Manisa'nın Soma ilçesinde 13 Mayıs 2014 tarihinde 301 madencinin vefat ettiği maden faciasına devam edildi. Davanın ilk duruşmasının 6. celsesinde sanık avukatları dinlendi.
Genel Müdür Ramazan Doğru’nun avukatlarından Ömer Fatih, müvekkilinin 6 ayrı işletmenin genel müdürü olduğunu, altında 6 bin 500 kişinin çalıştığını, yoğun çalışmada her şeyi ayrıntısı ile kendi başına kontrol etmesinin mümkün olmadığını belirtti. Genel müdür olarak görevinin işveren vekilliği olmadığını anlatan avukat Ömer Fatih, "Genel Müdür olarak altında birçok çalışan var. Ve her çalışanın kendi içinde sorumluluğu vardır. Müvekkilim Ramazan Doğru’nun işletmedeki yetkileri son derece dardır, kendiliğinden karar vererek yapacağı bir şey yoktur. Asıl vazifesi yönetim kurulu toplantılarında alınan kararların, işletme ve bölge müdürlerine verilen talimatların yapılıp yapılmadığını kontrol etmek ve eşgüdümlü olarak koordinasyonu sağlamaktır. Kesinlikle işveren vekilliği yoktur. Her madende işletme müdürü vardır. Kendisine bilgi vermekle yükümlüdür. Yani müvekkilim her şeyi bilmez ama bileni bilir." dedi.
'BU BİLİRKİŞİ RAPORUYLA BU OLAY ÇÖZÜLEMEZ'
Doğru’nun avukatlarından Ali Rıza Belgin ise bilirkişi raporunu eleştirdi. Bilirkişi tarafından hazırlanan raporda olayın nedeninin tahmine dayalı olarak belirlendiğini savunan Belgin şunları söyledi: "Bilirkişinin büyük yanlışları vardır. Öncellikle sensör verilerinin yükselip alçalması yangın belirtisi değildir. İkincisi havalandırma tespitleri de kabul edilemez. Hangi sanığın hangi eylemle suçlandığı bile heyet tarafından bildirilmemiştir. Bütün eksikliklere rağmen insanlara asli kusur yüklenmiştir. Bu olayın bu bilirkişi raporuyla çözümlenmesi mümkün değildir. Bu bağlamda duruşma sonunda bir bilirkişi kurulu oluşturulmalıdır. Bir üniversiteden havalandırma mühendisinin, yeraltında başarılı çalışmalarıyla tanınan 2 maden mühendisinin yer aldığı bir heyet ile birlikte yeni keşifle yeni bir rapor hazırlanarak olay çözülecektir." diye konuştu.
SANIK AVUKATINDAN SABOTAJ İDDİASI
Tutuklu sanıklardan İşletme Müdürü Akın Çelik'in avukatı Yusuf Koçyiğit ise sabotaj ya da çalışanların ihmali olabileceği iddiasında bulundu. Bilirkişi raporu için, 'bilimdışı sözde bilirkişi raporu' diyen ve TBMM Araştırma Komisyonu'nun da raporunun da bilimsel olmadığını iddia eden Av. Koçyiğit, olayla ilgili görgü tanıklarının da çelişkili ifadeler verdiğini söyledi.
Soma faciasıyla ilgili sabotaj iddiasında bulunan Çelik'in avukatı, uluslararası enerji politikaları ve marjinal ideolojik örgütlerin bunu yapabileceğini öne sürerek sabotaj için kömür madeninden daha uygun yer olamayacağını savundu.
Bu sözler üzerine şehit madenci yakınları, 'Yuh yani', 'Kimse sizin kadar vicdansız olamaz' diye tepki gösterdi. Av. Koçyiğit, diğer ihtimallerden birinin de çalışanların ihmali olabileceğini, yangın çıkmasının ardından işlerinden olabileceği korkusuyla üstlerine haber vermemeleri olabileceğini ifade etti. Sanık avukatı, diğer bir ihtimalin de dinamit patlatmaları nedeniyle metan, karbon gazlarının sızmaları olabileceğini söyledi. Ayrıca olay günü bitişik nizamdaki ocakta 3 şiddetinde patlatmalar yapıldığına da savunmasında yer verdi. Sanık avukatlarının savunmasının ardından duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.