Bazı Sivil Toplum Kuruluşu (STK) temsilcileri, bir araya gelerek şiddete son verilmesi çağrısı yaptı.
İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfının (İHH), Fatih’teki merkezinden bir araya gelen STK temsilcileri, Türkiye’de son günlerde yaşanan şiddet olaylarını değerlendirdi.
Ortak açıklamayı okuyan Medeniyet Vakfı Başkanı Kazım Sağlam, seçim kampanyasında ve ardından oluşturulan sert dille gerilen sürecin Suruç’ta gerçekleşen bombalı saldırıyla Türkiye’yi tekrar şiddet sarmalının içine sürüklediğini ifade etti.
"Ülkemizin her köşesinde Türkçe, Kürtçe, Arapça ağıtlar yükselmeye başlatmıştır. Türkiye’deki İslami kuruluşlar olarak şiddete son verilmesini istiyoruz" diyen Sağlam, barışın zor ve meşakkatli bir yol olduğunu anlattı.
Sağlam, "Çözüm Süreci, Kürdü, Türkü, Lazı Çerkezi ve tüm halkın sahiplendiği bir süreçtir. Bu nedenle tüm yapıların ve tarafların çözüm sürecini yürütmeye ve şiddeti derhal sonlandırmaya yönelik tavır ortaya koyması gerekir. Çözüm sürecinin olmazsa olmazı PKK’nın silahlı güçlerinin Türkiye’yi terk etmesi ve şiddetin bir siyasal araç olarak kullanılmasından vazgeçilmesidir. Barış, çevresel şartlardaki değişimin ve konjonktürün sunduğu geçici küçük çıkarlarla değiştirilmeyecek kadar daimi ve büyük bir imkandır. Desteğini kendi menfaatlerine göre, bazen bir tarafa bazen diğer tarafa veren ve her iki tarafı da maliyetsiz bir şekilde kullanan okyanus ötesi güçleri üçüncü göz mevkine getirmek Kürt, Türk bütün Türkiye halkı için tarihi bir hata olacaktır. Dışarıdan üçüncü göze ihtiyaç yoktur. Çözüm sürecinde bir kırılma olmuştur. Aynıyla tekrarı mümkün olmayabilir. Ancak tecrübesi yaşanmıştır. Artık buradan geri dönüş olmamalıdır. Silahın susması için gerekli adımlar atılmalıdır."
“Faşizmin Kürtçesi de elini taşın altına soksun”
Sağlam’ın ardından söz alan Aksa Eğitim Dayanışma Vakfı Başkanı Ahmet Çamurluoğlu ise büyük fotoğrafa bakıldığında birilerinin tesis edilen kardeşlik hukukunu bozarak eski Türkiye’nin şartlarının gelmesini arzuladığını dile getirerek, "Son dönemlerde ilmek ilmek örülerek bugünlere getirilen sürecin hiçbir şeye kurban edilmemesi lazım. Sadece Türkiye devleti değil, faşizmin Kürtçesini temsil eden tarafın da taşın altına elini sokması gerekiyor. O insanlardan beklentimiz silahların susması ve silahlı unsurların yurt dışına çıkartılmasını sağlamalarıdır" diye konuştu.
İHH Başkanı Bülent Yıldırım ise "Bu savaşı kim istediyse ve bu noktaya kim getirdiyse Allah huzurunda hesabını verecek. Geçmişte yanlışlar yapıldı. Birçok insanın dağa çıkmasına vesile olan hadiseler yaşandı. Dağa çıkaran ile askeri polisi öldürenlerin perde gerisine baktığımızda çözümü istemeyenler vardır" değerlendirmesini yaptı.
"Bir insanın Kürt, Türk veya Çerkez olması kişinin elinde olan bir mesele değildir” diyen Yıldırım sözlerini şöyle sürdürdü:
“Çözüm Süreci, Ortadoğu’nun en önemli ve milli meselesi olmasına rağmen çok mühim bir hata yapıldı. Kürt meselesi, silah bırakma meselesine indirgenmemeliydi. Kamu güvenliği için bunun olması ortada. Çözüm Süreci'nin devam ettirilmesi gerekir. Çözüm meselesinde PKK dışında diğer tüm tarafların dahil edilmesi gerekir. Üçüncü göz, halkın tamamıdır. Ne Amerika, ne İngiltere de ne de bir komisyondur. Halkın kendisidir. Eğer gerekli önlemler sağlanırsa, halk üçüncü göz olduğunu ortaya koyacaktır.”
"Muhafazakar kesim göç ettiriliyor" diyen Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
"Mezralar ve köyler boşaltılıyor. Bölgede şimdi ‘başörtülü ve namaz kılıyor’ diye muhafazakar kesime baskılar yapılıyor. Vergiyle muhatap ediliyorlar. “Eğer vergi vermezseniz sizlere cezalarla muhatap edeceğiz’ diyorlar. Muhafazakarın göç ettirilmesi konusunda acilen önlem alınması gerekiyor. HDP, PKK ve devlete sesleniyorum: Bu kavga milletin canını yakacak. Mezhepsel farklığını öne çıkaranlara sesleniyorum. Bu mesele Sünni ve Aleviyi yakacak bir durumdur. Çözüm sürecinin devam ettirilmesi ve Kürt-Türk ittifakının sağlanmasını istiyoruz."
AA