"Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", "Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştirildiği "Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" davasında, tutuksuz 86 sanığın yargılanmasına devam edildi.
Anadolu Adalet Sarayı Şehit Hakan Kılıç Konferans Salonu'nda Anadolu 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nce yapılan duruşmaya, tutuksuz yargılanan 32 sanık ile avukatları katıldı.
Mahkeme heyeti başkanı, tanıklardan Sadi Yıldırım ve Hayrullah Balcı'nın duruşmaya geldiğini, diğer tanıkların ise hazır olmadığını bildirdi.
Duruşmada savunması alınan tutuksuz sanık emekli Deniz Piyade Kurmay Albay Mücahit Erakyol, eski savunmalarını tekrar ettiğini belirterek, "Bir an önce yargılamanın sonlanmasını talep ediyorum. Çünkü iş müracaatlarında, sicilimizdeki bu yargılama hanesi silinmemiştir. Bizim için sorun teşkil ediyor" diye konuştu.
Emekli Tuğamiral Şafak Yürekli de yargılamanın en kısa sürede tamamlanmasını ve adaletin tecelli etmesini istediğini anlatarak, "Şu an emekli oldum ve önümüzde büyük bir engel olarak duran bu sıkıntının bir an önce kalkmasını talep ediyorum" dedi.
- Can güvenliği gerekçesiyle 2 tanık duruşmaya gelmedi
Geçen celse dijital kayıtlar üzerindeki ilk incelemeyi yapan polis memurlarının tanık olarak dinlenilmesine karar verildiğini hatırlatan mahkeme başkanı, bu kapsamda tanıklardan İsa Akyüz ile Ahmet Uğurlu'nun can güvenliği, bulundukları bölgenin zorlu kış şartları ve terör olaylarını gerekçe göstererek SEGBİS sistemiyle görüntülü olarak ifade vermek istediklerini aktardı.
Mahkeme başkanı Kara Kuvvetleri Komutanlığı'nın Poyrazköy'de bulunan mühimmatın kendilerine teslim edilmesi yönünde talepte bulunduğunu tutanağa geçirdi.
Davanın firari sanığı eski ÇEV Başkanı Gülseven Yaşer'in avukatı Hüseyin Buzoğlu ise müvekkili hakkındaki yakalama kararının kaldırılmasını talep ederek, şunları söyledi:
"Bu yargılama, insanlık tarihinde yerini alacaktır. Yıllar önce 'dünya öküzün boynuzunda dönüyor' dendiği için yargılama yapılmıştır. Biz bunu hukuk fakültelerinde öğrencilere okutuyoruz. Müvekkilim hakkında 6 sene sonra hala yakalama kararı devam ediyor. Artık siyasi bir dava olduğunu tüm kamuoyunun kabul ettiği bu davada, müvekkilim hakkında hala yakalama kararı bulunmasının hukuka aykırı olduğunu düşünüyorum."
- Tanıklar dinlenildi
Duruşmada tanık olarak dinlenilen İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Hayrullah Balcı, 2009 yılında Beykoz'da yapılan bir aramada bulunduğunu anlattı.
Balcı, şunları kaydetti:
"Sanırım Levent Bektaş'ın evinde yapılan aramaydı. Beykoz'da site içerisinde bir yerdi. Biz gittiğimizde kimse yoktu. Daha sonra eşi ve kendisi geldi. Aramadan birkaç cd dışında başka bir şey çıkmadı. Ev iki katlıydı. Hatırladığım kadarıyla cd'ler normal olması gereken bir yerden çıktı."
Bu sırada, bazı sanıkların avukatı Hüseyin Ersöz, Balcı'ya "Beykoz'da yapılan aramada ele geçirilen cd'nin imajını aldınız mı?" şeklinde soru yöneltti. Balcı da soruya "Hayır almadım" yanıtını verdi.
Balcı, Ersöz'ün "Bu rutin bir uygulama mıdır?" sorusunu da "Yapılan bütün aramalarda böyle bir imkan yoktu. Çok fazla zaman aldığı için olay mahallinde yapılamıyordu. El konulan cd ve dvd'lere sayı veriliyor, şüphelinin yanında mühürlü torbaya konularak şubeye götürülüyordu. Torbaların hangi koşullarda açıldığını bilmiyorum" diye cevapladı.
- "Beykoz'da aramaya gideceğimizi söyleyen kişiyi hatırlamıyorum"
Diğer tanık Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Sol Büro Amirliği'nde görevli Sadi Yıldırım ise "Olay tarihinde mahkeme kararıyla eve gittik ve arama yaptık. Birkaç tane cd ve dvd alındı. Daha sonra torbaya koyarak şubedeki operasyonu yürüten birime teslim ettik. Aradan uzun zaman geçtiği için torbanın mühürlenip mühürlenmediğini hatırlamıyorum. Arama sırasında başımızda başkomiser Ferdi Taşkaya vardı" diye konuştu.
Mahkeme heyeti başkanının "2009 yılında Beykoz'da yapılan aramaya sizi yönlendiren kimdi hatırlıyor musunuz? şeklinde yönelttiği soruya Yıldırım, "Arama kararını veren şube müdürüdür. Sabah 'şu saatte gelin' deniyor ve bize o saate kadar ne operasyonu olduğu söylenmiyor. Beykoz'da aramaya gideceğimizi söyleyen kişiyi hatırlamıyorum" yanıtını verdi.
- "Yurt Atayün tanık olarak dinlenilsin" talebi
Davanın sanıklarından Kurmay Albay Hüseyin Hançer de tanık beyanlarına ilişkin, "Ne ulusal ne de evrensel anlamda delil niteliği taşımayan paçavra belge bile sayılamayacak dijitaller yüzünden, 3 seneye yakın tutuklu kaldım. Askeriye içine çöreklenmiş bir çetenin pususuna maruz kaldım. Bu kapsamda Yurt Atayün'ün tanık olarak dinlenilmesini talep etmiştim. 12. Ağır Ceza Mahkemesi bu talebimi reddetmişti. İfade ettiğim şube müdürü, yasa dışı dinleme yapmaktan ve hukuksuz, sahte belge düzenlemek gibi suç iddialarıyla tutuklu bulunmaktadır. Bu nedenle koşullar değişmiştir. Bu nedenle Yurt Atayün'ün duruşmaya çağrılarak sorularımıza cevap vermesini istiyorum" şeklinde konuştu.
Mahkeme heyeti, talepleri değerlendirmek üzere duruşmaya ara verdi.
AA