’nın himayesine alındı.
İlk eğitimini köyünde alan Atıf Hoca daha sonra iki yıl da eğitimini İskilip ilçesinde yaptı.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://aa.com.tr/tr/turkiye/iskilipli-atif-hoca-vefatinin-91inci-yilinda-y%C3%A2d-ediliyor/741424
İskilipli Atıf Hoca, vefatının 91'inci yılında yâd ediliyor
Kaleme aldığı ''Frenk Mukallitliği ve Şapka'' adlı eserinden dolayı idam edildiği bilinen ve mezarına 82 yıl sonra ulaşılan İskilipli Atıf Hoca, ölümünün 91'inci yılında Çorum'un İskilip ilçesindeki kabri başında anıldı.
Atıf-Derneği tarafından çeşitli sivil toplum kuruluşlarının katkılarıyla organize edilen program, İskilip ilçesindeki Gülbaba Mezarlığı'nda bulunan İskilipli Atıf Hoca Anıt Mezar ve Külliyesi'nde Kur'an-ı Kerim okunmasıyla başladı. Törene katılanlar Atıf Hoca'nın kabri başında dua etti.
İstiklal Mahkemelerinin belgeleri açıklanıyor
Atıf Hoca'nın kabrinin bulunarak İskilip'e getirilmesini sağlayan eski milletvekili Mehmet Sılay, burada yaptığı konuşmada, Atıf Hoca'nın mezarını 6-7 yıl boyunca 15 kişiyle aradıklarını, 2008 yılında Ankara'da bulup İskilip'e taşıdıklarını söyledi.
Atıf Hoca'nın naaşının bulunması ve nakledilmesini bir süre gizlediklerini anlatan Sılay, "82. vefat yılında DNA testi yapılmış olarak buraya geldiğimizde dönemin belediye başkanı Orhan Öztürk elimizden tuttu. Gülbaba Mezarlığı'nda bir trafonun arkasına getirip, defnettik. Çünkü hala bir çekincemiz vardı. Naaşının bulunması ve nakledilmesi sırasında yapılan tüm işlemler deşifre olmamıştı. 82 sene sonra cenaze namazını belediye başkanımız, torunu ve iki belediye işçisi kardeşimizle 4 kişiyle kılabildik. Bugünleri bizleri gösteren Allah'a hamd olsun. Allah rahmet eylesin." ifadelerini kullandı.
İskilipli Atıf Hoca'ya anıt mezar
Atıf Hoca’nın torunu Ahmet Faruk İmal de kendilerinin 20-30 yıl boyunca Atıf Hoca'nın mezarını aradıklarını ancak bir sonuca ulaşamadıklarını belirtti.
Kızı ve eşinin Atıf Hoca'nın mezarını göremeden öldüklerine dikkati çeken İmal, "Kabrinin nerede olduğunu bilmeden, mezarı başında bir fatiha okuyamadan bu dünyayı terk edip gittiler. Onun ölümünü bile 1926 yılında bir cümlelik bir telgrafla öğrendiler. İçişleri Bakanlığına başvururlar ve bir ay sonra 'Hoca Atıf vefat etmiştir' şeklinde tek cümlelik bir telgraf geliyor. 'Biz öldürdük' falan demiyorlar. Kazayla oldu, kalp krizinden vefat etmiş gibi tek cümlelik bir telgrafla cevap veriyorlar ama bugün herkes burada. Devlet üzerine düşeni yaptı." dedi.
Atıf Hoca hakkında herkesin doğru ya da yanlış bir şeyler bildiğini ancak dedesinin en az tanındığı yerin İskilip olduğunu ifade eden İmal, 5 yıl önce kurulan Atıf-Der tarafından Türkiye genelinde gerçekleştirilen etkinliklerle Atıf Hoca'nın tanıtıldığı ve anlatıldığını söyledi.
Mezarlıktaki anmanın ardından Şeyh Yavsi Camisi'nde Atıf Hoca ve şehiler için mevlit okutuldu. Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan mevlitte Atıf Hoca ve şehitler için dua edildi.
Ankara İstiklal Mahkemesi'nce kaleme aldığı ''Frenk Mukallitliği ve Şapka'' adlı eserinden dolayı idam edildiği bilinen ve mezarına 82 yıl sonra ulaşılan İskilipli Atıf Hoca'nın naaşı, Eski Hatay Milletvekili Mehmet Sılay'ın çalışmalarıyla Ankara Şafaktepe Parkı'nda tespit edilmiş ve 2008'de İskilip'teki Gülbaba Mezarlığı'na defnedilmişti.
Haber Merkezi