Abdurrahman Dilipak da, yazısında 15 Temmuz anmasında katılımın azlığını sorgularken, ‘’O kadar medyanız ve STK’nız var. Onların okurları izleyicileri, üyeleri, yöneticileri neredeydi’’ diye sordu.
Bunca medya desteğine ve köpürtmesine rağmen, Saraçhane’deki cılız kalabalığı toplayan etkinliğin organizatörü, bir bakıma ‘sahibi’ kimdi? Etkinlik afişlerinde bu sorunun net bir yanıtı var aslında. Saraçhane’ye çağıran afişlerde üç kurumun adı geçiyor: Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, İstanbul Valiliği ve Fatih Belediyesi… Fatih Belediyesi’nin bir tür “yer hizmetleri”, İstanbul Valiliği’nin de kolaylaştırma ve asayiş işlerini üstlendiği varsayılırsa, organizasyona ‘ruhunu üfleyen’ “CB İletişim Başkanlığı” gibi görünüyor. Zaten TRT ve Sabah grubu ile Demirören neşriyatının gayretkeşliği de bunu teyit eder nitelikte. gazeteduvar’da yayınlanan değerlendirmede, “Peki böylesine tellaliye edilmiş bir etkinlik niye boş kalır? Umut edilen kalabalığı oraya taşıması beklenen ‘örgüt’, medya kadar motive edilememiş midir? Daha açık soralım: Sözgelimi, Demirören’in Milliyet gazetesinin yazı işlerini seferber eden Saraçhane çağrısı, AK Parti İstanbul İl Teşkilatı’nı seferber edememiş midir? Bu soruya ‘Hayır, ne münasebet’ denirse, o zaman Saraçhane’deki cılız topluluğun AK Parti (hatta tabii bir de MHP) İstanbul örgütlerinin potansiyeli hakkında bir şey söylenmiş olacak! Ama ‘Evet, demek ki parti örgütü bu miting için seferber olmamış’ denirse, ucu açık pek çok şey söylenebilecek…” ifadeleri yer aldı. Bu arada, Abdurrahman Dilipak da, yazısında 15 Temmuz anmasında katılımın azlığını sorgularken, ‘’O kadar medyanız ve STK’nız var. Onların okurları izleyicileri, üyeleri, yöneticileri neredeydi’’ diye sordu.
Haber Merkezi